F- TEVFİK NURULLAH AĞANSOY CİNAYETİ İLE İLGİLİ İNCELEME :

1- 29.11.1996 tarih ve A.01.1.GEÇ/4 sayı ile Meclis Araştırma Komisyonumuzca İçişleri Bakanlığına bir yazı yazılarak, İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce Mafya-Yasadışı Örgütler ile Devlet ilişkileri ve bağlantıları, ayrıca Susurluk’ta meydana gelen kaza olayı ve arkasındaki ilişkiler konusunda herhangi bir rapor hazırlanıp hazırlanmadığı, varsa bu raporların ve belgelerin incelenmek üzere acele talep edildiği incelenmiştir.

İçişleri Bakanlığınca (10/89,110,124,125,126) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonumuza gönderilen 9.12.1996 tarih ve B.05.1.İGM.0.60.05.03/2694-96 sayılı cevabi yazıda konuya ilişkin Emniyet Birimlerince düzenlenen evrakın tastikli birer örneğinin bir dosya içinde ve yazı ekinde gönderildiği, dosya muhteviyatının incelenmesinde;

İstanbul-Bebek taksi durağı önünde bulunan çay bahçesinde plakası belirlenemeyen otodan inen şahıslarca 28.8.1996 günü saat 01.00 sularında açılan ateş sonucu çatışma çıktığı, karşılıklı ateş sonucu Tevfik Nurullah AĞANSOY, Başbakanlık Koruma Müdürlüğünde görevli 73880 sicil sayılı polis memuru Celal BABÜR’ün ağır yaralanarak kaldırıldığı hastanede öldüğü, yine Başbakanlık Koruma Müdürlüğünde görevli 102228 sicil sayılı polis memuru Ferda TEMEL’in yaralanmış olduğu ve Şişli Etfal Hastanesinde tedavisinin yapıldığı,adı geçen polis memurlarının, Başbakanlık Koruma Müdürlüğü emrinde oldukları ve Doğruyol Partisi Genel Başkanı Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sn.Prof.Dr.Tansu ÇİLLER’in korumasında görevlendirilmiş oldukları,

Sayın ÇİLLER’in İstanbul’a çok sık seyahatler nedeniyle ikametgahları ile aile fertlerinin korunması önem arzettiğinden, İstanbul’daki hizmet araçlarının hazırlanması, gerekli koruma tedbirlerinin alınması ve yakın koruma hizmetlerinin en iyi şekilde yürütülmesi amacıyla istanbul’da görevlendirilmiş oldukları,

Sözkonusu polis memurlarının olay saatinde saldırı sonucu öldürülen Tevfik Nurullah AĞANSOY’un yanında ne amaçla bulunduklarının belli olmadığı,

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün 20 Eylül 1996 tarihli soruşturma onayında ise konu ile ilgili inceleme yapan polis müfettişlerinin:

Polis memuru Ferda TEMEL’in, silah kullanmadığını söylemesine rağmen alınan ekspertiz raporuna göre olay yerinde elde edilen boş kovanların bir kısmının adı geçenin silahından atıldığının tesbit edildiği, bu nedenle polis memuru Ferda TEMEL’in öldürme ve yaralama olayına sebep olduğunun düşünülebileceği,

Mafya olarak bilinen Tevfik AĞANSOY ve adamlarının yanında Başbakanlık Koruma Müdürlüğüne mensup iki polis memurunun bulunmaları ve gezmelerinin çok dikkat çekici ve vahim bir durum olarak müşaahade edildiği, birlikteliklerinin sebeninin ise menfaat olduğunun düşünüldüğü,

Tevfik AĞANSOY’un koruma görevini yapan polis memuru Hacı AKPINAR’ın ise Tevfik AĞANSOY gibi bir adamın tavassutuyla araba alması ve bedelinin ödenip ödenmediğinin tereddüt yaratmasının da polis memurunun görevine uygun bir davranış olmadığı;Yazıda belirtilen sebeplerden dolayı Başbakanlık Koruma Müdürlüğünde görevli polis memurları Celal BABÜR (müteveffa), Ferda TEMEL ve Hacı AKPINAR haklarında eylemlerine uygun olarak T.C.K.’nun ve Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün ilgili maddelerine göre adli ve idari yönden soruşturma yapılması görüş ve kanaatına varılmış olmakla;

