Bir Mühendisin Dünyası
*Mühendislerin yönetici olmasının
nedeni iki yönlüdür. Her şeyden önce,mühendislerin bir çok
özelliği, yöneticilik açısından değerlidir. Mühendisler
analitiktir, sorunlara nicel yaklaşır, genellikle çok çalışır
ve nesneleri 'onarma ' yeteneklerine güvenirler.
İngilizcedeki 'engineer' (mühendis) sözcüğünün kökeni
icat etmede yaratıcı kişi anlamına gelen Latince
'ingeniatorem' sözcüğüdür.
*Mühendislik: Maddenin özellikleri ve doğadaki enerji
kaynaklarının yapılarda, makinelerde ve ürünlerde insan
faydalı kılınması ile ilgili bilim (Webster's Third New
International Dictionary, Springfield, MA:Merriam -Webster Inc.,
1981)
Matematik, mühendisi teknisyenden ayıran düşünsel alet çantasıdır.
*Mühendisler matematiği takdir edebilir ve hatta onunla çalışmaktan
büyük zevk alabilirler. Ama
mühendisler için matematiğin asıl değeri, kendilerine sağladığı
güçtür; yoksa onun doğasındaki güzellik değil.
*Genç mühendislerin çoğu, iş dünyasının kısıtlayıcılığına
karşı bir nefret duyduklarını söylerler; ama bu nefreti gerçekten
duyan kişiler bile sonunda kendilerini, kariyerleri boyunca
yapabilecekleri şeylerle kısıtlanmış bulurlar.
Büyük bir kuruluşta hayat, zorunlu olarak bürokrasi içerir
ve bu bürokrasi de, zaman zaman tekdüzeliğe,
işlerin rutinleşmesine ve yaratıcı insanların hayal kırıklığına
uğramasına yol açar.
Büyük şirketlerdeki mühendisler, karar alma süreçlerinden
öylesine uzak tutulabilirler ki bu yüzden, kaynağı
sorgulamaksızın emirlere itaat etmek zorunda kalabilirler
*Mühendis, büyük bir kuruluşta çalışan bir görevli
olarak, problemi tamamen kendi üstleri taraafından tanımlandığı
biçimde çözerse işini kaybetmez. Ama bu sırada problemi daha
başarılı şekilde çözme fırsatını da kaçırabilir.
Mühendisler işletme deneyimi kazandıklarında, genellikle diğer
çalışanlar için problem tanımlayan kişiler konumuna
getirilirler. Bu konum, durumları teşhis edebilme yeteneğini
ve genel bir sorunu özel sorunlar içerisine dahil edebilme
becerisini gerektirir.
*Mühendislik ne tamamen tahmin edilebilen ne de tümüyle
kontrol altına alınabilen bir süreçtir. Bu anlamda mühendislik,
hayatın diğer yönlerine benzer.
Bir şey icat etmek bulmaca çözmeye enzer. Kişinin kendisini,
gelenekten, klişeleşmiş düşüncelerden ve geçmişten uzak
tutması gerekir.
İlkokulda öğretilen aritmatik hakkında hepimiz bir şeyler
biliriz. Ne var ki çok az insan, düşünürken aritmatikten
yararlanır. Mühendisler ise bunu sık sık yapar. Mesleğe başladıkları
dönemlerde edindikleri bir alışkanlıktır bu ve belki de
herkesin öğrenebileceği yararlı alışkanlıklardan biridir.
Hem ekonomik olması açısından hem de güvenlik nedenleri ile,
herhangi bir şeyin yapımına başlamadan önce bu şeyi 'aklımızda
inşa etme yeteneğine' sahip olmamız gerekir.
*Mühendislik okullarında başarılı olma, problem kümeleri üzerinde
çalışma ve doğru yanıtları bulma kabiliyetine bağlıdır.
*Mühenislikte ise, asla doğru yanıtlar olmadığı gibi
problem kümeleri de düşünüldüğü kadar az değildir.
