Temel bir at almış, ahıra götürmüş. Ama at biraz
büyükmüş ahıra girip çıkarken, kulakları kirişe sürtüyormuş. Temel çözüm için
kapının kirişini yontmaya başlamış Dursun görmüş ve sormuş ne yapiyon sen
diye.. Temel de durumu anlatmış, Dursun da:
- İyi de eşiği kazsana daha kolay olur demiş.
Temel de:
- Salak Dursun demiş, atin kulakları sürtüyor
ayakları değil demiş.
Temel İngiltere'ye gidecekti. Onun için bir
arkadaşından İngilizce hakkında bilgi istemişti. Arkadaşı Türkçe kelimelerin
son hecesinin uzatılması şeklinde Temel'e bilgi verdi. Temel uçağa bindi. ön
dakika sonra hostesi çağırmak için: Hosteeees. O da ne hostes gelmişti. Temel
İngilizce yi sökmeye başladığını düşünüyordu. Havaalanından çıktı:
Taksiiiii Vay be taksi de durmuştu Temel ağır ağır
kendini kaptırdı:
Hoteeeeeeel Otele gitti. Odasına çıktı,duş
aldıktan sonra bara indi:
Viskiiiii. Daha sonra Londra sokaklarında
dolaşmaya başladı. Parkta bir adam gördü:
-Merhabaaaaa,nasilsiniiiiz? Adam:
- İyiyiiiiim,sağoooooool Temel:
Türk musunuuuuz? Adam:
Eveeeeet Temel:Kardeşim Türksün de neden iki
saattir İngilizce konuşuaysun o zaman.
Temelle Dursun kamyona 6 metre yüksekliğinde eşya
yüklemişler. İstanbul'a götürüyorlar. Giderken 100 metre ileride bir köprü
gözlerine çarpmış. Köprü yüksekliği 4.50 m. belirtilmiş. Temel arabayı köprüye
15 metre kala yavaşlamış. Dursun etrafa bakmış. Temel'e:
- Temel gazla etrafta polis falan yok.
Temel kırtasiyeye girmiş. Bilgiç bilgiç:
- Bana bir roman lazım. Kırtasiye tezgahtarı
sormuş:
Efendim ağır mi olsun hafif mi? Temel:
Fark etmez canım. Nasıl olsa arabam dişarida.
Temel çok zengin ayrıca prestiji de sağlam. Bir
gün otelin birinin kral dairesin de ummadık bir şey oluyor. Temel altına
kaçırıyor. Temel pantolonu fazla kirlenmediğine seviniyor ama çorap batmış.
Şimdi komiyi çağırsa rezil olacak. En iyisi diyor pencereden aşağı atayım.
çorabı pencereden salarken elinden kaçıyor ve tavana çarpıp yere düşüyor. Eyvah
tavan mahvoldu çaresiz artık komiyi çağırıyor. Komi içeri giriyor. Temel:
- Su tavandakini temizle sana bir maaşın kadar
avans vereyim. Komi çok şaşkın şekilde cevap veriyor:
- Sen onu oraya nasıl yaptığını söyle ben sana iki
maaşımı vereyim
ölüm cezası
Naziler üç İngiliz,Fransız ve Laz'ı esir almışlar
ve sonuçta ölüm cezası çarptırmışlar. Ve askerler soruyor:
- Beyler Giyotinle mi ölmek istersiniz? Asılarak
mi? Kursuna dizilerek mi? İlk önce Fransız yanıt verdi:
- Benim atalarım hep giyotinle öldüler ben de
giyotinle. Onu almışlar kafasını yerleştirmişler giyotine. Giyotini üstten
bırakıyorlar. Tam kafasına 2 santim kalınca giyotin duruyor. Maalesef giyotin
bozuk Almanlar sinirleniyor. çünkü bu durumda Fransız kurtuldu. İngiliz:
- Arkadaşlar. Asılarak ölmek çok kotu benide
giyotinle oldurun. İngiliz uyanıklık yapıyor. Almanlar giyotini tamir
ediyorlar. Ama olay ayni şekil de cereyan ediyor. Sonuçta İngiliz de
kurtuluyor. Sıra bizim Laz'a geliyor. Bizim Temel de uyanık:
- Arkadaşlar asılarak ölmek gerçekten çok kötü. E
zaten giyotin de çalışmıyor. En iyisi beni kurşuna dizin
Karadeniz'de iki isçi tarlada çalışırlarken
üzerlerinden bir uçak geçiyor biri yukarıya bakarak:
- Bak Temel uçak geçiyor. öbürü hala işiyle
meşgul:
- Ula Dursun elleme geçsin.
