|
Ana Sayfa |
|
“...Avrupa Konseyi’nin ‘Avrupa; Bir Ortak Miras’ kampanyasının 25.
yılı kapsamında oluşturduğu Avrupa Tarihi Kentler Birliği içinde, ülkemizin
tarihi ve kültürel değerlerinin temsilini güçlü ve etkin bir şekilde sağlamak,
ülkemiz zenginliğini koruyarak yirmi birinci yüzyıla kimlikli kentlerle taşımak
ve Avrupa ailesinde kültürel değerlerini yitirmemiş güçlü ve saygın bir üye
olarak yer almak..
Ülkemizde ise; Tarihi kent yönetimlerini bir araya getirmek, tarihi kent dokularının korunması işbirliğini sağlamak, tarihi kentlerimiz arasında bilgi, birikim, deneyim alış verişini gerçekleştirmek ve zenginleştirmek; bu kentlerimiz arasında kültürel ve doğal mirasın bir “ Ortak Miras” kavramıyla yaşatılması dayanışmasını yaşama geçirmek, bu ulusal ve evrensel görev etrafında birleşme, bütünleşme ve oto kontrol sürecini başlatmak anlamında tarihi bir adım, çok önemli bir sivilleşme ve kurumsallaşma hareketi başlatmak üzere,...”.
Yukarıdaki ifadelerle tanıtılan TARİHİ
KENTLER BİRLİĞİ’nin kuruluş öyküsü bir hayli ilginç; Koruma, ve kurtarma
anlamında yıllardır bireysel anlamda sürdürülen çabaların gittikçe vahşileşen
eski eser kıyımı ve tahribatı
karşısında artık yeterli olmadığı, bütün bu yıkıma karşı örgütlü bir karşı
çıkışın gerektiğinin görülmesi üzerine; kamu ve sivil inisiyatiflerin bir araya
geliş öyküsü Tarihi Kentler Birliği kuruluşu...
Safranbolu’da, Muğla Gökova’da,
Birgi’de başlatılan sistemli belgeleme
ve restorasyon çalışmaları, ÇEKÜL
Vakfının 7 Bölge, 7 Kent kapsamında Akseki, Birgi, Kastamonu, Kemaliye, Midyat,
Mudanya, Talas kentlerinde başlattığı çalışmalar, Mimarlar Odası’nın yıllar süren, ülkenin tarih – kültür-doğal
mirasının korunması yönünde gerek basın yayın gerekse yasal yollarla sürdürdüğü mücadele , kimi kişilerin ,
yaşadığı çevreye duyarlı kimi sivil örgütlerin çabaları... Artık bütün bu
bireysel anlamdaki emeklerin belli bir güç birliği oluşturması ve yavaş yavaş
ortak bir platforma taşınması zamanının geldiği gerçeği... Mimarlar Odası Genel
Merkezi ve ÇEKÜL Vakfının “kültürel çevrenin korunması ve
geliştirilmesi” adı etrafında kamu ve özel kesimle işbirliği içinde, yerel güç birlikleri ve sivil inisiyatifleri
de işin içine katarak, bir anlamda sorumluluğu paylaştırmak ,böylece koruma olgusunu tek bina ölçeğinden sokak
ölçeğine, giderek kent – havza- bölge- ülke ölçeğine taşımak, . sonunda,
kimlikli kentlerde kimlikli yurttaş, dürüst hemşehri, katılımcı kentliyi
yaratmak düşüncesiyle başlayan hareket, 3-4 Haziran 2000 tarihinde Kastamonu’da
İçişleri Bakanı Sayın Sadettin Tantan’ın katılımıyla, Mimarlar Odası ve
ÇEKÜL Vakfının verdiği destekle ,
Marmara ve Boğazları Belediyeler
Birliğinin varlığıyla , Kastamonu Valiliğiyle birlikte düzenlediği bölge valileri toplantısında ilk ürünlerini
vermeye başladı. Toplantı üst başlığı “Kültürel
değerlerin korunmasında yerel yönetimlerin rolü ve sorumluluğu” şekliyle
belirlenmişti. Toplantı sonucunda “Kastamonu Bildirgesi” yayınlandı.
