KADINLAR NEDEN MENOPOZA GİRİYOR?
- KADINDA ORGAZMI SAĞLAYAN ERKEKLİK KALINTISIDIR...
- HORMONLAR NASIL ETKİ EDER?
- TÜKETİLEN MADDELER YUMURTALAR...
- HORMONLARIN ÖYKÜSÜ
- Ana menü
MENOPOZ SADECE ADETTEN KESİLME DEĞİLDİR...
- Menopoz adet görme ile eşdeğer kılınmıştır kadın yaşamında.Sanılmaktadır ki adetler sürüyorsa kadın üretkendir, gençtir, adetler gelmiyorsa kadın menopozdadır. Ancak adet görme menopoz olayında aysbergin sadece su üstünde görünen kısmıdır. Suyun altında cereyan etmektedir esas olaylar.
Adet görme kadın vücudunda oluşan birçok olay zincirinin son halkasıdır. Bir çeşit bu olayların bir mesajı olarak algılayabiliriz adet görmeyi. Bir kadının bu olaylar zincirini tanıması, bilmesi menopoz olayına bakış açısını tamamen farklı kılacaktır. Bu nedenle adet nasıl oluşur, nasıl düzenli sürer, nasıl azalır ? Ve en önemlisi...
Bir kadın neden adetten kesilir?
Bir kadını adet görmemeye götüren olaylar nelerdir?
Bu olayları anlamak için hormonlarla tanışmak lazım. Hormonlarla tanışmadan önce hormonların etki ettiği organları, kadını erkekten farklı kılan üreme organlarını tanımak lazım. İşte önümüzdeki bir kaç bölümü bu tanışma olaylarına ayırdım.
Öncelikle adet organizasyonunda rol oynayan bu üreme organlarını gözden geçirelim.
- KADININ ÜREME MEKANİZMASI KEMİK ÇATININ İÇİNDEDİR...
- Bir kadın aynanın karşısında dik durduğunda göbğin 5 santim altından yere paralel geçen bir cizgi çekelim. Bu çizginin kasıklarla oluşturduğu bir üçgen oluşur. Bu üçgenin arkasında kemikler kemik çatı olarak bilinen bir oda oluşturur. Bizim pelvis dediğimiz bu kemik yapı içinde bir kadının üreme ve cinsel yaşantısı ile ilgili organları yerleşmiştir. Kemik çatının üst kısmı arkada bel hizasına kadar yükselir.
Kemik çatının içinde, orta hatta uterus denen şekli ve duruşu ters duran bir armuta benzeyen organ vardır. Bu organ rahim veya dölyatağı olarak da bilinir. Büyüklüğü kadının yumruğunun yarısı kadardır.
Uterus; kanayan adet görmeler sebep olan organ budur işte.
Uterus içinde yassı bir boşluk bulunur. Bu boşluğun üç köşesi ve kapısı vardır. Alt ucu vajina dediğimiz, kadının cinsel ilişkide bulunduğu bölüme, üst köşeleri iki taraflı olarak tüplere açılır. Duvarları kastan yapılmıştır.
Uterusun her iki üst köşesinden yanlara doğru tüpler çıkar.
Tüpler içlerinden kılcal bir yol geçen solucan gibi organlardır. Tüplerin ucları saçaklar şeklindedir. Bu saçaklar hemen yakınındaki yumurtalardan yumurtayı kapmaya yararlar. Tüplerin en önemli görevi kadınını yumurtası ile erkeğin tohumunun birbirine kavuşmasını sağlamaktır.
Uterusun her iki üst köşesine yakın olarak ceviz büyüklüğünde yumurtalıklar bulunur. Yumurtalıklar kadının kadınlık yaşamının önemli yapılarındandır.
- UTERUS NE İŞE YARAR?
