HIZLI OKUMA
NEDİR?
Hızlı okuma, adından da anlaşılacağı gibi,
normalden daha kısa süre içinde daha çok şey okuyabilmek amacıyla yapılan bir
okuma çeşididir. Bu yönüyle hızlı okuma, kendisinden bahsedildiği zaman
dinleyenlerde daima tereddütlere yol açmakta ve tebessüm uyandırmaktadır. Buna
"Bir metni normalden daha hızlı
okumaya
çalışırsak okuduğumuzu anlamakta güçlük çekeriz." endişesi sebep
olmaktadır. Bu konudaki bir başka yanlışlık hızlı okumanın alelusul anlamadan
yapılan bir okuma şekli olduğunu sanmaktır.
Halbuki hızlı okuma bunların tamamen
aksine, dikkatin ve anlama gücünün çok yüksek olduğu, zihnin son derece elâstik
bulunduğu büyük disiplin isteyen son derece yorucu bir okuma şeklidir. Örnek
olarak okuma hızını bir misline çıkaran bir okuyucunun anlama derecesine %
l2'lik bir artış olduğu görülmüştür.
Bir an için kendimizi bir otomobilin
direksiyonunda farzedin. Saatte 30 km'lik bir hızla giderken, otonuzu
kullanmada çok büyük bir dikkat harcamanız gerekmez. Rahatça çevrenizle
ilgilenebilir, yanınızdaki kişiyle konuşabilirsiniz. Bir de otomobili 150 km,
hatta daha yüksek bir hızla kullandığınızı düşünün. . Dikkatinizin çok daha
yoğun olması gerekir. Bu durumda yorgunluğunuz elbette daha fazla olur.
NİÇİN HIZLI OKUMAK GEREKİR ?
"Niçin hızlı okumaya ihtiyaç duyalım?
Bu tür okumanın yararları nelerdir ?" Soruları sanırım herkesin aklından
geçmektedir.
Günümüz insanı okumak konusunda mevcut
kapasitesini bütünüyle kullanamamaktadır. Günlük yayınların yoğunluğu, bilim
alanındaki gelişmeler, öğretim sırasında okunması gereken dökümanların her
geçen gün biraz daha artması karşısında insanlar çaresiz kalmakta; hepsini
okuyacak zaman
bulamamaktadır.
Bu konuda yapılan araştırmalar, çağımız
aydınının ortalama olarak dakikada 500 kelime okumasının gerekli olduğunu
göstermiştir. Bunun da ötesinde bir okuma hızına ulaşmak, özellikle yönetici
kadroların ideali olmak zorundadır.
Üst seviyedeki bir komutanın, bir karargah
subayının, bir devlet adamının, yalnız günlük işlerle ilgili olarak imzaladığı
belge ve yazışmalann okunması bile dakikada 500 kelimeden düşük bir okuma
hızıyla mümkün görünmemektedir.
Bütün bunların üzerine eklememiz gereken
şu hususuda unutmamamız gerekmektedir:
Hiç olmazsa her gün en az bir günlük
gazeteyi, her hafta en az bir haftalık dergiyi, her ay en az bir aylık dergiyi
okumak bir aydının kültürünü geliştirebilmesi, çevreden olaylardan haberdar
olabilmesi için asgari şartlardandır. Buna, ayrıca okunması gereken kitapları da
eklemeliyiz.
Biz 10 yaşında okumaya başlasak ve 60
yaşına kadar hiç aksatmadan her hafta bir kitap okusak, ki bunu yapabilenler
yok denecek kadar azdır, bu 50 yıllık süre içinde ancak 2600 kitap
okuyabiliriz. Bu kütüphaneler dolusu kitap karşısında gülünç bir sayıdır. Küçük
bir ilkokulun kitaplağında bile bundan daha fazla kitap bulunur.
Bir yandan görevlerini yürütürken, diğer
yandan Harp Akademisi imtihanlarına hazırlanan bir subayın kısa sürede 500
kadarını da incelemesi gerekmektedir.
İşte bütün bunlar, bizi hızlı okumaya
yönlendiriyor. Hızlı okuma, bilgi ve kültür alanında kendimizi aşmanın
yollarını hazırlıyor.
NASIL HIZLI OKUNUR?
Hızlı okumanın temelini ÇABUKLUK, KAVRAMA
ve BELLEK arasında sağlam bir bağ kurmak teşkil eder. Çalışmalar sırasında bu
prensip akıldan çıkarılmamalıdır.
Hızlı okumada herhangi bir çalışmaya
başlamadan önce, hali hazırdaki okuma hızımızı, kavrama ve bellek gücümüzü
belirlemek gerekir.
OKUMA HIZI NASIL ÖLÇÜLÜR?
Okuma hızının belirlenmesinde değişik
uygulamalar vardır. Bunlar arasında en sağlıklısı, belli bir zaman dilimi
içinde okunan işaret sayısına dayalı olanıdır. Bu yöntemle okunan metinde
rakam, harf ve noktalama işareti olarak kaç işaret bulunduğu belirlenir. Zamana
bölerek dakikada okunan işaret sayısı elde edilir.