Adı geçenler hakkında silah kullanma, yaralama, öldürme, mafya tabir edilen çeteyle ilişki kurarak nüfuzunu kötüye kullanmak sureyitle çıkar sağlamak suçlarından dolayı M.M.H.K. hükümleri muvacehesinde adli ve idari yönden soruşturma yapılması gerektiğini ifade ettikleri, Polis Başmüfettişleri Yaşar GÖKIŞIK ve İbrahim KAYA tarafından birlikte düzenlenen 1966/684 sayılı soruşturma raporunda olayda adı geçen polis memurları hakkında çeşitli disiplin cezalarının verilmesinin öngörüldüğü incelenmiştir.(Ek:119)

2- Meclis Araştırma Komisyonunca Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve İstihbarat Daire Başkanlığına hitaben yazılan 14.2.1997 tarih ve 10/89-229 sayılı yazı ile, Nurullah Tevfik AĞANSOY isimli şahsın Almanya’da yakalanması üzerine, Almanya Güvenlik makamlarının bu şahsın el yazısı ile alınmış ifadesinin bir suretinin acele olarak Komisyona gönderilmesinin istenildiği incelenmiştir.(Ek:120)

3- Emniyet Genel Müdürlüğünün 20.2.1997 tarih ve 44422 sayılı cevabi yazılarında ise Yaşar ve Ayşe’den olma Bitlis İli Zeydan Mah. nüfusuna kayıtlı 1960 doğumlu Nurullah Tevfik AĞANSOY’a ait dairede kayıtlı 45948 nolu dosyanın tetkikinde sözkonusu el yazısı ifade tutanağına rastlanmadığının bildirildiği incelenmiştir. (Ek:121)

4- Yine, Emniyet Genel Müdürlüğünce, Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığına sunulmuş olan 28 Şubat 1997 tarih ve 990010 sayılı cevabi yazıda, Nurullah Tevfik AĞANSOY’un el yazısı ifadesinin Almanya İnterpol’ünden talep edildiği ve alınan cevabi yazıda ise, adı geçen hakkında çıkartılan tevkif müzekkereleri kapsamında ihtiyaç duyulan herhangi bir tutanak var ise, bunun istinabe yoluyla talep edilmesinin gerektiğinin bildirildiği,bu nedenle şahısla ilgili herhangi bir adli evrakın Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları kanalıyla uluslararası istinabe hükümleri uyarınca talep edilmesinin uygun olacağının bildirildiği incelenmiştir.(Ek:122)

5- (10/89,110,124,125,126) sayılı Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığınca Adalet Bakanlığına hitaben yazılan 29.11.1996 tarih ve GEÇ/3 sayılı yazıda Tevfik AĞANSOY dosyasının incelenmek üzere Komisyona gönderilmesinin talep edildiği,

Adalet Bakanlığınca Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığına sunulan 24.12.1996 tarih ve 32451 sayılı cevabi yazıda, Tevfik AĞANSOY’un öldürülmesi olayı ile ilgili İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/410 esas sayılı kamu davası dosyalarının onaylı fotokopi suretlerinin yazıya ekli olarak sunulduğunun bildirildiği incelenmiştir. (Ek:123)

6- Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığınca Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen 7.2.1997 tarih ve 10/89-221 sayılı yazı ile Nurullah Tevfik AĞANSOY’un Engin CİVAN olayı nedeniyle Türkiye’de ve yurtdışında alınan ifadelerinin bir örneğinin çok acele olarak Araştırma Komisyonuna gönderilmesinin istenildiği incelenmiştir. (Ek:124)

7- Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca Araştırma Komisyonuna sunulan 17.2.1997 tarih ve 1997/738 D.M. sayılı cevabi yazıda; Nurullah Tevfik AĞANSOY hakkındaki evrakın İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dava dosyasında kayıtlı bulunduğunu, istenilen bilgilerin Komisyona verilmesi için İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesine bilgi verilmiş olduğunu ve yazı cevabının adı geçen Mahkemeden takip edilmesi gerektiği,

Nurullah Tevfik AĞANSOY’un öldürülmesi olayı ile ilgili olarak İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/410 esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde;

Alaaddin ÇAKICI, Adnan ÇİÇEK, Kenan Ali GÜRSEL, Ahmet ATLILAR, Aydın GÖKER, Yener ÜÇÜNCÜ, Ferdi HEYBET, Kamil ÖZKILIÇ, Hasan TAŞKIN, Ramazan VURMAZ adlı şahısların sanık oldukları, taammüden adam öldürmek, kasten adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs, silahla yaralama ve 6136 sayılı Kanuna muhalefetle suçlandıkları,