- Uterusun kadın vücudunda tek bir görevi vardır. Oluşan bir bebeğe yataklık yapmak. Doğuma kadar bebekle birlikte büyüyerek onu saklar. Bunun dışında kadın vücudu için gerekli bir organ değildir. Her adetten adete bir bebek bekler kucağında büyütmek için. Bu nedenle çocuk istemeyen bir kadın için uterusun olup olmamasının yaşamsal açıdan önemli bir katkısı yoktur.
Her yumurtalıkta on binlerce yumurta vardır. Ancak bu onbinlerce yumurtadan sadece bir tanesi iki adetin ortasına rastlayan günlerde tüplere doğru fırlatılır. Yumurtanın tüplerden uterusa ulaşması 7 gün alır. Her ay uterusun içi sanki yumurta döllenecekmiş gibi bir hazırlık yapar. Muhtemel bir gebeliği besleyecek kadar kalınlaşır. Eğer gebelik olmazsa adet kanaması şeklinde dökülür. Aslında eski bir inanışa göre adet görme uterusun gebe kalamadığı için kanlı gözyaşı dökmesidir.
- ENDOMETRİUM; VÜCUDUN EN HAREKETİ ORGANI
- Uterusun iç boşluğunu örten bir örtü vardır. Bu örtüye endometrium diyoruz. Bebeğin uterusta yerleştiği kısım bu endometriumdur. Endometrium adetten adete değişiklik gösterir. Düzenli olarak kalınlaşır ve incelir. Bebek olmadığı zaman dökülen endometriumdur aslında.
Endometriumun kalınlaşması ve düzenli olarak adet görülmesi yumurtalıklardan salgılanan estrojen hormonunun etkisine bağlıdır. Yumurtalıklar düzenli olarak hormon salgıladıkça, adet görme de düzenli olur ve bir makina düzeninde işler. Yumurtalıklar yaşlanmaya başladıkça hormon yapımında da azalmalar ve düzensizlikler başlar. Bu durumda adet görme düzensizleşir.
Bazan çok sık ve bol kanama olurken bazanda çok seyrek ve az kanamalar olur. İşte kanamaların düzensizleşmesi menopozun yaklaştığının ilk belirtilerindendir.
Uterusun alt kısmı serviks yada rahim ağzı olarak adlandırılır. Bu kısım hem mikropların yerleşmesi hemde kanser açısından önemlidir. Kanser bölümünde daha ayrıntılı olarak incelenmiştir bu organ.
- Başlangıç
- Ana menü
.
-
- Uterus, tüpler ve yumurtalıklar iç cinsel organlar olarak bilinir. Ayrıca dış cinsel organları vardır kadının.
Vajina ya da vajen olarak bilinen boru şeklinde bir organ vardır. Vajen normalde ön ve arka duvarlardan ibarettir ve normal zamanda kapalıdır. Cinsel birleşme sırasında erkeğin cinsel organını içine alacak kadar esner. Doğum sırasında bu esneme bir bebeği çıkartacak düzeye erişir. Böyle olağanüstü bir organdır vajen. Sex sırasında erkeğe haz veren, kadının orgazma ulaşmasını sağlayan yine vajendir. Vajenin dış ağzı vulva denilen kısımla bacak aralarına açılır. Vulvanın üst köşesinde idrar yolunun sonu vardır. Bunun hemen üzerinde klitoris denilen ve erkekteki cinsel organın körleşmiş bir şekli olan bir oluşum bulunmaktadır. Bu kısım son derece hassastır ve kadının cinsel olarak uyarılmasında ve orgazma ulaşmasında başlıca rolü oynar. O kadar organ varken kadının cinsel zevkinin erkeklik kalıntısı bir organa bağlı olması ilginç aslında.
- CİNSİYETİMİZİN BELİRTEÇLERİ-HORMONLAR
- İnsan vücudunun değişik bölümleri sürekli birbiri ile ilişki halindedir. Bu iletişim değişik kanallarla sağlanır. Kan yoluyla taşınan bazı maddeler olabilir bu iletişim aracıları. Ya da sinir sistemi aracılığı ile taşınan elektriksel bir iletişim olabilir. Gözümüz, kulağımız, cildimiz aldığı uyaranlarla değişik organlar arasında iletişimi başlatabilir.
