|
  |
- Ana menü
- Cinsel uyarılma, duygular ile ilişkili olarak kadın ve erkeğin cinsel ilişkiye girebilecek duruma gelme sürecine verilen isimdir.Böyle bir süreç başladığında heyecanlanabilirsiniz, cildiniz kızarır, penisiniz sertleşir veya vajeniniz ıslanabilir. Hiç bir bedensel temas olmadan da uyarılabilirsiniz, çünkü cinsel uyarılma insanın kendi kafasında başlar. Bir bakış,bir koku, bir müzik,bir düşünce veya davranış sizi cinsel olarak uyarabilir. Herkesin cinsel uyaranları farklı farklıdır. Ancak bazı ortak noktalar da vardır.
- Uyaran Olarak Görüntü..
- Genellikle ilk cinsel uyarı görseldir. Bu nedenle süslenmeye ve giyime fazlaca önem verilir. Dış görünüşe kadınlar ile erkeklerin verdiği önem farklıdır.Kadınlar kendi giyimlerine ve süslenmelerine erkeklere göre biraz daha fazla önem gösterirler.Çünkü günümüz erkekleri kadınlarda en çok dış görünüşe önem verirler iken, kadınlar erkeklerdeki niteliksel özelliklere önem verirler. Şüphesiz ki bu ilgi ve beğeni farklılığı kadın ve erkek beden yapılarındaki farklılıktan değil de eğitimlerindeki farklılıktandır. Erkekler çok küçük yaşlardan itibaren kadınların "göğüslerine, kalçalarına, bacaklarına ve dudaklarına"ilgi göstermeye eğitilirler. Kadınlar ise erkeklerin "davranışlarına, başarılarına, mesleki durumlarına ve güçlülüklerine" ilgi duymaya koşullandırılırlar. Örneğin genellikle erkeğin kıllısı kadının ise kılsızı daha makbuldür. Bu nedenle kadınlar kıllarından kurtulmak için ağda gibi bir işkenceye alıştırılmışlardır.Oysa kıllı kadınların daha güzel ve çekici olduğuna koşullandırılsaydılar muhtemelen kıllarını uzatmaya çalışacaklardı. Neyse, işte bu koşullandırmaların sonucu erkekler kılsız ve yumuşak tene sahip kadınlara ilgi duyarlar.
- Diğer yandan erkeklerin daima daha güçlü olduğu şeklinde bir inanış da yaygındır.Tabii bu inanış birçok kadın için doğru değildir. Ama genç erkekler çoğu kadınların "geniş pazulu herküllerden"çok hoşlandığını sandıkları için halter salonlarında perişan olurlar. Kolları daha geniş olursa kadınların kendisi ile sevişmeye can atacağını zanneden erkek sayısı hiç de az değildir.
- Uyaran Olarak Koku..
- Yine bu cinsel uyaranlarda önemli bir öğe de insanın kokusudur.Televizyonlarda deodorant reklamlarında bunu çok etkili bir şekilde işlerler. Örneğin "falanca deodorantı kullanırsanız, yakışıklı bir erkek size çiçek verebilir derler.Yani o deodorantı kullanırsanız sizi çok çekici bulacak ve peşinizde koşturacaktır. Aynı şekilde TV'de erkeğin traş losyonu kokusunu duyan kadının o erkeğe hemen pas vermesi gibi reklamlar ile erkeklere o losyon ile bütün kadınları tavlayabileceği telkin edilir.Tabii sanmıyorum ki hiç bir kimse sadece kullandığı deodoranttan dolayı karşı cinsten birine davetiye çıkarsın. Ama eğer çok kötü kokuyorsanız, özellikle kötü ağız kokusu, başlayabilecek bazı ilişkilere engel olabilir.Yine aynı şekilde bir çok kişi ağır gül yağı kokusundan veya kötü kokulu kolonyalardan nefret edebilir. Bununla beraber insanı cinsel olarak son derece etkileyen kokular da vardır. Bazıları özellikle ten kokusuna ilgi duyarlar. Ben de bu konuda aynı şekilde düşünüyorum. Bir çok zaman içtiğim alkolün ve piponun kokusunu deodorantlar ile gizlemeye çalışsam da cinsel uyarıcılık bakımından doğal ten kokusunun en önemli uyaran olduğuna inanıyorum.Ve yine inanıyorum ki cinselliğini doğal olarak yaşayan,seksten çok zevk alan bir kişinin ten kokusu,zevk almayan bir kişiden farklıdır.
- Uyaran Olarak Konuºma..