Bu biraz ironik; çünkü halk arasında klişileşmiş kanıya göre,
mühendisler 'şeyleri' insanlardan daha çok önemserler ve özellikle
para yönelimli değillerdir. atelyelerinde veya labaratuarlarında
çalışmaktan ve zeki olmaktan hoşnutturlar. Mühendislik öğrencileri
genellikle bu klişeye kapılıp mühendisliği seçerler, çünkü
mühendisliğin şirket içi politikalar veya 'kar-zarar sonuçları'
gibi şeyler hakkında düşünüp sıkılmaktan kaçmanın bir
yolu olduğunu sanırlar. Böyle öğrencilerle karşılaştığımda
bıyık altından gülerim hep; çünkü bilirim ki çok geçmeden
acı gerçeği öğreneceklerdir. Aslında başarılı mühendisler
hem parayı hem de insanları yöneten başarılı yöneticiler
olurlar genellikle.
......Mühendisliğin çoğu yönü okulda öğretilmez. Mühendislik
öğrencileri, mezun olmak üzereyken çoğunlukla mühendislik
yapabilmek için yeterli pratik bilgi ve beceriyi öğrenemedik
diye kaygılanırlar ve haksız da sayılmazlar. Ancak bu bilgi
eksikliği uzun vadeli bir sorun olmadığı gibi, işverenler için
de beklenmedik bir durum değildir. Mühendislik okulları,
pratik çalışma sürecinde daha iyi öğrenebilecek şeyleri öğretmeye
gerek duymazlar. Bu tür bilgiler işe özgü nitelik taşımaktan
öte endüstri sektöründeki teşvik edici düzenekler olmaksızın
bu tür bilgilerin öğretilmesi çok zordur. Örneğin ne zaman
ve nasıl yardım isteneceğini bilmek, mühendislik uğraşı açısından
hayati önem taşır; ama bu, okulda öğretilmez. çünkü
okullarda bireyin yaptığı işin değerlendirilmesi ön plandadır;
okullarda dayanışmadan çok rekabet anlayışı vurgulanır.
Ayrıca süre çok kısa olduğu ve her öğrencinin olabildiğince
çok konu hakkında bilgilendirilmesi gerektiği için de
okullarda ekip projelerine fazla zaman ayrılmamaktadır.
.....Mühendis resmi yöneticiliğe geçer geçmez teknik konuların
yanı sıra bütçelerle, çalışma programlarıyla, çalışanların
bunalımlarıyla, motivasyonla, maaşlarla, kişilik çatışmalarıyla,
aşk ilişkileriyle, hastalıklarla, tutkularla ve değer yargılarıyla
da uğraşmak zorunda kalır. Muhtemelen kısa bir süre sonra
da, bütçelerin hazırlanması, yeni projelerin belirlenmesi ve
şirket ilkelerinin şekillendirilmesi gibi konularla ilgilenmesi
gerekir. Üstlenilen sorumluluk arttıkça da, kendisini ayrıntılı
teknik işler yerine genel yöneticilik yaparken bulur. Çoğu mühendislik
öğrencisinin kaçınılmaz yazgısı işte budur. Oysa üniversite
yıllarında öğrencilerin çoğu, yöneticilik işini asla
kabul etmeyeceklerini söylerler. Ama çok azı, kendilerine böyle
bir teklif yapıldığında bunu geri çevirir. Çünkü yöneticilikle
ilgili işler, kişinin ön plana çıkmasını sağlar. Ayrıca
sıradan teknik işe kıyasla maaşın daha yüksek olması, daha
fazla prestij sağlaması yöneticilik işini cazip kılmaktadır.
....Poje çalışması, disiplinler arası problemlerin üstesinden
gelebilme ve çeşitli uzmanlık dillerinde iletişim kurabilme
yeteneğini gerektirir. Proje çalışması, çok fazla parametre
içerdiği için de daha üst düzeyde bilinmeyenleri kapsar. Yönetim
mühendislikte hem düşünsel uzmanlaşmayı hem de proje çalışmasını
idare etmek zorundadır.
.....Proje yöneticisinin sorumluluğu farklı disiplinleri bütünleştirmek
ve projenin, çalışma programına, bütçeye ve belirtimlere
uygunluğunu sağlamaktır.
....Belirli sayıda küçük hata, aynı kümülatif büyüklüğe
sahip tek bir büyük hataya nispeten daha kolay tolere
edilebilir.
Yukarıdaki metnin tamamı James L. Adams'ın 'Bir Mühendisin Dünyası' adlı eserinden alınmıştır.
Ana Sayfa ya dönmek için