. .

CİNSEL İLİŞKİNİN DÖNEMLERİ

 
 
  • Ana menü

    Genel olarak cinsel iliºki, ön oyunlar, cinsel birleºme ve son oyunlar olarak üçe ayrılır. Ancak cinsel ilişki sürecinin aşamaları arasında futbol maçlarındaki gibi birinci devre veya ikinci devre olarak kesin aşamalar yoktur. Herkesin kuralı kendine özgüdür. Örneğin, karşılıklı öpüşme ve okşamalar ile cinsel uyarılmayı hedefleyen ön oyunlardan sonra cinsel birleşmeye geçilebilir. Cinsel birleşme ve orgazmdan sonra oyunlara geçilebileceği gibi, kısa bir aradan sonra ön oyunlara ve ikinci bir ilişkiye de geçilebilinir. Veya kişiler çok fazla uyarıldıysalar hiç bir ön sevişme olmadan doğrudan doğruya cinsel birleşmeye de geçebilirler. Sonuç olarak, cinsel ilişki üzerine kişilere ilk önce şuralarını öpeceksin, sonra şuralarını okşayacaksın diye, yemek tarifi yapar gibi hazır reçete vermek mümkün değildir.

     

    Ön Seviºme..
    Cinsel birleºmeye girmeden önce yapılan ön sevişme oyunlarından bir çok kişi çok fazla zevk alır. Bazı kişiler için bu ön sevişmeler gerekli değildir. Bazıları için ise mutlaka gereklidir. Bu ön sevişmeler sırasında orgazma ulaşma hiç de ender değildir. Ön sevişme oyunları sırasında eşiniz ile herşeyi yapabilirsiniz. Ancak bu "her şeyi" yaparken sezgilerinizi daima uyanık tutmalısınız. Örneğin, bir kadın ile sevişiyorsunuz. Bir kaç defa öpüştükten sonra hemencecik o kadının vajenine el atmak, vajeni okşamak o kadında isteksizliğe bile yol açabilir.Tabii bu durum bütün kadınlarda aynı değildir. Ama cinsel kültürünü genelevlerde ve porno filmlerde tamamlamış bir erkek seviştiği kadının vajenine dokununca arzu ile kıvranacağını beklerken hayal kırıklığına uğrayabilir. Ayrıca seviştiğiniz kişi tele kız ise şu şekilde, el değmemiş bakire ise bu şekilde yaklaşacaksınız da diyemeyiz. Üzerinde dura dura sezgilerinizi kullanın diyorum. Bunu şöyle bir benzetme ile açıklayabiliriz.Güzel bir müzik eşliğinde dans ediyorsunuz. Böyle bir durumda ayağımı şuraya mı yoksa buraya mı koysam diye hiç düşünmezsiniz. Adımlarınızı o anda içinizden geldiği gibi atarsınız. Ve eğer eşiniz ile güzel bir iletişim içindeyseniz adımlarınız enteresan bir şekilde uyum içinde olur. İşte sevişme sırasında uygulanan ön oyunlar da bu ºekildedir.

     

