Sigara Düşmanlığı Üstüne
*Müzik
*Eskrim
*Liberal Politik
*Bilgisayar köşesi
*Anti-dernekler
*Edebiyat Sayfalarım
    *Kitap, kitaplar...
    *SerbestÇizgi
    *Seçme Yazılar
    *Fıkralar
    *Yazı ve Öyküler(Bana ait)*O'na Dair...
*Bana Dair...
*Siteye Dair...
*Seyahatname
*Özür

ANASAYFA

Iyi olmak zor degildir, zor olan adil olmaktir. 
Victor Hugo
     Size gecen gün kendi okulumda rastladigim bir olayi anlatacagim. Bizim okulun genis ve havadar koridorlarinda pencerelerin yanlarinda büyük bos alanlar vardir ve bu alanlarda aralarda ögrencilerin oturmasi icin masalar bulunur. Gecen gün derse gec
kalmis ve vakit gecirmek icin bu masalardan birine oturmus bir ödevle ugrasiyordum ki ilginc bir olay oldu: Bizim fakültenin dekani ve iki yardimcisi (tam kadro) birden beliriverdiler ve yan masada bir kac erkek arkadasiyla oturan bir kizdan sigara ictigi
icin kimligini istediler. Kiz tabii sasirdi ve duruma bir anlam veremedi, koridorda ictigi (ve belki de ilkokulda olmadigi) icin suclu oldugunu da düsünmüyordu tabii. Ama dekanimiz oldukca da neseli bir tavirla kimligi aldi ve kiza disipline gidecegini, cünkü bu
koridorlarda sigara icmenin yasak oldugunu söyledi. Dekan yardimcisi da kizin tirazlarina karsi "sadece mafsalli koridorlarda sigara icmenin serbest oldugunu, bunu da okulun girisine yazdiklarini" ekledi. Böylece kiz susturuldu, yöneticilerimiz rahat ve gülümseyen tavirlarina ragmen saka yapmiyorlardi. Dekanimiz daha sonra da o masadakilerin hepsine masanin altinda duran ve önceden atilmis birkac izmaritten ötürü "neden yerde gördügünüz bu pislikleri cöpe atmadiniz; siz üniversite okuyan yetiskinlersiniz; insan alir atar, yakisiyor mu. . . " diye süren bir konusma yapti ve sözlerini baglarken tekrar kiza dönerek "Sigarayi birakacagina söz ver, sana ceza vermeyeyim. " dedi. 
     Tombala! Iste Türkiye'nin temel sorunu: Ne ilginc bir ülkede yasiyoruz degil mi, ister hükümetle ilgilenin, ister en alt düzeyde bir devlet görevlisi ile; sorun hep ayni: cevrelerindeki insanlari kendi motivasyonlari dogrultusunda mobilize etmeye calisan ve
onlari "adam etmeyi", sadece ögreten degil "egiten" de olmayi kendilerine görev bilen, kisacasi uygar bir toplumun ancak esit ve birbirlerine karsi mesafeli vatandaslardan olusacagini bilmeyen yöneticiler. . . Yani "hukuksuzluk". Eger cok piskin birisi degilse
kisiliginin ezilmesine yol acabilecek bu tip bir olay kimin basina gelirse gelsin o kisi etkilenir ve hayatinin bundan sonraki asamalarinda otoriteye karsi normalden farkli yaklasir; artik ya daha hincli ya da daha konformist ("bana bulasmasin"ci)
olacaktir. 
