EDİTÖR’DEN NOTLAR …

 


İnternette bir süre -özellikle belli konu etrafında yoğunlaşarak- surf yapan herkes bir süre sonra sayfaların pekçoğunun birçok siteden kopyalanma suretiyle bir araya getirildiğini farketmiştir. Aslında webe bir "şey" koyan herkes bu veriyi genel kullanıma açtığını zımnen ilan etmiş olmaktadır. Bir noktada webin karakteri gereği "engellenemez" olan bu durum bir noktada da giderek bir bıkkınlığa ve tıkanmağa yol açma tehlikesini ortaya çıkarmaktadır.

 

Bu websitesi ilk başlangıçta Ahmed Yesevi’nin Divan-ı Hikmet’ini internette yayınlama düşüncesi ile gündemimize girdi. 1 Temmuz 2000 tarihinde - hamd alemlerin Rabb'ine - Hoca Ahmed Yesevi (K.S.)'nin tarihi ve ölümsüz eseri Divan-ı Hikmet'in tamamı orijinal metin olarak ve bugünkü Türkçe'ye aktarılmış şekliyle internette yayınladığımızda sadece bu bile bizim için yeterli bir itminan vesilesi olmuştu.

 

Websitemizin sayfalarını detaylı olarak ve diğer tasavvuf siteleri ile kıyaslayabilecek kadar bu konu etrafında yoğunlaşmış şekilde inceleyen okurlarımız sayfalarımız arasında "ilk kez" nete konulan veriler ile karşılaştıkları için anlamlı mesajlarını bize iletmektedirler.Bu durum bizim için "yapılanın boşa olmadığı" duygusunu oluşturması ile bir teşvik unsurudur.

 

Bundan daha da önemlisi son yıllarda tasavvuf adına yapılan en derli-toplu ve akademik yayın olan TASAVVUF dergisi “İnternette Tasavvuf” konulu incelemesinde sitemizi  “internetteki tasavvuf ile ilgili siteler arasında en kapsamlısı” olarak değerlendirmiştir.

 

Websitemizde 2000 yılı ortalarında yayınlanan 2. Editorial notta şu takdimde bulunmuştuk: “Websitemizde yer alan sayfalardan Hoca Ahmed Yesevi , Divan-ı Hikmet , Abdullah Dağıstani, Şerafeddin Dağıstani, Necmüddin Kübra, Ümmi Sinan ,Hüseyin Ankaravi, Dr. Münir Derman ... sayfaları yerli-yabancı tüm websiteleri arasında ilk kez yayınlanmaktadır ; Abdulkadir Geylani, Yusuf Hemedani, Bahauddin Nakşbend, Mesnevi-i Şerif , Sadreddin Konevi , Eşrefoğlu Rumi , Şeyh Şamil , Abdulkadir es-Sufi, S.Hüseyin Nasr ... hakkındaki sayfalarımız ise Türkçe olarak içerik yönünden en kapsamlı sayfaları içermektedir dersek hiç de iddialı konuşmuş olmayız.”

 

Hakkı teslim ederek sitemizi onurlandıran hakşinas ilim erbabına teşekkür ederiz.

 

Websitemiz ilk yayınlandığı günden bu yana tasavvuf alanında bir kaynak durumunu almıştır.  Yazılı basın -gazete ve dergiler- ile internet medyası birçok haberinde ve incelemesinde sitemizde yer alan yazı, resim ve fotoğraflardan yararlanırlarken nadir olarak kaynak göstermişlerdir. [ Burada bir çok örneği sıralamak mümkünse de sadece işaret ederek geçiyoruz.] İnternette de sitemiz kaynaklarını kullananların -hiç değilse tasavvuf konulu olanların- dipnot olarak sitemize atıfta bulunmalarını beklerdik doğrusu. Sitemizi kaynak gösteren ve dahası  linklerinde sitemize yer vererek bizi onore eden yerli-yabancı webmaster ve editörlere de teşekkürü bir borç biliriz.

 

Bu ziyaretçilerimize yeni adresimizden yazdığımız ilk ; başlangıçtan bu yana ise üçüncü açık mektub. Aslında tüm websitemiz tasavvuf sevdalılarına yazılmış anonim bir mektubdu desek hata olmaz. Yazılacak- söylenecek çok şey var daha...

 

"Yolculuk" devam etmektedir. Bu "yol"un her yeni durağında kervan yeni unsurlarla zenginleşerek maksuda doğru ezelden ebede sürecek yolculuğuna devam edecektir.

 

Fikir ve önerileri ile bu sayfaların oluşumuna katkıda bulunmuş olan tüm tasavvuf yolcularına seyr ü sulûklarında muvaffakiyet diler , nice manevi fethlere vasıl olmalarını niyaz ederiz.

 

OCAK , 2006

 

           

 

 ÖNEMLİ NOT: [ Aşağıdaki  notu ikinci editorial sunumumuzdan alarak önemine binaen tekrar dikkatinize arz ediyoruz. ]

 

Bazı ziyaretçilerimiz tasavvufi bir geleneğe intisab hakkında yol göstermemizi rica etmektedirler. Websitemizin tesis edilme maksadı açısından bu tür arzuları yerine getirmemiz imkansızdır. Bu tür bir arzusu olan kardeşlerimiz hakkında temenni ve duamız manevi kemal yolunda niyetlerine muvafık bir vesileye ermeleridir. Bizim tek tavsiyemiz "bilmeden bulmanın" , "bulmadan olmanın" çok güç olduğunu bildiğimiz için "bilmeyi" sağlayacak herşeyi bulabileceğiniz sitemizin özellikle teori sayfalarını dikkatle incelemenizdir.

 

Hamd alemlerin Rabbı’na ki “kullarını sevme ve kullarına sevdirilme” mesleğinin ustaları hâlâ aramızda yaşamaktadırlar; ve -hâlâ- kapı açıktır. Hem ne diyordu Şeyh Atıf el-Cerrahi (K.S.) :

 

İrfan meclisine erişebilsen,

Varıp anlar ile görüşebilsen,

Hakk’ın kervanına karışabilsen

Y o l d a   b ı r a k m a z l a r ,   a l ı r l a r   s e n i …

 

Vesselam...