C -SÖYLEMEZ KARDEŞLER ÇETESİYLE İLGİLİ İNCELEME

1- T.C. T.B.M.M. Yasadışı örgütlerin devletle olan bağlantıları ile Susurlukta meydana gelen kaza olayının ve arkasındaki ilişkilerin aydınlığa kavuşturulması amacı ile kurulan (10/89 110, 124, 125, 126) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığınca 29.11.1996 gün ve A.01.1.GEÇ/4 sayılı yazı ile İçişleri Bakanlığına yazılan yazıda “Yasadışı Örgütlerin Devletle Olan Bağlantıları ve Susurlukta Meydana Gelen Kaza Olayının ve Arkasındaki ilişkilerin Aydınlığa Kavuşturması Amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu Kurulduğu, İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından şimdiye kadar Mafia-Yasadışı Örgütler ile devlet ilişkileri ve bağlantıları, Susurlukta Meydana Gelen Kaza Olayı ve Arkasındaki İlişkiler konusunda herhangi bir rapor hazırlanmışsa bu raporların ve varsa belgelerin incelenmek üzere Komisyona gönderilmesi talep edildiği,

Komisyonun bu yazısına İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce ayrı ayrı cevap verildiği;

A- Jandarma Genel Komutanlığının 6 Aralık 1996 tarih ve HRK:2060-90-96/Asyş.Pl.(217053) sayılı cevabi yazıda: “Söylemez Çetesi olarak anılan yaralama, adam kaçırma, alıkoyma gibi organize suçlar işlediği belirlenen çetenin elemanlarından evvelki astsubay Başçavuş Mehmet Faysal Söylemez ve Fevzi Şahin, Adana-Pozantı TEM oto yolunda güvenlik kuvvetleri ile girdikleri silahlı çatışma sonra ele geçirildiği sanıkların sorgulamaları sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda yapılan operasyonlarda olayla ilgisi olduğu tespit edilen (2)’si Kara Kuvvetleri Komutanlığı Mensubu, (3)’ü Hava Kuvvetleri Komutanlığı Mensubu, (1)’i 3. G.Kom.Mensubu olmak üzere toplam (6) Askeri personel, (3) Emniyet Mensubu ve (7) sivil şahıs olmak üzere toplam (16) sanık, (7) tabanca, (14) Şarjör, (300) fişek, (50)gr (C-4) patlayıcısı 2 parça C-3 TNT, 3 fünye, 186.900 DM Döviz ve 155.200.000 TL.sı’nın ele geçirildiği, sanıkları yargılanmalarının devam ettiği, Jandarma üstteğmen Can Köksal’ın Askeri Şura Kararı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesildiği” bildirilmiştir.

B- Emniyet Genel Müdürlüğünün 8.12.1997 gün ve B.O5.1.EGM.0. 60.05. 03/2694-96 sayılı cevabı yazılarında: “Konuya ilişkin Emniyet Birimlerince düzenlenen evrakın bir dosya içerisinde gönderildiği ifade edilmiştir.Adı geçen dosyanın incelenmesinde özetle: Adana’da yakalanan Faysal ve Mustafa Söylemez tarafından oluşturulduğu anlaşılan organize suç örgütü ile bazı Emniyet Görevlileri arasında ilişkiler bulunduğuna ilişkin Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak tarafından ortaya atılan iddiaların Mülkiye Müfettişleri ve Polis Müfettişleri tarafından müştereken incelenmesi hakkında İçişleri Bakanlığının 19.06.1996 tarihli onayının olduğu, Emniyet Genel Müdürü Alattin Yüksel imzası ile verilen 18.07.1996 tarihli soruşturma izin onayında, Mehmet Sena, Faysal ve Mustafa Söylemez tarafından oluşturulduğu anlaşılan organize suç örgütüne katıldıkları anlaşılan 58652 sayılı Başkomiser Halim Apaydın, 122330 sayılı Komiser Yardımcısı Nazif Yavuz ile 122184 sicil sayılı Komiser Yardımcısı Mehmet Sıddık Bakır haklarında adli soruşturmanın İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığınca yürütülmekte olduğu, disiplin mevzuatı açısından her üç sanık hakkında soruşturma açılması gerektiği, Çankaya ilçesi eski Emniyet Müdürü Sedat Demir’in Söylemez Kardeşlerce işletilen Ruwors Disko Bara Çankaya Emniyet Müdürlüğünce mobilya alınması karşılığında süresiz kapatılmış olmasına rağmen, barın yeniden açılmasına izin vererek görevini kötüye kullandığının tespit edildiği, Sedat Demir’in mal varlığında izahı mümkün olmayan belirgin bir artışın görülmesi üzerine adı geçen hakkında 3628 sayılı kanuna göre işlem yapılmak üzere düzenlenen tevdi raporunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirildiği, Sedat Demir hakkında M.M.H. Kanun ve disiplin mevzuatı uyarınca soruşturma açıldığı, Söylemez Kardeşlerin İstanbul Kızıltoprakta bulunan yazıhanelerine 26.02.1996 tarihinde silahlı baskın düzenlenmesi olayında soruşturmanın Söylemez kardeşler lehine yürütülmesi ve sanıklara baskı ve kötülük yapılmaması karşılığında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro eski Amiri Erdal Durmaz’ın rüşvet aldığının tanık beyanı ile tespit edildiği, bu nedenle düzenlenen dosyanın İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sezgin ÖZDEMİR’in yazılı talebi üzerine elden teslim edildiği, Erdal Durmaz hakkında disiplin mevzuatı açısından da soruşturma açılması gerektiği, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 24.10.1996 tarih ve 1996/44 sayılı kararı ile Başkomiser Halim Apaydın, Komiser Yardımcısı M.Sıddık Bakır, Komiser Yardımcısı Nazif Yavuz’un Devlet Memurluğundan çıkarılmalarına karar verildiği, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun ise 26.11.1996 tarih ve 199/308 sayılı kararı ile yukarıda adı geçen Emniyet Mensuplarının meslekten çıkarılmalarına karar verildiğinin bildirildiği incelenmiştir.(Ek:103)

2- Komisyon Başkanı Mehmet Elkatmış’ın imzası ile Adalet Bakanlığına gönderilen 29.11.1996 tarih ve A.01.1.GEÇ/3 sayılı yazıda; Komisyonun görev alanına giren Ömer Lütfi Topal Söylemezler Çetesi, Tevfik Ağansoy, Susurluk Olayı, 1978 Bahçelievler Katliamı, Abdi İpekçinin öldürülmesi ile ilgili tahkikat dosyalarının komisyona acilen gönderilmesinin istenildiği incelenmiştir. (Ek:74)

3- Adalet Bakanlığının 13.12.1996 tarih ve 031114 sayılı cevabı yazılarında; Susurluk, Ömer Lütfi Topal ve Bahçelievler Katliamı ile ilgili dosyaların fotokopilerinin sunulduğu diğer soruşturma ve koğuşturmalarla ilgili dosyaların daha sonra gönderileceğinin bildirildiği incelenmiştir.(Ek:74)

4- Komisyon Başkanlığınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan 10.01.1997 tarih ve A.1.01.GEÇ.10/89-117 sayılı yazı ile kamuoyunda Söylemez Kardeşler Çetesi olarak bilinen kişilerden rüşvet aldıkları bahis ile haklarında dava açılan Halim Apaydın ve diğer Emniyet görevlileri hakkındaki dava dosyalarının onaylı birer örneğinin komisyon görevlisi Akman Akyürek’e elden teslim edilmelerinin istenildiği. incelenmiştir.(Ek:104)

5- Adalet Bakanlığınca Komisyona gönderilen 8.01.1997 tarih ve 763 sayılı yazı ile de; Söylemez Çetesi hakkında İstanbul (6) No’lu DGM’e açılan kamu davasına ait evrakların onaylı fotokopi suretleri gönderilmiştir.Buna göre;

