Temel, bir gün Afrika'ya gider. Hazır gitmişken
bir de deveye bineyim öyle döneyim der. Neyse deve kiralayan bir yer bulur ve
sahibine nasıl sürüldüğünü sorar,
-Oh diyince gider. Ohhhh Ohhh! diyince koştura
koştura gitmeye baslar.
Temel sorar:
-Eeee, nasıl duracağım?
-Amin diyince de durur.
Neyse bizim adam biner deveye, - "oh",
der, başlar yavaş yavaş gitmeye.
Neyse, bir süre sonra sıkılır ve
"Ohhhh Ohhhh!" der. Bu sefer deve de
koşturmaya başlar. Temel çok keyiflidir. Bir yandan koştura koştura giderken
bir yandan da çevreyi seyretmektedir. Tam bu sırada bir bakar karsında bir
uçurum. Ne yapacağını şaşırır. Heyecandan ne söyleyeceğini unutur. Neyse der
bari bir "son dua" okuyayım ve baslar okumaya. Duasını bitirince
"Amin" der ve deve zınk diye durur uçurumun kenarında. Bizim adam
kurtulmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes alır:
-OHHH BEEE!
Dört kişilik avci gurubu, tecrübeli avcı Temel'in
önderliğinde ormanda ilerlemektedirler. Karşılarına küçük bir delik çıkar.
Temel: - Yatın yere, tavsan deliği !
Bütün avcılar yere yatarlar. Gercekten bir muddet
sonra delikten tavşan çıkar. Avcılar hemen vururlar. Tekrar yürümeye başlarlar.
Bir sure sonra büyükçe bir delik çıkar karşılarına.
Temel: Yatın yere, tilki deliği!
Yatarlar. Biraz sonra tilki çıkar. Onu da
vururlar. Tekrar yola düşerler. Bu defa daha büyük bir delik çıkar.
Temel: -Yatın yere, ayi ini !
Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar. iyice
keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kısa bir zaman sonra kocaman bir
deliğin başında dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakar.
Temel: - Uşaklar ne cikacağini bilmiyorum. Ama
Yatın yere, ne çikarsa bahtimiza !
Ertesi gün gazetelerde manşet:
Dört avcı tren altında can verdi..
Bir Alman, bir Amerikalı ile bizim Karadenizli
Bir Alman, bir Amerikalı ile bizim Karadenizli
Temel istanbul'u gezmeye çıkarlar. Alman:
Yahu su istanbul denilen şehre bakın, sokaklar
sokak değil, yolları yol değil, deyince, Amerikalı:
- Tamam, tamam! der. Su sizin meşhur Almanya'nızı
da gördük, siz bizim Amerika'yı görmelisiniz!! Tüm istanbul görünen bir tepeye
geldiklerinde Alman tekrar baslar:
-Su istanbul'a bir bakin evleri dahi ev değil.
Sözü alan Amerikalı:
- Sanki sizin Almanya'nın evleri ev mi? Bizim
Amerika da 100 kat, 200 katli binalar var... Sabahtan bu yana hep yerilen
Temel'in tepesi atar:
- Atmayın ulan!.. der. Sanki 200 katli binalarınız
çok mu yüksek. Ben köyde bir ev yapirdim, çatiyi yapan usta on sene önce
çatidan düştü hala yere inmedi..
Kasabada matematik dersinde herkez geciyor, ama
Temel bi turlu gecemiyor.
Temel'in babasi okula giderek Temel'in
matematiginin aslinda iyi oldugunu, temelin notlarinin ogretmenlerin Temel'e
olan gicigindan kaynaklandigini soyler. Bunun uzerine Mudurle Temel soyle bir
anlasma yapilacak.
Bir stadta butun halk toplanacak. Sahanin ortasina
masa kurulup Temel halkin huzurunda sozlu olacak. ve tarih belirlenir.
O gun gelir, butun halk stadta toplanir. saha
ortasinda sozlu baslar.
Ogretmen Temel sorar; Soyle bakalim 7 kere 7 ?
Temel hic dusunmeden cevap verir 49.
Statdan bir gurultu kopar :
Bir sans daha verin, Bir sans daha verin
SELEKTÖR
Adamin biri Transit European Motorway'de ANADOL
marka otomobili ile sag seritten gidiyormus.
Fakat birden ne olduysa olmus ve ihtiyar motoru su
kaynatmis.. Cekmis araci saga.. Ellerinin başının arasina alip kara kara
dusunmeye baslamis.. Bakmis olacak gibi degil..
Ulan gecen surdan bir otomobile el edeyim, belki
yardim eder.. demis icinden.. Hemen ayaga kalkip gelecek olan ilk otomobil icin
beklemeye baslamis.. Bakmis butun hiziyla bi PORSCHE 929 geliyor.
Ellerini havaya kaldirmis ve sallamaya baslamis..
Porsche'un surucusu ne oluyor diye yavaslamis ve
adamin yaninda durmus..
Bizimki hemen surucunun yanina gidip derdini anlatmaya
baslamis..
Durdugun icin sagol arkadas.. Lakin benim arac
ariza yapti.. Benim Anadol'u en yakin yerlesim birimine kadar ceker misin?
N'olur???
Peki, cekmesine cekelim tabii.. Sorun degil
ama.....
Ama ne ???
Amasi şu.. Ben cok hizli otomobil kullanirim..
Eger hizli gittiğime kanaat getirirsen sen arkadan bana sellektor yap.. Yap ki,
seni cekerken bi kaza yapmayalim.
Tamam abi, hic sorun degil der ve gidip Anadol'un
arkasindan cekme halatini getirip iki araci birbirine baglar.. Ve yola
koyulurlar.. Porsche surucusu aynen dedigi gibi basmis gaza gidiyor.. 130 - 140
km/h falan. Bizimki de;
Normaldir canim.. Adamin altinda Porsche var..
Olsun o kadar.. diyip, yola bakmaya devam ediyor.. Bu arada bizim Porsche'un
yanindan jet gibi kipkirmizi bir FERRARI geciyor.. FERRARI & PORSCHE
kapismalari zaten unludur.. Porsche surusunun tepesi atiyor.. Anadol'u falan
unutup yukleniyor gaza.. Ibreler maksumum hiza dogru hizla ilerliyor.. 200...
210... 220... 230.. 240.. 250...
Ferrari ile Porsche kafa kafaya gidiyor.. Resmen
burun buruna.. Bu arada da hiz limitlerini kat be kat asiyorlar tabii.. Sabit
devriyelerden biri bu durumu tespit ediyor ve bir sonraki merkeze raporu
veriyor...
Cizzzttt, bizztttt.. Burasi 23-A, merkez