Örneğin yemek yediğiniz zaman besinler midenizden ince bağırsağa geçince neler olmaktadır?
Safra kesesinden ve pankreas bezinden sıvılar ince bağırsağa salgılanır. Peki safra kesesi ve pankreas, besinin ince bağırsağa geçtiğini nasıl bilir? Onlara haber veren olay nedir?
Bu mesaj ileticiler hormonlardır.
Hormonlar bir çeşit kimyasal mesaj taşıyıcısıdır. Vücudun bir bölümünde yapılıp çok uzak başka bölümünde etkili olabilirler. İnsan vücudunda hormon yapan birçok özel organ ve doku bulunmaktadır. Bu dokularda yapılan hormonlar kana salınır.
- MİNNACIK ORGAN HAYATIMIZI KONTROL EDİYOR.
- Vücuttaki hormon sisteminin nasıl çalıştığını anlamak için ençok bilinen organ olan tiroid bezinden örnek verelim.
Tiroid hemen gırtlağımızın önünde H harfi şeklinde bir organdir. Büyümesi guatr olarak bilinir. Tiroid bezinde yapılan ve salgılanan hormona Tiroksin denir. İşte tiroksin az salgılandığı zaman bütün vücut sistemi etkilenir, kişi tembel ve yorgun olur. Aksine fazla salgılanırsa aşırı aktifleşir. Aynı olayı dışardan tiroid hormonu vererek de oluşturmak mümkündür.
İlginç olan hemen burun kökünün arkasında beyin tabanında bulunan hipofiz dediğimiz minnacık bir organın diğer organlarla olan ilişkisidir. Hipofiz çıkartıldığı zaman da tiroid eksikliği belirtileri ortaya çıkar. Demekki hipofiz ile tiroid bezi arasında da bir kimyasal etkileşim vardır.
Hipofizden salgılanan TSH adlı bir hormon tiroid bezini etkilemektedir. TSH'ın hipofizden salgılanması ile tiroid bezi tiroksin hormonu salgılamaya başlar. Aksi şekilde eğer tiroid bezinden fazla miktarda tiroksin salgılanırsa bu sefer hipofizden TSH salgılanması azalır. Yani iki organ, tiroid ve hipofiz birbirini etkilemektedir.
İşte hipofiz denilen bu küçücük organ kadında üreme ile ilgili birçok olaya bu benzer mekanizma ile katılmaktadır.
- Başlangıç
- Ana menü
.
-
- Hormonlar kana karışarak tüm vücut hücrelerine ulaşırlar. Ancak hormon her hücreye etki edemez. Her hormonun kendine özgü etkilediği hücre grupları vardır. Bu hücrelerin hormona yanıt vermesi için hücre üzerinde o hormona özgü alıcılar olması gerekir. Hormonları bir çeşit radyo dalgaları olarak düşünebilirsiniz. Her hormon değişik frekansta yayınlanan radyo dalgaları olarak kabul edilmelidir. Hücreler ve dokular ise birer radyo alıcısıdır. Eğer o dokunun hücreleri belli bir radyonun frekansına ayarlanmışsa mesajı alır. Ayarı bozuk hücreler hiç bir mesaj almaz.
- GERÇEK CİNSİYET FARKI KİMYASALDIR..
- Kadını kadın yapan, kadınsı özellikleri veren, erkeklerden belli özelliklerle farklılaşmasını sağlayan hormonlardır. Kısaca Seks hormonları dediğimiz bir grup hormon vardır. Herbir seks hormonunun değişik amaçları vardır. Erkeklerde baskın olan hormonlar androjenler olarak bilinir. Kadınlarda ise sex hormonlarının en meşhurları estrojen ve progesterondur.
Erkek hormonları ile kadın hormonları arasında yapısal olarak çok ufak farklar vardır. Yani erkeklikten kadınlığa geçiş ince bir çizginin ucundadır. Ama bu ufacık fark kadın ile erkeği birbirinden çok farklı özelliklere sahip kılmaktadır.
