|
. |
Ana menü
JAMA dergisinin son sayısında , 18 ile 59 yaş arasındaki 1410 Amerikan erkeğinde yapılan bir inceleme yayınlandı. Buna göre sünnetli ve sünnetsiz erkeklerin aynı oranda cinsel bulaşan hastalıklara yakalandığını belirlemiş. Bu çalışma sünnet konusunda kafaları biraz karıştıracak. Çünkü sünnetin dini inanışlar dışında cinsel sağlık içinde yararlı olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle çoğu hıristiyan aile yeni doğan erkek çocuklarına sünnet ettiriyor.
Bu güne kadar çoğu hekim erkeklik organı ucundaki fazla derinin çıkarılmasının enfeksiyon gelişmesini azalttığına inanıyordu. Özellikle cinsel ilişki ile bulaşan hastalıkların sünnetlilerde daha az olduğuna dair birçok yayın mevcuttur. Ancak son yayın sünnetsiz erkeklerinde temizliğe dikkat etmesi durumunda ciddi rahatsızlıklara yakalanmıyacağını ileri sürüyor. Çalışmanın püf noktası da burası. Sünnetsiz erkekler sık sık deriyi cekerek temizlik yapmak zorunda. Özellikle cocukların bunu başarması güç.
Birçok çocuk hekimi sadece hijyenik yararlığı için cerrahi bir müdahalenin gereksiz olduğuna inanıyor. Yenidoğmuş bir bebekte sünnetin dini inanışlar dışında gereksiz olduğuna inanıyorlar.
Sünnet sadece cinsel bulaşan hastalıkları önlemekle kalmıyor. Penis kanseri ve idrar yolu enfeksiyonundan koruyor.
Sünnetsiz bebeklerin doğumdan sonraki ilk 3-6 ay arasında idrar yolu enfeksiyonuna yakalanma şansı sünnetlilere göre 10 kat fazla.
Ülkemizde sünnet törenlerinin özel bir yeri var. Ancak erkek çocuklar için sünnet korkuyla beklenen bir olay. Sünneti erkeklik kazanmakla eşdeğer tutmanın doğruluğu da tartışılır. Bu nedenle dini gerekliliği olan sünnetin tıbbi açıdan da yararlı olması için doğar doğmaz yaptırılması bence çok daha uygun olacaktır. Deneyimli bir operatörün elinde yenidoğan sünneti son derece güvenilir ve zararsız bir işlemdir. Sünnetçilere yaptırılan sünnetler ise her zaman için tamir edilemez zararlara yolaçabilir.
Ana menü
|
|