.
. .

AŞIRI TEMİZLİK VE KONTROL HASTALIĞI

.
.
  • Ana menü
    Ayşe Hanım ellerini o kadar sık yıkıyor ki cildinde çatlaklar ve yaralar oluşuyor. Her yemekten sonra beş dakika el yıkamanın akla yakın bir açıklaması olmadığını o da biliyor. Ancak bunu yapmamak elinde değil. İçinde onu zorlayan karşı konulması olanaksız bir güç var. Eğer direnir ve ellerini yıkamazsa, bir bunaltı duygusu hissetmeye başlıyor ve bu duygunun şiddeti giderek artıyor.
    Aşırı temizlik hastalığı nedeniyle başvuran bir başka hasta, her akşam eşini eve almadan önce banyoya soktuğunu ve elbiselerini değiştirmeden salona geçip oturmasına izin vermediğini anlatıyor. Eve gelen konuklara karşı aynı zorlayıcı tavrı gösteremiyor, bu nedenle diken üstünde oturuyor ve onlar gittikten sonra, oturdukları ve bastıkları yerleri deterjanlı bezlerle siliyor.
    Bazıları kendilerini mikrop, meni ya da kir bulaşacağı düşüncesinden kurtaramıyorlar. Kimileri kendilerinin başkalarına, örneğin eşlerine ya da çocuklarına bir hastalık bulaştıracaklarından korkuyor. Bu nedenle, boyuna yıkıyor, yıkanıyor, temizlik yapıyor, günün önemli bir bölümünü bu tuhaf endişeler ve uğraşlarla geçirmek zorunda kalıyorlar.

     

    Aşırı kontrolcüler:
    Mehmet Beyin sorunu biraz değişik. Onun derdi havagazını kapattığından, kapıyı kilitlediğinden, ışıkları söndürüp söndürmediğinden emin olamamak. Bu nedenle sabahları bir türlü evden çıkamıyor. Ayakkabılarını giyip dışarı çıktıktan sonra yeniden geriye dönüp herşeyi bir kez daha kontrol ediyor. Sonra bir kez daha, bir kez daha. Bazı günler bu nedenle işe geç kalıyor. Hatta kontrollerini tekrarlamak için iş yerinden izin alıp eve döndüğü bile oluyor.
    Kimi kontrolcüler, kendilerini bir türlü rahat hissedemedikleri için elbiselerini defalarca giyip yeniden çıkarıyorlar. Acaba, arabayla bir yayaya çarpmış olabilir miyim düşüncesiyle başedemedikleri için geri dönüp yolu bir kez daha gözden geçirenler de bu grupta yer alıyor.

     

    Palyaço bandı gibi görüntüler: Kişinin zihnine palyaço bandı gibi yapışan görüntü ve düşünceler bu hastalığın bir başka biçimini oluşturuyor. Örneğin, kişi kendisini sürekli gözünün önüne gelen cinsel organ görüntülerinden kurtaramıyor. Ya da bir çocuğun aklına durmaksızın 'Annen ölecek' diye bir düşünce geliyor. Beş vakit namazında yaşlı bir adamın içinden boyuna Tanrıya karşı küfürler geçiyor. Çoğu zaman kişi bu düşüncelere karşıt düşünceler geliştirerek kendini rahatlatmaya çalışıyor ve bu da bitmek bilmez bir düşünce uğraşıyla saatler geçirmelerine yol açıyor.

     

    Tedavi:
    Yukarıda örneklerle tanımlanan ruhsal bozukluk, psikiyatristler tarafından 'Obsesif Kompulsif Bozukluk' olarak adlandırılıyor. Obsesif Kompulsif Bozukluğun tedavisinde ilaçlar oldukça etkili. İlaçlarla, yüz kişiden yetmişinde belirgin düzelme sağlanabiliyor. Bir diğer tedavi yöntemi psikoterapi. Terapi seanslarında hastalara, takıntılara karşı direnme teknikleri öğretiliyor. Tek başına psikoterapinin başarısı da yüzde yetmiş dolayında. İlaç ve psikoterapi birlikte uygulandığında daha başarılı sonuçlar alınabiliyor.
    Ana menü