.
Yine ikinci bir yanlış bilgi de diyetteki kolesterol miktarı ile ilgilidir. Sanılanın aksine besinlerdeki kolesterol miktarının kandaki kolesterol miktarı üzerine fazla bir etkisi yoktur. Diyette kolesterolü 100 gram azaltmak kan kolesterolünü sadece 2 mg düşürmektedir.
Ancak toplumun 3 de biri kanında kolesterolü tam düzenleyemez. Bu kişiler yüksek miktarda kolesterol aldıklarında kanlarındaki kolesterol hızla yükselir. Kolesterolü ayarlayabilen kişiler ise ne kadar yüksek miktarda kolesterol alırsa alsın kanındaki kolesterol belli sınırlar içinde kalır.
Üçüncü bir yanlış inanışta azaltılan yağ yerine karbonhidratlı besinleri koymaktır. Bu tip beslenme oldukça zararlıdır. İyi kolesterol olarak bilinen HDL de düşme olurken zararlı olan LDL etkilenmez. Kolesterolün temeli olan trigliseridler ise artar.
Diyetteki lifli yiyecek oranını arttırmakda azda olsa kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Ancak liflerin gerçekten etkili olması için çok yüksek miktarlarda alınması gerekir. Bu miktarlarıda günlük beslenmenin içinde eritmek kolay değildir. Ayrıca sadece lif olarak satılan birtakım maddelerin yararı şüphelidir.
Alkol Yararlı mı?
Alkol alımının HDL yi arttırdığı görüşünü destekler bilgi yeterli değildir. Bu nedenle kalp hastalığını azaltmak amacıyla alkol alımının bir mantığı yoktur. Ancak aşırı alkol almıyan kişilerde alkolün ters bir etkisi gösterilmemiştir. Aşırı alkol ise hem kan yağlarını arttırmakta, hem de yüksek tansiyona neden olmaktadır.
Başlangıç
Ana menü
.
İlk kez 1953 de kadınların daha az kalp hastalığına yakalandığı anlaşıldıktan sonra gözler estrojene çevrilmiş. Estrojenin kalp hastalığı ile ilişkisini saptayan 30 kadar ciddi inceleme yapılmış. Bu çalışmalardan çoğu önemli yararları olduğunu ortaya koymuş. Özellikle kalp damarlarının tıkanıklığını inceleyen çalışmalar gerçek durumu ortaya koymaktadır. Çünkü en objektif kriterlerden biri kalp damarlarını görerek değerlendirmektir. Koroner anjiografi denen yöntemle kalp damarları görünür hale getirilir ve tıkanıklık olup olmadığı anlaşılır. Bu çalışmalara göre damar daralmasında en önemli risk etkenleri yaş, kolesterol düzeyi, sigara, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon olarak belirlenmiştir. Koruyucu tek etken ise estrojen hormonu olmuştur.
Estrojenle kalp hastalığı arasındaki ilişkiler kesin olarak ortaya konduktan sonra, estrojenin kalp hastalığından koruyucu etkisi önem kazanmıştır.
Her durumda estrojen kullanılabilir mi?
Tansiyon yüksekliğinin kalp hastalığı riskini arttırdığı bilinmektedir. Estrojen kullanımı vücutta tuz ve su tutulmasına neden olmasına ve yüksek tansiyonda riskli sanılmasına rağmen gerçek bunun aksidir. Estrojen hem yüksek tansiyonlularda hemde normal tansiyonlularda kan basıncı düşürmektedir.
GEÇİRİLMİŞ HASTALIKLAR VE ESTROJEN
En önemli sorunlardan biri bir kadın daha önceden kalp krizi, felç gibi kalp ve damar sistemi ilgili hastalık geçirmişse ortaya çıkmaktadır. Menopozda kullanılan hormon dozlarının kanın pıhtılaşma mekanizmasına ya da damar tıkanıklığını arttırıcı etkileri gösterilmemiştir. Aslında en çok koruyucu tedavi görmesi gereken kadınlar daha önce böyle hastalık geçirmiş olanlardır. Nitekim bulgularda bu görüşü destekler niteliktedir. Daha önceden kalp krizi ya da felç geçirmiş hastalardan hormon kullanmaya başlayanlarda daha sonradan aynı hastalıktan ölme riski %50 azalmıştır. Özellikle 5. yıldan sonra bu fark çok daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.
Yani korkulanın aksine hem kalp krizi geçirmiş hem de damar tıkanıklığı hastalığı geçirmiş hastalara korkmadan uygun dozlarda estrojen kullanabilir. Kendi yararına bir karar vermiş olur.