KASTAMONU BİLDİRGESİ ;
1-Tarihi ve
kültürel çevrenin korunduğu ve yaşatıldığı ortamlar, yurttaşlık bilincinin
geliştirilmesini, toplumsal aydınlanmanın güçlenmesini de sağlar.
2-Tarihi ve
kültürel değerlerin korunmasına yönelik kaynakların ve olanakların dağınık
değil, topluca ve bir öncelik planlaması kapsamında değerlendirilmesi için
gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
3-Tarihi ve kültürel mirasın korunmasındaki
yerel potansiyellerin bütünleşmiş olarak yaşama geçirilmesi için kuramsal ve
yönetsel çalışmalar kent ölçeğinden "havza”
boyutlarına taşınmalıdır. - “kültürel
havzalar” ve “kültürel koruma politikaları” tartışılır ve valilere il
özel idarelerini harekete geçirerek koruma politikalarına destek vermeleri
talimatı verilir..
4-Kültürel
mirasın korunması, gelişmeyi içeren bir değişimin engeli değil, esin kaynağı ve
ön koşuludur. Bu nedenle geleceğe dönük tüm stratejilerde temel hareket noktası
da “tarih içindeki değişimin bellek
değerlerini” korumak olmalıdır .
Bildirge şu saptamalarla sona eriyordu “ Kastamonu’da başlatılan süreç, herhangi
bir koruma kampanyası değil, 2000’leri kimlikli, kültür değerlerine
yabancılaşmayan ve uygarlık sürecinde geçmişin tüm birikimlerinden güç alarak
daha ileriye ulaşma hedeflerini kucaklamış bir ülke ve toplum olma yürüyüşüdür.
Bu yürüyüşe herkesin katılmasını bekliyoruz”.
KARS
KENT KURULTAYI’ NA DOĞRU ;
Kastamonu
toplantısının hemen sonrasında; 28 –30 Haziran 2000 tarihinde Kafkas İstikrar
Paktına doğru sloganı ve hedefiyle toplanan Kars’taki Kent Kurultayında “ yerel
ve bölgesel kimlik değerlerinin korunduğu bir kalkınma stratejisinin” gerektiği sloganı benimsendi .Kafkas
Üniversitesinin ev sahipliğinde olan toplantının devamında “Kimlikli Gelişen Kent” konulu ayrı bir toplantı yapıldı.
Sürdürülen sürecin ikinci ayağının Kars
kentinde atılması çok anlamlıydı zira
Kars tarih ve kültür kentimizdi, tamda medeniyetlerin geçiş yerinde asırlar
boyunca duruyordu ve zamanımızda da bu önemli özelliği kendinde saklı
tutuyordu. Öyleyse Kafkas halkları
arasında toparlayıcı olabilir, son yıllarda koparılan kültürler arası iletişimi tekrar kurabilirdi. Toplantıda Kars Kenti doğunun “kültür- sanat ve bilim merkezi”
olarak ilan edildi. Kafkas Üniversitesi
doğal olarak toplantının ev sahipliğini üstlendi ve Kars’ın Kafkas halklarıyla bütünleşerek yöresel
dinamikleri harekete geçirip kendi dinamiklerini yaratması ve bünyesinde
kurulacak “ Kafkas Kültürleri Enstitüsü” “Kafkas Dilleri Yüksek Okulu” “Kafkas
Mimarisi Taş Yapı Ustalığı Meslek Yüksek Okulu” “ Kafkas –Kars Müzikleri
Konservatuarı” –gibi üst
kültürleri ve benzerleri birikimleri hem Kars’a ve hem de Kafkasya’nın bütününe
taşıması, bölgede kalıcı barışa katkıda bulunması gibi görevleri önüne koydu.
