Tınaz Titiz
Kamuoyuna
Titan olayı adıyla yansıyan para toplama usulünü uygulayan kişiye
gazeteci soruyor: “Sizin, insanları kandırdığınız, saadet zinciriyle
para topladığınız söyleniyor. Titanzedeleri çıldırmaya kadar götüren
bu iddialar doğru mu?”..
Kişi
cevap veriyor: “Hayır katiyen doğru değildir. Ayrıca Titanzede diye
kimse yoktur. Yalnızca çalışmadan para kazanmak isteyen kişiler
çıkmıştır. Tabii ki beleş, çalışmadan para kazanılmaz. Gayret etmek,
çalışmak lazımdır”..
Kimilerinin
saadet zinciri olarak adlandırdığı sistemin bilindiği üzere iki
esası vardır: Birisi matematiksel esası olup, geometrik dizi denilen
sayı dizisinin şaşırtıcı artışıyla ilgilidir. Gazete kağıdının 50
defa katlanması, satranç tahtasının her karesine bir öncekinin 2
katı buğday koyulması gibi örnekler hep geometrik dizi örnekleridir.
Ancak, şaşırtıcı sonuçların görülebilmesi için dizi elemanlarının
sayısının bir miktar çok olması lazımdır. Aksi halde, mesela satranç
tahtasının sadece 10 karesi bulunsaydı herhangi şaşırtıcı bir sonuç
elde edilemeyecekti.
İkinci
esas, bu sistem kullanılarak paraları toplanacak olan kişilerin akıl
ve fikir düzeylerinin iyice düşük olması gereğidir. Fakat bu yeterli
olmayıp, bu tür kişilerin sayılarının, birinci kuralın gerektirdiği
kadar “çok” olması da şarttır.
Titan
olayının bence ilgi çekmesi gereken kısmı, uyanık bir kişinin çıkıp
tarih kadar eskiden bu yana bilinen bir metotla para toplaması
değildir. Çünkü aynı yöntem, temizlik malzemelerinin ve kozmetik
ürünlerinin pazarlanması için de halen kullanılmaktadır ve gerek
yasalara gerekse ahlaka aykırı bir tarafı da yoktur. Pirimle çalışan
pazarlamacılar hemen her sektörde son derece yaygındır.
Bu
tür pazarlama zincirlerinde görev alan kişiler, gerçekten de çok
çaba harcarlarsa çok para kazanabilmektedirler. Ayrıca zincire giren
herkes, kazanabileceği söylenen paranın kaynağını görmekte, bu
paraların yapılabilecek satışların bir bölüm gelirinden
kaynaklandığını bilmektedirler.
Titan
konusunda ilginç olan, kaynağı sadece ahmaklık olan bir paradan pay
almak isteyebilecek bu kadar çok kişinin varlığıdır.
Bilim
ve teknolojiyle uğraşan kişi ve kuruluşlar, fen dersleri okutan
okullar, ülkemizin geleceğinin bilimle ilgili olduğunu düşünenlere,
Titan olayından daha iyi bir inceleme konusu olamaz.
Bu
kadar çok insanın ahlaksız olduğuna, “ben senden alırım, sen de
başkasından al” gibi bir mantığın, hırsızlık denilen olgunun
mantığıyla tamamen aynı olduğunu bildiklerine katiyen inanmıyorum.
Bu zincire giren insanlar ahlaksız değillerdir.
Bu
insanlar ahlaksız değillerdir ama, “yoktan bir şey var olamayacağı”
temel yasasını bilemeyecek kadar bilgisiz; durup duruken bu kadar
para kazanılamayacağını akıl edemeyecek kadar da akılsızdırlar.
“Hiçbir
şey yoktan var olmaz” kuralını gerçekten anlamış (farkına varmış)
bir kişinin, “patron kar etmese de verebilir”, “devlet, vergi almasa
da memuruna zam verebilir”, “enflasyonu telafi edici ücret zamları
yapsak da kararlı bir politikayla enflasyon düşürülebilir”, “medeni
insanlar gibi katma değiri yüksek ürünler üretemesek de, insanca
yaşamak hakkımız vardır” ve daha onlarca biçimde dile getirilen
“yoktan var etmek mümkündür” hülyasına kapılması mümkün değildir.
Bilim,
yalnızca evrenin sırlarını anlamak değil, o sırlar arasındaki
bağları kurmak için de gereklidir. Lavoisier yasasını bir
bilim yasası olarak bilen (hatta dersini veren), ama yukarıdaki
örneklerdeki yaşam olgularıyla bunu bağlayamamış bir kişi, ünvanı,
mesleği, şöhreti ne olursa olsun bilim cahili konumundadır.
Titan
olayını toplum olarak iyi anlamalıyız. Dünyanın her yerinde saf
insanları kandıran uyanıklar olmuştur ve olacaktır. Zaten Titan da
bir yabancı kuruluştan sağlanan teknoloji (!) ile çalışmaktadır. Ama
Türkiye'deki olay kandırma - kandırılma boyutunun dışında
değerlendirilmelidir. Bu kadar çok insan, dinlerin “yoktan var etmek
Tanrıya özgüdür” ve bilimin “hiçbir şey yoktan var olmaz, var olan
da yok olmaz, ancak yer ve şekil değiştirir” temel yasasıyla
boğuşarak para kazanmaya çalışmaktadır.
Titan
zincir(ler)ini yasaklamak için yasa çıkarılmasının düşünüldüğü gibi
haberlerin doğru olmaması temenni edilir. Hatta eğer yasa
çıkarılacaksa bu tür “yoktan var etme girişimleri”ni özendirmek
üzere çıkarılmalıdır. Ayrıca bir yasa da bunu akıl edip yaşama
geçiren uyanık kişileri ulusal hizmet ödülüyle ödüllendirmek de
gerekir. Çünkü, doğal seçim yoluyla bu ve benzeri işlerin peşinde
koşanların ayıklanması (çıldırma, intihar ve benzeri yollarla)
sonunda geriye düzgün bir nüfus kalacaktır.
Sayfa Başı
|