ABD BİR DÜNYA SÜPERHEGEMONU İKEN NEDEN YİTİRECEK?

 

ABD bir dünya süperhegemonu olarak ilk vaka değil. Bu gidişle son vaka da olmayacak.

 

ABD nasıl bu konuma geldi?

 

1900’de G-7’de Kanada yerine, Avusturya-Macaristan vardı yalnızca.

 

2 dünya savaşı bittiğinde, sıralama değişmemişti ama AB’nin tüm ekonomik ve sosyal gücü tükenmişti. Aradan 60 yıl geçtikten sonra bile, hala o günlerin korkusuyla, durağan bir kültürel yapıyı sürdürüyorlar.

 

Japonya da savaşta yenildi ama hala ABD’ye kafa tutuyor.

 

Rusya devrimini yitirdi ama çok değil 10 yıl sonra, yine yerini alır.

 

Bu geçiş sürecinde ABD rakipsiz görünüyor ama 1990-2005 arasındaki 15 yılda Çin ABD’nin ense köküne yerleşiverdi bile.

 

Tüm bu geçişim süreçlerinde ABD, hiçbir ikinci ülkeyle değil dayanışma, fikir teatisi bile yapmıyor, yapmadı.

 

En zayıf noktası bu ki geçmişte de bu yenilmezlik takınağı Osmanlı’da bile vardı ve bu ona çok zarar verdi.

 

Ancak bunlar işin zahiri kısmı. Asıl bölümde, ABD’nin kendi halkına kaynak aktarımı yapmaması yer alıyor. Yüzlerce yıl önce bile, olağan mesaiyle birçok halk müreffeh yaşarken, bugün ABD’ye böyle koşullar yaratılmış değil. Yani ABD iktidar seçkinleri, kendi halkının onayını bile almaya yeltenmiyor.

 

Devamında: 15 milyon Meksikalı veya yıllık binlerce yeşil kartlı gibi, çok kalabalık öğeleri bünyesine katıyor ve onları asimile edemiyor. Örnekse, Güney’de artık İspanyolca ulusal dil oldu.

 

Askeri açıdan da ABD verimsiz. Teknolojiye ağırlık verdiği için, şirketlere öylesine borçlanıyor ki ortalama bir vatandaş sürekli savaş vergisi ödüyor durumda. Geçmişte bu yüzden onlarca krallık yok oldu.

 

ABD şimdiye kadar neden sarsılmadı?

 

Öncelikle düşmanı vardı. Şimdi tekkutuplu ve rakipsiz bir dünyada çok daha hızla yıpranıyor.

 

Yine de: Dünya hegemonu olduğu 1945’ten sonra hiçbir savaşı kazanamadığına dikkati çekmek gerekli. 2 cepheli makro savaş planı ve teknoloji ağırlıklı 1980 askeri stratejisi işlevsiz durumda.

 

Toparlarsak:

 

Kültürel olarak ABD dünyayı ikna edemedi. Ekonomik olarak sürekli açık veriyor. Askeri açıdan aşırı düşman kazandı, bugün ABD’nin kesin müttefiki hiç yok, Arap şeyhler bile.

 

ABD’nin ikamesi henüz yok. AB dünya hegemonluğundan korkuyor. Çin bambaşka şeylerin peşinde ve onun hegemonluğu ABD’den daha tehlikeli, çünkü daha makro bir global faşizm eğilimleri var. Diğer bir deyişle, Çin mağlupken bile, ABD’den daha mağrur, bir de galip gelince, kimbilir neler olacak.

 

ABD yitirecek, çünkü öyle olması için aşırı çaba gösteriyor. Bir de henüz yeni global tarihçilik (veya dünya sistemciliğinin) de tam ayırsamadığı bir durum var: Globalizm artık çok kırılgan bir aşamaya ulaştı. Panik faktörü çok tehlikeli. Cep telefonu ve internet ağları 3 gün kilitlendiğinde, bunu doğrudan gözleyeceğiz. Barbarlık bir günde geri dönecek.

 

Çıkış ne?

 

Her zamankince fetret devirleri olacak. Bu kezki kısa sürer, çünkü TC bile yekinmek üzere. Bir de tarih bilinci tarihi çok hızlı reaksiyonlu bir katalizasyona sokabilir.

 

İşte o 2. Sanayileşme patlaması, eldeki insan bilimleri bilgimizle bizi kestirim yapmaktan alıkoyduruyor.

 

ABD gidecek ve yeni bir çağ daha gelecek. O dönem için müdahale hakkımızı limit sıfırda tutmayı, gelecek kuşaklar açısından daha yararlı görmekteyiz.