Alaaddin ÇAKICI’nın azmettirmesi sonucu Tevfik Nurullah AĞANSOY’u öldürme işini üstlenen, planlayan ve diğer sanıklardan bir grup oluşturarak iş bölümü yapıp onları silahlandırarak öldürme suçuna azmettiren Adnan ÇİÇEK ile Kenan Ali GÜRSEL aynı zamanda olay günü bizzat kendileri de olaya katılıp silahlarıyla ateş ettikleri sanık Ahmet ATLILAR’da olay gününden önce kendisine temin edilen telefon ve araba ile Tevfik Nurullah AĞANSOY’u yakın takibe alıp izleyerek diğer sanıklara yerini bildirip diğer sanıkların olay yerine silahlarıyla gelmesini temin etmesi ve kendisi de silahıyla olaya katılması ve ateş etmesi, diğer sanıklar Yener ÜÇÜNCÜ, Aydın GÖKER, Ferda HEYBET, Kamil ÖZKILIÇ ve Hasan TAŞKIN’ın olay gününden önce azmettirilmeleri sonucu Tevfik Nurullah AĞANSOY’u öldürmek suçunu gerçekleştirmeyi kabul edip tertibat alarak birçok defa olayı gerçekleştirmeye çalışmaları, gerçekleştirememeleri neticede olay günü yukarıda izahına çalıştığımız şekilde birlikte hareket ederek silahlarıyla olaya katılıp ateş etmeleri, bu atışları sırasında Tevfik Nurullah AĞANSOY’u birçok yerinden yaralayıp öldürmeleri, Celal BABÜR’ü de yaaralayıp öldürmeleri, Ayşe Gülçin BALABAN’ı da yaralayıp öldürmeleri, Ferda TEMEL’i, Burak ÇALIŞKAN’ı ve Emrah ÇİFTÇİ’yi de öldürmeye teşebbüs derecesinde yaralamaları, Gültekin ALKOR’u da ayrıca silahla yaralamaları fiillerinden sanıklar Adnan ÇİÇEK, Kenan Ali GÜRSEL, Ahmet ATLILAR, Aydın GÖKER, Yener ÜÇÜNCÜ, Ferda HEYBET ve Kamil ÖZKILIÇ’ın ayrı ayrı eylemlerine uyan T.C.K. nun 450/4, 31, 33, 448, 31, 33, 448, 31, 33, 448, 62, 31, 33, 448, 62, 31, 33, 448, 62, 31, 33, 456/1, 457/1 ve 6136 Sayılı Kanunun 13/1. maddeleri gereğince ayrı ayrı tecziyelerine,

Karar verilmesinin talep edildiği,

Maktül Nurullah Tevfik AĞANSOY’un Emlak Bankası Eski Genel Müdürlerinden Engin CİVAN’ın silahla yaralanması olayında suça azmettiren kişi sıfatıyla sanık olduğu,Meclis Araştırma Komisyonunca Başbakanlığa gönderilen 10.01.1997 tarih ve 10/89-118 sayılı yazı ile Susurluk olayına ilişkin soruşturma raporu ve eklerinin talep edildiği,

Başbakanlıkça Meclis Araştırma Komisyonumuza 6.3.1997 tarih ve 258 sayılı yazı ekinde gönderilen 9.1.1997 tarihli Başbakanlık Teftiş Kurulunca hazırlatılmış olan raporun Tevfik Ağansoy’la ilgili bölümünde.

Emniyet Genel Müdürlüğünden alınan 06.12.1996 gün ve 2675-96 sayılı yazının eki 1 nolu dosyanın tetkikinden;Polis Memurları Celal Babür ile Ferda Temel’in Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sn.Prof.Dr.Tansu Çiller’in koruma görevlileri oldukları, Sayın Tansu Çiller’in İstanbul’a çok sık seyahatleri ve İstanbul’daki ikametgahları ve aile fertlerininde korunması amacıyla adı geçen polis memurlarının İstanbul’da görevlendirildikleri, 28.08.1996 günü gecesi İstanbul Bebek’te Tevfik Ağansoy’un öldürülmesi olayı sırasında beraberinde olan Polis Memuru Celal Babür’ün öldüğü, Polis Memuru Ferta Temel’in yaralandığı, olay üzerine Emniyet Genel Müdürlüğünce iki Polis Başmüfettişine inceleme yaptırıldığı, Ferda Temel hakkında düzenlenen 02/2/1996 gün ve 1996/684 sayılı raporda Hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği, saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle 6 ay süreli kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla tecziyesinin teklif edildiği, işlemin henüz sonuçlanmadığı anlaşılmaktıdır. Ayrıca, Ferda Temel hakkında adam öldürmek suçundan T.C.K.’nun 49 uncu maddesi gereğince İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17.10.1996 tarih ve Hz:96/36903 sayılı İddianame ile İstanbul 2.Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmış olduğu bildirildiği incelenmiştir.(Ek:125)