"Resimlerim Istanbul'a aittir..."
Povlos Moshakis bir ressamdir. Mersin SSK hastahanesinde ameliyat edilen Pavlos Moshakis'in ameliyat giderlerini Fikret Otyam karşılamış ve böylece dostluğunu ve duyarlılığını kanıtlamıştır. Aşağıda, Pavlos Moshakis ile ilgili kısa bir hikaye bulacaksınız.
4 Haziran'a kadar Istanbul Deniz Müzesi Sanat Galerisi'nde olacak Pavlos Moshakis. Eski Istanbul yasantisini, eski Balta limani'ni, eski Tarabya Koyu'nu, Büyükdere'yi, Beyoglu'nu ve meyhanelerini anlattigi naif resimleriyle. 1960'larin Istanbul'unu göreceksiniz duvarlarda. Neseli insanlar, yesillikler içinde asi boyali cumbali evler, masmavi Haliç...Her ne kadar doksanina merdiven dayasa da asla yasini belli etmeyen, elinden sigarasi, yüzünden gülümsemesi eksik olamayan Pavli'yle Istanbul'u konusmak çok zevkli...''Kardesim, ne Kumkapi'si kalmis, ne de Çekmece'si. Hepsi bir baska alem olmus, sanki Türkiyemiz degil de hiç görmedigimiz bir memleket!''
1915 Istanbul dogumlu Pavlos Moshakis. Annesini savas zamaninda kaybetmis. Üvey annesiyle yasamak istemedigi için onu Yeniçarsi'da oturan dedesi büyütmüs. ''Ilk mektebi bitirdikten sonra Beyoglu'nda ünlü bir tabelaci olan, Özcan'in yaninda çalismaya basladim. 14 yil tabelacilik yaptim.'' Ekonomik krizden sonra basgösteren Ikinci Dünya Harbi sirasinda isler yolunda gitmemeye baslayinca vatani görevini yapmaya karar vermis.
DEDIM, GIDEYIM ASKERE
''Gençtim, filinta
gibi. Ama fukaraydim. Dedim gideyim askere, yapayim vatan vazifemi. Kalkip
gittim subeye, yil mi, 1938 idi. Dedim komutanim vazifemi yapmak isterim. Gel,
git, gel, git, tam 6 ay devam etmis. Beni gavur belleyen komutan askere aldi,
ama çok ugrasti benimle. Bir subaya vurdum diye iki yil ceza verdiler.''
13
yildan sonra nihayet sona ermis vatani görevi. 1955'de 6-7 Eylül olaylari, bir
süre sonra da Kibris olaylari patlak verince 1964 yilinda vatanini terketmek
zorunda kalmis. ''Ne zaman kati kararimi aldim, günlerce, gecelerce agladim.
Kendimi idama mahkum ederek, vatanimi biraktim. Atina'ya yerlestim. Ilk yillarda
Istanbul'dan gelenlerle çalismaya basladim, resim yapiyor, tabela yaziyordum.
Sila hasreti mideme vurmustu. Sancilarim beni birakmiyordu ki
çalisayim...Istahim da yoktu.''
Istanbul özlemine dayanamayan Pavli, 15 yil sonra vatanini ziyarete gelir. Amaci eski dostlarini bulmaktir. ''Iyi avciydim. Adapazari'na gider, orada iki ay kalir, arkadaslarla çulluk avlardik. Ama geri geldigimde avci dostlarimi bulamadim. En sevdigim arkadaslarimdan Orhan Yesil'i de kaybettim. En son Sisli'de oturdugunu biliyorum....''
Istanbul'a her gelisinde bu sehri gittikçe çirkinlesmis buldugunu söylüyor. ''Derin, derin düsünüyorum ve diyorum, on sene için beni istanbul valisi yapsalar neler yapardim essiz güzellikteki bu sehre?''
ALIRIM BIR DUBLE RAKIMI
Otyam Pavli için bakin neler diyor? ''O her
türlü sevgiye ve ilgiye deger. Bilgili, bol anili, neseli, usta avci, has bir
naif ressam ve Atatürk sevdalisi, yetmez mi sevilmesi için?'' Yillar sonra yine bu iki iyi dost Istanbul'da
bir araya geldiler. ''BIzi taniyorsunuz, ama Pavli'yi? Bu huysuz, aksi ama dünya
tatlisi ihtiyar delikanliyi, yapitlarini görmek için bekliyoruz Deniz
Müzesi'ne... Gelin ve bu en eski Istanbullu yurttasimizla söylesin. Bu Onu çok
mutlu edecektir...'' ISTEMEYE ISTEMEYE GITMISTI
Yakin dostlari
Fikret-Filiz Otyam'la birlikte geçtigimiz hafta Istanbul Deniz Müzesi Sanat
Galerisi'nde sergi açti. Moshakis. ''Nerede vakit bulursam çalisiyorum. Evim
resim dolu, duvar kagitlarina bile çiziyorum. Hergün çalisiyorum. Temizligimi,
yemegimi yaptiktan sonra tuvalin basina geçiyorum. Daha çok kisin çalismayi
seviyorum çünkü burada yazin çok sicak yapiyor. Kisin sobayi yakarim, otururum,
yanima da alirim bir duble rakimi, çalisirim...''Yemek yapmaya çok merakli.
Yalanci dolma, mezeler ve rakiyla giden en güzel yemegi, balik yapmayi çok
seviyor. ''Istanbul'dan iki yüz bine yakin Rum göçtü Yunanistan'a. Biz gitmeden
önce oradaki Rumlar ne mezeden anlardi, ne da yemekten. Biz ögrettik onlara
yemek kültürünü...'' 83 yasindaki Moshakis, dinç kalmasini, her gün içtigi bir
paket sigaraya, avciligina, amatör balikçiligina ve eglenmeyi sevmesine
bagliyor. ''Istanbul'dayken çok güzel meze yaptigimi gören arkadaslar, meyhane
açalim dediler. Bir güzel içtik, eglendik, sonra da battik. Simdi evimde
egleniyorum. Bazen bir arkadasim geliyor, aliyorum elime buzuki, mandolini,
koyuyorum önüme rakimi, Istanbul'u hayal ederek çaliyorum...''
OTYAM'IN
PAVLI KARDESI
Bu dostluktan
bir kitap çikiyor ortaya. Fikret Otyam Pavli Kardes basligi altinda onun hayat
öyküsünü, onun dilinden anlatiyor.
''Ne Türkler
Türk oldugumu inanin söylemezlerdi, ne de su gavurlar beni Yunan isimletiyorlar.
Türkiye'de herkes bana gavur derdi, burada ise episi Türk diyor. Hiç olmazsa
burada gurur duyuyorum bana Türkolos, Türk tohumu derlerken. Çünkü ben halis
Türk vatandasiyim ve daima böyle kalacagim.'' Istanbullu ressam Pavlos Moshakis
1964 yilinda vatanini terketmek zorunda birakilan Rumlardan biriydi. Istemeye
istemeye gitti Atina'ya. 34 yil boyunca hiç durmadan çalisti. Yasadigi
Istanbul'u anlatti tuvallerinde...Ve 34 yil sonra Pavlos Moshakis kolunun
altinda resimleriyle yeniden geldi sevdalisi oldugu bu sehre...
(30 Haziran
1998 tarihli Hürriyet Gazetesi'nden alınmıştır.)