- İnsanların bu gibi konuları rahat rahat konuşmasından yanayım.Özellikle birbiriyle sevişmeye niyetli insanlar birbirlerinin cinsel ilgi alanlarını, eğilimlerini öğrenmelidir. Bunu çok doğal bir şekilde açıkça sorabilirsiniz veya söyleyebilirsiniz.Tabii bu noktada bazı okurlar bana katılmayabilir. Bu satırları okuyan kimi okur, "canım bu konular öylesine yemek tarifi tartışır gibi konuşulmaz ki, insan bunu duyguları ile hisseder ve hissettirebilir.Zaten birbirini gerçekten seven insanlar bunu farkeder. Hatta bunu öylesine sıradanbir şekilde konuşmak işin büyüsünü de kaçırır" şeklinde bir düşünce ile bana karşı olabilir. Bunu savunanlara şunu söylemek isterim; eğer gerçekten duygularınızdan bu kadar eminseniz ve bu güne kadar yanılmadıysanız, siz öyle yapabilirsiniz. Bu sizin tarzınız. Hiç bir sakıncası yok. Ancak bana danışanlar ile yaptığım görüşmeler sırasında insanların çoğunun bu şekilde "duygular ile karşısındakini anlama" konusunda başarısız olduğunu gördüm. Kimi zaman öyle çiftler görüyorum ki ,senelerdir birbirleri ile evliler ve cinsel yaşamlarını olumlu zannedip bu güne kadar hiç konuşmamışlar.
- Oysa belki de bir taraf için hiç de iyi olmayan bu cinsel ilişki hakkında kimse kimseye hiç bir soru sormamış. Şöyle bir düşünün,10 senedir evlisiniz ve 10 senedir sevişiyorsunuz.Ama eşinizin en çok neden hoşlandığını, en çok nasıl uyarıldığını hiç konuşmamışsınız.Yani konuşsanız günaha mı girersiniz? Tabii yanlış anlaşılmasın ben cinsel ilişki üzerine konuşmalı der iken, cinsel ilişki sırasında konuşmayı kastetmiyorum. Cinsel ilgileriniz hakkında eşiniz ile konuşabileceğiniz bir çok yer ve zaman var.Ama olmaması gereken belki de tek yer ve zaman sevişme anıdır. Şöyle bir hayal edin sevgiliniz ile tam doya doya sevişiyorsunuz, kendinizi tam kaptırmışsınız,işte tam o sırada eşiniz size soruyor,"kulağını öpeyim mi?". Böyle bir durumda bir tek şey yapılabilir.Ya yataktan kalkıp giyinirsiniz ya da "hayır ben cin tonik severim" dersiniz. Ama tabii sevişmeden alınan hazza bağlı inilti ve çığlıklar bu durumun dışında önemli birer cinsel uyarandır. Kimi insan kalçalarından daha duyarlıdır ve kalçalarının okşanmasından daha çok zevk alır. Kimi insan ise kulaklarından daha duyarlıdır. Kimi insan ter kokusunu hiç önemsemez, kimi insanın ise midesi bulanır.Ben, bu konuda isteklerin açıkça konuşulmasından yanayım.
- Uyarılma Eşiği..
- Bedensel bir temas sonucunda cinsel uyarılma eşiği kişiye ve duruma göre farklı farklıdır.18 yaşında bir erkeğin otobüste bir kadın ile yakın durması bile penisinin sertleşmesine yol açbilir.Veya bir genç kızın ilk defa bir erkek ile samimi bir şekilde dansetmesi bile onu orgazma ulaştırabilir. Ama haftada 3-5 defa seviştiğiniz 10 senelik evli eşiniz ile bir kaç defa öpüştünüz diye penisiniz sertleşmez veya vajeniniz ıslanmaz. Ancak öpüşmeler uzayınca ve ön sevişmeler artınca uyarılabilirsiniz. Veya eşiniz ile bir defa seviştikten sonra tatmin olmuş bir şekilde sabaha kadar uyuyabilirken, yeni aşık olduğunuz biri ile sabaha kadar sevişebilirsiniz. Bir erkek arkadaşım bana böyle bir anısın anlatmıştı. "Hüsnü ben on senelik evliyim ilk evlilik dönemlerimiz dışında gecede bir kaç defa seviştiğim çok ender olmuştur. Ama geçen hafta birine aşık oldum. Muazzam bir kadın, sabaha kadar beş defa seviştik." Elbette ben arkadaşımın dünyasını yıkmamak için gerçek düşüncelerimi söylemedim. Tabii ki aslında o yeni kadın muazzam bir kadın filan değildi. Ama yeni bir kadındı. Ona göre değişik bir kadındı. Oysa bir süre o kadın ile beraber yaşasa, bu bir süre sonra cinsel yaşamı büyük bir olasılık ile aynı eşi ile olduğu gibi olacaktır. Bunu şuna benzetebiliriz. İlk defa çıplaklar kampına giden bir kimse ilk günler güçlü bir şekilde uyarılabilir. Ama bir süre sonra her şey eskisi gibi olur. O kişi için insanların çıplak olması veya olmaması farketmez. Bir alışkanlık gelişir.
