|
. |
- Dünyanin En zevkli İşi...
- Zavallı, Zayıf Erkekler...
- Ne kadar Çapkın Erkek, O kadar Çapkın Kadın...
- Herkesin Bedeni Kendine Aittir..
- Fıkra..
- Ana menü
-
- Konuya bundan bir kaç sene önce yaşadığım bir olayı anlatarak girmek istiyorum.Kasaplık yapan sevdiğim bir arkadaşım vardı.Bir gün dükkanına girdiğimde, herhalde o sırada seks üzerine konuşuyorlardı, arkadaşım bana dönerek "doktor söyle allahaşkına, bu dünyada en zevkli şey nedir?" diye sordu. Ben de cinsel ilişkiyi kastettiklerini anladığımı gösterircesine gülümsedim. Bizim kasap arkadaşlarına döndü ve cinsel ilişkiyi sembolize edercesine eli ile pompalama işareti yaptı ve "tabii yahu abicim, hayatta daha zevkli şey var mı? dedi. Sonra hep beraber gülüştük.
- Tabii daha sonra ben kendi kendime düşündüm. Bizim kasap için cinsel ilişki gerçekten dünyanın en zevkli şeyi miydi?, yoksa öyle mi görünmeye çalışıyordu? Neyse kuşkuculuğa boş verip, o kişi için öyle olsun dedim. Ama sonra "peki benim için durum nasıl?" diye kendi kendime sordum. Düşündüm, tekrar düşündüm, ama aklıma cinsel ilişkiden daha zevkli bir şey gelmedi. Ancak saptamanın herkes için aynı şekilde olmadığını da biliyorum.Cinsel ilişkiyi bir angarya gibi görenler, doğurabilmek için bir zorunluluk gibi kabul edenler, utananlar, sıkılanlar, cinsel duygularını baskı altında tutanlar ve de cinsellik konusunda sahip olduğu yanlış bilgilerden dolayı ruhsal sorunlar içinde bulunanlar ne yazık ki çoğunlukta.Günümüz yaşamında sosyal baskıların çoğunluğu cinsel yaşam ile ilgili olduğuna göre, ruhsal sorunların çoğunlukla bu alanda olması normal oluyor.Cinsel organının boyu küçük diye bunalan bir çok erkek veya orgazm olamadığı için eziklik duyan bir çok kadın gördüm.Sosyal ve dinsel kökenli yanlış değer yargılarından dolayı yaşamı kendisine zehir eden birçok kişi tanıdım.Tabii en önemli sorun bilgisizlikti.
- Hiç bir maddi temeli olmadığı halde birçok kişide, erkeklerin güçlü ve aktif, kadınların ise zayıf ve pasif olduğuna inanma şeklinde bir önyargı mevcuttur. Böylelerine göre; porno yayınların ve gençlik çağı koşullanmalarının etkisi ile, erkekler saldırgan, sürekli sert ve dik penisi olan ve istediği an kadınlar ile ilişkiye girebilen varlıklardır.Kadınlar ise erkeğinin isteğine boyun eğen veya bazı tavizler için erkeği tahrik eden, baştan çıkarıcı ve beklemesini bilen varlıklardır. Herhalde Dr.Erdal Atabek'in "Kışkırtılmış erkeklik bastırılmış kadınlık"adlı kitabında vurguladığı gibi ne yazık ki erkeklik kışkırtılıyor kadınlık ise bastırılıyor.
