Liseler arası rekabet ya da şirketleşen liseler
MEB Toplam Kalite Yönetimi Uygulamaları Ödül Yönergesi" Yürürlüğe Girdi Bakanlık merkez ve taşra teşkilâtı birimlerinin performansının ölçülüp değerlendirileceği ve bu değerlendirme kapsamında ödüllendirileceğine ilişkin usul ve esasların belirlendiği, "MEB TKY Uygulamaları Ödül Yönergesi" 03/01/2005 tarihinde yürürlüğe konmuştur. Bu düzenleme ile Okul/Kurumların yanında iyileştirme ve geliştirme faaliyetlerine öncülük eden ekip-takım çalışmalarının da ödüllendirileceği Yönerge, kamu yönetimi için bir ilk uygulama özelliği taşımaktadır. Yönerge kapsamında her yıl "Yılın Kaliteli Okulu/Kurumu" ve "Yılın Kaliteli Ekibi" ödülleri verilecektir.
Haydi okullar yarışa!
Mille Eğitim Bakanlığı'nın ortaöğrenime ilişkin tek planı müfredatlarla sınırlı değil. AKP, Müfredat değişikliği ile bilinmezci ve idealist eğitim anlayışını okul yaşamına sokarken aynı zamanda rekabete dayalı bir lise modelinide hayata sokuyor. AKP'nin ortaöğrenime dönük bu iki hamlesi birbirinden bağısız düşünülemez. 'Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi Uygulamaları Ödül Yönergesi' bu anlayışın ilk adımlarında biri. Yönergede amaç "MEB'e bağlı okul ve kurumlarda toplam kalite yönetimi uygulamalarında emsallerine göre üstün başarı gösteren okul/kurum ve ekiplerin ödüllendirilmesine ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir." ifadesi ile belirlenmiş.
Lise eğitimine sokulmak istenen kavramlara baktığımızda öğrenci değil bir şirket elemanı yetiştirilmek istendiğini görebiliriz. Değerlendimedeki kıstaslarının bir yönü; "liderlerin, okulun/kurumun misyon, vizyon, ilke değerlerinin oluşumuna sağladığı destek" olarak belirlenmiş. Konuyu biraz daha açmak istersek, okuldaki eğitim ve liseler arasında yapılmak istenen bu yarışta kim kazanacak sorusunu yanıtlamak gerekiyor. 'Kazanmak' için öncelikle iyi bir ekip çalışması gerekiyor! Ekip kavramı "Okulda/kurumda yaşanan bir problemi çözmek/çözümüne ilişkin öneriler geliştirmek veya bir süreci iyileştirmek amacıyla oluşturulan kalite çemberi, problem çözme ekibi, iyileştirme ekibi ve benzeri adlarla anılan çalışma ekipleri" olarak tarif idlmiş. Ödülde bu ekipleri en iyi ve verimli kullanan okula verilecek. Elbette ödülün ve tüm bu uğruşların sebebide metinde yer alıyor: "Ödül; okul/kurum çalışanlarında kalite bilinci kazandırma, ortak aklı kullanma, tüm süreçlerde; sürekli geliştirme ve iyileştirme, verimliliği artırma, rekabet ortamı oluşturma, kalite uygulamalarını yaygınlaştırma, eğitimin kalitesini ulusal ve uluslararası okullarla/kurumlarla karşılaştırma gibi kalite yönetimi hedeflerinin ne derece gerçekleştirildiğini belirlemeye yöneliktir." Ödüllendirmede diğer bir kıstar ise; "Çalışan performansının uygun bir şekilde takdir edilmesi, ödüllendirilmesi" şeklinde.
Bu öyle bir rekabett ki gençliğin tüm yaşamında egemen kılınmak isteniyor. Bir şirkete, fabrikaya, hastaneye ya da herhangi bir yere işe girdiğinde bu kavramlarla ve uygulamalrla karşılaşacak olan gençliği liseden itibaren bu yönde eğitilmeye başlanmak isteniyor. Bir çember düşünün ki diğer çalışma arkadaşlarınızla sürekli rekabet halinde olacaksınız. Hatta kendi çemberinizdeki arkadaşlarınızla bile ve performansınız hepsinden fazla olacak. İşte o zaman ödüllendirilmeyi hak edersiniz. Ödülünüz ise maaşınıza yapılacak bir zam da olabilir bir takdir belgeside. İlk sorumuza dönecek olursak. Bu yarışı kim kazanacak? Cevabı basit: Bu kadar çok kimin için çalıştınız ise o.
İşte müfredatı hazırlayan gerici fikirlerin liselere vaatleri bunlar.
               (
geocities.com/ibfidaner/evrgen/arsiv)                   (
geocities.com/ibfidaner/evrgen)                   (
geocities.com/ibfidaner)