Rubaiyat
Sarhoşluk başka şeydir ayyaşlıksa bambaşka...
Derviş olanlar ancak akıl erdirir buna,
Kur'an-ı Kerim'inde Tanrı açık söylüyor;
Hiç laf getirir miyim ben o duru şaraba!
Geçen günleri unut, geleceğe bağlanma!
Umduğun boş çıkarsa, kırılıp tasalanma!
İçinde bulunduğun günü kıymetini bil,
Yele verme ömrünü, zamanı güzel harca!...
Gam çeşmesinden akan şaraba kanmadıkça
Bir yudum su içmedim tutuşup yanmadıkça,
Oturdum kebab ettim; kendi ciğerim yedim,
Elden tuz istemedim bir fiskecik, bir parça...
Derler ki cennet varmış bize öte dünyada...
Huriler, gılmanlar var, has üzümler orada.
Madem ki akıbet bu; orada da cümbüş tam;
Ne durup bekleşiriz, başlasak ya burada...
Derler ki, Cennet var bak, hep huriler orada,
Şarap, süt, bal ve kevser akan ırmak orada...
Bir peşin bana göre alacak binden iyi,
Sâki şarabımı ver henüz aklım burada!...
Ey sevgili! Açık et bugün ne oldu sana?
Bu ne güzellik böyle, ay mat kaldı yanında...
Dünya güzelleri hep takıp takıştırırken
Ortaya atılarak süsledin Bayramı da.
Geçer akçe madem ki akıl değil zamanda
Bari şarap kadehi hür dolaşsın meydanda...
Hiç değilse aklımız gider de başımızdan,
Gönlümüz rahat eder belki iki cihanda.
Şarab ile mest isem ele ne bilmem bunda,
Ne anlam var çevrenin bani taşlamasında?
Bir tek şarhosluk günah, tek haram şarap ise;
Varsın herkes mest olsun, herkes içsin cihanda...
Dünya derdine dalma, dert seni bulmayanda,
Sefanı sürmene bak, akıp giden zamanda!
Hardal tanesi bile götüremezsin dostum,
Hazinen bile olsa, hepsi kalır bu yanda...
Doğuştan beri mestim; değil aklım başımda.
Elim hep okşamada; destinin gerdanında.
Günlerden cuma imiş, ya ki Kadir bilemem,
Gönlüm gönlünde yarin, dudağım dudağında...
Bu tavanın dışında başka tavan arama,
Bir sen anlayışlısın, bir de ben şu dünyada;
Hiç bir şeye sığınma; gel korkusuz, özgür ol
Varlık sanılan her şey hep hayaldir aslında...
Benim dileğim başka, yaradanın başkaysa,
Nasıl girebilirim güvenilir bir yola?
Sonuçsuzdur çırpınmam, olumsuzdur uğraşım;
Yanılmışım demektir, bu işin ta başında...
Çözülmez muamma bu; gel uğraşma boşuna!
Bilenler söylemezler, sırdır ağızlarında...
iyisi mi kendine bir şarap cenneti kur;
Belki gerçek cenneti bulamazsın sonunda...
Yoğrulmamışsa gönül aeviyle acımayla;
Manastıra kapanmak, secde etmek ne fayda?
Aşıklar defterinde yazılıysa ger adın;
Ne cehennem, ne cennet olmazlar umurunda.
Günahlardan çekinen o kişi der ki sana:
Nasıl ölürse insan, yarın kalkışında da
Aynen dirilecektir. Ki biz de iman ettik
Ve bu yüzden şarap hep yanımızda...
Mutsuz ömür fidanım toprağa karışınca,
Zamanla çürüyerek yokluğa ulaşınca,
İsterim bedenimden şarap destisi olsun,
Ki ancak başlayayım gönlümce yaşamağa...
Şarap haramdır peki, kim içiyor baksana.
Bak ne kadar içiyor, ve de kim var yanında?
Bu üç şart tamam ise, fikir bozuk değilse;
O içmesinde yani, kim içsin a budala!..
Bir kaç gün için sade konukluk bu dünyada...
Çöllerde yel olmuşsun yada su ırmaklarda,
Geçmiş, gelecek için zerrece tasa etmem,
Komam, fırsat vermem ki olsun başıma bela...
Niyet ettim ben namaz kılıp oruç tutmağa;
Varırım belki dedim, böylece umduğuma...
Ne tuhaf az yellensem abdestim bozuluyor,
Oruç güme gidiyor, bir yudumcuk şarapla...
O Sâki'nin yerlere saçtığından bir damla
Alıp gözüne sürsen, ilişkin kalmaz gamla...
Sübhanallah! Yüzlerce derde deva o suyu,
Fasa fiso mu sandın? Dikkatli ol yanılma!
Ne şaraptan uzak dur, ne Sâki'den dünyada!
Fırsat elinde iken aklın başında ola...
Niceleri sınandı senden, benden çok önce;
Dikkat et, hiç kimsenin sakın gönlünü kırma!...
Madem şarap içersin, akıldan uzak durma,
Bilgiden yüz çevirip sonunda deli olma.
Helal olsun istersen al şarap senin için;
Sersemleşip kimsenin sakın gönlünü kırma!..
Canın gövdende iken takdir yurdunu aşma!
Kendini bil; kimseye boyun eğip, sırnaşma!
Rüstem-i Zal olsa da, olsa da Hatem-i Tayy
Sakın ha minnet edip hiç birine yaklaşma...
Dünya bir masal iken, gelip geçen konuğa
Sahip oldum diyerek kimseye caka satma...
Başka şeylere tutun sonu yokluk olmayan,
Kasırganın önünde mum yakmağa kalkışma!
O, öncesi olmayan aşk dersi verdi bana,
Bu dersi başa yazdım, sözüm o anlayana...
Sonra ezik gönlümü erdemlerle bezedi,
Hazine açkısını koyuverdi koynuma.
ÖMER HAYYAM
|