Temel
İstanbul'a yeni gelmiş şehirli arkadaşına dert yanıyordu:
-"Uşağım dün otobüste otururken bir ara biletçi bana sanki bilet almamışım
gibi manalı manalı baktı.
-"Peki sen ne yaptın?"
Temel cevabı yapıştırdı:
-"Ben de sanki bilet almışım gibi manalı manalı baktım ona" |
Karadeniz'de
iddiali bir maç vardı.Rizeli öğretmenlerle, Trabzonlu öğretmenler maçı...Ama
Trabzonlu öğretmenler zayıftı.Yenilmemek için ne yapacaklarını düşünürken Temel
onlara akıl verdi :
-Alın, Hami'yi oynatın.
-Yahu hiç olur mu?
-Olur, olur...Hami hoca diye yutturursunuz?
Neyse, maç oynandı ve Trabzonlu imamlar üzgün bir vaziyette geri döndüler.Temel
merakla sordu :
-Ne yaptınız yahu? Hami'yi yutturamadınız mı?
-Yoo...Yutturduk. Hem çok da iyi oynadi. 2-1 yenildik, tek golümüzüde Hami hoca attı.
-Eeee, nasıl yenıldınız?
-Hiç sorma Temel...Rize'de bir Van Basten hocayla , bir de Gullit hoca vardi ki, bütün
takıma yetti. |
Tırcı
Dursun ile muavin Temel kamyonlarına altı metre yüksekliğinde mal yüklemişler
gidiyorlar. Önlerine bir tünel ve bir uyarı işareti çıkar. Azami yükseklik dört
buçuk metre. Muavin Temel etrafa dikkatle baktı. Sonra Dursun'a döndü:
-"Bas gaza usta, etrafta polis molis
yok." |
Temel
binanın altıncı katından düşmüştü.Hemen
etrafını bir kalabalık sardı.Yoldan geçen biri kalabalığı yardı ve yaralı
Temel'e sordu:-"Ne oldu?"
Temel zorlukla cevap verdi:-" Vallahi
bilmiyorum ,ben de şimdi geldim." |
Temel
ve iki arkadaşı Istanbul'dan Trabzona'a gitmek üzere tren garına giderler. Ilk Trabzon
treni 1 saat sonradır, bileti alıp, yemeğe giderler. Yemekte sohbet, muhabbet saate bir
bakarlarki 1 saati geçmiş. Hemen koşarlar tren garına ama tren gitmiş. Yine bilet
alırlar 1 saat sonrası için. Ne yapalım vakti nasıl geçirelim derken kahveye
giderler. Çaylar kahveler sohbetler uzar da uzar ve saate baktıklarında 1 saat
olmasına 5 dakika vardır. Hemen koşarlar gara ama trene yetişemezler. Gişeye gidip
sorarlar yine Trabzon'a gidicek tren varmı diye. Gişedeki adam ''Bakın bu son tren
eğer bunu da kaçırırsanız Trabzon'a bugün dönemezsiniz'' demiş. Bileti almışlar,
pastaneye gitmişler. Pastalar, kekler, çörekler muhabbet derken saate bir bakmışlarki
1 saat olmak üzere hemen koşmuşlar gara.Tren yeni hareket ediyor, içlerinden biri uzun
ilk vagonu yakalamıs, diğeri orta boylu son vagonu tutmuş. Temel uzanamamış. Trenin
arkasından bir müddet bakan Temel oturmuş yere baslamış gülmeye. Gişe memuru
yanına gelmiş.''Sen ne garip adamsın. 3 treni kaçırdın, arkadasların gitti,sen
kaldın, ağlayacağına gülüyorsun be adam.'' Temel :''Uy hemşerum, Trabzona asıl pen
gideceğidim, onlar beni geçirmeye geldiydu pen ona güleyrum''demiş.
|
Yargıç
Temel'e sormuş : davacıya borcunu bir türlu ödemiyorsun neden? Temel boynunu buker;
vereceğum vermesine de bana üç ay muhlet ver
diyorum vermiyor üç
yıldır
beni oyalıyor |
Temel
Cemal`e bir bilmece soruyor Dalda durur, sarıdur,öter.-Kanaryadur.-Pilmedun,
hamsidur.-Sarı
paluk olurmi?
-Poyadum.-Dalda durur dedun? -
Pen koydum oraya. Hamsi hiç
öter mi?