     Bu basit örnekten yola cikmaktaki amacim baska; ama merak edenler icin olayin bir kac ayrintisini söyleyeyim. Kanuna göre "Burada sigara icilmez vs. " ibarelerinin yazdigi harfleri en az 10cm boyunda yazilarin asilmis olmasi gerekmesine ragmen hic bir
koridorumuzda sigara icilmemesine iliskin en ufak bir ibare veya isaret veya en azindan carpili sigara resmi bile yoktur, giriste yazili oldugunu söyledikleri sey panodaki onlarca siradan, beyaz, kimsenin okumadigi ve normalde de bu tip uyarilarin üzerinde
yer almadigi A4 duyuru kagitlarindan biri oldugundan fark edilmemektedir. "Mafsalli koridor" denilen yer ise cok daha az hava ve isik alan, oldukca dar, yeterince masa olmayan, merdivenlerin icinden gectigi ve bu yüzden kalabalik, ayak alti ve gürültülü
olan, ders calismaniza, sohbet etmenize, kafa dinlemenize müsaade etmeyen bir yer. Yetkililer ayni koridorlarda ara saatlerinde geziyor olsalar onlarca iciciyi birarada yakalamalari mümkün iken, bu garip yasagi uygulamak icin teftise sadece ders saatlerinde cikmaktadirlar, ve böylece tek tük gezen icicileri daha az itirazla karsilasarak rahatlikla disipline verebilmektedirler. Ayrica kapali yerlerde sigara icilmesine dair kanuna göre verilmesi gereken ceza 10 milyon TL'lik para cezasidir, ögrencinin siciline
islenecek ve buradan sonra herhangi bir burs almasini bile engelleyecek bir disiplin cezasi degil; cünkü okul bu kanunun gecerli oldugu TC sinirlari icerisinde yer almaktadir ve kapali mekanlarda sigaraya ayrilmamis bölümlerde sigara icmek ögrenciler icin 
cikarilmis bir disiplin kuralina degil, vatandaslar icin cikarilmis adi gecen kanuna göre yasaklanmistir; kanun ögrencilere özel yasaklar icermemektedir ve görevi dekan veya rektör olan bir kisi de bu kanuna göre ceza vermeyip kendi kurallarini, hele de
daha agir olan cezalarla uygulayamaz. Bir ceza verilmesi durumunda da "sigarayi birakirsan sana ceza vermem" seklindeki keyfi tutum kabul edilebilir degildir; cünkü ceza verilecekse bunu verecek olan disiplin kuruludur; bu yüzden durumu tespit 
edip yasayi uygulamakla ilgili kisi de böyle kisiye özel aflar cikaramaz; cünkü insanlarin insanlarla muhatap oldugu ve bilge sefin nasihatlerinin gecerli oldugu bir kabilede degil vatandaslarin esit uygulanmasi gereken kanunlarla muhatap oldugu uygar bir
"soyut toplum"da yasiyoruz, cünkü insanlar dekanlarin merhametlerine siginmak zorunda degildir, bir ceza varsa geregi her neyse adam gibi cekilir (onurlu bir insanin yapmasi gerektigi gibi). 
     Konuyu fazla dagitmadan sigaraya döneyim: Ben son zamanlarda sigara karsiti kampanyalarin arttigini görmekten iyice rahatsiz olmaya basladim, artik sigara icen insanlara ciddi ciddi ikinci sinif insan muamelesi yapiliyor ve toplumdan dislaniyorlar.
Insanlar bunu gönüllü yaptiklari sürece buna bir sey diyecegim yok, kimsenin arkadaslarini nasil sececegi de beni ilgilendirmiyor. Ama isin bir de sigara icen insanlar boyutu var: Bir cok sigara karsitinin görmek ve bilincli olarak göstermek istediginin tersine sigara icmek sadece keyfi bir tavir degildir ve bu yüzden "baskalarini zehirleme özgürlügü" gibi bos sloganlar kullanmak da dogru degil. Nikotin bagimlilik yapan bir maddedir ve sigara icen insanlar bu maddenin bagimlisidirlar. Nikotin'in kandaki orani
belli bir düzeyin altina düstügü anda nikotin bagimlisi sigara istemeye baslar ve icmedigi zaman da normal faaliyetlerinde aksamalar olur; kisi özellikle dikkatini yogunlastirmada konsantrasyon zorlugu cekmeye baslar, vücuttaki tamamlanmamislik hissi
de buna eklenir, tipki ac olmak gibi. Dolayisi ile sigara icen kisi bunu bilincli bir tercih degil, vücudunun bir dayatmasi olarak yapmaktadir, sigara istemek bir yerde elinde degildir, zaten cogu tiryaki de birakmayi ister, fakat bunlardan dolayi birakamaz.
Burada sigara karsitlarinin cogunun tek avantajlari sigaraya hic baslamamis olmalaridir. Yoksa muhtemelen baslasalardi kendileri de icmemekte zorlanacaklardi. O yüzden kimse "Bana ne aliskanlik yapiyorsa, alismasaydi. " da diyemez, cünkü sigaraya
alismak yasak degildir, ve aliskanlik geri döndürülemeyecegi icin karsimizda duran canli bir tiryaki ile birlikte yasamamiza dair sorunlarimizi böyle kestirip atamayiz. 