    Basmakalıp Önsevişme Olmaz..
    Daha önce değindiğim gibi, önceden yapılabilecek bazı konuşmalar ve istekleri belirtmeler, olabilecek iletişim kazalarına mani olabilir. Her kişide bu ön sevişmeler farklı sürelerle ve farklı şekillerde olabilir. Hatta bazen aynı kişide bile farklılıklar olabilir. Şöyleki, insan bazen çok kısa bir ön sevişme ile cinsel birleşmeye girebilecek iken daha sonra uzun uzun ön sevişmelere gereksinim duyabilir. "Eşinizi ilk önce dudaklarından yumuşak bir şekilde öpeceksiniz. Bu arada elleriniz ile hafif hafif okşarken öpüşleriniz daha ateşli olacak. Dilleriniz de işin içine girecek. Dillerin buluşması ile beraber onu yavaş yavaş soymaya başlayacaksınız. Sonra yavaşça boynuna ineceksiniz. Sonra da..."diyerek maç taktiği verir gibi sevişme taktiği verilmeyeceğine inanıyorum.
    Ön sevişmeler sırasında arzu ettiğiniz ve arzu edilen sürece herşeyi yapabilirsiniz. Göğüslerini yumuşak yumuşak öpüp emebilirsiniz,kalçalarını öpüp ısırabilirsiniz veya cinsel organlarını ağzınız ve diliniz ile uyarabilirsiniz. Siz ve eşiniz neyi, nasıl ve ne şekilde arzu ediyorsanız onları yapabilirsiniz. Bütün güzellikleri yaşayabilirsiniz. Size, yeni hazlar yaşamanıza engel olabilecek tek şey sizdeki ve eşinizdeki olumsuz ön koşullanmalardır. Ne yazık ki bazı kişilerin "şu hareketler normaldir,bu hareketler anormaldir" gibi kısıtlayıcı kuralları vardır. Örneğin cinsel organların ağız ile uyarılmasını iğrenç bulanların sayısı hiç de az değildir. "Cinsel organa ağzım ile yaklaşmak mı?midem bulanır" diyenlerin sayısı epey fazladır. Cinsel organların pis, iğrenç ve tiksinti verici olduğuna alıştırılmış kişilerin ön sevişmelerinde çeşitli kısıtlılıklar içine girmesi olağandır. Oysa banyodan yeni çıkmış bir insanın cinsel organıyla, eli veya ağzının kirlilikleri arasında bir fark yoktur.

     

    Cinsel Birleºme..
    Bu ön sevişmelerden sonra cinsel birleşmeye geçilir.Yani erkeğin cinsel organı kadının cinsel organına sokulur. Eğer kadın cinsel haz içindeyse, vajeni ıslaksa zaten bir sorun yoktur. Penis rahatça kayaray vajene girer. Ama eğer vajen ıslanmadıysa penisin girişi biraz zor olabilir. Böylesi bir durumda penisi bir krem veya tükürük ile hafifçe kayganlaştırmakta yarar vardır. Bundan sonra cinsel birleşme başlamıştır. Artık önemli olan tek şey zevk alıp vermektir.
    Cinsel birleşmede alınan zevki etkileyen önemli etkenlerden biri de erkeğin penisindeki sertliği uzun süre koruyabilmesi ve boşalmasını istediği sürece geciktirebilmesidir Erken boşalma sorunu olan erkeklerde bu durum ciddi sorunlara yol açabilir. Cinsel birleşme olur olmaz erkeğin hemencecik boşalması kadının orgazmı yaşamasına engel olur ki bu da hiç arzu edilmeyen bir şeydir.Buna ilerde daha geniş değineceğim.

     

    Boºalma Kültürü..
    Genel olarak bir çok kiºi erkeklerin daha erken doyuma ulaşabileceğine inanır. Sanırım bir çok kişi için bu saptama doğrudur. Ancak bence bunun nedeni kadının veya erkeğin doğası değil de yetişme ve eğitilme hatalarıdır. Baskıcı bir cinsel eğitimin etkisi ile kendisini rahat bırakamayan kadınların orgazma ulaşmaları geç ve güç olabilir. Keza cinsel kültürünü genelevde edinmiş erkekler de birleşme olur olmaz hemen boşalmaya alışmış olabilir. Bu gibi sorunlar eğitim ile çözümlenir. Cinsel eğitim her zaman her yaşta olabilir. Hiç bir zaman için hiç bir ºey geçmiş değildir.

