Tınaz Titiz
"Saklı içerik" deyimi medyada zaman zaman
kullanılmaya başlandı. Açıkça verilmeyen, ama öyle olduğu, hiçbir
kuşkuya yer bırakmayacak kadar net anlaşılan mesajlara "saklı
içerik" deniliyor. Örneğin, okullardaki sınavlarda öğrencilerin
başında bekleyen gözetmenler hiçbir şey söylemeseler de verdikleri
mesaj, "siz kopya çekebilirsiniz, biz bunu engellemek için
varız" biçimindedir ve bu
durumdaki "saklı" içerik budur.
Yalan söylemenin ayıp olduğu konusundaki
açık mesajlarla beyni yıkanan çocuğa, evde telefonla arayan birisi
için "şimdi evde yok deyiver" şeklindeki telkin ya da sigaranın
zararları konusundaki sürekli propagandaya karşın sevilen bir
dizideki esas oğlanın bir sigara yakıvermesi hep birer "saklı
içerik"tir.
Saklı içeriğin başlıca özelliği, öğretilmek
için çabalananların aksine kolayca öğrenilmesidir. Okullardaki resmi
müfredatın (açık içerik) öğretmek istediklerinin değil de, hiçbir
yerde yazılı olmayanların kolayca öğrenilebilmesi bunu net olarak
göstermektedir.
Saklı içerik çoğu zaman bilmeden, farkında olmadan, bazen
de propaganda uzmanlarının bilinçli olarak kullandıkları bir olgu ya
da araçtır.
TV dizileri içinde en çok izlenenler
"Çocuklar Duymasın",
"Asmalı Konak" ve
"Tatlı Hayat" imiş. İlk
sıradakiler bunlar mıdır yoksa başka diziler mi öndedir, bu yazının
konusu açısından hiç bir fark yaratmayacağını, zaman zaman da olsa
izleyenler bilirler.
Her üç dizide -ve diğerlerinde- toplum
ortalamasının epey üzerinde bir yaşam düzeyine sahip aileler vardır.
Aileleri daha iyi yaşam koşullarına öykündürmek açısından bu
abartının bir yararı olduğu söylenebilir.
Konuları, mesajları, mizah türleri gibi
açılardan farklar taşıyan bu dizilerdeki çeşitli iş ve ev
mekânlarında geçen sayısız sahne içinde tek ortak nokta vardır ve en
kuvvetli mesaj da budur denilebilir: çalışmamak!
Bu dizilerin -sanki sözleşmişler gibi- ortak
saklı içerikleri "böylesine bir hayat için çalışmaya gerek
yoktur"
şeklindedir.
Çocuklar Duymasın dizisindeki taş fırın erkeğini -ki bu kadar
ilgisiz bir tip nasıl seçildi o da ayrı bir garipliktir- ve onun
büro -ki galiba bir mimari bürodur- arkadaşını, bir defa dahi
çalışırken gören var mıdır? Tüm yaşam, akşam yemeğinin kimlerde
yeneceği, sonrasında nereye gezmeye gidileceği konusundan ve fısfıs
İsmail denilen garip tipin kaba cinsel çağrışımlı şakalarından(!)
ibarettir.
İnsan kaynakları yöneticisi olduğu anlaşılan
hanım ile onun sekreter kankasını hiçbir evraka ellerini
dokundururken, bir damlacık çaba gösterirken gören var
mıdır?
Buradaki net "saklı içerik", "ey
insanlar, yaşam budur; çalışmanıza gerek yoktur; böyle yaşam
çalışmadan olabilir"
biçiminde değil midir?
Tatlı Hayat dizisindeki kuru temizleyiciyi
bir defa çalışırken gören var mıdır? "Böylesine bir yaşam sadece
fırıldak düşüncelerle mümkündür" saklı mesajından başka kuvvetli mesaj alan
var mıdır?
Asmalı Konak'taki debdebeyi besleyen kaynak
"çalışma" olmadığına göre nedir bilen var mıdır? Bunları uzatmak ve
pembe dizilere kadar götürmek mümkündür (oralarda hiç olmazsa ara
sıra yönetim kurullarında kararlar filan alınır).
Aziz Nesin'i giderek daha iyi anlıyorum ve
tepki toplayan yargısına karşı duyduğum ilk an tepkisinin ne kadar
yersiz olduğunu şimdilerde daha iyi anlıyorum ve
korkuyorum.
Medyanın ne denli bir etkileyici güç
olduğunu bilmeyen kalmadı. İntihar etmeyi öğütleyen bir şarkının
ardından köprüden atlayan, cinayet filmi seyredip aynısını
uygulayan, tecavüz sahnelerini çocuk arkadaşları üzerinde uygulamaya
kalkan bebeleri biliyoruz.
Başlıca eğitim kaynağı TV -ve onun basılı
türleri- olan milyonlarca insana sürekli biçimde "çalışmanıza
gerek yok böyle yaşamanın yolunu bulun" mesajını veren kadrolar (senaristlerden
başlayıp TV yöneticilerine kadar) rahmetli Nesin tarafından
tanımlanan gruba mı yoksa Göring kategorisine mi giriyorlar? Yoksa
her ikisinin de dışında bir üçüncü türe mi aitler?
Sayfa Başı
|