     Benim deginmek istedigim nokta su ki, burada sigara karsitlarinin göstermeye calistigi gibi bir "hakli ve zarar gören", bir de "karsidakileri zehirlemeye calisan, keyfi isteklerini baskalarinin zararina sürdürmek isteyen" olmak üzere iki taraf yok. Elbette
kimse digerini rahatsiz etmemeli, ama "rahatsiz eden" deyince neden sadece sigara icenlerin "rahatsiz etmesi" cagrisiyor ki. Mesela sigara icen insanlarin yanina gidip, "Merhaba ben geldim, sigaralarinizdan rahatsiz oluyorum, söndürün sunlari" 
demek sigara tiryakilerini rahatsiz etmek degil midir sanki, bu ahlaki midir? Tabii ki degildir. Peki o halde neden sigara tiryakilerini "sigara icmeyenlerin arasina sonradan gelmis" kabul ediyoruz ki. Orada bastan beri bulunanlarin sigara icmeyenler
oldugunu neye dayanarak varsayiyoruz? Daha dogrusu söyle diyelim; neden sigara icenlere sigara icilmesi icin dar "gaz odalari" tahsis ediliyor ve "gidin, sigaranizi orada icin, sonra gelin buraya. " deniyor. Fazlasiyla bagimli insan oldugu halde neden
Norm, "nikotin bagimlisi olmamak" olarak belirleniyor? Neden bagimlilara ayrilmis bölümler sigara icmeyenlere ayrilmis bölümlere göre cok daha kücük ve izbe, neden kantin vs. sosyal ortamlar sigara icilmeyen yerler ilan ediliyor ve sigara karsitlari
kendilerini buraya önceden gelmis gibi varsayma hakkini kendilerinde buluyorlar, veya diger bir deyisle icine bu sosyal ortamlari kurmak icin neden hep sigara icilmeyen bölgeler seciliyor? Farkli sekilde ifade edilen bu sorularin hepsi ayni seyi soruyor;
neden, kim tarafindan ve ne hakla nikotin bagimlisi olan insanlar sosyal hayatla, kantin ortamiyla, genis koridorlarla bagimliliklari arasinda tercih yapmak zorunda birakiliyorlar? Dikkatinizi cekerim ki odalarin ayrilmasina karsi bir sey söylemiyorum, neden hepimizin sigara icmeyenler varsayildigimizi, neden "sosyal ve rahat ortamlarin sadece sigara icmeyen kisilerin layik oldugu bir hak" kabul edildigini anlamaya calisiyorum, yani neden fedakarliklarin bir tarafa yüklendigini. . . 
     Eger bu seyin bagimlilik yaptigini ve keyfi olmadigini kabul ediyorsak, icenlerin de birer suclu olmadigini kabul etmek durumundayiz. Eger icenlerin suclu olmadigini kabul ediyorsak problemi "suclu ve onun toplumu rahatsiz etmesini engelleyici tedbirler" olarak görmeyi de kesmemiz gerekir, bundan ötürü de bu sorunun sigara icenlerden kaynaklandigini düsünmek yanlis olur, sorun bir "kabahat ve isledigi kabahati temizlemek icin fedakarlik yapmasi gereken kabahatli" sorunu degil, iki tarafin da
fedakarlik yapmasini gerektirebilecek, suclusu olmayan bir birlikte yasama problemidir. O yüzden fedakarligi sadece bir taraftan beklemek adaletsizlik olur, bazi insanlarin "zehirlenmeme özgürlügü" gibi isimler taktiklari seyin maliyetini bir sürü zavalli bagimli
insan oturduklari yerde kivranarak ödemektedirler. "Rahatsiz edilmemek" herkesin hakkidir. 