Daha kolay olan ve bu yüzden daha yaygın
olarak kullanılan bir diğer yol, dakikada okunan kelime sayısının
belirlenmesidir. Ancak bu takdirde okuma hızının belirlenmesinde okunan metne
göre küçük farklılıklar olabilir. Kimi metinlerde kelimeler hep kısadır.
Kimilerinde ise, sekizer, onar harfli kelimeler çoğunluktadır. Bu durumda kısa
kelimelerden oluşan metinde okuma hızımız, gerçekte olduğundan daha yüksek,
ötekinde tersine daha alçak görünür.
ANLAMA SEVİYESİ (KAVRAMA ve BELLEK) NASIL
ÖLÇÜLÜR?
Her metinle ilgili olarak, daha önceden en
az 10 soru belirlenir ve bunlara dayalı bir test hazırlanır. Çoktan seçmeli
veya doğru/yanlış testleri bu konuda uygundur. Bu işlem öğretmen veya metni
okuyacak kişi dışında biri tarafından yapılmalıdır. Tabii ki gerek okuma
hızının ölçülmesinde, gerek anlama seviyesinin ölçülmesinde kullanılacak metin,
okuyucunun ilk defa karşılaştığı bir metin olmalıdır. Daha önce okuduğumuz
metinler bizi yanıltır. Okuma hızını belirlemek için yapılan okumadan hemen
sonra, metinle ilgili test cevaplandırılmalıdır. Cevap anahtarına göre, yüzde
olarak belirlenen doğru cevap oranı, aynı zamanda anlama seviyesini gösteren
orandır. Soruların o % 70'ine doğru cevap veren bir okuyucunun anlama seviyesi
70'dir.
HIZLI OKUMA İÇİN NASIL BİR ORTAM
HAZIRLANMALIDIR?
Okunan şeyden daha iyi yararlanabilmek
için, fikri durumumuzu ve çevre şartlarını da dikkate almak gerekir. Çevreyi
hızlı okumaya uygun hale getirmek için şu kuralları öğütlüyoruz:
a. DURGUN VE SESSİZ BİR ORTAMDA OKUYUNUZ.
Mümkün olduğu kadar sessiz ve hareketsiz bir ortamda okumak, dikkati dağıtmamak
açısından çok önemlidir. Bu, aynı zamanda uzun süre okuyabilme gücüde verir.
b. RAHATÇA OTURUNUZ. Aşırılığa kaçmadan
rahatınıza bakınız. Hızlı okumaya şiddetle ihtiyaç duyulan zamanlarda, beyin
dinamizminin bedenen de diri bir destekle güçlendirilmesi gerekir. Bu bakımdan
çok fazla gevşemek, yatar gibi bir vaziyet almak hızlı okumak için olumsuz bir ortam
oluşturur. Eğer okuma sırasında sık sık bir şeyler not etmek gerekiyorsa, bir
masanın önünde oturmak daha uygundur.
c. UYGUN BİR AYDINLATMA SAĞLAYINIZ.
Aydınlatma iki türlü yapılabilir. Bütün mekanın aydınlatılmasını sağlayan bir
ışık kaynağı kullanılabileceği gibi, yalnız okuma alanının aydınlatılmasıyla
yetinilebilir. Bütün bir odayı aydınlatmak yerine, yalnız okunan yüzeyi
aydınlatmak hızlı okuma çalışmaları için çok daha uygundur.
İdeal bir aydınlatma için ölçü şudur :
(1) Işık kaynağı sol omuzumuzun arkasında
olmalıdır.
(2) Işık demeti doğrudan doğruya okunan
yüzey üzerine düşmelidir.
(3) Gözümüze doğrudan yönelmiş başka bir
ışık kaynağı bulunmamalıdır.
(4) lx2 metrekarelik bir çalışma masasını
aydınlatan ışık kaynağı 40W gücünde olmalıdır.
(5) Koltukta yapılan okumalarda ışık
demeti sol omuzun hemen arkasında gelecek şekilde 25W olmalıdır.
d.GÖZLERİNİZE ÖZEN GÖSTERİNİZ. Şimdi
birazda okumak için en fazla yüklendiğimiz organımızın, gözlerimizin korunmasından;
iyi okuyabilmek için bu organımıza göstermemiz gereken ihtimamdan söz edelim.
Gözlerinizin yorulmaması ve bakımı için şu öğütlerimize mutlaka uyunuz:
( 1) Mümkün olduğu kadar gün ışığında
okuyunuz.
(2) Flouresan ampullerle aydınlatılan yerlerde
uzun süre okumaktan kaçınınız.
(3) Yetersiz ışık altında veya fazla
aydınlatılmış bir yerde okumayınız.
(4) Gözünüze doğrudan ışık gelen bir
ortamda okumayınız.
(5) Çok küçük harflerle yazılmış metinleri
uzun süre okumayınız.
(6) Büyüteç veya benzeri aletlerle uzun
süre okumayınız.