Gerek Adalet Bakanlığı gerekse İstanbul (6) No’lu DGM Başsavcılığından komisyonumuza intikal eden bilgi ve belgeler ile İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanmış olan 27.12.1996 tarih ve Hazırlık: 1996/1321 Esas: 1996/1711 İddia: 1996/1584 sayılı iddianamenin incelenmesinde: Mehmet Sena Söylemez, Mehmet Faysal Söylemez, Mustafa Söylemez, Can Köksal, Mehmet Sıddık Bakır, Nazif Yavuz, Fevzi Şahin, Nihat Koç, Ümit Atay, Zeki Atay, Davut Şahin, Halim Apaydın, Cevdet Kocak, Kamil Türk, Numan Okman, oktay Sağlam, Muhsin Çayar, Cafer Engin, Mehmet Şükrü Engin, Şevki Anlar, Metin Savcı Felmi Uzal, Çerkes Gebeloğlu, abdullah Alaca, Süleyman Şahin’in sanık olduğu, Sanıklardan, Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Mustafa Söylemez ile Can Köksal, Mehmet Sıddık Bakır, Nazif Yavuz, Fevzi Şahin, Nihat Koç ve Ümit Atay haklarında Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, diğer sanıklar hakkında ise cürüm işlemek için oluşturulan teşekküllerin üyelerine bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarından dava açıldığı,

- iddianamede, sanıkların işledikleri suçlar ile ilgili olarak:

Sanıklardan Mehmet Sena Söylemez, Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez’in kardeş bulundukları, 1993 yılı Kasım ayında Sason İlçe Emniyet Müdürlüğünde komiser yardımcısı olarak görevli bulunan sanık Mustafa’nın istifa ederek Ankara’ya geldiği ve birlikte Ankara’da oturan, Ankara Numune Hastanesinde görevli doktor olan sanık Mehmet Sena ile birlikte aynı evde kaldıkları, 1994 yılı Ocak ayı içinde sanık Mehmet Faysal’ın Ankara’da bulunan “Romors Disko” isimli bara ortak olduğunu, 02.04.1994 tarihinde bu yerde meydana gelen olay sonucunda “Bucak” aşiretinde Memduh Sultan Bucak ve arkadaşları Ahmet Oynak ve Vahap Akpınar’ın sanık Mustafa Söylemez ve anılan barda çalışan Sait Aydın tarafından silah ile ateş edilerek öldürüldükleri, olay sırasında Mehmet Sena’nın yaralandığı, olaydan sonra kaçan sanık Mustafa’nın, kendisini daha önce tanıdığı Samsun ilinde komiser yardımcısı olarak görevli bulunan sanık Mehmet Sıddık Bakır’ın evinde bir süre kaldığı, daha sonra İstanbul’a gelerek değişik yerlerde kaldığı ve 1994 Aralık ayında görevinden emekli olarak ayrıldığı, sanık Mehmet Sena’nın 1994 Ağustos ayında Paris’e gittiğini, 1994 Aralık ayı içinde Ankara’da bulunan “Time Out” isimli şirketin ortaklarından Aykut isimli şahıs ile sanık Mehmet Faysal’ın görüştüğü, 1995 yılı başlarında sanık Mehmet Sena’nın Paris’ten döndüğü, 1995 Şubat ayı sonlarında sanıklar Mehmet Sena ve Mehmet Faysal’ın anılan şirkete birlikte gittikleri, bu yerde görevlilerce tabancaları ile birlikte yakalandıkları, hakkında yasal işlem yapıldığı, Sanık Mehmet Ankara’da Halil Kaya isimli kişiyi tehdit ile alıkoyduğu ve kendisinden para aldığı,

1995 yılı başlarında sanık Mehmet Faysal’ın talimatı ile sanık Mehmet Sıddık Bakır’ın Mehmet Faysal ile birlikte çalışan sanık Şahin ile birlikte Siirt iline giderek, bu yerde görev yapan Üstteğmen Can Köksal’dan İkiyüzmilyon lira karşılığında, bir adet G-3 marka tüfek ve dürbün satın aldıkları ve ayrıca satın almak istedikleri diğer silahları da sipariş verdikleri, sanık Mehmet Faysal’ın talimatı üzerine anılan silah ve dürbünü İstanbul’a getirdikleri ve sanık Mehmet Faysal’a teslim ettikleri, daha sonra sipariş edilen silahların sanık Mehmet Faysal tarafından, para karşılığında sanık Can’dan alındığı, sanık Mehmet Sena’nın talimatı üzerine, sanık Can’ın bir adet Kalashınıkov marka tüfek ve bir adet tabanca temin ettiği ve Siirt İline gelen sanık Fevzi Şahin’e teslim ederek, birlikte Ankara’ya geldikleri, sanık Can’ın sanık Mehmet Sena ile tanıştığı, sanık Mehmet Sena’nın kendisinden plastik patlayıcı madde, fünye ve saniyeli fitil temin etmesini isteği, Siirt iline dönen sanık Can’ın, istenilen patlayıcı maddeleri görev yaptığı askeri birliğinden temin ettiği, sanık Mehmet Sena’nın talimatı üzerine Ankara’ya gittiği ve sanık Fevzi Şahin ile buluşarak, sanık Fevzi’nin kullandığı oto ile İskanbul’a geldikleri, sanıklar Mehmet Sena Söylemez, Mehmet Faysal Söylemez ve yakalanamayan sanık Cazım Koç ile buluştuları, sanık Mehmet Sena’nın, sanık Can’a birlikte çalışmayı önerdiği, hasımları bulunan bir şahsı öldüreceklerini, olaydan sonra kaçmak için kendilerine yardımcı olması gerektiğini açıkladığı, sanık Can’ın bu öneriyi kabul ettiği;

10/10/1995 tarihinde, İstanbul 1.Nolu DGM’nin 1996/125 Esas sayılı davasında cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan yargılanmakta bulunan sanıklar Mehmet Faysal Söylemez, Arif Yanık ve Abdülhalim Kahraman ile sanık Mehmet Sena Söylemez’in Tonguz Kazım Çağatan’a ait, Muhittin Yurtseven adına tapuda kayıtlı, İlimiz Kadıköy Erenköy’de bulunan arsayı, Muhittin Yurtseven’i silah ile tehdit ederek, sanık Mehmet Sena Söylemez adına, Kadıköy Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıt ettirdikleri ve anılan arsanın Abdurrahman Gölbaşı isimli kişiye, yetmişmilyar lirası peşin olmak üzere, yüzaltmışmilyar liraya satıldığı, bu satışa aracılık yapan sanık Çerkes Geboloğlu ve yakalanamayan sanık Selahattin Can’a birer milyar lira verildiği, olay ile ilgili soruşturmanın Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 1996/7394 Hazırlık sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü;

1995 yılı sonlarında, sanıklar Mehmet Faysal ve Mehmet sena Söylemez’in, İstanbul 1. No’lu DGM.’nin 1996/125 Esas sayılı davasında cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan yargılanmakta bulunan Ahmet Söylemez ve Arif Yanık ile birlikte, mağdur Osman Aydın’ı, İlimiz Küçükcekmece İlçesinde silah ile tehdit ederek korkuttukları ve bu şekilde mağdurun kendilerine ikiyüzbin dolar vermesini sağladıkları;

