.
Sorun nereden başlıyor? Sorun, çok azımızın coçuk sahibi olmayı planlamasıdır. Çoğunlukla plansız oluşur hamilelikler. Beklenmedik ziyaretçidir Can Anne'nın bedenine. Ama bebeğin doğması her zaman bir sevinç ve duygu yumağıdır hem anne hem de baba için. Bu nedenle bir bebek geleceğinin haberi, plansız da olsa memnuniyetle karşılanmaya çalışılır. Eşler bebeğin zamanının olduğunu mantıklı hale getirmeye çalışırlar. Bebeğin zamansız geleceği düşünmek istemezler. Bu duygusal ikilikten kurtulmak için bebeklerine aşırı bir istek bile gösterebilirler.
Tersi de aynı noktalara doğru gidebilir. Eğer aile uzun yıllardan beri çocuk arzuluyorsa ve nihayet bu arzusuna kavuşmuşsa çocuklarının üzerinde daha hamileliğin ilk gününden itibaren titremeye başlar. Büyük bir çoşku ile beklerler bebeklerini.
Planlı çocuk sahibi olanlar plansızlara göre çocuklarına farklı davranırlar. Sorunlara daha hazırlıklıdırlar. Hazırlıksız olan aileler sorunla karşılaştıklarında bocalarlar. Ya da bir sorun olduğunu farketmezler. Ya da kendilerini aldatmaya çalışırlar. Halbuki kendi duygularınıza karşı samimi olursanız, anne-babalığa daha iyi hazırlanmış olursunuz.
Iyi hazırlık yapılmayan çoğu evde çocuk büyüdükçe sorunlar ve gerginlikler ortaya çıkmaya başlar. Sorunun kendilerinden kaynaklandığının farkında olamıyan anne-baba çocuklarını tedavi ettirmeye çalışır.
Hazırlıksız yakalanmış anne babalarda bu tip gerginlikler çok görülür. Istenmiyen bir hamilelliğe neden olduğu için Anne endişe ve korku içindedir. Gizli gizli terkedilme korkusu yaşar. Bu terkedilme korkusunu doğumdan sonra çocuğuna aşırı sarılarak ve düşkünlük göstererek yenmeye çalışır. Gerginliği çocuğuna yansır.
Can doğmadan önce anne-baba, insan davranışlarının nedenleri hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmalıdır. Hazır ve basma kalıp öneriler hiçbir işe yaramaz. Her insan akıllıdır. Herkes kendisine uygun çıkarımlara göre yolunu çizebilir. Önemli olan temel bilgileri almaktır.
Herkes kendi çocuğu için en doğrunun ne olduğunu bilmek ister. Çoğu zaman anne-babaların hissettikleri ve yapmak istedikleri en doğrusudur. Ama bunları yapacak özgüvenleri ve kararlılıkları yoktur. Kararlı ve kendinize güvenli olun. Doğrusunu bulursunuz.
Başlangıç
Ana menü
.
Hamileliliğin başından itibaren doğacak çocuk merak edilmeye başlanır. Neye benzeyecek? O'na layık bir anne-baba olacak mıyım? O'na gerekli olanakları sağlayabilecek miyim?
Herkes çocuğunun sağlıklı ve güzel olmasını ister. Çocuğunun kendisinin sahip olmak isteyip de olamadığı olanaklara sahip olmasını ister. Bu tip düşünceler normaldir. Bu düşüncelerden kurtulmak için zorlanmaya gerek yoktur. Düşünceler ve hayaller güzeldir. Ama bu hayalleri gerçekleştirmeye çalışırken olmazı zorlamak zararlı olabilir. Kendi beklentilerini çocuklarında gidermeye çalışan aileler çocuklarının kişiliğini yaraladığının farkında değildir. Bazı anne-babalar da çocuklarının kendi yaşantılarındaki başarılarını tekrarlamalarını ister. Çoğu, çocuklarına bir bireymiş gibi davranmaya kalkışır. Çocuklarını serbest bırakmayı, bağımsız bir birey gibi yetiştirmeyi düşünür. Ama beklentileri nedeniyle aksi olur. Çocuk zorlanır, baskı altında kalmaya başlar.
Işte bütün bu sıkıntıların nedeni hamilelik boyunca yaşanan çatışmalı duygulardır. Anne bir taraftan doğacak çocuğu için planlarını düşünür. Ama bazen bu hoş duyguların yerini doğumla ilgili endişeler alır. Doğum korkusu, doğum sancısı, hastaneye zamanında varamama endişesi tüm annelerde az ya da çok vardır. Bu konuda çok hikaye dinlerler. Hatta kendi anne-babaları, akrabaları endişelerini körüklerler. Hep de kötü deneyimler anlatılır.
Sadece kendi mantığınız en doğrusunu bilir...
Herşey kötü gidecek sanırsınız. Ama doğum istatistikleri tersini söyler. Bir doğumda olayların ters gitme olasılığı düşüktür. Kendinizi bu tip korkuların girdabına bırakmayın, boğulursunuz. Sakat doğan bebekler, saatlerce dinmeyen acılar anlatılır. Bazıları size hastaymışınız gibi davranır.
- "Kıpırdama, sağa dönme, sola yatma, şunu yeme, şu hareketi yapma"
-Hepsi safsatadır. herkes yanlış biliyor. Tek doğru vardır. Mantığınız. Her olayı mantık süzgecinden geçirirseniz doğruyu bulursunuz.
Kendinizi yorgun hissettiğiniz zaman dinlenirsiniz. Iyi hissettiğiniz zaman çalışırsınız.
