Renkler (hikaye)
*Müzik
*Eskrim
*Liberal Politik
*Bilgisayar köşesi
*Anti-dernekler
*Edebiyat Sayfalarım
    *Kitap, kitaplar...
    *SerbestÇizgi
    *Seçme Yazılar
    *Fıkralar
    *Yazı ve Öyküler
(Bana ait)
*O'na Dair...
*Bana Dair...
*Siteye Dair...
*Seyahatname
*Özür

ANASAYFA

     Okulun ilk günüydü. Çıkış zili çaldı. Az sonra kapıda belirdiler. Yokuştan inerlerken kız sessizliği bozdu."Neden simsiyah giyindin. Dikkat çekme meraklısı tiplerden misin?"
     Erkek cevap verdi:"Siyah bana kaliteyi çağrıştırıyor, ayrıca esrarlı bir havası var; olmaması için de bi sebep yok. Tıpkı senin de tamamen gri giyindiğin gibi.
     "Ben tamamen gri mi giyinmişim" dedi, üstüne şöyle bir göz attı, a sabah çıkarken ilk bulduklarımı geçirmiştim oysa üstüme.
Ama erkeğin gözü yola dalmıştı bile. Duymamış gibi kendi kendine konuşuyordu. "Her rengin bir anlamı var, evet evet var", diye mırıldanıyoru. Onun varlığını unutmuş görünüyordu. Kız önce garip garip erkeğe baktı, sonra o da önüne döndü ve yola bakmaya başladı. bir süre böyle yürüdüler. Sonra erkek birden kafasını kaldırdı, heyecanlı bir yüz ifadesiyle kıza baktı.
- Sana bir fıkra anlatayım mı?
Kız bir an içinden "ne sıkıcı bir tip bu, hiç sosyal olamamış anlaşılan" diye geçirdi. Sonra sevinmiş gibi gözlerini iyice açtı ve yapmacık bir gülümsemeyle erkeğe baktı.
- Anlaat.
"Bak" dedi, erkek, "Bembeyaz bir oda ve üç adam varmış, ama oda bembeyazmış ve başka da hiç bir şey yokmuş. "Eee.." dedi kız. Hiç ilgilenmediği belliydi, erkekse kendini anlatıma kaptırmıştı: Derken odadaki bu üç adamdan birisi diğerlerine demiş ki: "Bakın ben var ya ben, bu duvara sarı tükürürüm" demiş, diğerleri karşı çıkmış "olamaz." demişler. Olurdu, olamazdı derken, adam şöyle kendini bir germiş; ağzını kapalı olarak biraz oynatmış; sonra haak-tuu diye bembeyaz duvara tükürüvermiş. Bİr de bakmışlar, gerçekten de sapsarı bir balgam duvara yapışmış ve yavaş yavaş aşağı iniyor, şaşırmışlar.
"İğğreeenç!" diye sözünü kesti genç kız, sarı tükürmüş yani ha.
- Evet ama, bak dinle sonu daha güzel
dedi erkek heyeanla: Sonra öbür iki adamdan birisi demiş ki: "Sen tükürdüğüne göre ben de tükürebilirim. Ama ben mavi tükürücem." Yapardın, yapamazdın derken o da şöyle bir gerilmiş haak-tuu dediği gibi duvara mavi tükürüvermiş. Bakmış gerçekten de mavi balgam duvarda sarının biraz üstünde yavaş yavaş aşağıya iniyor. Üçüncü ortaya atılmış "Ben de" demiş: "Siz tükürebildiğinize göre ben de tükürebilirim, hem de yemyeşil tükürücem beyaz duvara". "Tüküremezsin" demişler, o da "tükürücem" demiş. Tükürürdü-tüküremezdi derken "hadi tükür de görelim" demişler. "Peki", demiş diğerleri tükürmesini beklerken o duvara yaklaşmış, eğilmiş, dilini çıkarmış, hhhhllllyyyyup diye yalayıvermiş sarı balgamı, sonra da mavisini, ağzında diliyle şöyle bir karıştırmış, geri çekilmiş, haak-tuu diye bir tükürmüş, duvara yemyeşil vıcık vıcık ılık balgam yapışıvermiş.
- Nası fıkra ama.
     "İğrençsin", dedi kız "çok iğrençsin, kusabilirim."
     Hahaha diye güldü erkek "ama komik diil mi?"
     Kız "hiç anlamıyor" diye düşündü, sonra ileriye baktı, gözü takılmış gibi... "Otobüsü kaçırıyorum, yetişmeliyim, bay bay" dedi ve koşmaya başladı.
     Erkek şaşırmış görünmüyordu, "Güle güle." dedi ve tekrar yola daldı, hiç kimse yokmuşçasına. "Bu da salak diğer kızlar gibi" dedi kendi kendine. "Gri giymiş baksana, soğuk bi kız besbelli"

------------------------------
     Bu hikayenin ortaya çıkışı: Aslında bu hikayeyi bir edebiyat dersi kompozisyon sınavında yazdım. Hocamız Dilşat Mis Özkan sınav sorusu olarak bir sürü renk ismi saydı ve içinde bunların hepsinin geçeceği herhangi bir kompozisyon yazmamızı istedi. Benim de aklıma tüm renkleri içinde toplayabileceğim bir hikaye geldi. Fakat yazdığım hikayenin iğrençliği yüzünden hayatımın en düşük kompozisyon notunu (65) aldım. Zavallı bayan hocamız (aramız oldukça iyiydi, beni yazı yazmaya da o heveslendirmişti) hikayeyi ilk okuduğunda kötü olmuş, eşine okutmuş ve o da rahatsız olmuş. Hocamız da tüm sınıfın önünde bana özel olarak sitem etmişti; bundan dolayı da haliyle üzülmüştüm, çünkü ben de hocamı çok severdim, ama elden ne gelir. (Hikayenin bir takım eksikliklerinin ve içinde ufak mantık hataları olmasının sebebi kısıtlı bir zamanda yazılmış olması. Şimdi okuduğumda doğal olarak bir sürü yerini değiştiresim geliyor, ama bu bana dürüstçe gelmedi, kendi geçmişime saygılı olmam gerektiğini düşündüm ve sadece üç veya dört kelimeyi (formel zorluklardan ötürü) değiştirdim. Bir de şunu belirtmem gerekiyor, hikayede geçen fıkra bana ait degil, anonim).