
Oktay
Sinanoğlu, günümüz Türk gençlerine şöyle sesleniyor:
"...Gençler, Türkiye' de adet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının.
Sırf 'üniversite bitirdi' desinler diye, ananız babanız 'Amerika'da mastır
yaptı' diye öğünebilsin diye yükseköğrenime gitmeyin. Sonunda ancak kendinizi
kandırırsınız.
Temel gayeleriniz, kendinizin ufak çıkarları ötesinde, kendiniz dışında, bu
ülke, bu ulus, Türk dünyası, Avrasya, insanlık için olsun.Yüksek hedefleriniz
için çalışın. O zaman, kendi durumunuz da kendiliğinden düzelecektir.
Maddiyat ile maneviyatı dengeleyin. Formülünüz 'bilim' + 'gönül' dür. Bu iki
kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız dokunur.
Gündelik, siyaset , çıkar grupları, dışardan güdümlü gizli veya açık
'cemiyet'lerden uzak durun.
Atatürk'ün dediklerini bol bol okuyun, onları işte bu günler için demiş, yazmış.
Türkiye'nin şerefli, refahlı, itibarlı ve bağımsız geleceği için Atatürk
yolumuzu çizmiştir.
Dış ülkelerden, onların yerli kuyruklarından medet ummayın. Gayeleri bize
yardımcı olmak değil, Türk adını tarihten silmektir.
Dünyanın neresinde olursanız olun, kimliğinizi, Türk dilini, Türk tarih
bilincini, binlerce yıllık geleneğini kaybetmeyin. Dış ülkelerde ne kadar
kimliğinizi korursanız yabancılar da size o kadar itibar edecektir.
Başkasını taklit etmeyin. Kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün. O zaman herkes
sonradan sizi taklit edecektir.
Eğitimde önce bir meslek gerçek bir beceri bir altın bilezik sahibi olmaya bakın
Ne yaparsanız yapın en iyisini yapın. Siyasetçinin bilimcinin en kötüsü
olunacağına tamircinin parmakla gösterilen en iyisi olmak yeğdir.
Bulabilirseniz Türk okuluna, eğitimin Türkçe verildiği okullara gidin. Konulara
merak sarın not için çalışmayın. O meslekte yararlı olacak bir yabancı dili
öğrenin. Bülbül gibi konuşup yabancıdan ayırt edilemez hale gelmek hiç şart
değil.
Unutmayın ki Türk olmak bir kafa, gönül işidir. Türk; kültürüyle, diliyle, ata
sevgisiyle Türktür. Soy sop meselesi karıştırarak, o her şeyimizi borçlu
olduğumuz şerefli atalarımızı karalamaya çalışan iç düşmanların kitaplarına,
yaygaralarına kulak asmayın.
Kültür genleri, ırk genlerinden daha önemlidir. Vatanı, milleti için her türlü
fedakarlığa hazır bir taban gerekiyor. Bu taban son elli yılda hayli eritilmiş,
kafası, gönlü karıştırılmış, birbirine düşen kesimler, dışa bağımlı sahte
aydınlar, içinde vatanının geleceğini düşünmeyen, daha da acısı
vurdum-duymazlaşmış kalabalıklar oluşturulmuştur. Bu durumda gerçek bir önder
çıkabilse bile başarılı olması pek azdır.
Şimdi yapılacak iş hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına, bilinçleşmesine,
vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların çoğalmasına önayak
olmaktır.
Türkiye’yi tekrar Kuvay-i Milliye ruhu kurtaracaktır..."