- Bu da bilmecenun sasırtmacasıdur! |
Bir
Ingiliz bir Fransız bir de laz vampir havada uçuyorlarmış. Birden Ingiliz vampir
aşağıya dalmış ve bir dakika sonra ağzı burnu kan içinde çıkmış. Diğer
vampirler "ne yaptın" diye sormuşlar o da "şu asağıdaki evi göruyor
musunuz?" demiş. Vampirler de "evet" demişler. "Işte o evde bir
bakire genç kız vardı, kanı çok lezzetliydi" demiş ve uçmaya devam etmişler.
Birden Fransız vampir de aşağıya dalmış ve o da kanlar içerisinde geri gelmiş.
Diğerleri ona da "ne yaptın?" diye sormuşlar. O da "şu asağıdaki evi
görüyor musunuz?" diye yanıtlamış,"evet" demiş diğerleri "onun
yanındaki ahırı da görüyor musunuz" diye devam etmiş. Yine "evet"
demişler. Fransız Vampir devamla "işte orada çok güzel bir kısrak vardı onun
kanını emdim çok lezzetliydi" demiş. Neyse vampirler uçmaya devam etmişler.
Birden laz vampir de aşağıya dalmış ve ağzı burnu kan içinde geri dönmüş.
Vampirler ona da sormuşlar "sen ne yaptın" diye.Laz Vampirde "şu
aşağıdaki evi görüyor musunuz?", "evet" demiş diğerleri "peki
yanındaki ahırı görüyor musunuz?" diye sürdürmüş laz, yine "evet"
diye yanıtlamışler, "peki onun yanındaki direği de görüyor musunuz? "
diye yeniden sormuş, diğerleri yine "evet" demişler Laz iç çekerek" ha
BEN GORMEDİM DE!" demiş. |
Temel
bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar
anlatmaya başlar;
-Biz ülkemizde yaptımız kazılarda
25 metre asagı ındık ve telefon kabloları
bulduk.Öyleyse bizim atalarımız asırlar
önce telefon kullanmışlardır.
Sıra
Türkiye`ye gelir ve Temel başlar anlatmaya:
-Biz ülkemizde yaptıgımız
kazılarda 50 metre aşağıya indik ama hiçbirşey bulamadık.
Öyleyse bizim atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır. |
Temel
le Dursun birgün uçakla Istanbul a gidiyorlarmış. Derken birden uçak düşmeye
başladı. Millette bir telaş bir telaş. Dursun da aynı şekilde telaştan ne
yapacağını şaşırmış bir vaziyette Temel e bakmıs, Temel de cıt yok, keyfi
yerinde."Ula
Temel uçak düşüy, anlamadun mu",Temel
yine istifini hiç bozmadan Dursun a şöyle demiş " Amaaan düşerse düşşünn
banane, Babamın malı diil ya". |
Akşam
yemeği için gittiği bir lokanta da Temel yemekler hoşuna gitmeyince şef garsonu
çağırır eğilerek kulağına.
-Patrona
söyle hakkunuzu helal edun ben bir daha buralara gelecek değulum. |
Veli
efendi hipodrumuna giden Temel atlara start alır almaz favorisi olan atı elinde
dürbinle takip ederek bir yandan da -Ulanım benum,yabak nasıl da yel gibi gidey diyerek
atını teşci eder. Geerçekten de Temel in atı en öndedir.Etraftakiler gıpta ile
Temel e bakarlar,Temel dört köşedir. Fakat bir süre sonra atlar teker teker Temel in
atına yetişip geçmeye başlarlar.Derken Temel in atı en sonuncu duruma düşer.Temel
etrafın alaylı bakışlarına aldırış etmeden tezahürata devam eder.-Uy
aslanım benum ya bak nasılda hepsini önine katti getiriy. |
Iki
karadenizli yılan, karadeniz ormanlarında yürüyorlarmış. Biri ötekine sormuş: -Ula
piz zehirlu yılanmıyık da?
Hacan nerden çıktı pu şimdu? -Az
önce dilimu ısırdımda.
|
Annesinin Temel'e
MektubuSevgili
oğlum Temel,
Senin
hızlı okuyamadığını bildiğim için bu mektubu yavaş yavaş
yazıyorum.Artık,
senin büyük şehre gittiğin sırada yaşadığımız evde yaşamıyoruz. Baban bir
gazetede,
insanların başına genellikle evlerinin 2 km
civarındaki bölgelerde kaza geldiğini okumuş; o yüzden taşındık. Sana yeni adresi veremiyorum çünkü
yeni evimizde bizden önce oturan hemşehrilerimiz,
taşınınca adresleri değişmesin diye kapı numarasını söküp götürmüşler.Bu
evde garip bir çamaşır makinası var. Geçen gün içine 4 gömlek koydum,
çalıştırmak için duvardaki zinciri çektiğimden beri bir daha o gömlekleri
görmedim. Geçen
hafta sadece iki kez yağmur yağdı. İlki 3 gün sürdü; ikincisi ise dört gün.