- Toplumumuzda ve bir çok bilimcilere göre de kadınlar ile erkeklerin uyarılma düzeylerinin farklı farklı olduğuna inanılır. Günümüzde sanırım bu durum bir çok kişi için doğrudur. Striptiz seyrederken erkekler daha çok heyecanlanabilir veya porno film izlemeye erkekler kadınlardan daha istekli olabilir. Bunun yanı sıra bir çok kişi kadınların cinsel ilişki sırasında daha geç orgazm olduğuna inanır. Kısmen de doğru sayılabilen bu konuda bir çok erkeğin şu şekilde konuştuğuna şahit olmuşumdur. "Nerde Avrupalı kadınlar nerde bizim Türk kadınları. Yok kardeşim bizim Türk kadınlarının tümünde cinsel soğukluk var. Örneğin ben karımı orgazma getirinceye kadar göbeğim çatlıyor." Yine gerdek gecesi için yaşlı erkekler genç adama da nasihat verirken "karını şöyle uyaracaksın, yavaş davranacaksın, böyle yapacaksın ve kadınlar biz erkeklere göre daha geç uyarılırlar" derler. Ayrıca erkeklerin cinsel dürtülerinin kadınlardan daha kuvvetli olduğuna inanılır. Bir çok kişi "tabii erkekler sevişmeden bu kadar uzun süre duramaz, ama kadınlar durabilir" şeklinde konuşur.Belki sizler de bu inanışları çevrenizde duymuşsunuzdur, görmüşsünüzdür ve belki de inanıyorsunuzdur.Evet günümüzde, erkek egemen değer yargıları ile eğitilen kadın ve erkekler söz konusu olduğunda bu inanışlar gerçektir. Ama sormak isterim sizlere,erkeklerin daha arzulu olması ve kadınların daha geç uyarılması şeklindeki özelliklerin nedeni kadın ile erkeğin bedensel yapı farklılığından mı? Yoksa kadınlar ile erkeklerin farklı bir eğitim ile koşullandırılmalarından mıdır? Herkes kendisine göre istediğine inanmakta serbesttir,istediğiniz fikri savunabilirsiniz. Ama ben bir feminist olarak,kadınlar ile erkekler arasındaki bu tür farklılıkların bedensel nedenli olmadığına, yetiştirilme ve cinsel eğitim verilirken uygulanan farklı yaklaşımlardan kaynaklandığına inanıyorum.
Türkiye'ye eşinden bıkıp cinsel fantazilerini yaşamaya gelen bir Avrupalı kadın bir çok erkekten daha arzuludur ve çok daha çabuk orgazm olabilir. Ama gündüzleri tarla işleri ile bunalıp, akşamları ev işleri ile yorulan bir köylü kadın, nasıl o Avrupalı kadın kadar istekli olabilir? Hele hele yaşamı boyunca erkeklerden uzak tutulmuş ve erkeklerden kaçmaya koşullandırılmış bizim geleneksel Türk kadını nasıl olur da kolayca orgazm yaşayabilir.Anais Nin'in değindiği gibi sık sık tartışılan bir başka konu daha var. Derler ki erkekler aşk ile cinsel ilişkiyi birbirinden ayrı ayrı ele alabilir. Çoğu erkek için doğrudur. Bir erkek hiç tanımasa ve sevmese bile bir kadın ile cinsel ilişkiye girebiliyor. Erkeklerin çoğunun cinsel yaşama adımını genelevde attığını düşünürsek bu öngörüşün doğru olduğunu kabul edebiliriz. Ancak kadınların çoğunluğu, (istisnalar hariç) kendilerinin aşık olmadan, duygusal olarak sevmeden sevişemeyeceklerine inanırlar. Hatta erkekleri daha duyarsız ve duygusuz olmakla suçlarlar. Bir çok kişi bu durumun, kadın erkek farklılığından ileri geldiğine inanır. Ben bu konuda aynı şekilde düşünmüyorum. Bu farklılık yaygın olarak vardır ama nedeni farklı koşullandırılmalardan dolayıdır. Nitekim serbest cinsel eğitim almış bazı kadınlar istediği zaman bir erkek ile cinsel ilişkiye girebiliyor. Buna karşın tanıştığım bazı erkekler, genelevden kesin kes nefret edip duygusal bir ilişki olmadan cinsel ilişkiye karşı olduklarını ifade ediyorlar. Sonuç olarak ben şöyle düşünüyorum "eğer kişiler feodal, erkek egemen ve ilkel koşullandırılmalarından sıyrılabilirlerse, canı istediği zaman istediği her türlü ilişkiyi yaşayabilir ve pekala zevk de alabilirler".
