Mine G.KIRIKKANAT - Radikal Gazetesi

Little Big Horn

Güneş ,tüm kış ayları boyunca elinin tersiyle itip attığı Paris'i bağışlar gibiydi.Çaresiz ,züppe kızı Paris'e de verecekti bir dilim ilkbahar.Güzelim kelntle arasına giren kara bulutları birkaçgünlüğüne kovaladı ,masmavi bir  gökyüzünden gösterdi nur  yüzünü.Biz ölümlüler de ,ısınınca biti kanlanan zombiler gibi döküldük yollara .Görülecek pek çok şey vardı.

  Seine nehrinin üstünden gecirilen değerli yüzüklerden Güzel Sanat Köprüsü ahşap olup ,taştan oyulan azametli benzerleriyle inceden inceye dalga geçer.Güzel Sanatlar geçidi aslında köprü değil köprücüktür ve  nazik bedenini yalnızca yayalar çiğner.İşte bu ahşap köprünün bir büyük heykel sergisine  dönüştüğünü ve Senegal'li sanatçı Ousmane Sow'un "Little Big Horn" savaşını temsil eden yontularına  sahne olduğunu biliyordum.Ama  gidip görmeden önce Little Big Horn'un ne menem bir savaş ,General Custer'ın de kimin necisi olduğunu öğrenmem gerekiyordu.Aslında Küçük Dev Adam filminden,hayal mayal birşeyler vardı kafamda.Ancak Anglasakson kültürüm zayıftı,bilgime güvenemiyordum.
   
   Açtım telefonu en uzman Anglosaksoncumuz Mehmet
Baydur'a.Çin 'den mahiçine yedi düvelin tarihinden haberli ve Anglosakson kültürü dışında saksafonda bilip çalan mehmet'in teşhisi kesindi. General Custer ,beyaz Amerikan tarihindekien ırkçı militanlardan biri ,üsütüne üstlük megolomandı.Ömrünce Kızılderili avlamış,büyük  soykırımı başlatmış,Little Big Horn denilen yerde Siyu'ların tuzağına düşmüş ve adamlarıyla birlikte öldürülmüştü.Ancak beyazlar ,bu yenilgiden sonra tüm Kızılderilileri Kuzeye sürmüşler ve topraklarını ilelebet almışlardı ellerinden.Aklımda kalanlar doğruydu ,bu yenilginin beyaz ırk için zafere dönüşen öyküsünü anlatırdı Kücük Dev Adam filmi.
 
    Güzel Sanatlar Köprüsüne Little Big Horn konusunda donanımlı gittim.Ama gördüklerim ,hertürlü gerçek ve hayali aşıyordu.Köprünün ortası 11 at,24 asker ile General Custer'in tuzağa düstüğü savaş alanına ayrılmıştı.Ancak heykeltraş Ousmane Sow,bu savaşın ırkçı neden ve sonuçlarını anlatmak istiyordu aslında  .Little Big Horn 'da olup bitenleri otuz heykel seyirciyle cevrelemişti.Bu heykeller ,Afrikalı Nuba,Zulu,Masai ve Peul kabilelerinin savaşcıları ve beyaz ırk tarihinde Amerikalı Kızılderili kardeşlerinin kaderlerini paylaşan kıtalar ötesi sessiz tanıklardı.

    Ousmane Sow,62 yaşında bir taze yontucu .Dakar'da yaşıyor ve on yıl önce,gözünün önünde soyu tükenen Nuba kabilesinin heykellerini yaparak başlamış yontuculuğa .Kendi kendisine:"Eğer dünya benimle ilgilenirse ,belki Nubalarla da ilgilenir ,kurtarmaya çalışır" diye düşünmüs.Dünya çapında kazandığı yeni şöhreti ,başını döndürmemiş."İnsanın emekliliği düşündüğü yaşta gelen bu ünü,Afrika için kullanmak istiyorum.İnsanlar,bu kıtada ne güzel insanlar yaşadığını bilsinler,çocuklar dünyanın onların önünde açık olduğunu öğrensinler diye düşler yaratıyorum."diyor.

   Bilmem Masai kabilesi savaşçılarının dünyanın en biçimli insan vicutlarına sahip olduklarını ,Etiyopya kadınlarının ince uzun ve inanılmaz güzelliğini bilirmisiniz? Beyazların ırkçı kapitalist emelleri,bir kıta dolusu birbirine yediriyor hala,Afrika'da .
Paris'ten sonra Japonya'ya gidecek Little Big Horn sergisi,onlarında insan ,üstelik bazen çok daha insan olduğunu anlatıyor anlamak isteyen dünyaya .
Anlamak neyi kurtaracaksa....

             

NOT:Yazi icin sayin MİNE G. KIRIKKANAT'a sonsuz tesekurlerimle

                                                                                          Geronimo  L.E
 


                         ||Ana Sayfa||