- Başlangıç
- Ana menü
-
- Ve de gelelim şu meşhur tartışma konusuna. Kadınlar ile erkekler eşit midir?Bu soruya genellikle espiri ile karışık, "tabii kadın ile erkek eşittir, ama erkekler biraz daha eşittir" şeklinde yanıt verilir.Oysa ben bu konuda biraz daha farklı düşünüyorum.Bence kadınların erkeklere oranla bir çok doğal üstünlükleri var.Yeni doğan erkek çocukları kız çocuklarına oranla çok daha dayanıksızdır.Yani yeni doğan kız çocukları çok daha güçlü ve dayanıklıdır.Kadınların bu dayanıklılığı ileri yaşlarda da devam eder.Çevrenize bir bakın 50-60 yaşını aşmış kaç tane erkek, kaç tane kadın var. Erkekler 40-60 yaşları arasında kalpten, şundan bundan pat küt ölürken, genellikle ayakta kalan kadınlar oluyor. Çevrenizde yaşlı dul erkek sayısı ile yaşlı dul kadın sayısı eşit mi? Erkeklerin kol gücü belki daha fazla, daha ağır bavul taşıyabiliriz. Ama kim daha dayanıklı?Tabii bu eşitsizlik cinsel alanda da geçerli.Bir kadın eğer isterse bir günde 40 erkekle cinsel ilişkide bulunup, 40 defa orgazm olabilir. Ama hiç bir erkek için aynı şey kesinlikle söz konusu olamaz. Bu ve benzeri birçok nedenden dolayı ben dostlarımla sohbet ederken keşke erkekler kadınlar ile eşit olabilseler diyorum.İzmir genelevinde çalışan travestit bir arkadaş ile Yeşilev''e sohbet ederken kendisine şöyle bir soru yönelttim: "Bak M., sen erkekliği de, kadınlığı da tanımış bir insansın.Sence erkekler mi? yoksa kadınlar mı? daha zor koşullar içinde, hangi taraf daha acınacak durumda" M..hiç tereddüt etmeden "aaa tabii erkekler daha zavallı şekerim" demişti.
- Feminist olduğumu her yerde söylerim.Günümüz erkek egemen toplumunda erkeklere yüklenilen yükümlülüklerin, erkeklerin boynunda nasıl ağır bir yük oluşturduğunu yakından gözlüyorum.İşte bu nedenle,ben kadın erkek eşitliğini sadece kadınların iyiliği için değil,belki de onlardan daha zor durumda olan erkeklerin iyiliği için savunuyorum.
- Erkeklerin kendilerini üstün görmeleri ve kadınların da kendilerini ikinci sınıf görmeleri sonucunda gerek cinsel ilişkilerde, gerekse cinsel adetlerde bir çok sorunlar ve gariplikler olabiliyor.
- Başlangıç
- Ana menü
-
- Herkesin bildiği gibi cinsel istek de yemek yeme gibi, su içme gibi canlı olmamızdan, insan olmamızdan kaynaklanan doğal bir istektir.Ve de doğal bir şekilde tatmim edilmesi gerekir. Hayvanlarda bu doğal bir şekilde tatmim edildiği halde insanlar aleminde medeniyetin gelişmesi ile beraber, sınıflı toplumların ortaya çıkışı ve de erkek egemenliğinin yerleşmesiyle cinsel alanda çeşitli baskılar ortaya çıkmıştır. Bu baskılar kimi zaman medeniyet adına, kimi zaman ise din adına yerleşmiştir. Adeta doğal olanın bu baskılar olduğu kabullenilmiştir. Örneğin günümüzde bir kimsenin çırıl çıplak denize girmesi birçok zaman hoş görülmez, ayıplanır.Ama mayo ile denize girmesi doğaldır ve normaldir.Oysa bir düşünün mayo bir insanın kalçasının üçte birini veya yarısını örtebilir.Peki yarısı kapalı, yarısı açık gezmek yerine hepsi açık gezse ne olur.Birinde toplum kurallarına uygun ahlaklı, namuslu ve terbiyeli, diğerinde ise ahlaksız,terbiyesiz ve namussuz mu olur?