10/02/1996 tarihinde, İstanbul 1. No’lu DGM.’nin 1996/125 Esas sayılı davasında, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan yargılanmakta bulunan Mehmet Faysal Söylemez, Ahmet Söylemez, Abdülhalim Kahraman ve Arif Yanık ile birlikte, sanık Mehmet Sena Söylemez’in, Ömer Çetinsaya ve Selçuk Hüryaşar isimli kişileri silah ile tehdit ederek alıkoydukları, Ömer Çetinsaya’nın işyerindeki hissesini kendisini tehdit ederek, sanık Ümit Atay adına Kadıköy 12. Noterliğinde devir işlemini yaptırdıkları, sanıkların yakalanmasından sonra, İstanbul Maltepe İlçesinde yapılan aramada, Ömer Çetinsaya’dan alınan, Ümit Atay adına, düzenlenmiş vekaletnamenin ve Ömer Çetinsaya’ya imzalatılan iki adet kağıdın ele geçirildiği, olaya ilişkin Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/85 Esas sayılı davasındaki yargılamanın sürdürüldüğü;

12/02/1996 tarihinde, sanıklar Mehmet Faysal ve Mehmet Sena’nın, sanık Şevki Anlar’a ait işyerinde, Yalçın ve Bülent Kılıç isimli kişileri silah ile tehdit ederek, yirmibeş adet oto ve iki adet üçmilyar liralık çek aldıkları, iki otonun gıyabi tutuklu sanık Davut Şahin adına kayıt ettirildiği, alınan üç milyar liralık çeklerden birinin sanık Şevki Anlar’a, diğerinin ise sanık Halim Apaydın’a verildiği, olay ile ilgili soruşturmanın Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığının 1996/7693 Hazırlık sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü;

26/02/1996 tarihinde, İstanbul 1. Nolu DGM.’nin 1996/125 Esas sayılı davasında, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan yargılanmakta bulunan sanıklar Mehmet Faysal Söylemez, Barış Bedirhan Çınar, Abdülhalim Kahraman, Arif Yanık, Ahmet Söylemez ve 12/03/1996 tarihinde İnegöl İlçesinde öldürülen İbrahim Yüce ile sanık Mehmet Sena’nın, İlimiz Kadıköy İlçesi Kızıltoprak’ta bulunan işyerinde birlikte bulundukları sırada meydana gelen olayda, Komiser Yardımcısı Mehmet Hakan Fındık ve Polis Memuru Ragıp Lale’nin tabancalarının, sanıklar Mehmet Faysal ve Mehmet Sena tarafından alındığı, Sait Aydın isimli kişinin, Ömer Çetinsaya tarafından öldürüldüğü, Şeref Aydın isimli kişinin yaralandığı, Komiser yardımcısı Mehmet Hakan Fındık’tan alınan 9 mm. çaplı CZ 75 model tabancanın, sanıklar yakalandıktan sonra Ankara, Eryaman semtindeki evde yapılan aramada ele geçirildiği, olaya ilişkin Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/82 Esas sayılı davasındaki yargılamanın sürdürüldüğü;

12/03/1996 tarihinde, Eskişehir Cezaevinde tutuklu bulunan Ahmet Söylemez’i ziyaretten dönen Mehmet Nasır Söylemez ve Resul Söylemez’in öldürülmesinden sorumlu tutukluları İbrahim Yüce ile sanıklar Mehmet Faysal ve Mehmet Sena’nın Yalova’da buluştukları, sanıkların otosuna binen İbrahim Yüce’nin, İnegöl İlçesinde otodan indirildiği ve sanık Mehmet Sena tarafından tabanca ile ateş edilerek öldürüldüğü, olaya ilişkin soruşturmanın İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının 1996/489 Hazırlık sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü;

04/04/1996 tarihinde, Kadıköy Kızıltoprak’taki işyerinde Sait Aydın’ın öldürülmesi, Şeref Aydın’ın yaralanmasından sorumlu tuttukları Ömer Çetinsaya nedeniyle, “Çetinsaya” ailesine karşı eylem yapmaya karar veren sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Mustafa Söylemez’in, bu konuda hazırlık yaptıkları, Silopi İlçesinde Asteğmen olarak görevli bulunan sanık Mehmet Sıddık Bakır ve Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Dairesinde görevli bulunan komiser yardımcısı Nazif Yavuz’u İstanbul’a çağırdıkları, İlimiz Bakırköy, Ataköy’de oturduğunu belirledikleri Ahmet Çetinsaya’yı öldürmeye karar verdikleri, sanıklar Davut Şahin ve Nazif Yavuz’un, Ahmet Çetinsaya’nın evden çıkışını bildirmek için sanık Davut’a ait oto ile Ahmet Çetinsaya’nın evinin önüne gittikleri, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal, Mustafa ve Mehmet Sıddık’ın, sanık Mehmet Faysal’ın kullandığı, olaydan bir ay kadar önce Ankara’da sanık Halim Apaydın tarafından, kullanılması için sanık Mehmet Faysal’a verilen 06 VAM 11 plaka sayılı beyaz renkli, Tempra marka oto ile eylem yerine gittikleri, sanık Mehmet Faysal’ın otoda beklediği, diğer sanıkların lav silahları ve Kalashınıkov marka silah ile olay yerinde bekledikleri, sanık Mehmet Sıddık’ın komiser yardımcısı rütbeli üniformayı, sanık Mustafa’nın polis üniformasını giydiği, sanık Nazif Yavuz’un, evinden çıkan ve zırhlı otosuna binen Ahmet Çetinsaya’nın evinden ayrıldığını cep telefonu ile sanık Mehmet Faysal’a bildirdiği, sanık Mehmet Faysal’ın bekledikleri yerde polis otosu görmesi üzerine, diğer sanıkları da otosuna alarak eylemi gerçekleştiremeden olay yerinden ayrıldıkları, olay yerinde yapılan aramada, olayda kullanılacak lav silahlarına ait kapak ve kayışlarının bulunduğu, olayda kullanılmak istenilen silahların da sanıklara ait evlerde yapılan aramalarda ele geçirildiği;

20/04/1996 günü, sanıklar Mehmet Şükrü Engin ve Fehmi Uzal’ın topladığı bilgiler ve sanıklar Can ve Ümit Atay’ın araştırmaları sonucu “Çetinsaya” ailesinden intikam almak amacıyla, Söylemez kardeşlerin öldürmeye karar verdikleri Hakan Çetinsaya’nın işyeri ve evini belirledikleri, 34 MBM 67 sahte plakalı Mercedes marka oto ile, İlimiz Kadıköy Göztepe’de oturan Hakan Çetinsaya’nın evinin önünde sanıklar Mehmet Sena, Mustafa, Mehmet Faysal ve Can’ın bekledikleri, toplanan bilgilerden 34 VP 555 plaka sayılı beyaz renkli Mercedes marka otoyu kullandığını belirledikleri Hakan Çetinsaya’nın, anılan oto ile geldiğini gördükleri, sanıklar Mehmet Sena ve Mustafa Söylemez’in otodan inerek, anılan otoya tabancaları ile ateş ederek oto içinde bulunan Hakan Çetinsaya ve Halit Pişkinbaş’ı öldürdükleri, sanık Mehmet Faysal’ın kullandığı ve sanık Can’ın da içinde bulunduğu 34 MBM 67 sahte plakalı otoya binerek, birlikte olay yerinden kaçtıkları, olaya ilişkin Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/183 Esas sayılı davasındaki yargılamanın sürdürüldüğü;

22/04/1996 tarihinde, sanık Nihat Koç’un, sanıklar Mustafa ve Mehmet Sena’nın talimatları uyarınca, sanık Can Köksal tarafından kendisine verilen el bombasını İlimiz Şişli İlçesinde bulunan Bülent Kılıç’a ait oto galerisine atarak, patlattığı, olay ile ilgili soruşturmanın Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 1996/12814 Hazırlık sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü;