Damar Yağlanması Engelleniyor...
Estrojen sadece kan yağlarını düzeltmekle kalmamakta aynı zamanda kalp hastalığı ve kalp krizi için en büyük risk olan damar içi yağ çökmelerini (aterosklerozis) önlemektedir. Bu etkiyi damar duvarında yağ çökmesine karşı koruyucu bir etki yaratarak oluşturmaktadır.
Yaşlanma ile birlikte vücudun yağ dağılımında bir değişme başlar. Özellikle orta bölgelerde yani karın çevresinde yağ miktarı artar. Bu artan yağ miktarı damar içi yağlanmayı arttırıcı bir etkidir. Estrojen hormonu bu tip yağlanmayı engelleyerek kalp hastalığının oluşmasını engelleyici yönde etkkisini arttırır.
Ancak estrojen kullananlarda yüksek tansiyona bağlı tehlikeler olmamaktadır. Eskiden bilinenin tersine estrojen kullanımı yüksek tansiyona bağlı felç riskini %50-%80 oranında azaltmaktadır.
Şeker hastalığı, şişmanlık, aşırı sigara içimi, yüksek tansiyon, tembel yaşantı ve egzersiz yapmamak kalp hastalığı riskini arttırmaktadır. Bu etkenlerin hepsi düzeltilebilir etkenlerdir.
Başlangıç
Ana menü
.
Estrojenin kalp hastalıklarını önleyici etkisi en yararlı etkisi olarak görülmelidir. Bu nedenle özellikle tedaviye eklenen projesteronun bu etkiyi azaltıp azaltmadığı çok önemlidir. Bu olumsuz etki kullanılan projesteronun miktarıyla yakından ilgilidir. Yani ne kadar yüksek doz projesteron kullanırsak o kadar estrojenin yararlı etkisi azalacaktır. Kullanılan projesteron fizyolojik sınırlarda kaldığı takdirde estrojenin koruyucu etkisi azalmaz. Ama genellikle bu doz ayarlamasını sağlamak güçtür ve genellikle projesteronu tedavide ek olarak alan hastalarda kan yağlarındaki olumlu etkide biraz azalma olur. Ancak bu etki ilk zamanlarda ortaya çıkan bir etkidir. Çok uzun süre tedaviyi sürdüren kadınlarda bir süre sonra kan yağlarının miktarı sadece estrojen kullanan kadınlarla aynı düzeye gelmektedir.
Aynı anda hem estrojen hem de düşük doz projesteron içeren haplarla sürekli tedavi alanlarda kan yağları olumlu yönde etkilenmektedir. Yani bu tip tedavide projesteron olumsuz değil olumlu yönde etki de bulunmaktadır. (Bu tedaviye örnek Premarin 0.625 mg ve farlutal 2.5 mg günde)
Bu konuda geniş bir çalışmadan örnek verirsek konu daha iyi anlaşılmış olacaktır. İsveçte hormon tedavisi alan 23 bin kadın izleme alınmış. Sadece estrojen kullananlarda kalp krizindeki azalma hiç hormon almıyanlara göre %30 az bulunmuş. Estrojen ve projesteronu ardışık şekilde kullanan kadınlarda bu kalp krizi azalma oranı %50 civarında olmuş. Yani en azından projesteronun olumsuz hiçbir etkisi saptanmamış.
Başlangıç
Ana menü
.
Estrojenin olumlu etkisinin hangi yaş grubunda olduğu tam aydınlatılamamıştır. Gençlerde daha yararlı olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca ilacı ne kadar süre kullanmak gerektiği, en geç kaç yıl sonra başlandığında hala yararlı etkisi olacağı tam bilinmemektedir ve araştırılması gerekli konulardır.
Kalbi tamamen sağlam olanlar hasta olanlara göre daha az yarar elde etmiştir. Bu nedenle kadının kalp hastalığına eğilim etkenleri de önem taşımaktadır. Örneğin sigarayı bırakmak 5 yıl içinde kalp krizine yakalanma riskini %50-70 azaltır. Total kolesterolün %1 azaltılması kriz riskini %3 azaltmaktadır. Düzenli egzersiz yapanların %45 daha az yakalanma şansı vardır.Vücut ağırlığı ideal sınırda olanlarda yakalanma şansı %35-55 daha azdır.
Sonuç Olarak...
Menopoz sonrası hormon kullanımının en önemli yararlarından biri kalp hastalıklarını önleyici yönüdür. Projesteronun birlikte kullanılması bu olumlu etkiyi azaltmaz.
Başlangıç
Ana menü