     

    Pozisyonlar..
    Cinsel birleşmede kullanılan pozisyonlar konusunda da çok çeşitli görüşler bulunmaktadır. Özellikle "Kama-Sutra" ve "Tao'cu Sevişme ve Seks" gibi kitaplar başta olmak üzere, cinsellik ile ilgili ansiklopediler ve kitaplarda zengin örnekler vardır. Ben de burada bazı temel cinsel ilişki pozisyonlarını vereceğim.Konuya şöyle girmek isterim: Çift yatakta bir yandan sevişirken bir yandan da kitaptan verilen talimatları takip ediyorlar. "Erkek sandalyeye oturur gibi yatağın kenarına oturur kadın ata biner gibi yüzü erkeğin yüzüne dönük erkeğin kucağına oturur ve iki eliyle erkeğe tutunur. Erkek bir eli ile kadının kalçalarını kavrarken diğer eli ile yatağa dayanır." Bu yazılar "Tao'cu sevişme ve Seks" adlı kitabın 107'nci sayfasından alınmıştır. Söz konusu kitapta 26 çeşit pozisyon tanımlanıyor. Kama Sutra'da tanımlanan pozisyonlar çok daha çeşitli ve fazla sayıda. Ancak pozisyonların bir çoğunu yapabilmek için oldukça iyi bir akrobat olmak gerekli. Ben sizlere bu bölümde bütün cinsel ilişki pozisyonlarını uzun uzun anlatmayacağım. Resimlere bakarak genel bir bilgi alabilirsiniz. Daha çok pozisyonların avantaj ve dezavantajlarına değinmeye çalışacağım.

     

    İlk önce fıkra anlatayım.
    Şu bizim meşhur Karadenizli Temel bir arkadaşı ile tartışıyormuş.Her ikisi de cinsellik alanında daha bilgili olduklarını savunuyorlarmış.Sıra cinsel ilişki pozisyonlarını konuşmaya gelince, Temel "ben 100 çeşit pozisyon biliyorum" demiş.Arkadaşı ise sadece 3 çeşit bildiğini söylemiş.Temel de bunun üzerine "say bakalım şu bildiğin pozisyonları" demiş. Arkadaşı başlamış anlatmaya, "birincisi kadın altta erkek üstte" der demez Temel lafa girmiş ve "uy benim bildiklerim şimdi 101 oldu" demiş.

     

    Erkek Üstte..
    Erkeğin üstte olduğu pozisyonlar genellikle en yaygın olanıdır. Sırt üstü yatmış durumdaki kadın sadece bacaklarını açabilir, biraz dizlerini kıvırabilir veya bacaklarını açıp erkeğin omzuna dayayabilir. Ayrıca erkek kadının bacakları arasında iken kadın bacakları ile erkeğin belinden sarılabilir. Bu pozisyon ile bir çok çeşitleme yapmak mümkündür. Bu durumda çiftler birbirlerinin yüzlerini görebilirler ve rahatça öpüşebilirler. Penisin vajene rahatça girmesi, hatta derinlemesine girmesi mümkündür. Kadının klitorisine de belli bir basınç uygulanacağı için kadını daha bir zevk alması sağlanır. Kadın bacaklarını erkeğe sarıp onu daha bir kendine doğru çekebilir. Ayrıca kadının kalçalarının altına bir yastık konulabilir veya kadın yatağın kenarında bacakları açık ve sarkık yatarken erkek arasına girebilir. Bu pozisyon ile başlayıp başka pozisyonlara geçilebileceği gibi bitirişi bu pozisyon ile yapmak da mümkündür. En büyük avantaj ve dezavantajı hamile kalma olasılığının yüksek olmasıdır. Bu durumda erkeğin boşalmasını geciktirebilmesi yani kendini kontrol etmesi daha zordur. Ayrıca erkek daha aktiftir ve üstte olmanın getirdiği daha bir egemen olma durumu söz konusudur. Erkeklere ve erkek dünyasına karşı olumsuz duyguları olan ve cinsel ilişkiyi düzülme gibi algılayan kadınların bazı endişeleri bu pozisyonda körüklenebilir. Kendilerini baskı altında hissedip rahatsız olabilirler. Özellikle erkek, kilolu yani şişman, kadında ufak tefek ise bu duygular daha bir somutlaşabilir. Ancak bu pozisyonda çiftlerin tam bir bütünleşmesi yani tek vücut olmaları da ayrı bir avantajdır.