(7) Okuduğunuz yüzeyi gözlerinizden 30 cm
kadar uzakta tutunuz. Daha yakında veya uzakta tutmak ihtiyacı duyuyorsanız,
bir doktora görününüz.
(8) Doktor tarafından verilmiş bir
gözlüğünüz varsa, bunu okuma sırasında mutlaka kullanınız.
(9) Gözleriniz yorulunca okumaya bir süre
ara veriniz. Göz yuvarlaklarında ağrılar duyuyorsanız; şakaklarınızı, alnınızı
ve elmacık kemiklenizin üzerini hafifçe ovunuz. Böylece gözlerinizi çevreleyen
kaslara masaj yapmış olursunuz.
[10) Gözlerinizi dinlendirebilmeniz için bir
başka yöntem daha vardır. Biz buna "Palming" veya "Avuç içi ile
dokunma" diyoruz. Avuç içlerini göz yuvarlaklarına fazla bastırmadan,
fakat tam karartma sağlayacak şekilde gözlerinizin üstüne koyunuz. Avuç
içlerinizin ısısı gözlerinize bir gevşeme duygusu verecektir. Bu işleme
başladığınızda, karanlığın içinde gözlerinizin önünde ışık pırıltılarının
geçtiğini göreceksiniz, bu pırıltıların kaybolmasını bekleyiniz. Pırıltılar
kaybolduktan ve 10 saniye kadar bekledikten sonra gözlerinizi açınız ve okumaya
devam ediniz.
HIZLI OKUMAK İÇİN OKUMAYI YENİDEN ÖĞRENMEK
Mİ GEREKİYOR?
a. OKURKEN SES ÇIKARMAYINIZ : Yalnız
gözlerle yapılan bir okuma ile sesli okuma arasında hız bakımından büyük fark
vardır. Kendi tecrübelerimizle de seslendirmeden yapılan bir okumanın daha
hızlı olduğunu biliriz. Bu özellik, bizim dayanak noktalarımızdan birini
oluşturacaktır.
Bir çok kişi sessiz okuduğunu sandığı bir
sırada bile, aslında sesli okuduğunun farkında değildir. Okurken ya dudaklarını
kımıldatır ya da hafifçe ses çıkartır. Okurken dudaklarımızın oynaması bir
yana, gırtlağımızın oynaması bile yalnız gözlerimizle okumadığımızı gösterir.
Böyle bir okuyuş bizi çok yavaşlatır. Öncelikle, böyle bir alışkanlığımız
varsa, bundan kurtulmalıyız.
b. KELİMELERİ ZİHNİNİZDEN TEKRAR ETMEYİNİZ
: Yine hemen hemen hepimiz, sessiz okurken, okuduğumuz her kelimeyi zihnimizde
tekrarlanz. Buda okumayı yavaşlatır. Gözümüzün gördükleri sinirler tarafından
beyne iletilir ve idrak edilir. Bizim bunları tekrar zihnimizden geçirmemiz boş
bir çabadır. Nitekim gördüğümüz manzaraları, insanları, eşyaları zihnimizde
tekrar etmeden idrak ederiz. Hiç bir insanın gördüğü bir ağaç için "Bu
gördüğüm bir ağaçtır." tarzında bir tekrara ihtiyacı yoktur. Ancak, bu,
çok zor unutabileceğimiz kötü bir alışkanlıktır. Bundan kurtulma çok çalışmayı
gerektirir. Bu kötü alışkanlığı yenebilecek olanlar olağanüstü bir okuma hızına
ulaşırlar.
c. HARF HARF, HECE HECE OKUMAK : Bizi
yavaşlatan frenlerden biri de, okuduklanmızı ayrıntılarıyla daha iyi
kavrayabilmek endişesiyle harfi harfine heceleyerek okumaktır. Halbuki
kelimeler içindeki harflerle birlikte bir bütün olarak algılanmalıdır.
"Masa" kelimesi, bir bakıma stilize edilmiş bir masa resmidir. Masa
resmini gördüğümüzde nasıl bir bütün olarak algılıyorsak, masa kelimesinide
öyle algılamamız gerekir. Bu, biraz da okumayla ilgilidir. Bir kelime ile daha
önceleri ne kadar çok karşılaşmışsak, onu bir görüşte, bir bütün olarak
algılama şansımızda o kadar artar.
d. METNİ ELİMİZLE VEYA KALEMLE TAKİP
ETMEYİNİZ : Okumayı yavaşlatan bir başka kötü alışkanlık da metni okurken
parmak veya kalemle satırların altını taramaktır. Bu kötü alışkanlıktan derhal
vazgeçmeliyiz.
e. OKURKEN ASLA GERİ DÖNMEYİNİZ : Dikkate
almanız gereken kötü alışkanlıkların sonuncusu geri dönüşlerdir. Çoğumuz bir
metni okurken anlamadığımız bir kelimeyle karşılaştığımızda, veya bir kelimeyi
anlamakta güçlük çekince derhal başa döner, en son okuduğumuz cümleyi baştan
alırız. Bu da okumayı son derece yavaşlatan sebeplerden biridir. Bu kötü
alışkanlığıda unutmamız gerekiyor. Ne olursa olsun, geri dönmeyeceğiz. Bırakın
metin iyi anlaşılmasın hızlı okuma çalışmalarının başlangıcında hızlılık
geliştirmek esastır. Anlama, daha sonra kendiliğinden gelecektir. Bu bakımdan
başlangıçta anlama konusunda fedakarlıkta bulunabiIiriz.
