Denge
her zaman iki benzer kuvvetin veya etkenin aynı yön ve doğrultuda
olmasıyla bozulur. Popülasyonlarda da bu durum öyledir. Popülasyonların
tam olarak dengeye gelmesi için rastgele eşleşme yani eş seçmeme
çok önemli bir faktördür. Çünkü denge her zaman iki benzer eşin
eşleşmesiyle bozulur. İki benzer eş ile anlatılmak istenen aynı
yada benzer genlere sahip olan bireylerdir. Bu gen benzerliğini
ortak genler olarak da tarif edebiliriz. Dediğimiz gibi bu ortak
genlerin artması popülasyonların dengesini bozar.
Ortak
genlerin oranı akraba evlilikleri ile artar. Bu nedenle resesif kalıtımlı
hastalıkların insidansında önemli ölçüde artış gözlenir. Eğer
bir ailede resesif kalıtımlı bir hastalık varsa ve bu aile içinde
akraba evlilikleri kuşaklar boyunca süre geliyorsa o hastalık bakımından
o aile birkaç kuşak sonra adeta toplumun diğer bireylerinden
izole duruma gelir. Çünkü ister zararlı, ister yararlı, isterde
nötr etkili olsun genler akraba evlilikleri ile birlikte kindred
(aile içinde) kalır. Bu sebepledir ki toplumda insidansı en düşük
resesif kalıtımlı hastalıklar (mandibulaacrol sendromu gibi) bazı
izole ailelerin dışında neredeyse hiç görülmemektedir.
Akraba
evliliklerinde riski artan hastalıklar bakımından akrabalık
derecesi de önemli faktördür çünkü ortak genli bireylerin eşleşme
riskleri aralarındaki akrabalık derecelerinin azlığı ile artar.
Türkiye’de yapılan akraba evlilikleri akrabalık derecelerine göre
incelenmiş ve hiç içaçıcı olmayan bir sonuç ortaya çıkmıştır
ki Türkiye’de ki akraba evliliklerinde %40 teyze ve amca çocukları
arasında, %21 si de dayı-hala çocukları arasında olmak üzere
%61’i 1.dereceden akraba evlilikleridir.
Akraba
evliliği yapan bireylerin sahip oldukları resesif genlerden
bihaber olduklarından veya bir başka tabirle taşıyıcı olduklarının
farkında olmadıklarından dolayı, doğacak çocuklarının da
kendileri gibi normal olarak doğacaklarını düşünürler. Bu yüzdende
ailelere yapılan anketlerde gözlemlenmiştir ki akraba evliliğinin
doğuracağı sakıncalar yok sayılmakta veya bireyler tarafından
bilinememektedir.
Akraba
evlilikleri oranı ülkelerin veya bölge ve şehirlerin gelişmişlik
düzeyleri ile de bir korelasyon içindedir. Örneğin Kuveyt’te
%54.3 , Lübnan’da %25 , Japonya’da %3.9. Bazı kuruluşların
son yıllarda yaptığı araştırmalar Türkiye’de akraba
evliliklerinin oranı %21 olduğunu göstermiştir
Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde
%35-40
·
Diyarbakır %37
·
Batman %40
·
Mardin %42
Doğu
Anadolu Bölgesinde
%30-33
Ege
Bölgesinde
%15
·
İzmir %13
·
Manisa %11
·
Aydın %13
Marmara
Bölgesinde
%18
·
İstanbul %24
·
Kocaeli %17
İçanadolu
Bölgesi
%26
·
Ankara %32
·
Niğde %21
.
Yapılan araştırmalar neticesinde Türkiye’de akraba
evliliklerinin oranında 1968-1992 arasında hafifte olsa bir düşüş
görülmüş daha sonra bu oran yine artmaya başlamıştır. Bunu aşağıdaki
oranlarda da görebiliriz:
•1968
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre
%29
•1983
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre
%21
•1988
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre
%20
•1992
Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre
%17
•1998
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre
%21
Akraba
evliliklerinin sebeplerine baktığımız zaman yapılan anketlerde
ve araştırmalarda genel olarak şu sebepleri görürüz:
•Miras bölünmesin ve ekonomik şartlar
•Aile dağılmasın, aileye yabancı
girmesin
•Aileler
arasındaki sevgi saygıyı korumak
•Bazı örf ve adetler
•Coğrafi koşullar
•Aile baskısı
Bu sebeplerin yanı sıra bazı bireylere sorduğumuzda
da şu gibi sebepleri gördük:
Teyzesinin
kızıyla evlenen biri “Zamanımızda hangi kızın nasıl çıkacağı
belli değil, ama teyzemin kızını bilirim tam bizim aileye layık
yetişme tarzına ve terbiyeye sahip”
Oğluyla
yeğenini evlendiren bir kadın ise “günümüzde gelinler kayınvalidelerini
saymıyorlar ama abimin kızı benimde kızım sayılır aramızda
problem olmaz.”
Akraba evliliği yapan bireylerde kararın nasıl alındığı
üzerine sorulan sorulara verilen cevaplarda:
Ailelerin
genel olarak
•%55’i
aileler kararlaştırdı biz onayladık
•%12’si
rızam olmadan aile zoruyla
•%34’ü
biz karar verdik aileler onayladı
sonuçları
çıkmıştır.
Ailelere bu evliliklerin nedenleri sorulduğunda %35’lik
bir bölümü sevdikleri için geri kalan %65lik bölümü ise malın
bölünmemesi, aileye yabancı girmemesi, önceden tanıma avantajı,
beşik kertmesi gibi nedenleri belirtmiştirler.
Akraba
evliliği yapan bireylerde eğitim düzeyleri üzerine yapılan bir
araştırma göstermiştir ki eğitim düzeyi arttıkça akraba
evliliği yapma oranı da o ölçüde azalmaktadır. Ülkemizde
akraba evliliği yapan bireylerin %80-85 i ilkokul-lise mezunu
geriye kalan kesim ise yüksek okul mezunudur.
Kan
bağıyla akrabalık ilişkileri olan kişilerin evlenmesinde mahzur
olduğu şeklindeki peşin hüküm, devamlı basın ve yayın
organlarında işlenmektedir. Buna bağlı olarak da bu tarz evlilik
yapmış olanlar kendilerini suçlu ve ezik hissedebilmekte, aile içinde
çeşitli huzursuzluklar ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden bu tür hükümler
sebepleri ile birlikte her kesimin anlayabileceği doğrultuda gençlerimize
anlatılmalıdır.
Akraba
evliliği yapmış bireylerden doğacak çocukları için genetik
danışmanlık istendiği zaman
o ailenin önce pedigrisi çıkarılır daha sonra eğer o
ailede resesif kalıtılmış bir hastalık varsa doğacak çocuğun
bu hastalık bakımından alacağı risk nedir bu bulunur ve aileye
belirtilir. Ama ailede multifaktöriyel bir hastalık varsa bu
akraba evliliğinden dolayı o çocukta görülme riskinin arttığı
da unutulmamalıdır.
Yazı için Mustafa
BAYRAM 'a teşekkür ediyorum.
|