     

    Kadın Üstte..
    Sevişme sırasında üstte olan kişi daha bir hareket özgürlüğüne sahiptir. Az evvel saydığım bazı nedenlerden dolayı bir çok kadın üstte olmayı daha doyum verici bulur. Kadının üstte olduğu pozisyonlarda da resimlerde görüldüğü gibi bir çok çeºitlemeler mümkündür.
    Bu pozisyonda en büyük avantaj kontrolün kadında olmasıdır yani aktif durumda olan kadındır. Erkek kadının memelerini okşayabilir veya kalçalarını tutabilir ama hareketleri ayarlayan kadındır. Cinsel birleşme sırasında canının acıyacağı endişesi içinde olan kadınlar için bu pozisyon en iyisidir.Kadın penisin üzerine istediği kadar oturur.Penisin vajen içindeki hareketlerini düzenleyen kadın olduğu için, erkeğin boşalmasını geciktirebilmesi daha kolaydır. Karşılıklı olarak birbirlerini seyretmenin getirdiği görsel uyarılma da ayrı bir avantajdır. Kişisel özgürlüğüne düşkün ve herşeyi kendi denetimi altında tutmak isteyen kadınlar bu pozisyona daha eğilimlidir.
    Son olarak erkeğin kadına arkadan yaklaştığı pozisyona değinmek istiyorum. Kadın diz ve dirsekleri üzerinde dururken erkek dizleri üzerinde arkadan yaklaşarak penisi vajene yerleştirir. Bu pozisyonlarda da bazı çeşitlemeler mümkündür. Hayvanlardaki gibi bir ilişki şekli olduğu için bazı kadınlar bu durumu aşağılayıcı bulabilir. Bazıları için ise özellikle çok daha tahrik edicidir. Erkeğin elleri tamamen serbest olacağı için kadının kalçalarını veya memelerini istediği gibi okşayabilir, mıncıklayabilir. Erkek daha egemendir, yani gidip gelmeleri erkek kontrol eder dolayısıyla kadın açısından daha teslimiyetçi bir durum söz konusudur.Hıristiyanların, özellikle katoliklerin bu pozisyona karşı kesin bir olumsuz tavrı vardır. Ancak buna rağmen çok yaygın bir yaklaşım şeklidir. Özellikle erkek kilolu ve iri yarı ise iki taraf için de daha avantajlıdır.

     