12/03/1996 tarihinde meydana gelen Eskişehir İlindeki öldürme olayından sonra, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Mustafa’nın Ankara’da oturan Doğru Yol Partisi Şanlıurfa Milletvekili Edip Sedat Bucak’a karşı eylem yapmaya karar verdikleri, kendisini izlemek için Ankara Bahçelievler semtindeki Bucak’ın işyeri karşısında bulunan bir daireyi, sanık Süleyman Şahin adına satın aldıkları, ancak Bucak’ın işyerini bu yerden taşıdığını öğrenen sanıkların, satın aldıkları evi tekrar sattıkları, sanıkların TBMM binası çıkışında adı geçene eylem yapmaya karar verdikleri, ancak bu yerde bulamadıkları ve bu nedenle bu eylemden vazgeçtikleri;

Sanık Söylemez kardeşlerin, Siverek İlçesinde bulunan Edip Sedat Bucak’ın oturduğu eve yönelik, kiralayacakları bir helikopter ile gerçekleştirmeyi düşündükleri eylem için silah temin etmeye karar verdikleri, 1996 Mayıs ayı içinde sanık Mehmet Faysal’ın 1. Ordu Hava Alay’ında görevli Astsubay arkadaşı sanık Numan Okman ve onun aracılığı ile aynı yerde görevli Astsubay sanık Oktay Sağlam ile ilişki kurduğu “Lancer” isimli silahı kendilerine vermesini, anılan silahın örneğini yaptıracaklarını ve iade edeceklerini açıkladığı, sanıklar Mehmet Sena ve Can’ın bu şekilde anılan silahı sanık Astsubay Oktay Sağlam’dan aldıkları ve Ankara’ya getirdikleri, sanık Mehmet Faysal’ın Erzincan İlinde görev yapan arkadaşı Astsubay sanık Kamil Türk ile de ilişki kurduğu ve kendisinden roket mermisi ve roket motoru istediği, sanık Kamil Türk’ün öneriyi kabul ettiği ve sanık Mehmet Faysal’ın Ankara’da birlikte oturdukları Astsubay arkadaşı sanık Cevdet Kocak ve sanık Ümit Atay’ın babası olan emekli Astsubay Zeki Atay’ı Erzincan’a gönderdiği, sanık Cevdet’in, sanık Kamil türk’ten görevli olduğu askeri birliğe ait dört adet roket mermisi ve dört adet roket motorunu alarak, sanık Zeki Atay ile birlikte Ankara’ya getirdikleri, bir kısım sanıklar yakalandıktan sonra Ankara Ümitköy semtinde bulunan evde yapılan aramada anılan Lancer silahının ve roket mermileri ile motorlarının ele geçirildiği, sanık Mehmet Faysal’ın sanık Cevdet kocak ile birlikte kaldığı Ankara Eryaman Demirer Sitesindeki evde yapılan aramada ele geçirilen iki adet, helikopterler de kullanılan makineli tüfek mermilerinin de sanık Cevdet Kocak tarafından temin edildiği,

Sanık Söylemez kardeşlerin Mersin ilinde oturan, adresini belirledikleri “Bucak” aşiretinden Osman Bucak’ı öldürmeye karar verdikleri, sanık Mehmet Faysal’ın talimatı ile sanık Ümit Atay’ın Mersin’e gittiği ve Osman Bucak’ın evine yakın Soli Sitesinde ev kiraladığı ve babası sanık Zeki Atay’ın çıkardığı ikametgah belgeleri ile üç adep cep telefonu satın aldtığı, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Mustafa Söylemez ve Fevzi Şahin’in de Mersin’e gittikleri, bu yerde bekleyen sanık Ümit Atay ile buluştukları, kiralanan ve Osman Bucak’a ait evleri ve çevrelerini inceledikleri, sanık Mustafa’nın Mersin ilinde kaldığı, sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Fevzi Şahin’in Pozantı İlçesinde sanık Can ile buluştukları, sanık Can’a ait 56 G 0008 plaka sayılı otoyu sanık Ümit Atay ve sanık Ümit’in Adana’dan çağırdığı ve bu yere gelen babası sanık Zeki Atay ile Mersin’e gönderdikleri, sanık Mustafa’nın siparişi üzerine sanık Can’ın getirdiği bir adet B47728Z seri sayılı Baretta marka tabanca ile, bir adet G-3 tüfeğine ait dipçiğin, Tarsus ilçesinde arama yapan görevlilerce bu otoda bulunduğu ve alıkonulduğu, sanıklar Ümit ve Zeki Atay’ın, sanık Can’a ait anılan otoyu Mersin’e götürdükleri, anahtarlarını bu evde bulunan sanık Mustafa’ya teslim ederek Adana’ya döndükleri, İstanbul’a gelen sanıklardan Mehmet Faysal ve Can’ın eylemde kullanılmak üzere, iki adet cep telefonnu bomba haline getirmesi için, İlimiz Kartal İlçesinde oturan Astsubay olarak görevli sanık Muhsin Çayan’ın evine götürdükleri, sanık Muhsin Çayan’ın sanık Can ile birlikte cep telefonlarını patlayıcı madde patlatmaya yarar hale getirdikleri, sanıklar Mehmet Faysal ve Can tarafından hazırlanan cep telefonlarından bir tanesinin fünye patlatılarak denendiği ve kullanılmaya elverişli olduğunun belirlendiği, sanıklar Mehmet Sena Söylemez, Mehmet Faysal, Can ve Fevzi’nin 06 VVS 45 plaka sayılı Mercedes marka oto ile İstanbul’dan Ankara’ya gittikleri, Ankara Ümitköy’de bulunan evde gizledikleri, sanık Can’ın görevli olduğu askeri birlikten temin ettiği plastik patlayıcıları ve fünyeleri ve silahları alarak otoya yerleştirdikleri ve Mersin iline hareket ettikleri, sanıkları izleyen ve Mersin iline gitmekte bulunduklarını öğrenen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Cinayet Bürosu görevlilerinin 11/06/1996 günü Pozantı ilçesi girişinde Adana ve Pozantı Emniyet Müdürlüğü görevlileri ile birlikte, sanıkları yakalamak için önlem aldıkları, saat:01.15 sıralarında sanıklara ait 06 VVS 45 plaka sayılı otonun turnikeler girişinde görevlilerce durdurulduğu, görevlilerce sanıklardan, otodan inmeleri ve kimliklerini göstermeleri istenildiği, otodan inen sanıklar Fevzi Şahin ve Mehmet Sena Söylemez’in tabancaları ile görevlilere ateş ettikleri, görevli polis memurları Murat Uzun ve Ziyaettin Ferman’ın yaralandığı, görevlilerin karşılık verdikleri ve çatışma sonucunda sanıklar Fevzi Şahin ve Mehmet Sena Söylemez’in yaralı olarak, sanıklar Mehmet Faysal Söylemez ve Can Köksal ile birlikte yakalandıkları, sanık Fevzi Şahin’den Browning marka L.41666 seri sayılı 9 mm. çaplı tabanca, sanık Mehmet Sena Söylemezden Baretta marka B.45067.Z seri sayılı 9 mm. çaplı tabanca, sanık Can Köksal’dan Baretta marka B.44702.Z seri sayılı 9 mm. çaplı tabanca, sanık Mehmet Faysal Söylemez’den Browning marka 72145 seri sayılı 9 mm. çaplı ve Browning marka L.39903 seri sayılı 9 mm. çaplı tabancalar ve mermilerinin ele geçirildiği, anılan otonun bagajında yapılan aramada, çanta içerisinde Baretta marka L.11728 seri sayılı 9 mm. çaplı otomatik tabanca, bu tabancaya ait şarjörler ve altmış adet mermi, anılan tabancaya ait susturucu, bir adet kelepçe ve anahtarı, yirmi adet 9 mm. çaplı mermiler, iki adet 16 mermi kapasiteli boş şarjörler, iki parça halinde 485 ve 566 gram ağırlığında C-3 tabir edilen TNT patlayıcı, 23 gram ağırlığında C-4 plastik patlayıcı, üç adet elektrikli fünye, iki adet uzaktan kumanda ile patlayıcı madde patlatmaya elverişli hale getirilen Ericson marka cep telefonları, otonun içinde bulunan el çantası içerisinde, bir adet SHE marka 5191V seri sayılı, 7.65 mm. çaplı otomatik tabanca, bu tabancaya ait şarjör ve ondört adet mermi, 14 ve 16 mermi kapasiteli, içlerinde otuz adet 9 mm çaplı dolu mermi bulunan şarjörler, 150.000 (Yüzellibin) Alman markı, 62.000.000 TL. (Altmışikimilyon) para ele geçirildiği, sanık Fevzi Şahin’in üzerinde yapılan aramada, 28.500.000 TL (Yirmisekizmilyonbeşyüzbin) 900 (dokuzyüz) Alman markı para ve 06 VVS 45 plaka sayılı otonun yakalanamayan sanık Casim Koç adına kayıtlı bulunduğunu gösterir Trafik Tescil belgesi, sanık Mehmet Sena Söylemez’in üzerinde yapılan aramada “Samih Tosunoğlu” adına düzenlenmiş, kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte sürücü belgesi, 3.750.000 TL. (Üçmilyonyediyüzellibin) para, sanık Mehmet Faysal Söylemez’in üzerinde yapılan aramada 23.060.000 TL (Yirmiüçmilyonaltmışbin) ve 36.000 (Otuzaltıbin) Alman markı paranın ele geçirildiği, ele geçirilen suç eşyalarına ve suçta kullanılan 06 VVS 45 plaka sayılı otoya, 11/06/1996 günlü “Olay, yakalama, tesbit ve zaptetme tutanağı”nda görüldüğü gibi elkonulduğu;

