ERMENİLERİN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ OYUNU BOZULDU

 


 

Fransa’nın Marsilya kentinde sözde Ermeni iddiaları çerçevesinde faaliyet gösteren “Euro-Ermenistan” isimli dernek ile bu derneğe mensup Gregoire ve Suzan Krikoryan tarafından 09 Ekim 2003’te Avrupa Adalet Divanı Birinci Mahkemesi’nde Türkiye aleyhine açılan dava, taleplerin reddedilmesiyle Türkiye lehine sonuçlandı.

Davacılar, “(Sözde) Ermeni soykırımını tanımayan Türkiye’nin AB’ne adaylık hakkı verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Avrupa Parlamentosu’nun 18 Haziran 1987 kararında (sözde) soykırımın tanındığı, bu kararın hukuk alanında yaptırım gücü olduğu ve AB kurumlarının buna uyması gerektiği” iddialarıyla Türkiye aleyhine açılan davada, AB-Türkiye arasındaki işbirliği mekanizmasının ve Türkiye’ye yapılan AB yardımlarının yasadışı olduğunu iddia ettiler.

Krikoryan’lar, iddialarına karşılık olarak ise AB kurumlarından sembolik olarak 1’er Euro, mahkeme masrafları için ise 30 bin Euro tazminat talep ederek, davalarının “tüm Ermeni halkının onuru için yapılan bir mücadele olduğunu” öne sürdüler.

Ancak adaletin şaşmayan terazisi, yine doğrudan yana oldu. Mahkeme, 04 Mart 2004’te gerekçeli kararını açıkladı. Davacıların dinlenmesine dahi gerek duyulmadan “hiçbir hukuki temeli bulunmadığı” gerekçesiyle dava konusu taleplerin reddine ilişkin verilen kararda ayrıca; “Avrupa Parlamentosu’nun 1987 tarihli kararının ‘tamamen siyasi’ olduğu, tavsiye nitelikli bu kararın yaptırım gücü bulunmadığı, bu tür bir tavsiye kararına dayanılarak girişimde bulunulmasının yanlış olduğu” belirtildi.

 

Bu kararın söylemek istediklerini biraz irdeleyecek olursak;

1. Siyasi bir organ tarafından alınan kararlar, tavsiye niteliğinde olup, politik amaçlar taşımaktadır.

2. Siyasi kararlar, adli yargı sürecini etkileyebilecek kararlar değildir.

3. Sözde Ermeni soykırımı iddiaları, tarihi olarak gerçeklere dayanmadığı gibi, bu yöndeki iddialar hiçbir hukuki kurala veya temele de dayanmamaktadır.

4. Yalanlara dayalı asılsız iddialar, dünya kamuoyu tarafından reddedilmektedir.

5. Ermeni halkına en büyük kötülüğü, yine Ermenilerin kendileri yapmaktadır.

 

Son maddenin ifadesini biraz açarsak; sözde soykırım iddialarını ideolojik bir slogan haline getirerek organize olan gruplar, Ermenilere yönelik maddi ve ideolojik sömürünün asıl odaklarıdır. Krikoryan’ların Ermeni halkının onuru için yola çıktıkları davada, “yalancılıkla” itham edilerek Mahkeme tarafından dinlenmeden davayı kaybetmeleri, bize göre Ermeni halkının onurunu ciddi biçimde zedelemiştir.

Asılsız gerekçelerle yola çıkanlar, Krikoryan’lar gibi daha başından dönmek zorunda kalacaklardır.

Nitekim, Marsilya’daki “Ermeni Davasını Savunma Komitesi (CDCA)”nın başlattığı protesto içerikli bir kampanyada, Türkiye’nin AB’ne üye olmasının engellenmesi için yürütülecek çalışmaların ihtiyaç duyduğu maddi desteğin sağlanması isteniyor. Yani Ermenilerden, yine asılsız iddialar için para talep ediliyor.

 

“Onurlu” bir şekilde geleceğe yön vermek için, geçmişi iyi irdelemek, bugünü ise iyi tahlil etmek gerekir.

 

Avrupa Adalet Divanı Birinci Mahkemesi’ne, adaletin tecellisindeki katkılarından dolayı bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyoruz.

 

 

Ülkü ERYAMAN

Editör

Soykırım Kurbanlarını Anma Organizasyonu (SKAO)

 

 

 

 

www.oocities.org/soykirkur

soykirkur@yahoo.com

soykirim@yahoogroups.com