J) ALPASLAN PEHLİVANLI'NIN ÖLDÜRÜLMESİ İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME

İnceleme bölümünde bahsedilen Kırıkkale Milletvekili Alparslan Pehlivanlı’nın ve Alparslan Pehlivanlıyı öldüren Metin Vural’ın abisinin öldürümesi olayları ile ilgili olarak, Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen dosya muhteviyatı ve ekli Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığının 6.6.1994 tarih ve hazırlık 1994/2755 nolu iddianamesi ile Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin E.1994/113, K: 1994/117 sayılı kararının değerlendirilmesinde;

a) 1991 yılı genel seçimler öncesi Metin Vural ile Alparslan Pehlivanlı arasında siyasî ihtilaf çıkması üzerine Anavatan Partisi Keskin İlçe Başkanı olan Metin Vural’ın genel merkez kararı ile partiden ihraç edildiği ve parti içi çekişmenin başladığı görülmüş, bu arada Metin Vural’ın kardeşi Hacı Vural’ın kendi siyasî geleceklerinden endişeye kapılarak, Alparslan Pehlivanlıyı vurarak öldüreceklerini söylediği, 1994 mahalli seçimlerinde Keskin’de Belediye Başkanlığını Alparslan Pehlivanlının desteklediği adayın seçimi kazanıp, Hacı Vural’ın desteklediği adayın seçimi kaybetmesi üzerine düşmanlığın arttığı, 14.4.1994 tarihinde o dönemin Kırıkkale Milletvekili olan Alparslan Pehlivanlı kendisine ait araç ile seyir halinde iken, aracının önüne geçen araçtan açılan ateş sonucu Alparslan Pehlivanlının ağır yaralandığı ve yolda vefaat ettiği, bilahare yapılan tahkikatta olay sanıklarının Hacı Vural, Halim Ünver ve Üçler Talay adlı şahısların olduğu tesbit edildiği, Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığının 6.6.1994 gün ve 1994/977 esas, 1994/54 sayılı iddia ile dava açıldığı Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesince 13.6.1994 gün ve 1994/113 esas, 1994/117 sayılı kararla güvenlik gerekçesiyle yargılamanın nakline karar verildiği, konu Adalet Bakanlığı kanalıyla Yargıtay’a intikal ettirilmesi üzerine de Yargıtay 10. ceza dairesinin 9.6.1994 tarih ve 1994/6615-8737 sayılı ilamı ile amme emniyeti için kamu davasının Manisa Ağır Ceza Mahkemesine nakline karar verildiği anlaşılmıştır.

Alparslan Pehlivanlının öldürülmesi olayı mahkemeye intikal ettiğinden Anayasamızın 138. maddesi uyarınca Komisyonumuzca bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.

b) ANAP Kırıkkale milletvekili Alparslan Pehlivanlının öldürülmesi olayı ile ilgili olduğu tahmin edilen olayın 9 Ocak 1995 günü Metin Vural’ın kendisine ait 71 AZ 167 plakalı siyah renkli brodway marka aracı ile yanında tanık İdris Diri’nin olduğu halde Keskin ilçesine seyir halinde iken muhtemelen şahin marka beyaz renkli plakası tespit edilemeyen ancak üzerinde seyyar mavi renkli tepe lambası olan bir araç içindeki üç şahıs tarafından yolda durduruldukları, şahısların elinde el telsizi olduğu ve kendilerini polis olarak tanıttıkları hatta Metin Vural’a kimlik göstererek Ankara İline götürmek üzere Metin Vural’ı kendi araçlarına bindirdikleri, tanık İdris Diri’yi ise bıraktıkları, Metin Vural’ı olay yerine getirerek araç içinde başına ateş etmek suretiyle öldürmüş oldukları daha sonra araçtan aşağıya attıkları Metin Vural’ın üzerinde bulunan taşıma ruhsatlı 357 COLT MAGNUM KK 1948 seri nolu tabancasını alarak gittikleri aracı Hasandede Kasabası yakınlarında terk ettikleri, 34 PDP 97 plakalı aracın İstanbul ilinde 92 model kartal marka bir araca ait olduğu bu plakanın sahte olduğu anlaşılmıştır. Aracın motor ve şase numarasında yapılan araştırmasında Ankara ilinde Mehmet Orhan Erden isimli şahsa ait olduğu ve 20 Nisan 1994 tarihinde evinin önünden çalınmış olduğu, aracın gerçek plakasının 06 ELM 05 olduğu ve gerçek sahibine teslim edildiği, olayın faili meçhul kaldığı, ancak Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığınca komisyonumuza gönderilen dosya içerisinde bulunan ve Kırıkkale il Merkez Jandarma Komutanlığınca Kırıkkale C.Savcılığına gönderilen 21 Ekim 1995 tarih ve 4518 sayılı yazıda “31 Temmuz 1995 tarihinde 0-1 Karayolu Merter mevkiinde Ulusoy firmasına ait yolcu otobüsünden kendilerine polis süsü veren kişilerce, arabadan indirilerek çantasından 7 milyar lira değerinde altını çalınan İbrahim Tekin adlı şahsın yaptığı müracaat üzerine sanıkların İstanbul Emniyet Müdürlüğünce yakalandıkları, 9 Ocak 1995 tarihinde Hasandede kasabası Pelitözü mevkinde başından vurularak öldürülen Metin Vural olayında da kendilerine polis süsü veren şahısların olması, iki olayı da aynı sanıkların işleyebileceği kanaatini uyandırdığını” belirtmişse de, Metin Vural’ın öldürülmesinin; Alparslan Pehlivanlının öldürülmesiyle bağlantılı olduğu kanaati hasıl olmuş, Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığında faili meçhul bir dosya olarak bulunduğu, Kırıkkale İl sınırları içerisinde meydana gelen olayın sanık veya sanıklarının aranmalarına devam edildiği ifade edilmiştir.

Siyasal nitelikli cinayetlerin önemlice bir kesiminin suçluların bulunamamış ve cezalandırılmamış olması, bir yandan bu cinayetleri yüreklendirici bir ortam oluştururken, diğer yandan da devlete olan güveni ciddi bir biçimde sarsmaktadır. Bu cinayetlerin kimler tarafından işlenmiş olabileceği yolunda çeşitli tahmin, spekülasyon ve suçlamalara da neden olmaktadır. Bazen bu suçlamalar çeşitli odaklarca amaçlı olarak da yapılmaktadır. Bunun sonucu kitleler arasında kırgınlıklar, güvensizlikler ve zaman zaman da kutuplaşmalar doğmakta, tüm bunlar toplumun iç bütünlüğünü, iç barışını ağır bir biçimde sarsmakta ve devlet-toplum ilişkisini ciddi bir biçimde zedelemektedir.