|
. |
Ana menü
Kısaca tüp bebek diye bilinen yardımcı üreme teknikleri klasik tedavi yöntemleri ile çocuk sahibi olamayan ailelerin yeni umudu. Son yıllarda bu dalda teknolojik gelişmeler olmazı olur yapar hale getirdiler. Ancak bu gelişmelere rağmen başarı oranlarında henüz istenen ilerleme sağlanamamış durumda.
Tüp bebekte ABD'de de yapılan istatistiksel incelemeler başarı oranının 1994 de %20.7 (toplam 9500 bebek) olduğunu belirtiyor. Bu rakam tüp bebek uygulanan kadınlardan canlı bebek sahibi olanların oranı. Aynı oran 1993 de %18.3 olarak gerçekleşmiş. Görüldüğü gibi başarı oranları beklenenden çok düşük. Halbuki aileler bu yöntemi son çare olarak görüyor. Çoğu, herkesin bu yöntemle çocuk sahibi olabileceğini sanıyor. Tabi bu durum tüp bebeğin bile yararlı olamadığı oldukça yoğun bir hasta grubu olduğunu gösteriyor. O zaman bu tip bir uygulama yapmadan önce her ailenin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Değişik kriterler belirlenerek hangi tip hastalarda şansın ne olduğunun işlem uygulanmadan önce aileye bildirilmesi gerekiyor. Çünkü kısırlık nedenine, kadının yaşına, uygulanan tekniğe, laboratuvarın deneyimine göre başarı oranları çok etkileniyor. Bazı gruplarda başarı oranı %50 ye yaklaşırken, bazı gruplarda %10'un altına düşüyor.
Tabi klinik kendi kayıtlarını kendi tutuyor. Dışardan birinin o kliniğe kaç kişi başvurduğunu, kaç kişiye tüp bebek uygulandığını, bunlardan kaçında gebelik oluştuğunu bilmesine olanak yok. Hiç kimse de saflığa varacak bir dürüstlükle başarısızlığını açıklamayacağına göre sıkı bir denetim mekanizması gerekiyor. Ancak kliniği kurarken çok sıkı olan kurallar klink kurulduktan sonra denetimden uzak. Bu nedenle amaç bu tip kliniklerin kurulmasını zorlaştırmaktan ziyade düzenli ve dürüst kayıt mekanizmalarını yerleştirmek olmalı. Halkın doğruları bilme hakkı sağlık içinde geçerlidir.
Ana menü
|
|