- Duyarlı Bölgeler..
- Sevişme sırasında insan vücudunun bazı yerleri öpülmeye ve okşanmaya karşı daha duyarlıdır. Dudaklar, kulaklar,boyun ve ense, omurga boyunca kalçaya kadar inen sırt bölgesi,kalçalar, makat, bacak araları, penis,vajen, klitoris, diz arkası ve ayak tabanı uyarılmaya en hassas yerlerdir. Bazı kişiler cinsel uyarılma bölgelerinin kadın ve erkekte farklı olduğuna inansalar da ben öyle pek belirgin bir farklılığın olduğuna inanmıyorum. Belki farklılık olarak kadınlar memelerinden erkeklere göre biraz daha fazla zevk alabilirler. Gerçi anal seks bölümünde daha geniş olarak ele alacağım ama burada da biraz değineyim dedim. Makat ve kalçalar her iki cinste de önemli cinsel uyaranlardır. Kalçalarının okşanmasından veya makatının uyarılmasından her iki cins de zevk alabilir. Benim bu düşüncelerim bazı kişilere ters gelebilir. Çünkü bir çok kişi "normal bir erkek kendi kalçasını okşatmaz .Makatına dokundurtmaz .Eğer bir erkek kalçasının ve makatının okşanmasından cinsel olarak uyarılıyorsa o eşcinseldir" düşüncesine inanır. Tabii bu türden ilkel inanışlar çok saçmadır. Erkekler de kadınlar gibi kalçalarından zevk alabilirler. Ancak insanların en büyük cinsel organları elleridir ve tüm cildidir.
- Dokunma, okşama ve temas sanırım cinsel dürtüleri en güzel ileten araçtır. Farklı farklı temas tipleri vardır,sımsıkı sarılabilirsiniz, hafif hafif okşayabilirsiniz, kuvvetli bir şekilde mıncıklayabilirsiniz, hatta bazen acıtırcasına sert hareketler de olabilir. Dudaklarınız ile onun her tarafını öpebilirsiniz veya biraz dişleyerek ısırabilirsiniz. Özellikle cinsel uyarılmaya en müsait bölgelerin dudaklar ile öpülmesi, dil ve el ile okşanması kişiyi orgazma hazırlar ve orgazmı bile yaşatabilir.Bu cinsel uyarılma bölgelerinin taşıdığı tahrik olma gücü kişiden kişiye bazı bireysel farklılıklar gösterebilir. Örnek olarak,bazı kadınlar özellikle göğüslerinin okşanmasından daha çok zevk alabilirken, bazıları ise özellikle kalçalarının öpülmesi ve okşanmasından daha çok zevk alabilirler. Aynı şekilde uyarma tarzında da bazı farklılıklar olabilir. Kimi kişiler yumuşak yumuşak öpülmekten, okşanmaktan daha çok hoşlanırken, kimi kişiler de sert hareketlere,biraz acıtarak yapılan hareketlere daha eğilimlidir. Bu uyarma şeklindeki farklılık kişiden kişiye değişebildiği gibi aynı kişide de değişiklikler gösterebilir. Örneğin bir kişi genellikle yumuşak hareketler ile sevişmeye daha eğilimli iken,bazen de sert hareketlerden uyarılabilir.Bütün bu farklılıklar normaldir. İnsanlar kendilerinin ve eşlerinin cinsel bakımdan duyarlı bölgelerini ve ne şekilde yaklaşımlarda hoşlanıldığını zaman içinde deneye deneye görürler. Kaç senelik evli bir çift olursanız olun her zaman için kendinizde ve eşinizde fark etmediğiniz özellikler ve eğilimler keşfedebilirsiniz.Cinsel yaşam keşfedildikçe bitmeyen gizemli bir ülke gibidir.
- Artık kendimin ve eşimin her şeyini biliyorum dediğiniz bir zaman bile yepyeni şeyler bulabilirsiniz. Bütün bu güzellikleri yaşamanıza engel olabilecek bir tek şey vardır,o da kendinizi baştan belirlemenizdir."Ben bu şekilde bir insanım,şundan hoşlanırım, bundan nefret ederim, sevişme sırasında şu tür şeyleri kesin kes yapmam"şeklinde kendi kendinize yaptığınız ön koşullamalar sizi birçok güzel duyguları yaşamanızda,kendinizi kendi yolunuza dikilen bir engel haline getirir. Genelde her alanda insanın kendisini baştan belirlemesine karşıyım. Ama özellikle cinsel yaşamda kendisini baştan bu şekilde belirleyenlere acıyorum.
- Başlangıç
- Ana menü
|
|