Okumadaki kötü alışkanlıklarımızı
bırakmak, zannedildiği kadar kolay değildir. Öncellikle belli bir yaşa gelmiş
insanlar için bu işin zorluğu artar. İlkokul sıralarından başlanarak kazanılmış
ve uzun yıllar boyunca kemikleşmiş kötü alışkanlıklar bir çırpıda terk
edilemez. Tek çare, ısrarlı çalışmalarla bu kötü alışkanlıkların yerini alacak
iyi alışkanlıkların geliştirilmesidir. Yılmamak, kolay başarılar beklememek
gerekiyor. Önemli olan belli bir metni kısa bir sürede okumak değildir. Hızlı
okumak, bizim normal okuma alışkanlığımız haline gelmelidir. Bu sağlanmadıkça
tam başarı elde edilemez.
İnsan kısa bir süre uğraşarak bir metni
hızlı okuyabilir. Özel bir çaba sarfetmeden, uzun süre hızlı okuyabilmek
gerekir. Buda ancak hızlı okumanın bizim normal okuma alışkanlığımız haline
getirilmesiyle mümkündür.
Şimdi, yenmemiz gereken kötü alışkanIıklarımızı
topluca bir kez daha gözden geçirelim :
a. SESLİ OKUMAK b. OKUDUĞUMUZ HER KELİMEYİ ZİHNİMİZDEN TEKRARLAMAK c. HARF HARF,
HECE HECE OKUMAK d. METNİ, SATIRLARI PARMAK VEYA KALEMLE TAKİP ETMEK e. OKURKEN
GERİYE DÖNMEK
KÖTÜ ALIŞKANLIKLARI YENMEK, İYİ OKUMA
ALIŞKANLIKLARI
KAZANMAK IÇIN YAPILACAK ÇALIŞMALAR :
a. DELİKLİ KARTON YÖNTEMİ : Eni 9 cm, boyu
30 cm. olan bir karton şerit kesiniz. Bu karton şeridin üstüne sürğü şeklinde
hareket edebilen başka bir karton parçasını kemer halkası biçiminde takınız. Bu
kartonun ortasına 0.5 cm. eninde ve 7 cm. uzunluğunda bir pencere açınız.
Hazırladığınız kartonun üzerine
takılabilecek ende kağıt şeritler hazırIayınız. Bu kağıt şeritler üzerine üç
harfli kelimeler yazınız.
Kağıt şeritleri sırayla karton üzerine
yerleştiriniz. Ve sürgülü kartonu aşağıya doğru kaydırırken ortadaki pencere
içinde görünen kelimeleri sessiz, zihinden tekrarlamadan okuyunuz.
Bu çalışma sırasında sürgüyü kaydırma
hızınız, daima okuyabildiğinizden
daha
süratli olmalıdır.
Bu sayede; a. Geriye dönme imkanı
bulamayacaksınız. b. Bir sonraki kelimeyi kaçırmamak için zihninizden
tekrarlamaya fırsat bulamayacaksınız. c. Daha hızlı okumak zorunda
kalacaksınız. d. Daha ileride söz edeceğiniz göz yelpazesini (Aktif görme
alanı) genişletme imkanı bulacaksınız.
Bu çalışmayı hergün en az üç seans halinde
ve hiç olmazsa onar dakika yapmalısınız.
Çalışma ilerledikçe sürgüyü kaydırma
hızınızı arttırınız. Çalışma ilerledikçe ve siz üç harfli kelimeleri çok rahat
okur hale gelince, kağıt şeritler üzerine dört, beş, altı harfli kelimeler
yazınız.
Daha ileri safhada birbiriyle ilgisi
olmayan kelime dizileri yerine, anlamlı cümleler, hatta metinler oluşturacak
şekilde dar sütunlar kullanınız. Böylece aynı zamanda okuduklarınızı anlayıp
anlamadığınızı da kontrol etmiş olacaksınız.
Bu çalışmalar sırasında yalnız kelimeleri
değil, rakamlarda kullanınız.
Eğer 7 cm.lik pencere size dar gelmeye
başlarsa siz bir bakışta daha geniş bir satır bölümünü göz yelpazeniz içine
sığdırabilirseniz, sürgülü karton üzerindeki pencereyi genişletiniz.
b. SATIR ÇALIŞMASI : Bu çalışmada bir
metnin her satırının yalnızca ilk ve son kelimeleri okunarak bir sonraki satıra
geçilir. Bu iş, olabildiğince hızlı yapılır. Satır aralama çalışması
yapılırken, satırlar elle veya başka bir şeyle takip edilmez.
