SULAK ALANLAR

“ Doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, acı, tatlı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyerler ” dir.

Sulak Alanların İşlev ve değerleri,

1.       Bulundukları bölgenin su rejimin dengelemkte üstün işlev ve katkıları söz konusudur.

2.       Bulundukları yörenin iklimini stabilize ederler.

3.       Tortu ve zehirli maddeleri alıkoyarak ya da besin maddelerini kullanarak suyu temizlerler.

4.       Yeryüzünün  en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleri, olup, çok zengin biyolojik çeşitliliğe sahiptirler.

5.       Balıkçılık, tarım, hayvancılık, saz üretimi ve rekreasyonel kullanımlar açısından yüksek bir ekonomik değere sahip olup, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlarlar

6.       Yeryüzünün en önemli genetik rezervuarları olmaları nedeniyle eğitim ve bilimsel çalışmalar için açık hava laboratuvarı özelliği taşırlar.

7.       Özellikle büyük göl ve nehilrlerde su yolu taşımacılığına imkan sağlarlar.

Sazlıkların kesilmesi, tarım amaçlı kurutmalar, sanayi kirliliği, içme suyu amaçlı kullanımlar ve yapılaşmalar sulak alanların tüketilmesine neden olmaktadır.

Sulak alanları tehdit eden problemler

·    Tarım ya da yerleşim amaçlı kurutmalar,

·     Sanayi, tarım ve yerleşim alanlarından kaynaklanan kirlenmeler,

·   İçme, kullanma ve sulama suyu temini amacıyla aşırı miktarda su alınması, sulak alanı besleyen suların barajlarda tutulması veya yönlerinin değiştirilmesi,

·   Turizm ve ikinci konut amaçlı yapılaşmalar,

·   Yabancı balık türlerinin göllere aşılanması,

·   Sazlıkların yakılması, tahribi, kontrolsüz saz kesiminin yanı sıra su kuşlarını tehdit eden en önemli sorunlardan biri de aşırı ve yanlış avlanmadır.

Çözümler

·   Öncelikle sulak alan kaybına neden olan politika ve yasalar değiştirilmelidir.

·   Sulak alana ve sulak alanı besleyen su kaynaklarına hiçbir surette arıtılmamış sular verilmemelidir.

·   Sulak alanla ilişkili tarım alanlarında kimyasal ilaç ve gübre kullanımı yasaklanmalıdır.

·   Sulak alan ve ilişkili alanlardan kum, çakıl, torf çıkarılması, tabi malzeme ve maden ocaklarının açılması ve işletilmesi önlenmeli, katı atıkların dökülmesi engellenmelidir.

·   Sulak alanları olumsuz etkileyecek ölçülerde su alınmamalı, alanı besleyen yüzy suları kısıtlanmamlı, yönleri değiştirilmemeli ve yer altı suları çekilmemelidir.

Sulak alanlar yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleri, olup, çok zengin biyolojik çeşitliliğe sahiptirler.

Türkiye sulak alanlar bakımından Bağımsız Devletler Topluluğu hariç, Avrupa ve Ortadoğu’ nun en zengin sulak alanlarına sahiptir. Ülkemizde bir milyon hektarı aşkın 25 civarında sulak alan bulunmaktadır.

Ramsar Sözleşmesi

( Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi)

Ülkemiz 1971 yılı Şubat ayında İran’ ın Ramsar kentinde imzaya açılan ve          “ Ramsar Sözleşmesi ” olarak bilinen sulak alanların korunması hakkındaki sözleşmeye 17 Mayıs 1994’ ten itibaren resmen taraf olmuştur. Sözleşme listesinde Sultan Sazlığı, Kuş (Manyas ) Gölü, Seyfe Gölü, Göksu Deltası, Burdur Gölü, Kızılırmak Deltası, Gediz Deltası, Ulubat Gölü ve Akyatan Lagünü dahil edilmiştir.

Sözleşmeye taraf ülkeler: sınırları dahilindeki tüm sulak alanları korumak, geliştirmek ve akılcı kullanmakla yükümlüdürler.

Sazlıkların yakılması, tahribi, kontrolsüz saz kesiminin yanı sıra, su kuşlarını tehdit eden en önemli sorunlardan biri de aşırı ve yanlış avlanmadır.

 

Kaynak:Çevre Bakanlığı Web