Seks hormonlarının üretimini denetleyen hipofiz hormonları FSH ve LH olarak bilinir. İlginç olan hem erkekte hemde kadında FSH ve LH aynı yapıdadır. Yani FSH ve LH erkekte erkeklik hormonu olan androjen yapımını idare ederken kadında estrojen ve progesteron yapımını idare eder. Her erkekte biraz kadınlık, her kadında biraz erkeklik hormonu vardır. Yani her kadının içinde az biraz bir erkek, her erkeğin içinde az biraz bir kadın yaşar.
Kadınlaşmak isteyen erkekler ya da erkekleşmek isteyen kadınlar birbirlerinin hormonlarını kullanırlar.
Kadının hayatı boyunca tüm yaşantısını etkileyen bir numaralı hormon kadınlık hormonu denen estrojen dir.
- ESTROJENİN ÖYKÜSÜ
- Estrojen kadında esas olarak yumurtalıklarda yapılır ve salgılanır.
Yumurtalıklar kadının kadınlığı için en önemli organdır. Kadının gerçek seks bezleridir. Yumurtalıkların başlıca iki görevi vardır.
1. Yumurta denen küçük hücreleri saklarlar ve geliştirirler.
2. Kadınlık hormonlarının yapar ve vücuda salarlar.
- Başlangıç
- Ana menü
.
-
- Yumurtalar bir kız bebek anne karnında daha 2 aylık olmadan yapılmaya başlanır. Anne karnında dişi bebek 5 aylık olduğunda yumurtalıklarında 7 milyon yumurta hücresi vardır. İşte ilginç olarak daha bu aydan yani anne karnından çıkmadan yumurta sayısı azalmaya başlar ve bir daha vücutta yeniden yumurta yapılmaz. Bu azalma ne zamana kadar sürer? Taa menopoza kadar... Doğumda bu sayı 2 milyona inmiştir. Genç kızlığın başında yumurta sayısı 300.000 civarındadır. Her adet döneminde bu yumurtalardan sadece bir tanesi harcanır. Yani yılda 12 yumurta harcanır. Bir kadının yaklaşık 35 yıl adet gördüğü düşünülürse tüm yaşamı boyunca 420 tane yumurta harcanır.
Peki bu kadar az yumurta tükendiğine göre menopozda tüm yumurtalar nasıl tükenmektedir?... Bunun nedeni tam bilinmemekte. Bilinen her adet döneminde yüzlerce yumurtanın durduğu yerde eridiğidir...
- HORMON FABRİKASI YUMURTALIKLAR...
- Yumurtalıklarda yumurtaların hemen çevresindeki hücrelerde sürekli hormon yapılır. Yumurtalıklarda yapılan bu seks hormonları kan yoluyla tüm vücüda dağılır ve kadın vücudunda değişik yerlerde değişik etkilere neden olur. Seks hormonların etkilerinin bilinmesi ile menopozda oluşan değişiklikler daha iyi anlaşılır.
En başta, adet düzeni tamamen hormonların esiridir. Bu konuyu menopoz öncesi görülen değişiklikler kısmında daha ayrıntılı inceleyeceğiz.
- HORMON ESİRİ KADINLAR...
- Kadının sinir sistemi, ruhsal durumu hormonların esiridir. Çoğu kadında adet öncesi dönemde yaşanan gerginlikler hormonlarla ilişkilidir.
Seksuel arzu hormonlar tarafından idare edilir.
Kadının cinsel organlarının çalışması hormonların kontrolü altındadır.
Kadının memelerinin güzelliği yine hormonlarla ilgilidir. Kadının kadınsı dış görüntüsü ise esas olarak erkek hormonunun eksikliğine bağlıdır. Yani erkeklik hormonu olmadığı için kadının omuzları dar, kalçaları geniş ve yuvarlaktır. Bu durumu erkeklik hormonu alan kadın sporcularda çok iyi gözlemleyebiliriz. Bu atlet kadınların vücudu erkek görünümü alır.