Satır aralama çalışmaları gözlerimize
esneklik kazandırır. Daha ileride söz edeceğimiz sıçrama sayısını azaltmamıza,
göz yelpazesinden (aktif görme alanı) tam yararlanmamıza yardımcı olacaktır.
Ayrıca bu çalışma elle satır takibi gibi kötü bir alışkanlığı yenmemize de
yardımcı olacaktır.
Satır aralama çalışmalarını delikli karton
ile günde üç seans hâlinde yaptığımız çalışmalardan sonra beşer dakika süreyle
yapmalıyız.
HIZLI OKUMADA BİLGİ GEREKEN DİĞER
KAVRAMLAR NELERDİR ?
a. SAPTAMALAR : Biz okurken, gözlerimizin satır boyunca kesintisiz bir şekilde
sona doğru kaydığını sanınz. Gözlerimiz fotoğraf makinesi ile aynı prensipler
içinde çalışır. Aslında gözlerimizin satır üzerindeki yer değiştirme hareketi
kesintisiz değildir. Kesik kesik sıçramalar halinde satır sonuna doğru ilerler.
Gözlerimizi bu bakımdan çok geniş bir manzaranın resmini objektifine bir kerede
sığdıramayıp, birkaç kerede çeken bir fotoğraf makinesine benzetebiliriz.
Birçok insan, okurken hece üzerinde gözlerini bir kere durdurarak satır boyunca
gereksiz bir çok sıçramalar yapar. Bir satır boyunca gözlerimiz ne kadar az
sıçrama yapıyor, ne kadar az duraklıyor, biz bir bakışta ne kadar geniş bir
satır parçasını görebiliyorsak; o kadar hızlı okuruz. Bir bakışta bir satırın
mümkün olduğu kadar geniş bir bölümünü görmeliyiz.
Biz gözün satır üzerindeki her sıçrayışına
"saptama" adını veriyoruz.
b. BİR SAPTAMA SIRASINDA GÖRÜLEN ŞEY:
Örnek olarak "ova" kelimesini
okuyan bir göz, merkez olarak "v" harfini alarak 1-2 mm aşağısına
bakacaktır. Bu durumda "v" harfinin sağ ve solunda kalan diğer iki
harf kolayca okunabilir. Öyleyse "ova" kelimesi her hece için ayrı
bir saptama yapmadan tek bir saptamada okunabilir. Fotoğraf makinesinde tek bir
film harcanabilecek bir yerde iki poz harcamaya gerek yoktur.
"Ova" kelimesi üç harften
oluştuğu için bir saptamada kolayca okunabiliyor. Ya daha uzun bir kelime
olsaydı ne olacaktı ? Örnek olarak "ovalarından" kelimesini ele
alalım. Bu kelimede 11 harf vardır. Biz gözümüzü ortada yer alan "r"
harf'ine ayarladığımızda kelimenin tamamını okuyabiliyorsak hızımız yüksek
olacaktır. Normal okuyucu bunu başaramaz. Hele bir metni okurken bu çok zordur.
Tek başına bu kelime üzerinde çalışan kişiler bile tek bir saptamayla bu
kelimeyi okumakta güçlük çekerler.
c. GÖZ YELPAZESİ (AKTİF GÖRME ALANI) :
Gözümüzün bir saptama sırasında satır üzerinde aktif olarak görebildiği
işaretlerin genişliğine "göz yelpazesi" veya "aktif görme
alanı" adını veriyoruz. Bu alan elips şeklindedir.
Yukarıda sözü geçen delikli kartonla
yapılan çalışmada göz yelpazesini genişletmeye çalışıyoruz. Aşama aşama üç
harfli kelimelerden başlayarak kartonun penceresinden geçen kelimeleri bir tek
saptamayla okuyoruz. Yavaş yavaş kelimelerin harf sayısını artırarak göz
yelpazemezi genişletiyoruz.
Göz yelpazemizin genişliği oranında hızlı
okuyabiliriz.
Ayrıca iyi bir hızlı okuyucu yan yan gelen
aktif görme alanlarını üst üste
biniştirmemelidir. Böylece yararlanılmayan alanlar ortadan kalkar, daha hızlı
okunabilir.
KÖTÜ BİR OKUYUCUNUN AKTİF GÖRME ALANLARI ÜST
ÜSTE BİNER
d. RİTİM KAZANMAK İÇİN DAİMA İLERİYE
BAKMAK GEREK : Gözlerinizi daima ileriye bakmaya zorlayınız. Okuyamadığınız
veya tam kavrayamadığınız bölümler olursa, asla geriye dönüş yapmayınız. Hızlı
okuma çalışmalarında başlangıçta anlama, okuma hızına feda edilebilir.
Anlayamasanız bile hızlı okuyunuz. Zamanla anlama seviyeniz normal okumada
olduğundan daha yüksek seviyeye çıkacaktır.
