.
. .

İLAÇLARLA GENÇ KALABİLMEK MÜMKÜN MÜ?

.
.
  • Ana menü
    Son zamanlarda eczane raflarının ön sıralarını yeni tip ilaçlar süslemeye başladı. Çoğu ithal ya da yabancı patentle üretilen bu ilaçlar gençlik ilaçları olarak satılmakta. Bunların çoğu antioksidan olarak bilinen maddeleri içeren haplar. Bunları her gün belli miktarlarda alırsanız bazı hastalıklardan korunacak, yaşlanmanız yavaşlayacak. Ancak ne kadar gerçek bu ileri sürülen etkiler? Geniş çalışmalar bu iddiaları destekleyecek bilgileri pek sunamıyor bize ne yazıkki.
    Antioksidanlar normalde besinlerin içinde bulunan kimyasal maddelerdir. Serbest radikaller diye bilinen zararlı maddelere karşı koruyucu bir kalkan oluşturuyorlar. Aynı bir metalin paslanması gibi oksijenin hücrede kullanılması srasında ortaya çıkıyor bu serbest radikaller. Kontrol altında tutulamıyan serbest radikaller hücrenin protein, yağ ve genetik materyel gibi önemli maddelerine saldırır. Hücre harab olurken reaksiyonlar zinciri başlar ve bu reaksiyonlar sonunda da daha çok serbest radikal ortaya çıkar. Cilt dokusunun harab olması cildin buruşmasına ve yaşlı görünmesine neden olur. Hücrelerin kendi kendini tamir etme özelliği azalır. Kanser, kalp hastalığı, ve diğer süregen hastalıkların riski artar.
    Çok değişik tipte antioksidanlar değişik besinlerin içeriğinde bulunur. Örneğin E vitamini buğday tanesinde, sıvı yağlarda, fındık ve balık da; C vitamini limon, portakal, yeşil biberde ve ispanakta; Beta karoten havuç, tereyağ, domates, greyfurt ve kırmızı biber de; Çinko yumurta da; Manganez bezelye ve fındıkta, Selenyum et, tavuk ve deniz ürünlerinde bol miktarda bulunur.
    Suni olarak laboratuvarda üretilen antioksidanların besinlerden alınanlar kadar vücuda yararlı olmadığı ileri sürülmektedir. Bunun nedeni tam bilinmemekle beraber besinlerde bulunan diğer elemanların yardımcı rolü olduğu düşünülmektedir. Son 20-30 yıldır antioksidanlar ile kalp hastalığı, yaşlanma ve kanser arasındaki ilişki araştırıcıların ilgi odaklarından biri olmuştur. Bol sebze ve meyve ile beslenen kişilerde daha az kanser görülmesi dikkat çekmiştir. Antioksidanların yaşlanmayı ve bedendeki yıpranmayı azaltıcı maddeler olabileceği üzerinde spekülatif görüşler ileri sürülmüştür. Bu nedenle araştırıcılar bu maddelerin etkilerini araştıran geniş çaplı bilimsel araştırmalar yapmaya başladılar. Bu araştırmaların sonunda ortaya çıkan bilimsel gerçekleri yarınki yazımda inceleyeceğim.

     

    ANTİOKSİDANLARIN HASTALIKLARDA ETKİSİ
    1991 de Çin'de yapılan geniş bir çalışma E vitamini, beta karoten ve selenyum içeren hapları alan erkeklerde diğer maddeleri alanlara göre kansere karşı daha güçlü bir bağışıklık sistemi geliştiğini bildirmiştir. Ancak bedende kanser başlamışsa bu maddelerin iyileştirme yönünde hiçbir yararı olmamaktadır. Özellikle bol miktarda sebze ve besin tüketen kişilerde bağırsak kanserleri az görüldüğü düşünülmekteydi. Ancak 4 yıllık sürede 751 kişi üzerinde yapılan bilimsel bir incelemede bağırsak kanseri gelişmesi oranlarının aynı olduğu görülmüştür. Diğer bir deyişle antioksidan desteği bağırsak kanseri gelişme riskini azaltmamaktadır.
    Yakın bir zamanda Finlandiya'da 29 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışma sigara içen erkeklerde E vitamin ve beta-karoten'in akciğer kanserini önleme yönünden hiçbir yararı olmadığını ortaya çıkarmıştır. Aksine aşırı beta-karoten tüketen erkeklerde kanser oranlarında artış saptanmıştır. Aynı şekilde ABD de yapılan bir çalışma da beta karotenin akciğer kanserini ciddi şekilde arttırdığını ortaya çıkarmıştır. Hatta bu yüzden çalışmaya tamamlanmadan son verilmiştir.
    Antioksidanlar gerçekten kalp hastalığını önleyebilir mi? Şu anda sürdürülmekte olan geniş bir çalışmanın ön sonuçlarına göre beta karotenin herhangi bir yararlı etkisi ortaya çıkarılamamıştır. 1800 kadını içeren bir çalışma da ise diyetinde bol sebze ve meyve tüketenlerde kalp hastalığının belirgin olarak daha az görüldüğü saptanmıştır.
    Tüm yaşam boyunca hücrelerimiz serbest radikallerin zararlı etkileri altındadır. Yaşlanma ile ortaya çıkan çoğu hastalığın etkenleri arasında serbest radikallerin oluşturduğu zararlar sözkonusudur. Bu hastalıklar arasında kanser, romatizma, astma, bunama örnek gösterilebilir. Yapılan araştırmalar birbiriyle çelişiyor gibi görülmektedir. Bu çelişki besinlerde alınan antioksidanların haplarla alınanlara göre daha farklı emilmesinden ileri gelmektedir. Bilimsel çalışmalar ticari ilaçlarla yapılmaktadır. Bu nedenle sonuçlar umulanın aksine sonuçlar ortaya koyabilmektedir. Özet olarak antioksidanların yararlı etkileri doğal olarak alındığı zaman ortaya çıkmaktadır.
    Ana menü