BİR ÖRNEK TOPLULUK: ODTÜ OYUNCULARI

ODTÜ Oyuncuları, 1961'de TBMM'nin arkasındaki barakalarda kuruluyor. 1966'da bugünkü yerine, yani Mimarlık Amfisi'ne taşınıyor. 1970'li yıllarda dönemin siyasal özellikleri gereği ajit-prop oyunları oynuyorlar. 1980 askeri darbesi ile 'kolluk' odayı basıyor ve topluluğun arşivi topyekün yakılıyor. Bu yıllara ait izler hala yok. Ancak sözlü olarak aktarılabilenler "kurtarılmış". 1980-1983 arası topluluk kapatılıyor, fakat 1981-82'de biri çocuk oyunu olmak üzere iki oyun sahneleniyor. 
Bugün ODTÜ Oyuncuları her akademik yılın hemen hemen ilk üç ayını tiyatro eğitimine dönük çalışmaları ile geçiriyor. Bu eğitim çalışmalarında gerek oyunculuk kavramları, gerekse tiyatro kuram kitapları inceleniyor. Bu program her yıl geliştiriliyor ve sürekli bir gelişme içinde. Bunca yıllık gelişme ve çabalarla bu programı ancak son yedi yıldır ana hatlarıyla sabitleyebilmişler. Buna rağmen her yıl programlarını tekrar gözden geçirip değiştiriyorlar. İkinci dönem ise en az bir oyun üretiyor. Her yıl ikinci dönem bir de tiyatro şenliği düzenliyor. Bu şenlik, Türkiye'nin ilk amatör tiyatrolar şenliği olma özelliğini de taşıyor.
Sahne pratiğinin yanında sanata parayı sokmamaya ve yaptıkları işi metalaştırmamaya özen gösteriyorlar. Bu düşünceyle etkinliklerine ne sponsor alıyor, ne de herhangi bir etkinlikten ücret alıyor. Düşük fiyatlı biletlere dahi karşılar. Okuldan amfi, oda, dekor ve makyaj yardımı alıyor. Olabildiğine özerk yapısını korumaya çalışan bir topluluk. Hem fiilen hem de düşünsel olarak tüm olanaklarıyla doğru bildiğini yapıyor. Tüm baskılara rağmen etkinliklerine sponsor almayı ve biletli etkinlik yapmayı reddediyor. Rektörlük açıkça daha fazla kârı nasıl elde edebileceklerini araştırmalarını ve uygulamalarını istiyor ve kârınızı "maksimize edin" demekten çekinmiyor. Buna karşı, okul topluluğu değil, öğrenci topluluğu olma mücadelesi veriyor. 29 Ekim'de okul içinde yapılan Cumhuriyet Balosu'nu sunmaları önerilmiş, reddetmişler. Reddetmelerinin sebebini yapılan etkinliğin topluluğun özerk yapısına aykırı olarak içeriğine müdahale ve yönlendirme olarak açıklıyorlar.
Her sene turneye gidiyor, ürettiklerini yeni yerler ve insanlarla paylaşıyorlar.
Önce alternatif bir duruş sergilemek, sonra içeriği ona göre belirlemek gerektiğini düşünüyorlar ve ancak bunun samimi olduğuna inanıyorlar.
Yaptıkları işte kolaya kaçmıyorlar. Tanınmış yazarlara ait olan ama altına kimsenin girmediği metinleri seçip bu oyunların altından kalkmaya çalışıyorlar. Böylesine ağır yüklerin altına girebilmek elbette birlikteliği ve ortak emek vermeyi gerektiriyor. Kendileri de ODTÜ Oyuncuları'nda en değerli şeyin toplu üretim ve toplu emek ortaya koyup toplu ürün almak olduğunu söylüyorlar. "Biz" diyorlar, "tatillerde sürekli buradayız. Bir ay tatil varsa 20 günü çalışıyoruz. Fakat topluluğa gelen insan profili değiştikçe insanları buna ikna etmek zorlaşıyor. Birkaç gün bir yerlere gidip gezmeyi burada çalışmaktan daha önemli görüyorlar."
Her yıl düzenledikleri festivalin altında yatan düşünceyi: "Türkiye'de üniversite öğrencisi olarak bir şeyler yapmak hayli zor. Bizim olanaklarımız birçok yerden daha geniş; odamız, sahnemiz var. Öncelikli olan bunları başkalarıyla da paylaşabilmek" diye açıklıyorlar. Elbete yalnız bunları değil, ürettiklerini de paylaşıyorlar.
Son yıllarda üniversitenin öğrenci profilinde ciddi bir değişim olduğu açık. Tam da bu değişim içinde, örneğin Brecht'in, örneğin, bir oyununu oynamanın daha da anlamlı ve önemli olduğunu düşünüyorlar. Süreç bir yandan da Türkiye'de tüketime dönük oyunların -gerek devlet, gerekse özel tiyatrolar açısından- hızla yaygınlaştığı bir dönem. Fakat ODTÜ Oyuncuları'na keyif veren bunlar değil. Bu sene, örneğin Peter Hanke'nin Caspar oyunu ve Shakespeare'in tam karar vermedikleri bir oyununu oynayacaklar. Bu kadar emek verince de ODTÜ Oyuncuları bir yandan bir laboratuar,bir yandan da oyuncu yetiştiren bir atölye gibi çalışıyor. Buradan yetişenlerden şu an Devlet Tiyatrolarında çalışan var. Bir kısmı İstanbul'da Karma Drama adlı bir grup olarak çalışıyor. 



AŞAĞIDAKİ KISIM UNSUR OLABİLİR!!
Klasiklerimiz tiyatro metinlerinin çağdaş bir dramaturji anlayışıyla günümüz toplumsal dinamiklerimizden yola çıkarak,yeniden okunması ve sahnelenme olanaklarının araştırılmasını kendilerine görev bilmişler. Sanat anlayışlarını bu çerçevede 'tutarlı bir eleştirisellik' belirlemiş. "Dramatik sanatlar görsel algının,dolayısıyla verilen 'iletinin' içeriğini de belirleyen ve insanın toplumsal yaşam içindeki her türlü seçimini formüle eden, bu seçimlere örtük olarak müdahalede bulunan, kitlelerin kültürel ve ideolojik manipülasyonu işlevini görmekte olan kitle kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Tam da bu sırada amatör tiyatro bir alternatif olma potansiyelini içinde barındırır. Fakat alternatif yaratabilmenin ilk adımı neye seçenek oluşturduğuna dair fikir yürütmek, estetik, günlük ve politik yaşama ilişkin sorunları başka bir biçimde cevaplamaktır" diyor ODTÜ Oyuncuları. 

    Source: geocities.com/ibfidaner/evrgen/arsiv/66

               ( geocities.com/ibfidaner/evrgen/arsiv)                   ( geocities.com/ibfidaner/evrgen)                   ( geocities.com/ibfidaner)