Bunun için başlangıç çalışmalarında daima
kolay metinleri seçiniz. Bu metinler aynı zamanda yazma kurallarına uygun
olsun. Devrik cümlelerin sıkça yer aldığı metinlerden kaçınınız.
e. GÖZÜN GÜRDÜĞÜ KELİMEYİ BİÇİMİ ARACILIĞI
İLE ANINDA KAVRAMASI :
Bir kelimeyi meydana getiren harfler, bir
bakıma onun resmi gibidir. Biz bu kelimeyi daha önceleri o kadar çok okumuş, o
kadar çok görmüşüzdür ki onu tanımakta hiç bir güçlük çekmeyiz. Çok iyi
tanıdığımız bir insanı görmüş gibiyizdir. O insanı tanımak için derinden derine
bir inceleme gerekmez. Üzerindeki elbiseler değişse bile tanırız. Kelimeler de
çeşitli ekler alsalar bile bir bakışta kolayca tanınırlar. Biz de bundan
yararlanmalıyız. Hece hece okumak yerine, kelimeleri bir bütün olarak görmeye
çalışın
f. BENZER KELİMELERİ KARIŞTIRMA TEHLİKESİ
: Gözlerin görme ustalığı okumayı doğrudan etkiler. Gözümüzün benzer siluetli
kelimeleri birbiriyle karıştırmaması için, çok alışkın, çok dikkatli olmak
gerekir. Bu konu, yapılan hızlı okuma çalışmaları çoğaldıkça gelişecektir.
HIZLI OKUMA SIRASINDA DÜŞÜNCENİN AKIŞI
NASILDIR?
Hızlı anlama, hızlı kavrama okuma hızını
artırır. İyi bir ritim, karşılıklı uyum sağlamış göz ve akıl, kelimelerle
cümlelerin alışılmış silüetlerini çeviklikle yakalayarak, satırların üzerinde
uçuşurlar.
AKLIN ÇEVİKLİĞİ GÖZLERİ UYARMALI, AKIL,
DAİMA GİRİŞKENLİĞİ ELDE BULUNDURMALIDIR
Kalabalık bir trafik içinde ilerlemeye
çalışan bir otomobil içinde olmaktansa, bir helikopter ile yükseklerde uçup
gitmek misalinde olduğu gibi, bütüne göz gezdirmeye çalışmak gerekir. Akıl daima gözlerin önünde yer alır.
Yavaş okuma sırasında akıl büyük bir
tembellik içindedir. Gözlerin okumasını bekler. Göz okuyamazsa, geriye döner,
durur, çabalar; akıl neden sonra, gözün okuduğunu kavramaya çalışır. Bütün yük
gözler üzerindedir. Halbuki hızlı okumada akıl, daha gözlerin okumadığı, henüz
sırası gelmemiş kelimeleri tahmin etmeye, kavramaya çalışmaktadır. Akıl bu
aktif haliyle gözlerin en büyük yardımcısıdır.
Yavaş okumada akıl fren görevi yaparken,
hızlı okumada çekici lokomotiftir.
"Leb demeden leblebiyi anlamak"
misalinde olduğu gibi, çoğuı zaman sözün nasıl biteceği, hangi kelimeden sonra
hangi kelimeninı geleceği bellidir. Akıl girişkenliği elde tuttuğu sürece hep
önde koşacak, gözler ona yetişmek için alabildiğine hızlanacaktır.
İşte hızlı okuma bu yönüyle yavaş okumadan
daha büyük bir dikkat ve zihin uyanıklığı ister. Yine bu yönüyle daha
başarılıdır. Hızlı okuyan bu sebeple okuduğunu yavaş okuyana nispetle çok daha
iyi anlar, kavrar.
İyi düzenlenmiş bir metne bakıldığında
aklın önde gitmesine yardımcı olacak birçok işaretler vardır.
AKLI
UYARAN İŞARETLER :
DEVAM ET İŞARETİ :
Bu işaretler fikir akışı içinde bir
değişiklik olmayacağını, yazının okunmasına hızla devam edilmesi gerektiğini
bildirir.
"ve, hem, daha, bundan başka, buna
ilaveten, aynı zamanda, buna paralel olarak, bunun gibi, aynı şekilde vb."
böyle kelimelerdir.
Devam et işaretlerinin bir kısmı
tamamlayıcı, kapatıcı mahiyettedir. Hızlı okumaya devam edilmesini belirtirken,
aynı zamanda yakında fikrin sona ereceğini, konunun bağlanacağını gösterirler.
DÜŞÜNCE DEĞİŞİYOR İŞARETİ :
Bu kelimeler düşünce akışının
değişeceğini, daha öncekilere zıt şeyler söyleneceğini belirtirler. "ama,
fakat, lakin, halbulki, ancak... vb." böyle kelimelerdir.
DAHA ÖNCE SÖYLENENLER GEÇERSİZDİR İŞARETİ
:
Bu kelimeler daha önce söylenen söz ve
fikirleri geçersiz kılarlar. "buna rağmen bilâkis, buna karşın, mamafih...
vb." böyle kelimelerdir.
SEBEP AÇIKLANACAK İŞARETİ :
Daha önce söylenenlerin sebebinin
açıklanacağını gösterir. "çünkü" bu maksatla kullanılır.