Ama çok ilginçtir. En mantıklı kişiler bile hamileliklerinde bu tip kocakarı hikayelerine inanma eğilimindedir. Bu biraz da hormonal etkinin duygularda yarattığı yoğunluğun sonucudur. Hamile bayan duyduğunun saçma olduğunu bile bile inanma eğilimi içindedir..
Başlangıç
Ana menü
.
Anne-babalık hem annenın hem de babanın görevidir. Sadece annenın sorumluluğuna terkedilmemelidir. Çocuk yetiştirmek anne kadar babanın da hakkıdır. Bu hak ona tanınmalıdır. Anne babalık arada sırada yapılacak bir iş değildir. Full-time bir iştir. Çocuk bir yatırımdır. Bu yatırım ne kadar desteklenirse geriye dönüşümü o kadar doyurucu olur. Bu nedenle hamileliğin başından itibaren anne ne öğreniyorsa aynısını baba da öğrenmelidir. Bu hazırlığı iyi yapan babalar çocuklarının eğitimi ve yetişmesi ile de yakından ilgilenecek demektir. Ayrıca doğum anını yaşayan babalar babalığın anlamını ve önemini kapıda bekleyenlerden çok daha iyi değerlendirecektir. Bu önemli anı birlikte yaşamak kadın ile erkek arasındaki bağı güçlendirir. Anne daha iyi anne, baba daha iyi baba olmaya çalışır. Bu nedenle babaların doğuma katılmaları için çaba gösterilmelidir.
Dışlanan baba eşine yardım edememenin sıkıntısını yaşar. Eşine destek verme arzusu ile yanar tutuşur. Olaya duygusal olarak katılamaz. Olayı hissedemez. Bu dışlanma O'nu çocuk yetiştirmeninde dışında tutar.
Çocuklarınının yetiştirilmesine katkıda bulunmak isteyen babalar aktif olarak doğuma katılmalıdır. Sadece doğuma değil hamileliğe katılmalıdır.
Başlangıç
Ana menü
.
Bir çok sorun Can doğmadan çok önce halledilmelidir. En önemlisi doğacak bebeğin bakımı için Anne-babanın ne kadar yardıma gereksinimi olacağıdır. Anne bebeğine kendi mi bakacak, yoksa bir bakıcı mı gerekecek? Çalışan anneler için önemli bir sıkıntıdır bu. Çoğu anne baba bebeklerini kendileri yetiştirmek ister. Bebekle anne-baba arasında yakın ve sıcak bir ilişki kurulması için de şarttır bu.
Mümkünse yardımcı kişiyi sadece ev işlerinden sorumlu tutmak uygun olur. Böylece anne bebeğine daha çok zaman ayırır. Bebeğinizin size gereksinimi vardır.
Bebek doğduktan sonra aile içinde, akrabalarla çatışma başlayabilir. Her aile bireyi kendi düşüncelerini anne-babaya kabul ettirmek ister. Bebek bakımı konusunda en doğrusunu herkes kendisinin bildiğini ileri sürer. Bu kadar çocuk büyütmüşlerdir ya! Kayınvalide gelin çatışmaları bu zamanda başlar. Çevreden ve yakın akrabadan alınan tavsiye ve bilgiler anne-babanın kendine olan güvenini olumsuz etkileyebilir.
Kendilerini bilgisiz hissederler. Kendi istedikleri gibi davranmalarına engel olur bu tür bilgiler. Kendi inanışları büyüklerinden aldıkları bilgilerden çok farklı ise bir suçluluk duygusu da sarabilir anne ve babayı.
Başlangıç
Ana menü
.
Kimi der "bebeğin karnını doyur sonra isterse bırak ağlasın. Kucağa alıştırma." Anne içi yanarak dinler bebeğin ağlamasını. Alamaz kucağına.
Akrabalarıyla sağlıklı iletişim kurabilmek Anne'nın önemli bir sorunu olur. Bu iletişim hazırlığı hamilelik sırasında başlamalıdır. Bebek büyümeye başladıktan sonra Anne-Baba sık sık bebeği birisine teslim edip kendi başlarına dışarı çıkma gereksinimi duyacaklardır. Bu teslim edilecek kişiler genelde büyük Anne-Babalar olacaktır. Bir süre sonra Büyük Anne-Babalar bebeği sahiplenebilir. Çağrılmadan da sık sık gelip bebekle ilgilenmek isteyebilir. Bu durum gerçek Anne'yı rahatsız edecektir. Ama Büyük Anne-Baba'ya bu rahatsızlığını aktarmaya çekinir. Sıkıntılarını kendi içine atmaya başlar. Bu sıkıntı bir süre sonra bebeğe yansır. Bu nedenle en doğrusu açık ve dürüst olmaktır. Büyük Anne-Baba ile uygun bir şekilde konuşmak gerekir. Anlayışla karşılamalarını beklemelisiniz. Bebeğinizi istediğiniz gibi yetiştirme hakkına sahipsiniz eninde sonunda.
Anne en büyük yardımı babadan almalıdır. Ancak nedense annelerın çoğu eşlerini bu konuda yetersiz görürler. Çünkü genelde babalar duygularını ve heyecanlarını belli etmezler. Ancak bebek doğduktan sonra babanın ilgisi ve heyecanı farkedilmeye başlanır. Annelık içgüdüsü kadar babalık içgüdüsü'de olduğuna inanınız. Bebeğin yetişmesinde ve bakımında babalarında eşit hakka sahip olduğu hem anne hem de baba tarafından kabul edilmelidir. Baba kaba erkeklik kavramlarını bir kenara atıp bu eşitlik hakkını her yönde kullanacak şekilde kendini hazırlamalıdır. Hem anne hem de baba tarafından eşit şekilde ilgi görecek olan bebeğin yetişmesi daha sağlıklı olacaktır.
Başlangıç
Ana menü