Temel bir dostunun evindeki poker partisine davet
ediliyor. Soruyorlar kendisine. Poker bilmediğini söylüyor. Ev sahibi temeli
yanına çekiyor:
- Bak Temel. Pokerde amaç Asları, Papazları,
Kızları falan uyumlu olarak biriktirmeye çalışmaktır. Tüm kağıtları Kupa Floşu
keser.
Temel merak ediyor:
- Kupa Floş ne demek oluyor?
- Kupa Floş çok müthiş bir eldir. Kupa 10, kupa
vale,kupa kız,kupa papaz ve kupa asından oluşur. O eli bulana KARIMI BILE
VERIRIM. Neyse geçiyorlar bir masaya oyunu seyrederlerken birisinin isi çıkıyor
Yerine Temelioturtuyorlar. Kağıtlar dağıtılıyor. Temel ilk kartı açıyor Kupa
as. ikinci,kupa kız,kupa 10,kupa papaz veeee kupa vale. Birinci oyuncunun da
eli iyi olacak ki REST diyor. İkinci PAS,üçüncü de PAS sıra Temel de, Temel ev
sahibinin kulağına eğilip soruyor:
- Ha senun kari hangisidur daa?
- Karşı masada oturan sarışın. Temel düşünüyor
veeee konuşuyor:
- Bu da PAS....
Temel şehre inmiş. Bakmış pencere kenarın da bir
papağan.
İçinden:
- Allah Allah kuşa bak yav. demiş. Tabii bu arada
papağan da Temelin kendisine baktığını görüp:
- Ne bakıyorsun hemşehrim... demiş . Temel biraz
şaşkınlık biraz da saflıkla:
- Afedersun hemşerum. Ben seni kuş sandiydum.
Temel kendisinin akıllı olmadığından yakınıyordu.
Dursun bakmış
Temel'in haline dayanamamış ve demiş ki:
Ula hemserim korktuğun şeye bak bende akıllandırma
hapı var demiş. Temel hemen vakit geçirmeden iki tane yutmuş. Bakmış
akıllandığı yok.
- Yahu Tursun hemşerum daha ben akillanmamuşum
birkaç akıl hapı daha ver demiş.
Dursun:
Uy pire Temel sen yanlış kullanıyorsun hapları ha
bu defa üç tane al fakat ağzında ezerek ye ve daha sonra yut demiş. Temel
aynisini uygulamış.
Temel:
- Ula Dursun bu hapların tadi Tavsan pisliğine
penziyor da..
Dursun:
uy la Temel aha simdi akıllanmaya başladin demiş.
Temel bir is için bir fabrikaya başvurmuş. Fabrika
da 12 tane vesikalık fotoğraf istemiş. Temel kara kara düşünmeye başlamış,
'vesikalık fotoğrafı nasıl çektirecem ben simdi' diye. Durumu Idris'e
açıklamış. O da demiş ki:
- üzülme Temel, geniş bi arazide bi çukur kazarız,
sen sadece vesikalık kısmın gözükecek şekilde çukura girersin, ben de senin
resmini dedemden kalma yadigarla çekerim, demiş. Temel kabul etmiş ve yer ve
zamanı ayarlamışlar. Buluşma vaktinden önce Temel Buluşma yerine gidip 12 tane
kuyu kazmış. Idris gelince şaşırmış:
- Yahu Temel, niye 12 kuyu kazdin ki, demiş, ben
zaten 12 tane fotoğraf makinesi getirmiştim. Hiç gerek yoktu kazmana
Temel paraşüt kursuna gidiyormuş. Kursun son günü
gelmiş. Temel ve arkadaşları ucaktan atlayıp kursu bitireceklermiş. Hocaları
son kez tekrar etmiş;
- Arkadaşlar, atladıktan on saniye sonra
paraşütünüzün düğmesine basın. Acılmazsa 20 saniye sonra yedek paraşütün
düğmesine basın. Eğer bu da Acılmazsa imdat düğmesini kullanın. Sizi aşağıda
pikap bekliyor olacak."
Atlama sırası Temel'e gelmiş. Temel atladıktan 10
saniye sonra paraşütün düğmesine basmış. Fakat paraşütü acılmamış. 20 saniye
sonra yedek paraşütü de denediyse de nafile. Son care olarak imdat düğmesine
basmış. Bu da acılmamış. Bu arada yere hızla yaklaşmaktadır. Temel yere doğru
bir bakar ve şu cümleyi söyler;
-Allah bilir şimdi aşağıda pikap da yoktur.