HIZLI OKUMA ÇALIŞMALARINDA KULLANILAN
GRAFİKLER
Hızlı okuma çalışmalarında durumumuzu
belirlemek ve bizde meydana gelen gelişmeleri tespit edebilmek için bazı
işaretlerden yararlanabiliriz.
a. OKUMA HIZI GRAFİĞİ : Bu grafikte düşey
olan sütunda alttan üste doğru, kelime sayılar 150'den başlayarak yirmişer
yirmişer işaretlenmiştir. Her hafta bir okuma yapılır ve dakikada okunan kelime
sayısı olarak belirlenen okuma hızı grafikte belirlenir.
b. ANLAMA SEVİYESİ GRAFİĞİ : Diğer
grafiğin benzeridir. Düşey sütunda okuduğumuz metni yüzde kaç anladığmız ve
yatay sûtunda yapılan ölçüm sayısı işaretlenir.
c. GRAFİKLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Hızlı
okuma çalışmalarının başlangıcında hız grafiği yükselirken, anlama grafiğinde
yükselme görülmeyebilir. Ancak kısa bir süre sonra bu grafikte yükselmelidir.
Değilse amacına ulaşılmamış olur.
Grafiklerde her hafta bir ölçüm bir
değerlendirme yapılmalıdır. Grafiklerde bazı haftalarda düşme veya yatay bir
eğri görülebilir. Bu çok normaldir. İçinde bulunduğumuz fiziki ve ruhi şartlar
bizi etkileyebilir. Okuma hızım veya anlama seviyem düşüyor, gelişmiyor diye
endişeye kapılmamak gerekir. Önemli olan, grafiklerde bir bütün olarak yükselen
bir eğrinin meydana gelmesidir. Aradaki küçük sapmalar dikkate alınmaz.
SONUÇ VE TEKRAR : Hızlı okuma konusunda
şu, hiç akıllardan çıkmayacak bir husustur: " ANLAMADAN, KAVRAMADAN HIZLI
OKUNMAZ." Bu yönüyle hızlı okuma, önemli bir ölçüde bilgi seviyemize,
kültürümüze bağlıdır. Kelime hazinesi çok dar olan insanlar hızlı okuyamazlar.
Eski, yeni, yerli, yabancı, günümüzde kullanılan; kitaplara, dergilere,
gazetelere giren her kelimeyi bilmek gerekir. Hızlı okumak isteyenler her
şeyden önce kelime hazinelerini genişletmelidirler.
a. Hızlı okuma için uygun bir ortam
hazırlayınız.
b. Çalışmalarınızı kolaydan zora giden
metinler üzerinde yapınız.
c. Asla geriye dönüşler yapmayınız.
d. Okurken ağzınız veya başka bir
organınız oynamasın.
e. Okuduklarınızı zihninizden
tekrarlamayınız.
f. Göz yelpazenizi genişletmeye çalışınız.
g. Saptama sayılarını azaltınız. Göz
yelpazeleri mümkün olduğu kadar üst üste binişmesin.
h. Aklınız daima önde gitsin, zihnen
uyanık bulunun.
ı. Delikli karton ile gerekli günlük
çalışmayı yapın.
j. Satır aralama çalışması yapın.
k. Her hafta bir kez, örnek bir metin
üzerinde çalışarak ölçüm yapınız.
BİR METNİ OKURKEN MEYDANA GELEN HIZ
DEĞİŞİKLİKLERİ :
İyi bir okuyucu, ele aldığı metnin değişik
bölümlerinde değişik okuma hızları kullanarak, metni daha kısa zamanda daha iyi
özümleyebilir. Genellikle metnin dikkat noktaları ve son taraflarda
toplanmıştır. Bilhassa metinlerin sonuç bölümleri bakımdan en önemli
bölümleridir.
Paragraflar halinde yazılmış bir metinde,
her paragrafın başlangıç ve bitiş cümleleri, o paragrafta verilmek istenen
mesajı belirleyen cümlelerdir. Bu dikkat noktalarını bilen okuyucu bunların
dışında kalan bölümlerde okuma hızını çok artırabilir, hatta bazı bölgeleri
okumadan geçebilir. Sadece dikkat noktalarını okuyarak metni % 100'e yaklaşan
oranda anlayabiliriz. Hele düşünce tarzına alıştığımız, tanıdığımız bir yazarı
okurken bu iş daha kolay olur.
SEÇİLEN ANAHTAR KELİMELERDEN YARARLANMA :
İyi bir okuyucu ele aldığı metinle ilgili olarak bir takım anahtar kelimeler
belirler. Bu belirleme ya metnin başlangıcında, ya da giriş bölümünde yapılan
açıklamalara göre olabilir. Daha sonra metin hızla okunurken dikkat bu
kelimelerin geçtiği bölümler üzerinde yoğunlaştırılır.
METNİN ÖNCEDEN İNCELENMESİ : İyi bir
okuyucu, okuyacağı metini önceden inceleyerek metin hakkında bilgi sahibi olur
ve uygulayacağı okuma tekniklerini belirler. Bu inceleme kısa metinlerden
ziyade, uzun metinler ve kitaplar için yapılmalıdır.