Yakalanan sanıkları Mersin’de bekleyen sanık Mustafa’nın, daha önce kararlaştırılan şekilde 11/06/1996 günü Mersin’e gelmemeleri üzerine, Adana’da bulunan sanık Ümit’i Mersin’e çağırdığı, birlikte gelecek olan sanıkları araştırdıkları, isimleri geçen sanıkların Pozantı İlçesinde yakalandıklarını öğrendikleri, sanık Mustafa’nın, Ankara’da bulunan evlerindeki silahlar ve patlayıcı maddeleri almak için, sanık Mehmet Sıddık Bakır üzerine kayıtlı bulunan 34 MBM 27 plaka sayılı Mercedes oto ile Ankara’ya geldiği, Ankara’da oturan komiser yardımcısı sanık Nazif Yavuz’un evine gittiği, görüştükleri ve evlerde bulunan silahları İstanbul’a taşımaya karar verdikleri, 12/06/1996 günü saat 11.00 sıralarında sanıklar Mustafa ve Nazif Yavuz’un, sanık Nazif’e ait 06 VNR 05 plaka sayılı otosu ile Ankara, Eryaman Demirer Sitesi A-3/5 Kat: 11.45 sayılı eve geldikleri, yakalanan sanık Mehmet Faysal’ın, açıklamaları üzerine Emniyet görevlilerinin 11/06/1996 günü anılan eve geldikleri ve arama yaptıkları ve bu evde bekledikleri, eve gelen sanıklar Mustafa ve Nazif’in görevlileri gördükleri ve silah ile ateş ederek kaçtıkları, sanık Mustafa’nın evin önünde yakalandığı, üzerinde yapılan aramada, “Abdullah Altıok” adına düzenlenmiş, kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte sürücü belgesi, 9 mm. çapında 245 PZ 26350 seri sayılı Browning marka tabanca ve mermileri, bir adet cep telefonu, 34 MBM 27 plaka sayılı otoya ait motorlu araç trafik ve motorlu araç tescil belgeleri, üzerinde eylem yapmayı düşündükleri şahıslara ait isim, adres, telefon ve oto plaka numaraları yazılı bulunan liste, telsiz ile ilişki kurmaya yarayan üzerinde şifreli numaraların yazılı olduğu liste, 76.000 (Yetmişaltıbin) Alman markı ve 5.000.000 (Beşmilyon) TL. para ele geçirildiği ve 12/06/1996 günlü “Olay-yakalama ve zaptetme tutanağı”nda görüldüğü gibi bu eşyalara elkonulduğu sanığın gösterdiği 34 MBM 27 plaka sayılı otoda yapılan aramada, 308 ve 27191777 seri sayılı iki adet Salashinikov marka makinalı tüfekler, on adet şarjör, yüz adet mermi, iki adet elbombası, bir adet el telsizi, tapu senetleri, ev anahtarları ve oto tescil belgelerinin ele geçirildiği;

Sanık Mustafa’nın yakalandığı Ankara, Eryaman Demirer Sitesindeki evde yapılan aramada iki alet Lav silahı, bir adet “kanas” tipi 53406 seri sayılı Dragunov marka suikast silahı ve üç adet şarjörü, bir adet Kalashinikov marka 56/12717644/38541/3008399 seri sayılı makinalı tüfek ve dört adet şarjörü, bir adet SHE marka, numarasız makinalı tabanca, iki adet şarjörü, 9mm. çaplı Ceska marka, numarası kazınmak suretiyle yokedilmiş tabanca ve şarjörü “komiser yardımcısı M.Hakan Fındık’tan alınan tabanca”, bir adet dürbün, üç adet savunma tipi el bombası, beş adet MKE yapısı ses bombası, on adet fünye, üç adet kelepçe, bir adet askeri çelik yelek, bir adet pasaport, mermiler, onbir adet askeri rütbe apoletleri, 06 ND 777 sayılı oto plakaları, sanık Mehmet Sena’ya ait sürücü belgesi, Yusuf Yetiş Kalyoncu isimli kişiye ait nüfus cüzdanı, sekiz adet sanık Mustafa’ya ait polis koleji ve akademisinden verilen kimlikler, sanık Cevdet Kocak’a ait Astsubay kimliği, sanık Mehmet Sena’ya ait Teğmen kimliği, sanık Mustafa’ya ait nüfus cüzdanı, anılan evin sanık Cevdet Kocak ve hakkında ekli takipsizlik kararı verilen Oktay Karagöz tarafından 15 Şubat 1994 tarihinde kiralandığını gösterir kira kontratosu, sanık Mehmet Sena’ya ait nüfus cüzdanı, Ahmet Çelikhan adına düzenlenmiş pasaport, sanık Mehmet Sena’ya ait TTBO tarafından verilen kimlik ve banka kartları, 7.65 mm. çaplı tabancalara ait boş şarjör, iki adet uçaksavar mermisi, çok sayıda polis ve asker üniforması ele geçirildiği ve 11/06/1996 günlü “Kapı açma tesbit ve zaptetme tutanağı”nda görüldüğü gibi elkonulduğu;

Sanık Mehmet Sena’nın talimatı ile, sanık Nazif Yavuz tarafından kiralanan Ankara Ümitköy Korukent Gülbeyaz Sitesi 40 sayılı evde yapılan aramada, bir adet Lancer, iki adet lav silahı, dört adet roket mermisi, dört adet roket motoru, yirmisekiz adet elektrikli fünye, bir adet 65444116 seri sayılı G-3 piyade tüfeği, tüfeğe ait beş adet şarjör ve seksensekiz adet mermi ve bir adet dürbünü, 7.60 metre saniyeli fitil ele geçirildiği;

Sanık Mustafa’nın yerini gösterdiği, Ankara, Eryaman semtinde bulunan, suçta kullanılmak amacıyla satın alınan ve sanık Fevzi Şahin adına kayıtlı 06 VNR 50 plaka sayılı Mithsubishi marka minibüse de elkonulduğu;

