SOYKIRIMI ÖNLEME FORUMU, İSVEÇ’TE YAPILDI


 

 

Birleşmiş Milletler’in desteğiyle düzenlenen “Soykırımı Önleme Forumu”nun dördüncüsü, 26-28 Ocak 2004’te İsveç’in başkenti Stockholm’de yapıldı. 60 ülkeden temsilcinin katıldığı forum, yeni soykırımların önlenmesi konusunda alınması gereken uluslar arası önlemlerin tartışılmasını amaçlıyor.

Forum’da konuşma yapan BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 20.yy.da yapılan katliam ve soykırımlardan BM’in de sorumluluğu bulunduğunu belirterek, yeni soykırımlar olmasını önlemek amacıyla BM bünyesinde Soykırımı Önleme Komitesi kurulmasını teklif etti.

Ermeniler tarafından dile getirilen sözde soykırım iddialarının, tarihi olarak hiçbir gerçekliğe dayanmadığı, bununla birlikte Ermenilerin soykırım iddialarının BM tarafından kabul edilen hiçbir hukuki sözleşme kapsamına girmediği, iddiaların dile getirildiği bağımsız tüm platformlarda bilimsel ve tarihi verilerle ispatlanmaktadır.

Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne göre bir olayın soykırım olup olmadığına yetkili mahkemeler karar verir. Soykırımın tanımı, 09 Aralık 1948 tarihli “Soykırım Suçunu Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi” tarafından çizilmiştir. Sözleşmenin ilgili maddeleri ve dipnotları incelendiğinde (Md.2, Md.3, Md.4, Md.6 ve Md.9), tüzel kişilerin değil, hakiki şahısların soykırım ile suçlanabileceği hükmünün yer aldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra soykırım hakkında karar verecek olan yetkili mahkeme soykırımın uygulandığı ülke mahkemesi olup, ancak tarafların anlaşması sonucunda dava bir uluslararası ceza mahkemesinde görülebilmektedir.

Bu sözleşmeyle, soykırım suçunun varlığının tespiti ile bunun cezalandırılması yetkisi yargıya bırakılmıştır.

1.Dünya Savaşı sırasında Anadolu’daki işgal kuvvetleri arasında yer alan ve Türkiye’nin güneyini işgal eden Fransızlar; bir bölümü Osmanlı vatandaşı olan Ermenilerden Fransız Lejyonları oluşturmuşlar, ayrılıkçı Ermenilere Fransız askeri üniforması giydirmişler ve silahlandırarak savaşa sokmuşlardır. Sevr Antlaşması görüşmelerine katılan Ermeni heyeti Başkanı Bogos Nubar da imzası ile açıkça ve resmen Osmanlı Devleti ile savaşıldığını beyan etmiştir.

Sözleşmenin en önemli özelliklerinden biri de soykırım suçunun oluşması için soykırım fiilinde yok etme iradesinin “özel amaç” şeklinde olmak zorunda oluşudur. Yani kuşkuya yer vermeyecek son derece belirgin biçimde ortaya çıkmalıdır.

Kaldı ki Sözleşmenin 2. maddesi, soykırımın örgütleyicilerinin ırkçı ve ayırımcı motifle hareket etmemeleri durumunda bunun soykırım olmadığını belirtmektedir.  Bu durumda sormak gerekir; savunmasız ve ülkesi işgal altında olan vatandaşlarını güvenli bölgelerde korumaya çalışmak soykırım olarak tanımlanabilir mi?

Diğer yandan, Ermeniler Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarında önce otonomi, sonra bağımsız devlet kurmak için siyasi ve silahlı faaliyetlerde bulunduklarından, siyasi grup niteliği taşımaktadırlar. Bu nedenle de yine Sözleşme’nin 2. maddesi tarafından korunan 4 Grup arasına girmemektedirler.

En önemlisi, Osmanlı Hükümeti’nde Sözleşme’de aranan Ermenileri yok etme iradesi bulunmamaktadır. Yok etme niyetini kanıtlayacak yazılı ve sözlü belgeler olmadığı gibi, tüm belgeler tam tersine Ermenilerin korunmasını ve rahatça iskan edilmelerini öngörmektedir. Bu nedenle Sözleşme 2 (c) maddesi anlamında, gizli ya da dolaylı bir soykırım söz konusu edilemez.

Nitekim, Forum’un açılışında dile getirilmeye çalışılan sözde Ermeni soykırımının ilk soykırım olarak kabul edilmesi talebi, Forum katılımcıları tarafından gerçek dışı ve iddialardan müteşekkil kabul edilerek, sonuç bildirgesine alınmamıştır.

Forum’da ayrıca, ABD’li katılımcılar tarafından; dünya genelinde Sudan, Burma, Burundi, Ruanda, Kongo, Çin, Cezayir, Uganda, Somali, Afganistan, Irak, Pakistan ve Etiyopya’da soykırım uygulandığı veya uygulanması ihtimali bulunduğu yönünde tespitlerde bulunulduğu açıklaması yapılmıştır.

Sonuç bildirgesine imza koyan katılımcılar, “BM Genel Sekreteri’nin sunduğu elle tutulur teklifler dahil olmak üzere, soykırım, kitle cinayetleri, kanlı ihtilaflar, etnik temizlik ve soykırım ideolojileri ile soykırımı teşvik tehditlerine karşı bir eylem olarak forumda sunulan şıkları ciddi ve faal bir şekilde incelemeyi” taahhüt ettiler. Ayrıca, BM bünyesinde Soykırımı Önleme Komitesi adıyla yeni bir yapılanma oluşturulması ve soykırım konusunda özel bir raportör görevlendirilmesi teklifleri de kabul edildi.

AB Ortak Savunma ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana ise, kapanış konuşmasında bir çağrıda bulunarak, katliamların önlenmesinde uluslar arası hukukun önceliğine dikkat çekti ve Kofi Annan tarafından dile getirilen tekliflerin desteklenmesini istedi.

 

Ülkü ERYAMAN

Editör

Soykırım Kurbanlarını Anma Organizasyonu (SKAO)

 

www.oocities.org/soykirkur

soykirkur@yahoo.com

soykirim@yahoogroups.com