Osmanlı döneminde harem sorumlularının erkeklik hormonu salgılayan yumurtaları cariyelere bir zararları olmasın diye hadımağaları tarafından çıkarılırmış. Tarih kitapları bu hormonal eksikliği çok iyi vurgular. Harem uşaklarının seslerinin ince ve memelerinin ve kalçalarının daha yağlı olduğunu belirtirler.
Vücudun kıllanma miktarı ve dağılımı üzerinde de hormonların cinsi, miktarı ve etkisi önemlidir. Erkeklik hormonu saçlarda daha fazla dökülmeye neden olurken kadınlık hormonu kılların ince ve yumuşak olmasını sağlar. Kel erkeklerin hiç üzülmesine gerek yok.
- HORMONLARIN İÇ ORGANLARDAKİ ETKİLERİ
- Hormonlar vücutta su ve tuz tutulmasına yani vücudun şişmesine neden olurlar.
Estrojen hormonu kan yağlarında azalmaya neden olur ve kalp damarlarının yağlanmasını önler. Menopozda bu etkinin önemini ve sonuçlarını daha ileriki bölümlerde tartışacağız.
Beyin ve sinir sistemine ve kemikler üzerine de olumlu etkileri vardır. Bu etkileri yine ileriki bölümlerimizde daha geniş tartışacağız.
- Başlangıç
- Ana menü
.
-
- Evet yumurtalıklarda yüzbinlerce yumurta taslağı bulunur. Belli bir zaman bu yumurtalar sessiz durur. Bir zaman sonra yumurtalara bir yerlerden bir mesaj gelir ve genç kız ilk adetini biraz hayret, biraz sevinç ile görür. Çocukluktan genç kızlığa ilk adımın atmıştır artık. Sessiz sessiz duran yumurtalara mesaj nereden gelir? Nedir bir genç kızda ilk adeti görmesini sağlayan?
İlk mesaj beyinden gelir. Beyinde yukarıda adından bahsettiğimiz hipofiz denilen bir bez bulunur. Miniminnacık bir bez ama o kadar çok hormonu idare eder ki. Kendisi de yüzlerce hormon salgılar.
Biz ilgilendiren başlıca iki hormonu vardır hipofizin. Bu hormonlar yumurtalıkların çalışmasını kontrol eder. Yumurtalıklarda yumurtaların gelişmesini, olgunlaşmasını, yumurtlamayı sağlarlar. Aynı zamanda yumurtaların hormon üretmesini sağlarlar.
Yumurtalarda da başlıca iki hormon salgılanır. Birincisi estrojen, ikincisi progesteron. Düzenli adet gören bir kadında bu düzenin nasıl işlediğini iyi bir şekilde anlayabilirsek menopozun nedenlerini, hormon tedavisinin ne olduğunu ve gerekliliğini çok daha iyi anlayabiliriz.
- ALICILAR SAVAŞI
- Bir adetten diğer adetin başına kadar geçen süreye siklus demekteyiz. Ortalama 28 gün kabul edilir bir siklus. Kanamanın başlaması ile birlikte yumurtalıklarda hareket başlar. Hipofizden FSH dediğimiz hormon hızla kana pompalanmaya başlar. Hemen yumurtalıklara ulaşan FSH için yumurta hücreleri üzerinde alıcılar mevcuttur. Bu alıcılar sadece FSH'ı tanıyan alıcılardır. Alıcıların uyarılması ile birlikte aynı anda birçok yumurta büyümeye başlar. Bu büyüme ile birlikte her yumurtanın etrafında milyonlarca hücre estrojen hormonu yapmaya ve kana vermeye başlar. Burada öyle bir denge vardırki hayret etmemek imkansız. Estrojen hormonu yumurta etrafındaki bu hücrelerde kendi alıcılarının sayısında artmaya neden olur. Aynı zamanda yine estrojen hormonu FSH içinde alıcı sayısını arttırır. Alıcı sayısının artması hiç hormon miktarı değişmese de hormonun daha güçlü etki etmesini sağlar. Bu olay güçlü bir radyonun bir istasyonu zayıf bir radyoya göre daha net almasına benzer.
