53- DİLEK ÖRNEK’ İN 02.031997 Tarihli İfadesinde;

1974 yılında Hollanda’da doğduğunu, 22 yıldan beri ailesiyle birlikte Hollanda’da oturduğunu, Ortaokulu, yüksekokulu orada okuduğunu, ailesinin halen Hollanda’da oturduğunu, annesinin ev hanımı, babasının Lastik Fabrikasından emekli işçi olduğunu, her ikisinin de sağ olduğunu, bir ablasının iki küçük erkek kardeşinin olduğunu,

1995 yılına kadar 2 yıl Mc Donald’da çalıştığını, sonra ayrıldığını,

Daha önce Hollanda’da olan Teyzesinin 2 yıldan beri Ispanya’da oturduğunu, orada Teyzesinin kocası olan eniştesinin lokantacılık yaptığını, ayrıca ticaretle uğraştığını,

1,5 yıldan beri eniştesi Ercan DOĞAN’a kuryelik yaptığını, bu işe teyzesinin isteği üzerine başladığını, eniştesinin kendisine para vererek İstanbul’a gönderdiğini, ilk seferinde teyzesi ile birlikte İstanbul’a geldiğini, teyzesinin orada kendisini Mehmet ve Latif’le tanıştırdığını, daha sonra devamlı kendisinin yalnız geldiğini, kendisine teslim edilen PESETA (İspanyol parası ) cinsinden paketler halindeki parayı, Havaalanında kendisini karşılayan Mehmet ve Lütfi’ye arabalarının içinde teslim ettiğini, sonra Havaalanına yakın Çınar oteline gittiğini, hiç dışarı çıkmadan otelde bir gece kaldıktan sonra Swisair veya İberia uçaklarıyla Hollanda’ya döndüğünü, her türlü otel ve yolculuk masraflarını kendisine verilen paradan kendisinin karşıladığını,

Bu paranın ne parası olduğunu kesinlikle bilmediğini, sormadığını, saymadığını, yalnızca parayı verip kendi parasını (her seferinde 4-5 bin mark) aldığını, kendisine teslim edilirken de paranın sayılmadığını, belgesiz teslim edildiğini, Eniştesinin “İstanbul’a gidince seni karşılayacaklar, ayrıca havaalanında kolaylık gösterecekler” dediğini, herhangi bir sıkıntı ile karşılaşırsa “Mehmetlerin misafiriyim” demesini tenbih ettiğini, parayı normal bir valizde getirdiğini, valizi bagaja verdiğini, çıkarken aldığını, hiç arama yapılmadığını, bir defasında aramak istediklerini, ancak orada birisinin geldiğini, “Tamam bu geçebilir” dediğini, bu yardımın bir ayarlama sonucu bilerek yapılıp yapılmadığını bilmediğini,

Türkiyeye 10-15 defa bu şekilde para getirdiğini, bunun dışında da tatil için memleketi İskenderun’a gitmek üzere İstanbul’dan Adana’ya uçakla gittiğini, bu giriş çıkışları da sayarak 52 defa giriş çıkış yaptığını iddia ettiklerini, polisteki ifadesinde işkence ile tamamının para getirmek için olduğunu kabul etmek zorunda kaldığını, gerçekte bu iş için yalnızca 10-15 defa giriş yaptığını, kendisinin Hollanda vatandaşı olduğunu, Türkiyeye Hollanda Pasaportuyla giriş yaptığını, bazan da Türk Pasaportuyla giriş yaptığını, kendi adına tek pasaportu olduğunu,

Kendisinden başka Parsel ve Simon’un da kuryelik yaptığını, beraber gelip gitmediklerini, onların da parayı Mehmet ile Latif’e verdiklerini sandığını, parayı verdiği Mehmet (ALAKENT) ve Latif’in halen firarda olduklarını,

Anne ve babasının bu işi yaptığını bilmediğini, İspanya’ya giderken Teyzemlere gidiyorum diye gittiğini, masraflarını teyzelerinin karşıladığını söylediğini, kazandığı paraları ise harcadığını, anne ve babasının yakalanınca bu işi yaptığını öğrendiğini, ablasının ve kardeşlerinin kesinlikle bu işi yapmadıklarını,

Garo’yu Hollanda’dan tanıdığını, kendisinin Kuyumculuk yaptığını, sık sık da İspanya’da eniştesinin evinde karşılaştıklarını,

Lokman’ı şahsen tanımadığını, Teyzelerinden Azer Döviz’in sahibi olarak adını çok duyduğunu, Feramez’in, Yusuf’un Lokman’ın ortakları olduğunu eniştesinden duyduğunu, ( bu İranlı Yusuf’un halen tutuklu olduğunu), Musavvat diye birini tanımadığını,

Ayhan AKÇA’yı tanımadığını, ancak Narkotik’te kendisini gösterdiklerini, tanımadığını söylediğini, adını daha sonra mahkemede öğrendiğini, 34 B 2034 plakalı BMW arabayı da daha önce hiç görmediğini, yakalanınca narkotikte gördüğünü, Bundan 2,5 ay önce yakalandığını ve o tarihten beri Bayrampaşa cezaevinde olduğunu, kendisinden bir hafta sonra eniştesinin de Antalya’da tutuklanarak aynı cezaevine getirildiğini, cezaevindeki ihtiyaçlarının eniştesi tarafından karşılandığını, haftada bir dilekçe vererek eniştesi ile “eş görüşü” yaptıklarını, bu arada eniştesinin ihtiyacı olan parayı verdiğini,

Eniştesi Ercan DOĞAN’ın 43 yaşında olduğunu, Tüarkiye’de herhangi bir siyasi partiyle ve ülkü ocaklarıyla ilişkisinin olmadığını, bunu kesinlikle bildiğini,

Gardiyan Nebile ile Bayrampaşa cezaevinde tanıştığını, arkadaş olduklarını, çıkınca aramak için telefon numarasını aldığını, daha sonra kendilerinin Bakırköy Cezaevine nakledildiklerini ifade etmiştir.(Ek:226)