wWw.sEcKiN.CaNaVaRi.CoM 

                     Akraba Evliliği                    

GATA'dan Mustafa Bayram'ın yazısı

Denge her zaman iki benzer kuvvetin veya etkenin aynı yön ve doğrultuda olmasıyla bozulur. Popülasyonlarda da bu durum öyledir. Popülasyonların tam olarak dengeye gelmesi için rastgele eşleşme yani eş seçmeme çok önemli bir faktördür. Çünkü denge her zaman iki benzer eşin eşleşmesiyle bozulur. İki benzer eş ile anlatılmak istenen aynı yada benzer genlere sahip olan bireylerdir. Bu gen benzerliğini ortak genler olarak da tarif edebiliriz. Dediğimiz gibi bu ortak genlerin artması popülasyonların dengesini bozar.

Ortak genlerin oranı akraba evlilikleri ile artar. Bu nedenle resesif kalıtımlı hastalıkların insidansında önemli ölçüde artış gözlenir. Eğer bir ailede resesif kalıtımlı bir hastalık varsa ve bu aile içinde akraba evlilikleri kuşaklar boyunca süre geliyorsa o hastalık bakımından o aile birkaç kuşak sonra adeta toplumun diğer bireylerinden izole duruma gelir. Çünkü ister zararlı, ister yararlı, isterde nötr etkili olsun genler akraba evlilikleri ile birlikte kindred (aile içinde) kalır. Bu sebepledir ki toplumda insidansı en düşük resesif kalıtımlı hastalıklar (mandibulaacrol sendromu gibi) bazı izole ailelerin dışında neredeyse hiç görülmemektedir.

Akraba evliliklerinde riski artan hastalıklar bakımından akrabalık derecesi de önemli faktördür çünkü ortak genli bireylerin eşleşme riskleri aralarındaki akrabalık derecelerinin azlığı ile artar. Türkiye’de yapılan akraba evlilikleri akrabalık derecelerine göre incelenmiş ve hiç içaçıcı olmayan bir sonuç ortaya çıkmıştır ki Türkiye’de ki akraba evliliklerinde %40 teyze ve amca çocukları arasında, %21 si de dayı-hala çocukları arasında olmak üzere %61’i 1.dereceden akraba evlilikleridir.

Akraba evliliği yapan bireylerin sahip oldukları resesif genlerden bihaber olduklarından veya bir başka tabirle taşıyıcı olduklarının farkında olmadıklarından dolayı, doğacak çocuklarının da kendileri gibi normal olarak doğacaklarını düşünürler. Bu yüzdende ailelere yapılan anketlerde gözlemlenmiştir ki akraba evliliğinin doğuracağı sakıncalar yok sayılmakta veya bireyler tarafından bilinememektedir.

Akraba evlilikleri oranı ülkelerin veya bölge ve şehirlerin gelişmişlik düzeyleri ile de bir korelasyon içindedir. Örneğin Kuveyt’te %54.3 , Lübnan’da %25 , Japonya’da %3.9. Bazı kuruluşların son yıllarda yaptığı araştırmalar Türkiye’de akraba evliliklerinin oranı %21 olduğunu göstermiştir

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde            %35-40

·        Diyarbakır %37

·        Batman %40

·        Mardin %42

Doğu Anadolu Bölgesinde                  %30-33

Ege Bölgesinde                              %15

·        İzmir %13

·        Manisa %11

·        Aydın %13

Marmara Bölgesinde                              %18

·        İstanbul %24

·        Kocaeli %17

İçanadolu Bölgesi                                 %26

·        Ankara %32

·        Niğde %21

. Yapılan araştırmalar neticesinde Türkiye’de akraba evliliklerinin oranında 1968-1992 arasında hafifte olsa bir düşüş görülmüş daha sonra bu oran yine artmaya başlamıştır. Bunu aşağıdaki oranlarda da görebiliriz:

•1968  Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre            %29

•1983  Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre            %21

•1988  Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre            %20

•1992  Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre                         %17

•1998  Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması verilerine göre            %21

Akraba evliliklerinin sebeplerine baktığımız zaman yapılan anketlerde ve araştırmalarda genel olarak şu sebepleri görürüz:

•Miras bölünmesin ve ekonomik şartlar

•Aile dağılmasın, aileye yabancı girmesin

•Aileler arasındaki sevgi saygıyı korumak

•Bazı örf ve adetler

•Coğrafi koşullar

•Aile baskısı

            Bu sebeplerin yanı sıra bazı bireylere sorduğumuzda  da şu gibi sebepleri gördük:

Teyzesinin kızıyla evlenen biri “Zamanımızda hangi kızın nasıl çıkacağı belli değil, ama teyzemin kızını bilirim tam bizim aileye layık yetişme tarzına ve terbiyeye sahip”

Oğluyla yeğenini evlendiren bir kadın ise “günümüzde gelinler kayınvalidelerini saymıyorlar ama abimin kızı benimde kızım sayılır aramızda problem olmaz.”

            Akraba evliliği yapan bireylerde kararın nasıl alındığı üzerine sorulan sorulara verilen cevaplarda:

Ailelerin genel olarak

•%55’i             aileler kararlaştırdı biz onayladık

•%12’si            rızam olmadan aile zoruyla

•%34’ü             biz karar verdik aileler onayladı

sonuçları çıkmıştır.

            Ailelere bu evliliklerin nedenleri sorulduğunda %35’lik bir bölümü sevdikleri için geri kalan %65lik bölümü ise malın bölünmemesi, aileye yabancı girmemesi, önceden tanıma avantajı, beşik kertmesi gibi nedenleri belirtmiştirler.

Akraba evliliği yapan bireylerde eğitim düzeyleri üzerine yapılan bir araştırma göstermiştir ki eğitim düzeyi arttıkça akraba evliliği yapma oranı da o ölçüde azalmaktadır. Ülkemizde akraba evliliği yapan bireylerin %80-85 i ilkokul-lise mezunu geriye kalan kesim ise yüksek okul mezunudur.

Kan bağıyla akrabalık ilişkileri olan kişilerin evlenmesinde mahzur olduğu şeklindeki peşin hüküm, devamlı basın ve yayın organlarında işlenmektedir. Buna bağlı olarak da bu tarz evlilik yapmış olanlar kendilerini suçlu ve ezik hissedebilmekte, aile içinde çeşitli huzursuzluklar ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden bu tür hükümler sebepleri ile birlikte her kesimin anlayabileceği doğrultuda gençlerimize anlatılmalıdır.

Akraba evliliği yapmış bireylerden doğacak çocukları için genetik danışmanlık istendiği zaman  o ailenin önce pedigrisi çıkarılır daha sonra eğer o ailede resesif kalıtılmış bir hastalık varsa doğacak çocuğun bu hastalık bakımından alacağı risk nedir bu bulunur ve aileye belirtilir. Ama ailede multifaktöriyel bir hastalık varsa bu akraba evliliğinden dolayı o çocukta görülme riskinin arttığı da unutulmamalıdır.

 

 

Yazı için Mustafa BAYRAM 'a teşekkür ediyorum.