- LİDER YUMURTA DİĞERLERİNİN ÖLÜMÜ DEMEKTİR...
- Adetin ilk gününden itibaren artan estrojen hormonu vücüdun diğer bölgelerinde de kendi alıcılarına ulaşır ve her adet döneminin değişik zamanlarında vücutta değişik hisler duyulmasına neden olur. 10. güne doğru büyümeye başlayan yumurtalardan bir tanesi hakim hale geçer. O bir liderdir artık. Diğer yumurtaların hepsi siner ve küçülmeye başlar. Lider yumurta ise hızla büyür. Etrafı sıvı ile kaplanır. 14.güne geldiğinde herşey maksimuma ulaşmıştır. Yumurta maksimum büyüklüğe ulaşmıştır. Estrojen maksimum miktarada salgılanmaya başlamıştır. İşte bu çok yükselen estrojen hipofizden ikinci önemli hormon olan LH hormonunun hızla kana karışmasını sağlar. Kanda bir anda artan bu hormon gider yumurtanın çatlamasını sağlayan emirleri verir. Yumurta çatlar ve karın boşluğuna atılır. Yumurtanın başına neler geldiği ayrı bir öyküdür artık. Biz öykünün o kısmı ile ilgilenmiyoruz. Biz ilgilendiren yumurta atıldıktan sonra neler olduğudur.
- BU ARADA UTERUS BOŞ DURMUYOR...
- Bu arada bu öykünün üçüncü kahramanı olan uterusa bir göz atalım. Uterusun içi adet gördükten sonra incecik kalmıştır. Endometrium dediğimiz bu ince tabakanın tekrar kalınlaşmaya başlaması gerekir. İşte adetin ilk 13-14 günü endometrium sürekli çoğalır kalınlaşır. Ancak bir koşul vardır bu kalınlaşma için. Estrojen hormonu gereklidir. Bunun içinde endometriumdaki hücrelerde hormon alıcıları hızla artar. Kan damarları çoğalır. Hücreler çoğalır. Hızla kalınlaşma başlar. Bu kalınlık aynı diğer olaylarda olduğu gibi 14. günde maksimuma ulaşır.
- YUMURTA ÇATLADIKTAN SONRA...
- 14 günden sonra olaylar biraz değişir. Lider yumurtanın yeri boş kalmıştır. Bu boşluğun doldurulması gerekir. Bu boşluk dolarken aynı zamanda değişik bir hormon salgılamaya başlar. Bu hormon progesterondur. Progesteron estrojenin aksine olgunlaştırıcı bir hormondur. Estrojen her şeyi uyarırken, progesteron sakinliğe davet eder. Artık hızlı büyüme devri bitmiştir. Şimdi toparlanma devridir. Herkes herşeye hazırlıklı olmalıdır. Endometrium döllenip gelecek bir yumurtaya hazır olmalıdır. Yumurtalık yeni bir döneme hazır olmalıdır. İşte progesteron tüm bu organları hazır hale gelmesini sağlayacak uyarıları yapar. Artan estrojen ve progesteron, bir yandan da hipofize mesaj göndererek orada FSH ve LH yapımını azaltırlar. Artık herşey yumurtanın döllenmesine bağlıdır. Yumurta döllenmemişse 21. günden itibaren geriye sayım başlar. Estrojen ve progesteron hızla azalmaya başlar. Azalan hormonlar karşısında endometrium bütünlüğünü koruyamaz, bozulur, ve dökülür. Yani adet başlamıştır. İşte yeni bir adet siklusu başlamıştır. Yumurtalar çalıştığı sürece bu olay böyle sürer gider.
- Başlangıç
- Ana menü