ŞU
İŞ YAŞAMI DEDİKLERİ...

Yaşamın
"ekmek" ile ilgili olan bölümünü 3568 Sayılı yasaya dayanarak yasal bir
zemin kazanan eski adı "Katiplik" yeni adı ile "Serbest
Muhasebecilik" mesleğini yaparak geçiriyorum. Dokuz
Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Lisans
Bölümü 1986 mezunuyum. Resmi ve bürokratik işleri hiç ama hiç sevemediğim halde
(bugüne kadar kimsenin de sevdiğini görmedim zaten) kaderin iki ters bir düz örgüsü
ile bu noktada her sabah, "nine to five" dedikleri cinsten; hafta sonları
hariç -Çetin Altan'ın deyimiyle- "boğayı boynuzlarından tutup yere
yatırıyorum"...

Ayrıca buna ek olarak
okulumuz ve saygıdeğer görevlilerinden gelen talebe göre, yani "ihtiyaca
binaen" Kesan Meslek Yüksekokulunda
öğretim görevlisi olarak derslere giriyorum. Bunun dışında ekonomik anlamda başka
birşey yapmıyorum, hem içimden pek de yapmak gelmiyor zaten...

İş yaşamı deyince ve
konu Serbest Muhasebecilik olunca onların genel sorunlarından kısaca bahsetmeden
geçersek yanlış yapmış oluruz. Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik (kısaca muhasebecilik diyelim) 1989 yılına
kadar resmi bir kimliği olmayan ve eli kalem tutan herkesin yapabileceği bir meslek
dalı idi. 13 Haziran 1989 yılında çıkarılan 3568 sayılı yasa ile birlikte resmi
bir kimliğe kavuşarak başıboşluktan kurtuldu ama biz muhasebecilerin sorunları
bitmek bilmedi, müşterilerinden almak zorunda olduğu ücretleri tahsil sırasında
karşılaşılan sorunları aşmak kolay olmuyor hala. Bugüne kadar müşterilerin
harcama/ödeme kalemlerinde en son sırada yer verdikleri muhasebeciler her geçen gün
bir üst sıraya geçmenin mücadelesini azim ve umutla sürdürmekteler.
Bir diğer sorun ise vergi kanunlarında yaşanan yoğun değişmelerin muhasebecilerin
akıl ve ruh sağlıklarına yapmış olduğu derin tahribat, yaşanan bunca değişimde
mükellef ile Maliye Bakanlığı arasıda kalıp ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabilen
muhasebeciler mevzuat cephesinin açtığı derin yaraları sarmak için günlük
yaşamlarında beyinsel tedavi yöntemlerine sıkça yer vererek "sıyırmaktan -
sıyrılmaya" doğru hızla kaçmaktalar. İşin latifesi bir yana Maliye
Bakanlığı ya da Merkezi İdare tarafından kızgın mükellefleri avuca almak için bir
maşa gibi kullanılan muhasebeciler, seslerini bir türlü duyuramamaktan ve ülkemizde
oturmamış belge düzeninin kafaları üzerinde sallanan Demokles Kılıcı gibi
dolaşmasından olmalı, sessizce elleri kalemlerinde-günümüzde klavyelerinde sürekli
hesap işlemekteler. Kayıt dışı ekonomi, yüklenilen sorumluluk ile eş oranlı
olmayan bir ücret tarifesi, çok ünvanlılık, mevzuat yoğunluğu gibi konularda
çözüm bekleyen bir yığın soru ile günümüzün sorunlu ama geleceğin parlak bir
mesleği olmaya aday muhasebe mesleğinin bir üyesi olmaktan ne gurur duyuyorum ne de
yeriniyorum...

Rutin işlerin beyinleri
ayın 15-20-25 ve 30'na endekslediği, yaratıcılıktan uzak dolap beygirleri gibi dönen
bu mesleğin gurur duyulacak bir yanı olduğu sanmıyorum ama gelecekte azalan sorunlar
ve yerine oturan bir ekonomi içinde zevk ile yapılan bir meslek dalı olacağını da
unutmuyorum...
That's
all...

Bazı
Faydalı Linkler:
İktisadi Dayanisma
Mükellef Gazetesi
Muhasebe Sitesi
Alo Maliye
 
|