ANA SAYFA
TÜM LİSTE
HABER

 

TARİHİN GÖRDÜĞÜ EN İYİ SPRİNTER

Jesse, Olimpiyat Tarihi'nin ilk sprint yıldızıydı. 1936 Berlin Olimpiyatları'ndaki kendisine 4 altın madalya getiren süper performansı, isminin spor tarihine altın harflerle yazması için yeter bile...

owens.jpg (15005 bytes)
Owens (en solda), Ohio State Üniversite takımındayken...

Jesse Owens, Henry ve Emma Alexander Owens çiftinin 7. çocuğu olarak 1913'te alabama'da doğdu. Asıl adı James Cleveland olan Owens'ın  adının Jesse 9 yaşında taşındığı Ohio'daki ilkokul öğretmeni sebep olmuş. Arkadaşları arasında JC "jeysi" olarak çağırılan ünlü yıldızın yoklama defterindeki ismini Jesse şeklinde yazan öğretmeni, efsanevi yıldızın hayatının geri kalan kısmında kullacağı adının belirlenmesinde rol oynamış.

Atletizm kariyerine 15 yaşında Cleveland'da okuduğu lisede başlayan Owens, daha başladığı yıl 6 feet'le liselerarası dünya rekorunu kırdı. Ardından ilk üç yılı içinde eyalet şampiyonluğu dahil girdiği tüm büyük yarışmaları kazandı. Daha sonra girdiği Ohio State   Üniversitesi takımında da başarıdan başarıya koştu. Burada kırdığı Amerika rekorları onun milli takıma alınmasında önemli rol oynadı.

25 Mayıs 1935'te Ann Arbor'daki atletizm yarışmalarında 45 dakikaya sığdırdığı 4 dünya rekoru, unutulacak gibi değildir. Owens, 100 yarda, uzun atlama ve 220 yarda da 45 dakika içinde 4 dünya rekoru kırmayı başardı.

owens2.jpg (16404 bytes)
Jesse Owens

Bazı olimpiyat oyunları, ön plana çıkan isimlerle adeta özleşleşmiştir. 1936 Berlin'le Jesse Owens arasında da böyle bir bağlantı kurmak mümkün. Öyle ki; oyunları sırf propaganda amaçlı olarak düzenlediği her halinden belli olan Alman lider Adolf Hitler'in gözü önünde "bir zenci olarak" 4 altın madalyayı "mahvetmesi", ve akabinde Koskoca Almanya Devlet Başkanı'nı Stadı terketmek zorunda bırakması, onun ne derece büyük bir efsane olduğunun en büyük kanıtı olsa gerek. Üstelik Owens, 100m., 200m., uzun atlama ve 4x100m. bayrak yarışlarının tamamında olimpiyat rekoru kırmayı başardı.  Ve aynı günde 4 olimpiyat altınını boynuna geçirdi. Tüm engellemelere ve taraflı hakemlere rağmen...

A1ncak, daha sonra çıkan savaş, sporseverleri büyük bir zevkten de mahrum bırakıyor, Owens'ın "yazacağı nice efsaneler" savaşın tozu-dumanı arasında güme gidiyordu. 12 yıllık aradan sonra 1948'te Olimpiyatlar Londra'da yeniden başladı. Ancak, bu kez Owens yoktu.

Owens'ın daha sonraki yaşamı, Olimpiyat Komitesindeki görevleri, kurduğu Halkla İlişkiler Kuruluşu'ndaki çalışmaları ve davet edildiği ödül seramonilerinde geçti.  1976'da Başkan Ford tarafından Özgürlük nişanına layık görülen Owens, 3 yıl sonra, Şubat 1979'da da, yeni başkan Carter, kendisine "Living Legend Award - Yaşayan Efsane Ödülü"nü takdim etti.

Jesse Owens, 1980 yılının 31 Mart'ında, 66 yaşındayken kanserden öldü. Bugün, onun anısı kurulan Jesse Owens Vakfı'yla yaşatılıyor. Vakfın işlerini, eşi Ruth ve kızı Marlene yürütüyor.

Şevket Furkan ERBAY

Tüm Hakları saklıdır.  Copyright 2001 - www.olimpist.net