İlimiz Maltepe İlçesi Zümrütevler Kamyoncular Sitesi B.Blok 27 sayılı, sanık Mehmet Faysal’ın gösterdiği evde yapılan aramada, bir adet pompalı tüfek ve mermisi, askeri elbiseler, Ömer Çetinsaya’dan, sanık Ümit Atay adına alınan vekaletname, Ömer Çetinsaya tarafından imzalanan iki adet boş kağıt, çeşitli arsalara ait projelerin ele geçirildiği;

Sanık Çerkes Geboloğlu’na ait İlimiz Üsküdar Selimiye Şerifkuyu Sokak 17/2 sayılı evde yapılan aramada, 9 mm. çaplı Tarıq marka 31322389 seri sayılı tabanca, 38 kalibre Cap Mauser marka 05716 seri sayılı toplu tabanca, 8 mm. çaplı gaz tabancası, yirmibeş adet 7.65 mm. çaplı mermiler, 357 Cal çaplı bir adet mermi ele geçirildiği;

Sanık Mustafa’nın, 12/06/1996 günü Ankara, Eryaman Demirer Sitesindeki evin önünde yakalandığı sırada silahlı çatışmaya girerek, yanında bulunan ve kaçan kişinin sanık Nazif Yavuz olduğunu açıklaması üzerine 14/06/1996 günü Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlemleri Daire Başkanlığında görevli komiser yardımcısı sanık Nazif Yavuz’un yakalandığı, 06 VNR 05 plakalı Broadway marka otosuna elkonulduğu, sanık Nazif’in yukarıda açıklanan 04/04/1996 tarihinde İlimiz Bakırköy İlçesinde meydana gelen taammüden adam öldürmeye eksik kalkışma suçuna iştirak ettiği, sanık Mehmet Sena tarafından kendisine verilen 400.000 (Dörtyüzbin) Alman markını Ankara İlinde Sümerbank Yenişehir Şubesine Türk Lirası ve döviz hesabı olarak yatırdığı, 1996 Nisan ayı sonlarında, sanık Mehmet Sena’nın talimatı ile anılan hesaptan 100.000 (Yüzbin) mark alarak, sanık Mehmet Sena’ya verdiği, sanık Mehmet Sena’nın talimatı ile Ankara Ümitköy Korukent’te bulunan evi kiraladığı, anahtarlarını sanık Mehmet Faysal tarafından satın alınarak, sanık Nazif adına kayıt ettirildiği ve kendisine verildiği, sanık Mehmet Sena’nın talimatı ile görevli bulunduğu yerdeki bilgisayar kayıtlarından, sanık Mehmet Sena tarafından kendisine verilen İstanbul ve Ankara plakalı otoların sahiplerini ve adreslerini belirlediği ve sanık Mehmet Sena’ya verdiği, alınan bilgilerin bir kısmının sanık Mustafa Söylemez’in üzerinde yapılan aramada, kağıda yazılı olarak ele geçirildiği;

Sanıklar Ümit Atay ve Zeki Atay’ın 04/07/1996 tarihinde yakalandıkları, sanık Ümit Atay’dan, sanık Mehmet Faysal tarafından verilen 9 mm. çaplı L-42246 seri sayılı Browning marka tabancanın ele geçirildiği ve hakkında Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığınca işlem yapıldığı, sanık Ümit’in açıklaması üzerine Adana’da bulunan evinde 9 mm. çaplı 39279 seri sayılı Cz 75 model tabancanın da ele geçirildiği;

Sanık Halim Apaydın’ın, sanık Söylemez kardeşler ile 02/04/1994 tarihinde Ankara’da meydana gelen üç kişinin öldürülmesi olayının soruşturması sırasında, görevi nedeniyle tanıştığı, 25/02/1996 tarihinde sanık Söylemez kardeşlerin karıştığı İlimiz Kadıköy İlçesinde meydana gelen ve Sait aydın’ın öldürülmesiyle sonuçlanan olaydan sonra, sanık Mehmet Faysal’ın Ankara’da görevli bulunan sanık Halim’i aradığı, bu olay nedeniyle kendilerine yardımcı olması için İstanbul’a çağırdığı, İstanbul’a gelen sanık Halim’e 25/02/1996 günlü olayı anlattığı ve kendilerine yardım etmesini istediği, sanık Halim’in, suç tarihinde İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görevli bulunan Deniz Gökçetin ve suç tarihinde İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosu amiri olarak görevli bulunan erdal Durmaz ile görüştüğünü ve kendilerine 5.000.000.000 (Beşmilyar) TL. verilmesi halinde yardımcı olacaklarını sanık Mehmet Faysal’a açıkladığı, 12/03/1996 tarihinde Eskişehir’de öldürülen Resul Söylemez ve Mehmet Faysal’ın Yalçın Kılıç’tan almış oldukları 3.000.000.000 TL (Üçmilyar) bedelli çeki teminat olarak sanık Halim’e verdikleri, bir süre sonra sanık Halim’in tanıştırdığı, Halim Karataş isimli kişinin sanık Mehmet Faysal ve ölen Resul Söylemez ile buluştuğu ve kendilerine, büro amiri Erdal Durmaz’ın 1.250.000.000 (Birmilyarikiyüzellimilyon) istediğini söylediği, sanık Mehmet Faysal’ın 1.000.000.000 TL (Birmilyar) verdiği, sanık Halim Apaydın’ın talimatı ile İstanbul’a gelen, sanık Halim’in arkadaşı Muzaffer Fidan isimli kişiden 7.500 (Yedibinbeşyüz) mark borç aldıkları ve ölen Resul Söylemez ile Halim Karataş’ın 1.000.000.000 TL (Birmilyar) ve 7.500 (Yedibinbeşyüz) mark parayı büro amiri Erdal Durmaz’a verdikleri, sanık Halim tarafından tahsil edilmek istenilen 3.000.000.000 TL (Üçmilyar) bedelli çekin daha sonra ele geçirildiği ve bu konuda soruşturma yapıldığı, olayda isimleri geçen sanıklar Halim Apaydın, Mehmet Faysal Söylemez ile Deniz Gökçetin, Erdal Durmaz, Halim Karataş haklarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan 1996/29831 Hazırlık sayılı soruşturma sonucunda, cebri irtikap, rüşvet almak, rüşvet vermek ve 3628 S.K. aykırılık suçlarından 05/09/1996 günlü iddianeme ile görevli İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına kamu davası açıldığı;

Sanıklardan Cafer Engin’in, sanık Mehmet Şükrü Engin’in kardeşi olup, suç tarihinde, Eminönü Belediye Başkanı olan Ahmet Çetinsaya’nın korumalığını yaptığı, sanık Mehmet Şükrü’nün, sanık Cafer’den, Ahmet Çetinsaya hakkında aldığı bilgileri, sanık Söylemez kardeşlere ulaştırdığı;

Sanık Metin Savcı’nın, sanık Davut Şahin’in arkadaşı olduğu, sanık Davut’un kendisinden, Ahmet Çetinsaya hakkında bilgi toplayabilecek bir şahsı bulmasını istediği, sanık Metin’in, arkadaşı sanık Mehmet Şükrü engin i, bu nedenle sanık Davut ile tanıştırdığı, birlikte sanıklar Mehmet Sena, Mehmet Faysal ve Mustafa Söylemez ile buluştukları, sanık Mehmet Şükrü’nün, Ahmet Çetinsaya hakkında bilgi toplayarak sanık Söylemez kardeşlere ulaştırmasında yardımcı olduğu;

Sanık Abdullah Alaca’nın, sanık Mehmet faysal’ın talimatı ile, 26/02/1996 günlü ilimiz Kadıköy’de meydana gelen olayda yaralanan, sanıklar Söylemez kardeşlerin yakını bulunan Şeref Aydın ile tedavi gördüğü İstanbul Numune Hastanesinde görüştüğü, sanık Fevzi Şahin’in talimatı ile, üç adet cep telefonu alarak kendisine teslim ettiği;