Metnin incelenmesinde daima akıl ve
düşünce önde olmalıdır. Böylece çok zaman kazanabiliriz. Metin çok hızlı bir
şekilde gözden geçirilir, önemli başlıklara dikkat edilir. Bir yandan da
"Bu metni tümüyle okumak benim için yararlı mıdır? Hangi okuma tekniğini
uygulamalıyım? Yazarın amacı nedir? gibi soruların cevaplandırılmasına
çalışılır.
Bu sorulara cevap bulabildikçe metin
seçme, hızımızı ayarlama ve gereksiz bölümleri atlama imkânı elde edilir. Şu
prensibi asla unutmayınız: "HER ŞEYİ AYNI HIZDA OKUMA ALIŞKANLIĞINA SAHİP
OKUYUCULAR, AZ HIZLI OKUYUCU OLARAK KALIRLAR. "
BIR METNIN KAYMAĞINI ALMA TEKNİĞİ :
Bu teknikte bir önceki seçmeli okumadan
farklı olan husus, metnin bazı bölümlerinin hiç okunmadan geçilmesidir.
Tekniğin temel ilkesi, metnin genel anlamına zarar vermeksizin okunan sözcük
sayısını azaltmaktır.
Göz yelpazemiz yalnızca enine bir
genişliğe sahip değildir. Düşey olarakta bir yüksekliği vardır. Biz bir satıra
bakarken onun altındaki ve üstündeki satırları da kısmen görürüz. Bundan
yararlanmak gerekir.
Bir metnin kaymağını almak için :
a. Metnin temel düşüncesini kavramak
gerekir.
b. Önemli düşünceler bütünüyle
okunmalıdır.
c. Ayrıntılı cümlelerin üzerinden hızla
geçilerek atlanmalıdır.
Özellikle her satırın ilk ve son
kelimeleri okunmadan sadece orta bölümü okunduğu takdirde yeteri kadar başarılı
olduğu görülecektir. Okumadığımız kelimeler aklın kıvraklığı sayesinde
kavranabilir.
Kurallara uygun olarak düzenlenmiş
cümlelerde "özne" en başta, "yüklem" en sonda yer alır.
Yükleme en yakın olarak başta, "yüklem" en sonda yer alır. Yükleme en
yakın olarak söylenmiş öğe, en önemli öğedir. Bundan yararlanmalıyız.
Cümlelerin ilk kelimesi ile sonda yer alan
iki kelimesini okumak, o cümlede belirtilen fikri anlamada esas olacaktır.
Dikkat bu kelimelerde yoğunlaştırılırsa, bu kelimelerden bazıları okunmadan
geçebilir.
YERİNİ BULMA TEKNİĞİ :
Hepimizin zaman zaman uyguladığı bir
teknik de budur. Kaymağını alma tekniğinde, başlangıçta neyin araştırıldığını
tam olarak bilinmeden, metnin verdiği mesaj alınmaya çalışılıyordu. Bu teknikte
ise, uzun bir metin içinden, sadece, içinde var olduğunu bildiğimiz özel
bilgiyi aramak söz konusudur.
Örnek olarak, herhangi bir kelimeyi ararken
bütün sözlüğü okumaz, yalnız aradığımız kelimeyi buluruz. Bu özel işlem her
türlü metinde kullanılabilir. Bunun için neyin arandığını iyice bilinmelidir.
Eğer okunarı kitap veya metin bir fıhrist
bölümü taşıyorsa, bu bize büyük ölçüde kolaylık sağlayacaktır. Bu yoksa metnin
hızla taranması ve bu arada aradığımız bilgi için metnin hangi bölümünde
bulunabileceğine dair tahminler yapılmaya çalışılmalıdır.
Aranan sözcüklerle karşılaşıldığında,
ilgili cümlelerin altının çizilmesi çok yararlıdır. Tecrübeli okuyucular sayfa
kenarlarına notlar alırlar. Hatta, sayfa kenarlarına alınan bu özel notları
için ayrıca özel bir fihrist hazırlanıp kitabın baş tarafına konmasında büyük
yarar vardır.
Burada bir şeye daha dikkat çekmek
gerekiyor. Ele alınan metin, araştırılan konuya uygun olduğu halde, metinde
araştırılan kelimeye rastlanmayabilir. Yazar bizim kullandığımız kelimeleri
kullanmak zorunda değildir. Değişik bir kelime hazinesine sahip olabilir. Bunun
için aranan sözcüklerle aynı anlama gelen başka sözcükleri belirleyerek işe
başlamak yerinde olacaktır.
Hızlı
okumak için :
1. OKUYUNUZ.
2. OKUYUNUZ.
3. OKUYUNUZ.
4. BİR KEZ DAHA OKUYUNUZ.
5. SEVDİĞİNİZ KONULARI OKUYUNUZ.
6. SEVMEDİĞİNİZ KONULARI DA OKUYUNUZ
7. NE BULURSANIZ OKUYUNUZ.
8. OKUYUNUZ.
9. OKUYUNUZ.
10.
OKUYUNUZ