     Bu konuda ne yapilmasi gerekir sorusuna söyle cevap vereyim; ben de kesin cözümü bilmiyorum, yazimin sonunda bir öneri getirmeye calisacagim, ama asil vurgulamak istedigim mevcut durumun adil olmadigi: Bir soru sorayim; bu isi devletin "nikotin
bagimlisi olmamayi Norm ilan eden bir kanun" ile cözmesi yerine daha adil paylasim yöntemleri ("elmayi sen kes, ben seceyim" gibi) kullanacak olsak (iki tarafa da fedakarliklar yükleyen yöntemler mesela) sigara icmeyenler cikacak her sonuctan memnun olur mu acaba? Neyin adil oldugunu anlamak icin mesela John Rawls'un adalet anlayisi ile söyle sorsak: Her gün yazi tura atalim, kantin ve sosyal ortamlar kazanan tarafta, izbe odalar ve ayak alti koridorlar kaybeden tarafta olsun. Mesela bagimlilar kazanirsa o gün kantin ve genis rahat koridorlar onlarin olsun, digerleri mafsalli
koridorda dursun, isterlerse kantine gelebilirler tabii, ama sigaradan sikayet etmeye haklari yok, buna ne dersiniz, sizce kabul edilir mi? Böyle bir seyi bagimli olmayan bir cok kisi kabul edebilirse de hayatlarinda kendileri icin olusturamadiklari
kimligi "sigara karsitliginda" arayan azili sigara düsmanlarinin kabul edecegini hic de sanmiyorum dogrusu; ama böyle bir "adil paylasimi" kabul etmemeye ahlaki olarak haklari var mi, ve etmiyorlarsa kendileri icin kabul etmedikleri bu "toplumdan
soyutlanma" olgusunu ne hakla bagimli zavallilardan sürekli olarak kabullenmelerini isteyebiliyorlar? Bu soruya birisinin cevap vermesi gerekir. . 
  Acikcasi "sigara" ile ilgili her özel duruma uygun cözümler getiren bir kanun üretmek de mümkün degil, böylesine girift ve yüzyillardir toplumda kanun konusu olmamis, legallesmis ve bir cok insanin hayatinin bir parcasi olmus, her köse bucaga kadar
girmis, fosur fosur icilen bir metanin kanunla düzenlenmesi imkansizdir cünkü. Bu yüzden bence en az kötü cözüm bu konunun özel durumlara da daha makul cözümler getirebilecek kanun yapiciya yani insan vicdanina ve oradaki adalet duygusuna
birakilmasi olur, evet insan vicdaninin bir yaptirimi yoktur; ama insanlarin büyük cogunlugunun fazlasiyla rahatsiz olan arkadasinin yaninda sigara icmek gibi saygisizliklar yapmayacagini umabiliriz, kimse de icmeden duramayan insanlara zaten toleranssiz davranip "Git, 100m ötede ic" demeyecektir; bu tip durumlarda sikinti kendiliginden cözülmedigi zaman kisiler karsilikli birbirlerini uyarabilirler; her durumda taraflarin anlayis derecelerine göre farkli cözümler üretilebilir ve tabii, karsilikli uyarilarla bir cözüm bulunmazsa bir yetkiliye basvurma veya herhangi bir adli olayda oldugu gibi suclunun diger insanlari rahatsiz etmekten ötürü bir cezaya carptirilmasi, veya bir yetkiliye basvurulmasi yolu da acik olmalidir, ama mevcut durum bu degil. Ekmek kuyrugunda öne gecmeyi yasaklayan özel bir kanun da yoktur, böyle bir kanunun olmamasi sayesindedir ki insanlar bazen yaslilara anlayis gösterir onlari öne gecirirler; bazen, ekmeklerin firindan henüz cikiyor oldugu bir zamanda, sadece bir ekmek
alip gidecek bir insanin sirada fazla fazla beklememesi icin daha fazla ekmek alacak insanlar önde olmalarina ragmen siralarini ona verirler. Bu özel durumlara ragmen asil "Sira" hep korunur ve "Vicdan'in elvermedigi" bir durum gelisirse devreye polis gene
de girer; kimse de "ekmek kuyrugu ile polisin ne ilgisi var, bu konuda kanun yok ki. " diyemez. Diger bir deyisle sigara icme konusuna bir kisitlama getirilebilir; ama yapilan bu degil: Yapilan, yönetici veya yetkililerin eline, ortada hic bir sikayet ve sigara
