.
. .

ZAYIFLAMA TEORİLERİ ÇATIŞIYOR...

.
.
  • Ana menü
    Zon teorisi düşük karbonhidrat yüksek protein alımına dayanıyor. Esas amaç karbonhidratı kısıtlayarak yağları yakmak. Yağlar bu yolla yakılır, ama bu yakılış tam olmaz. Keton denen bazı maddeler kana karışır. Ketonlar uyku hali, ishal, zayıflık, başağrısı, böbrek taşı, gut ve benzer rahatsızlıklara neden olur. Aslında Zon diyeti gizlenmiş bir düşük kalori diyetidir. Haliyle zayıflamaya neden olacak, ama sağlığınızı da riske edecektir.
    İnsülin'in şişmanlatıcı hormon olarak suçlanması biraz yanlış. İnsülin enerji gereksinimi olan yerde glukoz'un kulanılmasını sağlar. Glukozu kandan hücre içine taşır. Şişmanlığın asıl sebebi ne kadar kalori kullandığınıza bağlıdır. Sadece karbonhidrat alıp, yağı azaltmaya kalkarsak zayıflamak pek mümkün değil. Kalori olayının yine de gözardı etmememiz gerekir. Sınırsız karbonhidrat alınacak diye birşey yok. Fazla kalori yine yağ olarak birikir.
    Yiyecekler yendiği zaman glukoza parçalanır. Kandaki glukoz düzeyi sabit olmalıdır. Fazlası şeker hastalığına, azlığı şeker komasına sokar. Vücut glukozu anında enerji gereksinimi kadar kullanır. Fazlası ise yağ halinde depolanır. Bedenin enerji gereksinimi artınca glukoz serbest kalır. Dinlenirken ise glukoz glikojen halinde depolanır. Uzun süreli gereksinim için ise yağ halinde depolanır.
    Fazla yenip az harcandıkça yağ depoları şişmeye başlar. Yiyeceğin yağ olarak depolanmasından kurtulmanın bir yolu küçük küçük porsiyonları sık aralıklarla almaktır. Yani öğün atlamak fayda değil zarar getirir. Bir diğer yöntem ise bazı besinlerin alımının azaltılmasıdır. Değişik yiyecekler değişik hızlarda sindirilir. Glukoza dönüşüm hızları da farklılık gösterir.
    Bir besinin yapısı ne kadar karmaşık ise glukoza dönme hızı da o kadar yavaştır. Ayrıca yiyeceğin lif oranı, içindeki yağ ve protein miktarı, pişirme ve işlemden geçirilme özellikleri de glukoza dönme hızını etkiler. Enerji gereksinimi ile yiyecek alımı arasındaki denge sabit kaldıkça vücüt ağırlığı da sabit kalacak demektir.
    Sonuç olarak, şişmanlığın gizleri daha tam olarak çözülmemiş gözüküyor. Bu nedenle de tamamen birbirinin zıddı görüşler taraftar bulabiliyor. Şu anki bilgilerimiz ciddi olarak zayıflamayı düşünenlerin hemen egzersiz yapmaya başlamaları ve yağ alımını kesmelerinin en uygun ve kolay yol olduğunu gösteriyor. Şişmanlamaya olan genetik eğilim, yeme alışkanlıklarını değiştirerek ve egzersiz yaparak engellenebilir.
    Ana menü