    Kafayı Orgazma Takmak..
    Cinsel ilişkiye bir pozisyon ile başlayıp o pozisyon ile bitirebilirsiniz veya pozisyondan pozisyona da geçebilirsiniz. Cinsel ilişkide mutlaka aynı zamanda orgazm olacaksınız diye bir kural yoktur. Tabii kadının önce orgazm olması hatta kadın bir kaç defa orgazm olduktan sonra erkeğin boşalması veya birarada boşalmaları en doğrusudur. Daha öncede değindiğim gibi erkeğin bir gece 5-10 defa boşalması çok önemli değildir. Erkek gecede bir defa boşalırken kadının 5-10 defa orgazm olabilmesi daha önemlidir. Ancak bunu çok fazla kafaya takmak da doğru değildir. Bir çok kadın sevişmeye başlayınca "hadi orgazm olayım, acaba orgazm olabilecekmiyim?" ve yine bir çok erkek "hadi penisimi iyice sertleştireyim, eşimi orgazma ulaştırayım, acaba penisim güzel bir şekilde sertleşecek mi? eşim ile aynı anda boşalabilecekmiyiz?" endişelerini o kadar çok yaşarlar ki, bu endişeler bir çok zaman cinsel ilişkilerde hayal kırıklıklarına yol açar.Yani yatağa girerken "acaba bu sınavı geçebilecekmiyiz? endişesi bir çok mutsuzluğun esas nedenidir. Jalon chang'ın "Tao'cu Sevişme ve Seks" kitabında cinsel ilişki hakkında değişik bir yaklaşım var. Bu kitabı okumanızı öneririm. Bu kitabın bütününe katılmadım. Örneğin, cinsel birleşme sırasında penisin vajen içinde gidip gelmesi konusunda bile çeşitli öneriler var.Penini aşağı yukarı, sağa sola veya yavaş sokup hızlı çıkarma veya tam tersi, hızla sokup yavaş yavaş geri çekme gibi ince taktikler anlatılıyor.Ben bu kitabı okudum ama kendi sevişmelerim sırasında doğrusu bu ince taktikler hiç aklıma gelmedi. Bana bu ince taktikleri akılda tutarak sevişmek sanki doğallıktan uzaklaşmak gibi geliyor. Ancak bu kitapta boşalmanın denetim altına alınması ile ilgili görüşler değişik geldi. Öneri şu şekilde,isterseniz her akşam 1-2 saat cinsel birleşmede bulunabilirsiniz ama illa da her akşam boşalacaksınız diye bir kural yok. Şahsen her akşam da sevişsem bana boşalmak daha cazip geliyor ama bu Tao'cu görüş de enteresan.Okuyup deneyebilirsiniz.Kararı kendiniz verin.
    Herşeye rağmen bazen de kadın orgazmı yaşamadan erkek istemediği halde kendine hakim olamaz ve boşalıverir. Böyle bir durumda yapılabilecek en aptalca şey "eyvah, bir çuval incir berbat oldu" diyerek sevişmeyi yarıda kesmektir. Bu gibi durumlarda bal gibi sevişmeye devam edilebilir. Bir süre sonra erkeğin penisi tekrar sertleşir ve tekrar ilişkiye geçebilirsiniz. Veya erkek seviştiği kadını eliyle, diliyle orgazma getirebilir. Hadi diyelim bunların hiç biri olmadı, kadın pekala kendi kendine masturbasyon yapabilir. Bu önerim bazı kişilere ters gelebilir. "Canım hiç evli insan masturbasyon yapar mı? hele kocasının yanında olur mu?" diye düşünebilirsiniz. Tabii düşünceniza saygı duyuyorum ama bence pekala yapılabilir. Sonuç olarak önemli olan erken boºalma oldu diye ilişkiyi yarıda kesmemektir.