- Yine bu garip adetler hakkında vermek istediğim bir diğer örnek de şu tek eşlilik hakkındadır. Eski başbakanlarımızdan Prof. Dr. Sadi Irmak'ın gazetelere manşet olan bir sözü var.Demiş ki "erkekler poligamdır,kadınlar ise monogam".Yani erkekler çok eşlidir ama kadınlar tek eşlidir. Bu görüşe inananların sayısı ne yazık ki hiç de az değil.Ama şöyle bir düşünün,bundan daha komik bir tez olabilir mi?Herhalde erkekler bu poligamiyi birbirleri ile yaşamıyorlar.Tahmin etmek hiç de zor değil ki bu dünyada çapkın erkek kadar çapkın kadın vardır. Ne yazık ki erkekler kendi çapkınlıkları ile övünürlerken kadınlarının çapkınlıklarından söz etmeyi hiç sevmezler.Görmezliğe gelmeyi tercih ederler.
- Başlangıç
- Ana menü
-
- Toplumumuzda genellikle bir erkek bir kadın ile evlendiğinde onu adeta mülkiyetine geçirmiş oluyor.Aslında ikisi de birbirlerinin malı oluyorlar. Ve birbirlerine başka biri ile cinsel ilişkiyi yasaklıyorlar. Bir erkek olarak veya bir kadın olarak eşiniz ile dansetmeye gittiğinizi hayal edin.Öyle bir ortamda isterseniz eşiniz ile, isterseniz eşinizin arkadaşları ile dansedebilirsiniz.Haliyle eşinizin de başkaları ile dansetmesine karışmazsınız.Bu davranışlar toplumumuzdaki ortalama ahlak değerlerine uygundur.Ama eşinizin başka bir erkek veya kadın ile cinsel ilişki kurmasına izin vermezsiniz.Oysa "dansetmek yataysal zevklerin düşeysel tatminidir"diye bir espiriyi duymadınız mı?Ayrıca Bernard Shaw demiş ki, "dansetmek mi?iyi ama niye ayakta?" Evet eşinizin başka biri ile cinsel ilişkiye girmesine izin vermezsiniz.Ama izin vermeyen kişilerin (çoğunlukla erkekler) % 90'ı uygun koşullarda fırsat düşerse rahatça cinsel ilişkiler yaşayabilir. Burada yeri geldi de değinmek istiyorum, "aldatmak,ihanet etmek" nedir? Bu soruya hemen herkes, "evli birisinin eşinden başka birisi ile cinselliği yaşaması"şeklinde tanımlar.Oysa aldatmak veya ihanet etmek diğer kişiye zarar vermektir,ona kötülük etmektir. Peki o zaman evli bir kişi eşinden başka birisi ile bir cinsel ilişki yaşarsa eşine niçin zara vermiş olsun? Kendi bedeni ile gerçekleştirdiği bir davranış nasıl eşine zarar verebilir? Gerçekte herkesin bedeni kendisine aittir. O zaman eşiniz biri ile dansettiği gibi, tenis oynadığı gibi bir defa da sevişse sanki ne olur?Sırmaları mı dökülür?
- Başlangıç
- Ana menü
-
- Adamın biri arkadaşına anlatıyormuş. "Dün akşam bir kadın ile tanıştım. Şimdiye kadar böyle nefis kadın görmedim. Yatakta bir harikaydı, hele o kalçasının üzerindeki ben çok enfesti" demiş. Bunun üzerine arkadaşı, "yahu bana öyle geliyorki sen benim karımdan bahsediyorsun" diyerek kızmış. Ama arkadaşı hemen savunmaya geçmiş ve "ayıp ayıp bunca senelik arkadaşız bir de benden şüphe ediyorsun. Hem bu kadının kalçasındaki ben sağ tarafta değil ki sol tarafta" demiş.
 
-
Patron bir akşam çapkınlık yapmak istemiş. Şoförü ile beraber bir randevu evine gitmiş. Sabaha karşı eve dönerken patron şoförüne "yahu çapkınlık yapalım dedim ama aslında benim karım bunlardan daha iyi sevişir" demiş. Şoförde bunun üzerine "çok haklısınız beyefendi ben de sizin gibi düşünüyorum" diye eklemiş.
- Başlangıç
- Ana menü
|
|