Ayrıca Kars’ta en kısa zamanda tüm bu kültürlerin sergilendiği bir “kent
tarihi”müzesinin açılması hedeflendi.
Kastamonu ve Kars toplantıları sonucunda “kentlerimizdeki kültürel mirasın korunması
ve geleceğe aktarılması için belediyeler arasında ulusal bir işbirliğini ve
dayanışmayı sağlayacak olan TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ’ni kurmak” üzere 22 Temmuz 2000 tarihinde bir
gurup kurum ve kuruluş Bursa’da bir
araya geldi. Bu toplantıyı İçişleri ve Kültür Bakanlıkları destekledi.
Kentlerindeki Kültürel Mirası sahiplenmeye kararlı bir gurup yerel yönetim
temsilcisi Belediye Başkanı , Marmara ve Boğazları Belediyeleri Birliği oluşuma
katkıda bulundu. Mimarlar Odamız ve ülkemizin önde gelen sivil
inisiyatiflerinden ÇEKÜL Vakfının yoğun emek ve katılımlarıyla TARİHİ
KENTLER BİRLİĞİ kuruldu.
Bursa katılımcıları şu üst başlıkları
saptadı ;
1-Tarihi ve
Kültürel Çevrenin Korunmasında Valilikler ve tüm yerel yönetimler arasında
“Havza Boyutu”nda ortak davranış ve işbirliği süreci Bursa-Güney Marmara
Bölgesinde de başlatılacaktır.
2-Her kentte ve
tarihsel dokusu kurtarılmayı bekleyen ilçe, belde ve köy merkezinde örnek
mimari miras restorasyonlarına ve belirlenecek tarihi sokaklarda koruma ve
düzenleme projelerine hız verilecektir.
3-Valilikler
“Tarihi Kentler Birliğinin” kuruluşunu gerçekleştiren belediyelere bu yönden destek
olacaklar ve Birliğin hedeflerine ulaşabilmesi için onları teşvik edeceklerdir.
Bursa toplantısında ayrıca Tarihi Kentler Birliği Tüzüğü de kabul edildi. Bakanlar
Kurulumuz;16.08.2000 tarihli
oturumunda, 2000/ 1203 sayılı kararla onaylanan birlik tüzüğü yukarıda
detayıyla anlatılan hedefleri amaç edinmiş durumda, yine birlik tüzüğü Tarihi Kentler Birliği organlarını;
Birlik Meclisi- Birlik Encümeni- Birlik Başkanı olarak tanımladı. Tarihi Kentler Birliği
Başkanlığına Bursa Belediye Başkanı sayın
Erdoğan Bilenser seçildi. Birliğinin tabii ve gözlemci üyelerini belirledi.
Birlik Meclisinin tabii üyeleri; Birlik
üyesi Belediyeler ki 49’u kurucu üyedir ve belediye meclislerinden birliğe
katılma yönünde karar alan diğer belediyelerin baş vuruları sürmektedir, TMMOB
Mimarlar Odası, ÇEKÜL Vakfı, UNESCO Milli Komitesi; gözlemci üyeleri ise, TMMOB’ne bağlı ilgili diğer meslek odaları
temsilcileri ile Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği temsilcisi, Üniversitelerin
Mimarlık ve Şehircilik bölümleri temsilcileri, yerel gündem 21’lerin
temsilcileri, EUROPA NOSTRA, WTA, ICOMOS Türkiye temsilcileri olarak saptandı
ve onaylandı. Birliğin gözlemci üyeleri birliğin bütün toplantılarına
katılabilir, görüş bildirir ancak oy kullanamazlar. Birliğimizin 20 Kasım 2000
tarihindeki toplantısında organ seçimleri yapılarak görevler bölüşüldü ve
böylece çok önemli, ülkemizin yıllardır
özlediği bir sivil girişim kurumsallaşma yolunda ilk adımı atmış oldu .
21.12.2000
TARİHİ
KENTLER BİRLİĞİ
İstanbul
Sekreteryası adına
Nurhan ERCAN
Mimar