Açıklanan şekilde sanıklar Mehmet Sena Söylemez, Mehmet Faysal Söylemez, Mustafa Söylemez, Can Köksal, Mehmet Sıddık Bakır, Nazif Yavuz, Fevzi Şahin, Nihat Küç ve Ümit Atay’ın kasten adam öldürmek, adam kaldırmak cürümlerini işlemek için silahlı olarak teşekkül oluşturmak, sanıklar Zeki Atay, Davut Şahin, Halim Apaydın, Cevdet Kocak, Kamil Türk, Numan Okman, Oktay Sağlam, Muhsin Çayan, Cafer Engin, Mehmet Şükrü Engin, Şevki Anlar, Metin Savcı, Fehmi Uzal, Çerkes Geboloğlu, Abdullah Alaca ve Süleyman Şahin’in, cürüm işlemek için oluşturulan teşekküllerin üyelerine bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarını işlemiş bulundukları “Deliller” bölümünde açıklanan, birbirini doğrulayan ve tamamlayan delillerle anlaşılmış bulunduğundan;

Anılan teşekkülün yöneticileri durumunda bulunan sanıklar Mehmet Sena Söylemez, Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez’in hareketlerine uyan TCK.313/2-34,31,33,40 Maddeleri;

Sanıklar Can Köksal, Mehmet Sıddık Bakır, Nazif Yavuz, Fevzi Şahin, Nihat Koç ve Ümit Atay’ın hareketlerine uyan TCK.313/2-3,31,40 Maddeleri;

Sanıklar Zeki Atay, Davut Şahin, Halim Apaydın, Cevdet kocak, Kamil Türk, Numan Okman, Oktay Sağlam, Muhsin Çayan, Cafer Engin, Mehmet Şükrü Engin, Şevki Anlar, Metin Savcı, Fehmi Uzal, Çerkes Geboloğlu, Abdullah Alaca ve Süleyman Şahin’in hareketlerine uyan TCK.314/1,40 maddeleri;

Gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesinin talep edildiği,” incelenmiştir (Ek:105)

6- Meclis Araştırma Komisyonunca Başbakanlığa gönderilen 10.1.1997 tarih 10/89-118 sayılı yazı ile Susurluk olayına ilişkin soruşturma raporu ve eklerinin talep edildiği,

Başbakanlıkça Meclis Araştırma Komisyonumuza 6.3.1997 tarih ve 25.8... sayılı yazı ekinde gönderilen 9.1.1997 tarih ve 258 sayılı yazı ekinde gönderilen 9.1.1997 tarihli Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca hazırlatılmış olan raporun Söylemez Kardeşler Çetesi ile ilgili bölümünde: Söylemez Kardeşler Çetesi ile ilgisi olan emniyet görevlileri hakkında Mülkiye ve Polis Müfettişlerince yapılan soruşturmalar sonucunda:

a- İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli iken Kars ili emniyet kadrosuna atanan ve 11.11.1996 tarihli İçişleri Bakanlığı onayı ile müstafi addedilen Sedat Demir’in irtikap, rüşvet, yetki ve nüfuzunu kendisine ve başkasına çıkar sağlamak amacıyle kötüye kullanmak suçlarından dolayı 657 sayılı kanunun 125/E-g maddesine göre memuriyetten, Emniyet Örgütü Disiplin tüzüğünün 8/6,7 maddelerine göre meslekten çıkarma; hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak suçundan 16 ay süreli kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilmesi talep edildiği, firarda olduğu için savunması alınamadığından henüz bu cezası verilemediği;

Mal varlığında 1990 yılından sonra meydana gelen fahiş artış nedeniyle 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu gereğince doğrudan soruşturma yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına konunun tevdi edildiği,

Görevini kötüye kullanma suçunu işlediği sonucuna varıldığından düzenlenen fezlekenin de Ankara Valiliği Memurun Muhakematı Komisyonuna gönderildiği,

b- İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı iken Niğde Emniyet Müdürlüğü kadrosuna atanıp, 7.11.1996 tarihli İçişleri Bakanlığı onayı ile müstafi addedilen 2. sınıf Emniyet Müdürü Deniz Gökçetin’in rüşvet almak, yaptıkları soruşturmanın Söylemezler lehine yürütülmesini sağlamak suçlarından dolayı 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E-g maddesine göre devlet memurluğundan, Emniyet örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/6. maddesine göre de meslekten çıkarma cezası ile tecziye edilmesinin gerektiğinin taleb edildiği, ancak firarda olması nedeniyle henüz savunması alınamadığından cezanın verilemediği,

c- İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli iken görevden uzaklaştırılan ve Devlet Güvenlik Mahkemesince tutuklanan Başkomiser Halim Ayapdın. Genel Müdürlüğün Bilgi İşlem Daire Başkanlığında görevli iken görevden uzaklaştırılan ve tutuklanan Komiser Yardımcısı Nazif Yavuz, Samsun Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli iken askere giden ve tutuklanan Komiser Yardımcısı Mehmet Sıddık Bakır’ın Söylemezler Çetesi ile ilişki kurmak, yardım ve yataklık yapmak suretiyle Memuriyet sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak suçlarından 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E-g maddesi gereğince de meslekten çıkarma cezası ile tecziye edilmelerinin teklif edildiği, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 24.10.1996 gün ve 1996/44 sayılı kararı ile teklif maddesine istinaden devlet memurluğundan çıkarma cezası ile tecziye edildikleri, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun 26.11.1996 gün ve 1996/308 sayılı kararı ile de teklif maddeleri doğrultusunda emniyet mesleğinden çıkarma cezası ile tecziye edildikleri, sanıkların işledikleri suçun 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun kapsamına girdiği ve ilgili Mahkemece tutuklandıklarından haklarında ayrıca fezleke düzenlenmediği,

d- İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli iken 11.11.1996 tarihli İçişleri Bakanlığı onayı ile müstafi sayılıp, halen firarda bulunan Emniyet Amiri Erdal Durmaz’ın soruşturmaları Söylemez Çetesi Lehine yönlendirmek suretiyle görevini kötüye kullanmak ve rüşvet almak suçlarından 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/E-g maddesi gereğince devlet memurluğundan çıkarılması ve Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/6. maddesi gereğince de emniyet mesleğinden çıkarma cezası ile tecziyesi talebiyle rapor düzenlendiği, ilgilinin firarda olması nedeniyle savunması alınamadığından yetkili disiplin kurullarınca henüz ceza verilemediği, ayrıca suçun doğrudan adli takibinin gerektiğinden konunun İstanbul C.Savcılığına da intikal ettirildiği,

e- İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosunda iken önce Bursa, daha sonra Tokat Emniyet Müdürlüğü emrine atanıp, görevden uzaklaştırılan ve halen firarda bulunan Emniyet Amiri Mehmet Aslan Ünal ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli iken emekli olan Polis Memuru Abdülkadir Eren’in memuriyet nüfuzunu ve yetkisini kötüye kullanmak suretiyle kendilerine ve başkalarına menfaat sağladıkları suçundan Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 8/7. maddesi gereğince Emniyet mesleğinden çıkarma cezası ile tecziye edilmelerini havi rapor düzenlendiği, savunmaların alınamaması nedeniyle nihai disiplin kurulu karaının henüz verilemediği, ayrıca ilgili kişiler hakkında bahsekonu suçlardan dolayı fezleke düzenlenerek T.C.K.’nun 240.maddesine göre cezalandırılmalarını temin için İstanbul Valiliği Memurin Muhakemat Komisyonuna gönderildiği,

f- Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanı iken APK Uzmanlığına atanan L. Sınıf Emniyet Müdürü Tugay Turan’ın kaldığı otelin masraflarını kumarla uğraşan ve polisçe iyi tanınmayan kişilere ödettiği, Ankara’da porno film gösteren bir sinema sahibi ile sıkı dostluk ve karşılıklı menfaat ilişkisi içinde bulunduğunun hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsıcı eylem ve davranışlarda bulunmak fiilini oluşturduğundan Emniyet Örgütü Disiplin tüzüğünün 6/B-5 maddesi gereğince 6 ay kısa süreli durdurma cezası ile tecziyesinin gerektiğini havi rapor üzerine henüz bir işlemin yapılmadığı ve disiplin cezasının verilmediği,

g-12/02/1996 tarihleri arasında İstanbul Etiler’de Don Petro barını çalıştıran Ömer Çetinsaya ve arkadaşı Selçuk Hüryaşar sonradan sanıklar arasında olduğu saptanan Barış Bedrettin Çınar ile birlikte barın güvenlik sorunu görüşmek üzere Mehmet Faysal Söylemez’in Kızıltoprak’ta (Kadıköy) olan bürosuna gittikleri, M.Faysal ve Söylemez ile arkadaşlarının anılan üç kişiyi silah zoru ile ellerinden kelepçeleyip ayrı ayrı odalara kapattıkları, kendi adamları olan Barış Bedirhan Çınar’ı serbest bırakıp, barın kendilerine devir edilmesi için Ömer Çetinsaya’ya baskı yaptıkları, Ömer Çetinsaya’nın teklifi kabul etmek zorunda kalması üzerine, Selçuk Hüryaşar’ı yanlarında alıkoyup, Ömer Çetinsaya ile birlikte Kadıköy 12. noterliğine giderek, devir işlemlerini tamamladıkları ve Selçuk Hüryaşar’ı (E-5) karayolu üzerindeki Kayalar petrole getirmesi için Barış Bedirhan Çınar’a talimat verdikleri, Kayalar petrole getirilen Selçuk Hüryaşar’da bulunan çek defterinden bir yaprağa 20 milyar liralık çek yazıp, Ömer Çetinsaya’ya ciro yaptırdıkları,

Konunun Emniyet’e intikal etmesi üzerine 26.2.1996 tarihinde Ömer Çetinsaya yanındaki iki polis memuru olduğu halde, M.Faysal Söylemez’in bürosuna gittiği, içeriye giren iki polis memuru oturdukları sırada sanıkların üzerlerine atılarak ellerindeki tabancaları gasp ettikleri, olayı gören Ömer Çetinsaya’nın tabanca ile ateş ederek Sait Aydın’ı öldürüp, Şeref Aydın’ı yaraladığı, adam kaldırma ve 6136 sayılı yasaya muhalefet eyleminin İstanbul devlet Güvenlik Mahkemesi C.Başsavcılığınca soruşturmasına başlandığı ve 27.3.1996 gün 1996/170 sayılı görevsizlik kararı ile evrakın Kadıköy C.Başsavcılığına gönderildiği ve olayla ilgili olarak Kadıköy C.Başsavcılığı tarafından 10.4.1996 tarihinde 1996/4303 hz ve 1996/85 sayılı iddianame ile 8.10.1996 tarihinde 1996/85 sayılı ek iddianame düzenlenmiş ve ayrıca Ömer Çetinsaya hakkında adam öldürmek suçundan Kadıköy C.Savcılığı tarafından soruşturma yapıldığı,

Polislerin ellerinden zorla silahlarının gasp edilmesi olayı için Emniyet Yetkilileri ile M.Faysal Söylemez arasında lehte tutanak düzenlenmesini teminen anlaşma yapıldığı, Başkomiser Halim Apaydın ile M.Faysal Söylemez arasında yapıldığı belirtilen mutabakata göre, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı ve Asayiş Müdürü Deniz Gökçetin ile Cinayet Masası Amiri Erdal Durmaz’a verilmek üzere 5 milyar liraya anlaştıkları, bu meblağdan 3 milyar lirasının galerici Yalçın Kılıç’tan gasp edilen 3.000.000.000 liralık çek ile halim Karataş ve M.Faysal Söylemez tarafından temin edilen 1.000.000.000 liranın Halim Karataş tarafından Amir Erdal Durmaz’a verildiği, 3 milyar liralık çekin Halim Karataş ve Başkomiser Halim Apaydın tarafından Toprakbank Bakırköy Şubesinden tahsiline çalışıldığı, ancak hesabın müsait olmamasından ötürü başarılamadığı, çekin tahsil için Av.İ.Turan Karataş’a verildiği, bu arada o tarihte İstanbul Asayiş Şube Müdürü olan Sedat Demir’in döviz ticareti ile iştigal eden İbrahim Genç’in ortağı Ziya Aycan’ı Asayiş Şubesine aldırıp, paranın ödenmesi için işkence yaptığı, İbrahim Genç Sedat demir’in odasına alınarak, Anılan Şahsın İzmirde bulunan bir dairesi ile Yeşil Vadi Kooperatifinde bulunan hissesini alması için teklifte bulunduğu, onun da korkarak görmediği bu iki yeri 265.000 dolar karşılığı almayı kabul ettiği ve Bünyamin Taştan ismindeki arkadaşından aldığı 12 milyar 882 milyon lira meblağı içeren çeki Sedat Demir’e ciro ettiği gibi Kent Bank’a ait 5 milyar değerindeki şahsi çekini de verdiği ve ayrıca bir milyarı aşan bir miktarı Sedat Demir ve ailesi için harcadığı,

Bundan başka Cengiz Akgül’ün işletmekte olduğu kumkapı otelinin kapanmamasına karşılık Halim Karataş ve Halim Apaydın tarafından alınan 450 milyon liranın Halim Apaydın tarafından 10.000 mark olarak Deniz Gökçetin’e verildiği, Deniz Gökçetin’in Kızıltoprak’ta husule gelen olay için rüşvet aldığı ve geliri ile mütenasip olmayacak derecede mal varlığına sahip olduğu,Emniyet Amiri Mehmet Aslan Ünal’ın Emniyet Teşkilatı mensupları arasında rüşvete aracılık yaptığı,

Parlament Oteli sahibi Gazi Doymaz ile Eskort-Gözde Oteli sahibi Levent Şeker’in Halim Karataş Aracılığı ile Emniyet Yetkililerine verilmek üzere Başkomiser Halim Apaydın’a 1450.000.000 lira rüşvet verildiği ileri sürülmektedir.

Sanıklar Emniyetteki ifadelerinin baskı ile alındığını ileri sürerek olayları kabul etmemektedir.

Jandarma Genel Komutanlığınca yapılan çalışmalar;

Jandarma Genel komutanlığından 11.12.1996 gün ve 1283 sayılı yazı ile konuya ilişkin olarak bilgi istenilmiştir.

Jandarma Genel Komutanlığından alınan 13.12.1996 gün ve 223/83 sayılı cevabi yazıda; basında Söylemezler Çetesi olarak yer alan ve içinde Silahlı Kuvvetler ve Polis Teşkilatı mensubu bazı kişilerin de bulunduğu ileri sürülen örgüt ile ilgili olarak adli işlemlere paralel şekilde ayrıca detaylı bir idari tahkikat yapılarak ihmali görülenler hakkında kanuni takibat başlatılmıştır. İdari tahkikata ait fezleke ekte sunulmuştur.

Yapılan adli ve idari tahkikat doğrultusunda yasadışı örgütsel faaliyet içerisinde yer aldığı değerlendirilen J.Ütgm. Can Köksal ve böyle bir örgütsel faaliyet içerisinde bulunmadıkları halde J.Ütğm. Can Köksal’ın kendilerinden birer silah temin ettiği anlaşılan Uzm.J.Çvş. Hasan Yıldız ile Uzm.J.Çvş.Ali Delen’in disiplin yoluyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişikleri kesilmiş olup, buna dair Komisyon kararları ekte sunulmuştur. davaları ilgili Mahkemelerde devam etmektedir." denildiği incelenmiştir. (Ek:82)