    Sevişme Sonrası..
    Karşılıklı olarak orgazma ulaştıktan sonra cinsel birleşmeniz bitmiş midir?Yani orgazma ulaşır ulaşmaz "oh rahatladım"deyip sırtınızı dönüp yatmalımısınız? Elbette cinsel ilişkide orgazm olduktan sonra bedensel ve ruhsal olarak büyük bir rahatlama ve gevşeme yaşayacaksınız. Bu rahatlamanın etkisi ile uzanıp yatmayı ve uyumayı düşünebilirsiniz. Oysa bu düşünce çok yanlıştır. Şöyle düşünün eşiniz ile çok güzel bir müzüğin eşiğinde çok nefis bir ºekilde dans ettiniz. Müzik biter bitmez hemen yerinize mi oturursunuz? Yoksa içinizde "oh be ne güzel dansettik" duygusu ile eşinize sarılmak mı gelir. Osarılma sırasında mutluluğunuzu iletirsiniz ve eşinizin mutluluğunu alırsınız. Mutluluk alınıp mutluluk verilmiştir, hiç olmazsa teşekkür edilir. Ama burada teşekkür derken kuru kuru yapılacak bir teşekkürü kastedmiyorum. Örneğin eşinizin yanağını veya dudağını öpüp "oh be dünya varmış" diyebilirsiniz. Eğer eşiniz espiriden anlayan biri ise "iyi ki bu akşam sevgilimin yanına gitmemişim" veya "en güzeli seninle oluyor sevgililerimin hiç biri senin gibi değil" de diyebilirsiniz.Veya hiç bir şey söylemeden ona sarılıp tatlı tatlı okşamaya devam edip içtiğiniz o güzel şarabı beraberce sindirebilirsiniz. Ayrıca bir süre sonra tekrar sevişmeye devam edebilirsiniz. Sevişmeden sonra insanlar genellikle eşinden bir geri bildirim almayı isterler.Bazıları bunu açık açık sorar,"nasıldım?" derler.İyi olup olmadığını duymak ister.Bu duygu çok doğaldır.
    Kadınların eğer önemli bir cinsel kompleksi yok ise ve eğer istiyorsa bir ilişkiden sonra ikinci bir ilişkiye rahatça girebilir.Ancak erkeklerde durum aynı değildir. Genç erkeklerde üst üste ereksiyon olabilir. 20 yaşında bir erkek 1 saat içinde 3-4 defa boşalabilir Ancak yaşlı bir erkeğin bu tür ard arda ereksiyonlar yaşaması biraz güçtür.Yani artık sadece erkeğin istemesi değil kadının da epey uğraşması gereklidir. Aslında laf aramızda halk arasında şöyle bir deyiş vardır, "kadın vardır diriyi öldürür, kadın vardır ölüyü diriltir" derler. Tabii bu lafın tersi de doğrudur. "erkek vardır uyarılmış kadını uyutur, erkek vardır uyuyanı uyandırır" da diyebiliriz.Yani sonuçta bir cinsel ilişkiden sonra tekrar bir cinsel ilişki yaşayabilirsiniz.Bu durum size ve eşinize bağlıdır.Bu noktada ikinci bir cinsel ilişki konusunda özellikle bazı erkeklerde sorunlar olabilir.Cinsel ilişkide önemli bir enerji kaybedildiğini zanneden erkekler ikinci bir ilişkiye karşı çekingen olabilir.Bu nedenle böyleleri cinsel ilişkiden sonra "süt, bal, badem ve ceviz" yiyip güya kaybettikleri enerjiyi geri almaya çalışırlar.Oysa cinsel ilişkide kaybedilen enerji hiç de önemli değildir.Eğer illa da bir örnek vermem gerekirse, süratli bir 400 metre koşusunda kaybedilen enerji kadar bile olmaz.Bu konuda ne yazık ki hala bir çok insanda eski ilkel inanışlar geçerlidir.Bundan 20-30 sene önce sporcuları kampa aldıklarında esas amaç onları cinsel ilişkiden uzak tutmaktı.Adeta cinsel ilişkinin sporcunun başarısını etkileyeceği zannedilirdi.Tabii günümüzde bilim dünyasında bu tür ilkel inanışlar artık terkedilmiştir.
    Arıca bir çok zaman dinsel inanışların etkisi ile cinsel ilişkiden sonra çiftler hemencecik yataktan kalkarak yıkanmaya temizlenmeye giderler. Sanki cinsel ilişki pis ve kötü bir şeydir ve insanları kirlenmiştir kabul ederek acilen yıkanılmasının gerekli olduğuna inanırlar. Herkesin kendi inanış ve düşüncesine saygı duyuyorum. Ama bence cinsel ilişki is ve kirli bir şey değildir. İlişkiden sonra penisinize vajen sıvısı veya vajeninize döl bulaşabilir, ama her ikisi de temizdir ve mikropsuzdur. Aslında gerçek anlamda kimse kirlenmemiştir.İlla da yıkanmak istiyorsanız tabii yıkanabilirsiniz ama ilişki biter bitmez sanki bir suç işlenmiş, pis bir iş yapılmış gibi banyoya koşturulma zorunluluğu bana pek çekici gelmiyor.
    Cinsel iliºkideki ön oyunlar için geçerli olan kurallar son oyunlar için de geçerlidir. Sevişme sonrasında kucaklaşma ve öpüşme elbette yapılabilecek doğru bir davranıştır. Ayrıca bazı kadınlar cinsel birleşmeden sonra, hala belli bir uyarılmışlık düzeyinde olabilir.Erkekte boşalmadan sonra sönme çok hızlı olabildiği halde kadında sönme biraz daha gecikebilir. Kadınların orgazmdan sonra belli bir uyarılmışlık düzeyini korumaları ve kolayca tekrar cinsel ilişkiye girebilmeleri bu konuda bilgisi olmayan erkekleri korkutabilir; "eyvah, yoksa seks düşkünü bir eşim mi var?" diye endişelenebilir.Oysa kadınlardaki bu durum çok normaldir. Nasık kağıdın yanma hızı ile kömürün yanma hızı farklıysa, kadınların orgazmdan sonra sönme hızı erkeklere göre daha yavaş olabilir.
    Cinsel ilişkiden sonra yapılabilecek en hatalı şeyin "sırtını dönüp uyumak veya hızla, uzaklaşırcasına yataktan çıkmak" olduğunu söylemiştim.Gerçekten de kadınlar ile yaptığım görüşmeler sırasında bu konuda önemli yakınmalara şahit oldum.Kocaların cinsel ilişki biter bitmez arkalarını dönüp yatmaları kadınlarda kullanılmışlık duygularına neden oluyor.Yani erkeğin işini görünceye kadar uğraşıp, işini görür görmez sırtını dönüp yatması hiç de hoş bir durum değil.Tabii bu tür hatalı bir davranışı kadınlar da yapabilir ama ben meslek hayatımda bu davranışları daha çok erkeklerde gözledim.

