1
Telefonun ziliyle uyanıyorsunuz. Gözlerinizi uğuşturup başucunuza bakıyorsunuz; saat gecenin üçünü gösteriyor. Telefondaki cızırtılı ses İngilizce konuşuyor. Hem tam uyanamadığınız için, hem de ses çok heyecanlı olduğundan onu biraz güç anlıyorsunuz. Sesin sahibi sizi çok uzaklardan arayan bir arkadaşınız. Diyor ki:

"Ben Alfonso... Alo, beni duyuyor musun? Alo... Uykulu sesine bakılırsa herhalde İzmir’de hâlâ sabah olmadı, ama hemen seni bulmam gerekiyordu. Bir an önce buraya gelmelisin..."

"Alfonso! Sen ha? Nereden arıyorsun? Ne diyorsun? Nereye gelmem gerekiyor?"

"Anlaşılan Türkiye saatini yine yanlış hesapladım... Ama biz eski arkadaşız, bana kızmazsın, değil mi? Şu anda Paskalya adasındayım... Seni bekliyoruz, bilgine ve zekana ihtiyacımız var..."

"Yine beni şaşırtıyorsun. Önce adada ne işin var onu anlat. Ben neden gelmeliymişim?"

"Daha uzun konuşamayacağım... Gelince hepsini anlatırım. Pişman olmayacaksın!

2. sayfa