9- Şahin TEKDEMİR 14.03.1997 tarihli ifadesinde;

1964 Kocaeli Keteme doğumlu olduğunu, ilkokulu İzmit’te okuduğunu, sonrada serbest çalışmaya başladığını, önce araba alıp satmaya başladığını 1989-1990 senesinde yurtdışına çıktığını, Alman vatandaşı ile evlendiğini, Almanya, hollanda ve Belçika’da kalıp, Türkiye’ye döndüğünü, büyük kardeşinin polis olduğunu, İbrahim Şahin’in korumalığını yaptığını,

Suçunun Hadi Özcan’ı tanımak olduğunu suçlandığı konular içerisinde Of’lu Muzaffer’i öldürmek, bunların silah temin etmek, bunlarla çete kurmak gibi ilgisi olmayan suçlardan cezaevine gönderildiğini,

Hadi Özcan’ı abisinin 1980 öncesi öğretmen lisesindeokuduğu sırada, okulda meydana gelen taşlı sopalı kavgalar sırasında, tanıdğını, boş zamanlarında okula giderek abisine göz kulak olduğunu, Hadi Özcan’ın MHP’li olduğunu, kendisinin de MHP’li olduğunu,

Abisinin siyasî bir yönü bulunduğunu, halen açığa alınmış durumda bulunduğunu, İbrahim Şahin’in koruması olduğu için açıkta olduğunu, 1985 ya da 1986 da özel harekata girdiğini, kursların sonunda Siirt’e gittiğini, 4-5 yıl kaldığını, sonra tayinen İzmir’e gittiğini, İbrahim Şahin’in Özel Harekat Daire Başkanlığına gelmesi üzerine tayininin Ankaraya çıktığını,

Abdullah Çatlı’yı tanıdığını, kendisine Mehmet Özbay olarak tanıtıldığını, ancak onunla yurtdışında tanışmış olduğunu, Türkiye’de Abdullah Çatlı olduğunu öğrendiğini, ancak kimseye birşey söylemediğini,

1990 yılında Almanya’da Hanover Havaalanında birisini bekler iken, kendisini orada gördüğünü Türk olduğunu öğrenince konuştuğumuz, adamın Mehmet Özbay olduğunu söylediğini, Türkiye’de iken de İzmit’ten geçerken kendisine uğradığını bir iki kez İzmirde karşılaştıklarını fuarda lunapark müdürlüğü yaparken karşılaştıklarını,

Abdullah Çatlı’yı, Mehmet Özbay adıyla Hadi’ye tanıştıranın kendisi olduğunu, bu nedenle Hadi ile aralarının açıldığını, petrol işinden dolayı kendisine kazık attırmakla suçlandığını, Abdullah Çatlı’nın kendisine ortaklık yaparken insanın bir şeye para koyması lazım, bunu koymadığı için ortak olamadık demesi sebebiyle Çatlı’yı haklı gördüğünü, Hadi’yi abisi Alper ile tanıştırmadığını,

Yedi TİP’li olaylarından dolayı sağdan, soldan duyumlar nedenleriyle Abdullah Çatlı’nın kaçak olduğunu, bildiğini, sağdan soldan onun Asala ile mücadele etmiş olduğunu öğrendiğini bu nedenle de hoşuna gittiğini,

İzmir’de birlikte yemek yerler iken, konuştuklarını, kendisini tanıyıp tanımadığını, kim olduğunu bilip bilmediğini sorması üzerine, onu tanıdığım, bildiğim onunla böyle mevzulara girmek istemediğini, geçmişini bilmek istemediğini söylediğini, Abdullah Çatlı’yı birkaç defa Haluk Kırcı ile gördüğünü,

İbrahim Şahin ile Abdullah Çatlının tanışık olduğunu bilmediğini, Holis olan Ercan Ersoy ve Ayhan Akçay’ı tanımadığını, başka işlere karışıp karışmadıklarını bilmediğini,

Hadi Özcan’ı çok sevdiğini, nesli tükenmiş kel aynak kuşu olduğunu, varını yoğunu olmayanlarla paylaşan iyi bir insan olduğunu, hep haklının yanında olduğunu onun tahsilat işleriyle uğraştığını bilmediğini, yaptığı bir iş karşılığında para alacağını da tahmin etmediğini,

Kendisinin abisi tarafından teslim edildiğini, git teslim ol, suçsuzsun, kaçmaman gerek yok demesi üzerine teslim olduğunu, 8 dosyadan sorumlu tuttuklarını, 9 aydır cezaevinde olduğunu,

Latif Özdamak diye bir arkadaşı olduğunu Özel Harekatçı, Siirt’ten gelen bir hocanın yanına gittiğini, camide yapılacak işler için onun yardımcı olduğunu, izinli olduğunda, bayramlarda geldiğini ve cami inşaatına yardım ettiğini, kendisinin telefonu ile telefon ettiğini, daha sonra bu adamı kendisine silah getirdi diye yargıladıklarını ve görevden aldıklarını, vicdan azabı duyduğunu,

Of’lu Muzafferin öldürülmesinde kendisinin suçlandığını, orada olduğunun iddia edildiğini kendi arabasının renginde bir araba ile öldürüldüğünü, arabasının hemen Emniyet binası ile yanyana bulunduğunu,

Abdullah Çatlı’yı abisinden çok sevdiğini bu sebeble de onun kaçak birisi olduğunu abisine söylemediğini, Abdullah Çatlı ile birlikte hiçbir iş yapmadığını, kendisinin galerisi olduğunu ve kiralık araba servisi işlettiğini,

Abdullah Çatlı ile Ahmet Baydar’ın ramazan ayında akşam vakti iftar yemeğinde kendisine uğradıklarını, yemek yerken konuştuklarını, bir petrol işi olduğunu söylediğini, ister ortak isterseniz onu komisyona verin Hadi Özcan ile bu işi yapma dediğini, bunun üzerine onları tanıştırdığını, petrolün alındığını, alındıktan sonra bazı olaylar olduğunu, bu yüzden Hadi ile aralarının açıldığını, Çatlı’nın petrolu satıp, paraları yiyip, bir şey göndermediğini Hadi’nin söylediğini, kendisininde Abdullah Çatlıya kızan herkeze kızdığını, Abdullah Çatlı ile Hadi Özcan’ın kendi yanında yerlerinin ayrı ayrı olduğunu hiç kimse ile de küs olmadığını belirtmiştir.(Ek:182)