     

    İlişki Sıklığı.. Sık sık rastladığım hatalı inanışlardan biri de cinsel ilişkinin sıklığı üzerinedir.Hatta bazı büyüklerin "cinsel ilişkinin fazlası zararlıdır" diye öğüt vermelerine de ºahit oldum. Oldum olası bu işi fazla yapmanın ne gibi bir zararı olacağını anlayamadım. Bu işin ideal sayısı şudur ve bu sayının üzerine sakın çıkmayın gibi bir uyarıya hiç bir bilimsel eserde rastlayamadım. Bana göre bu işin sayısı size kalmıştır. İkinizin de keyfi yerindedir ve ikiniz de istiyorsunuzdur, sabahtan akşama kadar 5-10 defa seks yaparsınız veya günde iki defa yaparsınız.Ama canınız istemiyordur 10 günde bir de yapabilirsiniz. Ancak bu konuda özellikle erkeklerin yalan rakamlar vererek öğünmeleri yaygın bir alışkanlıktır.
    Bu konuda küçük bir fıkra anlatayım.
    Adamın biri psikiyatriste gitmiş. Sorunu malum, cinsel ilişki kurma sıklığı üzerine yakınmış."Arkadaşlarım her gün anlatıyorlar, her akşam kimi 4 defa kimi ise 5 defa ilişki kuruyor, bense hiç bu kadar çok yapamıyorum, acaba bende önemli bir güçsüzlük mü var? diye dert yanmış.Psikiyatrist de gayet rahat bir şekilde " kolay, hiç endişe etmeden sen de onlar gibi yap, yani yalan söyle" demiş.
    Gerçekten de kendi erkekliğinden kuşku duyanlar ve bu yönde kompleksi olanlar, adeta erkekliğine başkalarını inandırmak ister gibi bu türden palavralar atmaya bayılırlar.Ayrıca kişi kendi erkekliği ile ilgili psikolojik bir sorunn içinde değil ise bu türden palavralara ilgi göstermesi için de bir nedeni yoktur.
    Başlangıç
    Ana menü