31- Avşar KEDEROĞLU 14.01.1997 tarihli ifadesinde;

İstanbul’da ticaretle uğraştığını, Tarık Ümit olayı ile ilgili olarak evinden jandarma istihbaratta görevli olduğunu belirten bir kişi tarafından alınarak Maslakta bulunan Jandarma Alayına götürüldüğünü, Tarık Ümit olayı ile ilgili olarak en son kendisinin telefonu ile görüşme yapıldığı, belirtilerek Jandarma Alayına götürüldüğünü, Tarık Ümit’i tanımadığını ancak onu tanıyan özel harekatçı arkadaşlarının olduğunu, Ziye isimli özel harekatçının evindeki telefonu kullandığını, İbrahim Şahin’i de tanıdığını, Ayhan Akçay’ı da tanıdığını, İbrahim Şahin’i 1979 dan Kozaklıda Başkomiserliğinden tanıdığını, polis memurları Ziya ve Ayhan’ı da İbrahim Şahin’in koruması olarak tanıdığını, Oğuz’un da bunlarla birlikte olduğunu, ve Oğuzu’da tanıdığını, Çarkın’ı tanımadığını, Abdullah Çatlı’yı ise tanımadığını, bu polis memurlarının zaman zaman evine geldiklerini ve kendisinden araba ve telefon talebinde bulunduklarını, kendisinin de arabasını ve telefonunu polislere verdiğini; bu polis memurlarını 1992-1993 yıllarında tanıdığını Maslakta Jandarma Alayında tutulduğu sırada Ayhan Akçan’ın kendisini telefonla aradığını, Jandarmaya Ayhan Akçanın evini gösterdiğini, Ayhan Akçanın Halkalıda polis lojmanlarında oturduğunu, ismi Ahmet olan bir Astsubay tarafından evinden bir araçla alındığını, sivil aracın ise bir bayan tarafından kullanıldığını, sivil bayanı tanımadığını, Tarık Ümit’in kızını hiç görmediğini ve tanımadığını, İstanbul’da Gazi olaylarının başladığı gün kendisinin serbest bırakıldığını, Jandarma Alayında tutulduğu süre zarfında kendisine bir baskı yapılmadığını, Ruhsatlı silahının alındığını ve salıverildikten 4-5 gün sonra iade edildiğini, İbrahim Şahin’in ağabeyisinin yakın arkadaşı ve aile dostları olduğunu, ancak polislerin yakın dostları olmadığını, zaman zaman geldiklerini,

Kendisine ait telefonu en son kullanan kişinin Ziya Bandırmalıoğlu olduğunu,

Maslaktaki Jandarma Alayına götürüldüğünü daha sonra İbrahim Şahin’e anlattığını ve onunda bu işe hayret ettiğini, polis memurlarını İbrahim Şahin’in korumaları olması nedeniyle tanıdığını, cep telefonunu ve arabasını da İbrahim Şahin’in hatırına bu polis memurlarına verdiğini, Maslakta Jandarma Alayında tutulup serbest bırakıldıktan sonra da ara sıra polis memurları Ziya ve Ayhan ile görüşmelerinin olduğunu, Tarık Ümit’in kim olduğunu birkaç defa bu polis memurlarına sorduğunu ve arkadaşımız, onu tanıyoruz diye cevap aldığını, Ayhan Akça’nın adı en son kurye Dilek olayında duyulmasından sonra ağabeylerinin kendisine nasihat ettiğini ve bu polis memurları ile görüşmesini azaltmasını istediğini, bir ağabeyisinin önceleri İstanbul Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığını, şimdi ise DYP İstanbul Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, Ziya ve Ayhan’ın Ankara’da görevli polis memurları olduğu ancak İstanbul’da oturdukları, polis memurları Ziya ve Ayhan’ın Abdullah Çatlı’dan ve ülkü ocaklarından bazı kişilerle konuşmalar yaptığına tanık olmadığını, ağabeyisinin Abdullah Çatlı’yı tanıması gerektiğini, kendisinin kanunsuz bir işi olmadığını, hayatında ilk defa JİTEM’e gittiğini, ikinci kez de komisyona geldiğini, Ankara’da görevli olan ve genellikle hafta sonlarında İstanbula gelen polis memurları Ayhan ve Ziya’nın Karayolu ile İstanbul’a geldiklerini, Kıbrısla bir ilişkisinin olmadığını, Azerbaycan, Bulgaristan, Tunus ve İtalya’ya birer defa turistik gezi amacıyla gittiğini” belirtmiştir.(Ek:204)