icenden rahatsiz oldugunu deklare eden birisi yokken (hatta icici koridorda tek basina oldugu durumda bile) bagimliyi cezalandirma yetkisi verilmesidir. Oysa sigara icmek baska insanlara zarar veriyorsa kisitlanmalidir; bu su sekilde yorumlanabilir: Eger birisi, bir baskasinin kendi yaninda sigara cikarip yakmasi üzerine rahatsiz olduysa, uyarma, sonra da gidip yetkiliye sikayet etme ve sigara icilmesini bu yoldan engelletme hakkina sahip olmalidir. Ama sigaranin halihazirda icildigi bir yere kendisi girip sonradan sikayet etme hakki olmamalidir, oraya girmek zorunda kalsa bile. cünkü sigara icen kisilerin kendisini görünce sigaralarini söndürüp esas durusa gecmeleri gereken tek kisi askerdeki komutanlaridir, herhangi bir insan degil. "Bu koridorda sigara icmek yasaktir; sigara icilebilir tabii, ama ancak kalorifer dairesinde, cati arasinda ve tuvaletlerde. . . " tarzi "sark Kurnazligi" kilikli kurallar ise ancak, amac koridorlarin ve duvarlarin akcigerlerini korumaksa adildir. Böyle bir amac da olmadigina göre sigaraya getirilmesi gereken kisit mekana degil, rahatsiz olan insanlara göre ayarlanmalidir. Ve acikca
düsüncemi söyleyeyim, sigaradan rahatsiz olma hakkinin bulunmamasi gereken yerler de vardir; kantin gibi insanlarin keyif amacli gittigi sosyal alanlar bunlardandir, kimsenin o alana önceden gelmislik iddia etmesi dogru degildir. Baskalarini rahatsiz
edenleri de sigara icenler degil "sonradan gelenler" olarak tanimlamayi sectigim ve kimin sonradan geldigini vs belirlemek imkansiz oldugu icin "Bari sigara icilmesini yasaklayalim" demenin en az sigara icilmesini serbest birakmak kadar gayri adil bir
cözüm oldugunu düsünüyorum; ama daha esnek olan serbestlik oldugundan, görevlinin tiryaki pesinde kosturdugu bir duruma göre bir cok zaman, karsilikli anlayis yardimiyla daha az yanlis sonuclara varmak mümkündür. Zaten en yanlisi insanlarin sadece
oradaki üc bes kisinin sorununa devletten ülke capinda dogru cözümler beklemeleridir. Eger biri "devlet babamizin" böyle cözümler bulabilecegini iddia ediyorsa yanlis olan odur. 
     Devletin insan iliskilerinin icine bu kadar girmesi, sigara icen ve icmeyenler arasinda cikabilecek tartismalardan cok daha vahim sonuclara yol acabilir, su anda da bu durum var zaten, sadece vahim sonuclar tümüyle sigara icen insanlarin üzerine bindigi ve onlar da kendilerini suclu hissettikleri icin bu ifade edilmiyor ve kimse de aldirmiyor. Zaten, basörtüsünü yasaklamakla ugrasan, depremzedelere verdigimiz paralara, özel yardimlara el koyan, bize daha cok patates yememiz gerektigini söyleyen, 
internetimizin icerigine ve Internet Cafelerdeki bilgisayarlarda oyun yüklü olup olmadigina karisan, kiralara üst limit belirleyen, minibüs soförlerine zorla kravat taktiran, orduda saci dökülen subaylarin terfilerini kanunla yasaklayan, kisacasi özel hayatimiza yeterince giren bir devletimiz var. Bari bu konuda insanlari rahat biraksin, yoksa yarin bir gün bazi insanlara hizli nefes alip verdikleri ve ortamdaki karbon di oksidi cogalttiklari icin ceza vermek de gündeme gelebilir. 

     Bu yaziyla yapmaya calistigim sey aslinda, sizin de fark ettiginiz gibi sadece bir sigara tartismasi degil; solcularimizin deyimiyle "gittikce daha da siki örgütlenen" bir toplumda, bireyin ve bireysel kimligin kamusal  alanda yok olusuna karsi bir deneme atisi. . . Gercekten de bireylerin cep  telefonundan sigarasina kadar bir sürü sey insanlar daha fazla birlikte  calismaya basladikca, daha fazla kamusal kurallarla kisitlanmaya basliyor;  sigara veya cep telefonunuzu nasil kullanilacaginiza gittikce daha cok  "baskalari" karar verir oluyor. Bunlarin kiminde, sigara ve cep telefonu  gibi, bir ölcüde haklilik payi olsa da (evet itiraf ediyorum, yazidaki tezlerimin de yeterince gelistirilmis olmadiklarini da kabul ediyorum);  kiminde –son paragrafta saydiklarim gibi- hic bir 
haklilik payi olmadigi göz  önünde bulundurulmali. Ne zaman neyin daha dogru oldugunu anlamak icin  elimizde tek bir kistas var aslinda: Kamusallik ne oranda artarsa artsin,  "aslolan insandir" (Osmanli Bankasi Reklami); "birey her zaman amactir" (Immanuel Kant); kimse  kamusal köle degildir ve yanlis olan, insani kendi  olmaktan cikarip baskalari karsisinda ezilmeye itendir. 
     Meraklisina not: Sigara icmiyorum, hic de icmedim. Tavsiye de etmiyorum, cünkü sagliga cok zararli.