Benden
istediğin yeleği postaya verdim, ancak halan, o koca düğmelerle paketin çok ağır
olacağını söyledi; o yüzden düğmeleri
kopartıp yeleğin cebine koyduk. Orada bulabilirsin.
Sevgiler,Annen
(Safinaz)
NOT
: Sana biraz da para gönderecektim ama zarfı bir kere yapıştırmış bulundum. |
Temel
bir gün hakimin karşısına çıkartılır.
Hakim Temel'e sorar : -Evladim senin adın ne bakim?
Temel : -Adım "Temel", fakat içinde "Z" yok.
Hakim biran düşünür ve Temel'e dönerek der : -Evladım, "Temel"de
zaten "Z" yok ki!
Temel hemen cevabı yapıştırır : -Eeeee, biz ne deduk hakim bey? |
Temel'e
hangisini seçersin diye sormuşlar.
-Güzellik mi, aptallık mı?
-Aptallık, demiş Temel, guzelluk geçicidur daa |
Temel
arkadaşlarıyla çukur açıyormuş, bir grup da çukurları kapatıyormuş.Ne
yaptıklarını soranlara Temel şöyle cevap veriyormuş : -Bir grup daha vardı,
onlar da fidan dikiyordu, bugün celmedular, piz de pizim işler ceri kalmasun diye
çalışayruz. |
Bir
mecliste konuşulurken,
Amerikalı :
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
Alman :
-Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
Fransız :
-Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için :
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
-Güneşe gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
Karadenizli gülümsemiş :
-O kadar da enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde gideceğiz. |
Ilk
defa helikopter gören bi laz yanındaki arkadaşına soruyo..
-Bu ne lan ? diye yanındakide cevap veriyo..
-Olsa olsa bin yaşında bi sinektir.. |
Temel
birgün keçinin boynuna tasma takmış gezdiriyormuş. Arkadaşı Dursun yolda onu
görüp, Ula Temel Napiysin demiş. Temel; Ula cörmiymisin Çöpeğimi cezdurayrum
demiş. İdris; Ula bunun boynuzları var. Temel;
Valla ben onin özel hayatına karışmayrum demiş |
Temel
günün birinde istanbuldan koyune kahkahalar içinde geri dönuyormuş bunu duyan
köyluler Temel neden güldügünü sormuşlar, Temelde otobüs şoförünü
kazıkladığını soylemiş. Köylüler nasıl ya diye sormuşlar. Temel demişki:
İstanbul'da gidiş-geliğ bileti aldım; şu anda geldim fakat geri gitmeyeceğim. |
Temel Reis ,
Idris reisle birlikte uçakla Istanbul'a gidiyormus.Bir sarsıntı olmuş.Herkeste bir
telaş...Pilot konuşmuş:
-Bir motorda arıza var.Ama meraklanmayın, üç motorla da gidebiliriz...
15 dakika sonra bir anons daha :
-Bir motor daha istop etti ama telaşlanmayın, iki motorla gideriz...
10 dakika sonra pilot üçüncü motorun da bozulduğunu ama tek motorla da
gidebileceklerini söylemiş.
Temel Reis dayanamayıp:
-Ula Idris Reis, ister misun şimdi törtünçü motor da pozulsun da hepten havata
kalalum... |
Temel'in
kol saati durmuş.İçini açmış ve içinden ölü bir karınca çıkmış.
Temel: Uyy...Zaten
pen tahmin etmiştum makinistun öltüğünü... |
Temel
birgün bankadayken soyguncular bankayı basmışlar. Bankadakilerin önce paralarını
alıp sonra da vuruyorlarmış. Sıra Temel’in yanındaki bayana gelmiş. Soyguncu,
“Adın ne” diye sormuş. “Ayşe” demiş. Soyguncuya da “İyi benim annemin adı
da Ayşe” deyip kadını serbest bırakmış. Sıra Temel’e gelmiş, soyguncu ona da
adını sormuş. “Adum Temel, ama arkadaşlar bana Ayşe derler...” |
Temel kamyonu ile dik bir
yokuştan süratle inerken birden kamyonun freni patlamış. Telaşla kamyonu nereye
süreceğini düşünürken sağında kalabalık bir pazar yeri görmüş. Kamyonu o
tarafa sürersem yüzlerce kişi ölür diye düşünürken sol tarafında da boş bir
inşaat ve önünde oynayan küçük bir çocuk farketmiş. Bir çocuğun kaybı,
yüzlerce kişiyi öldürmekten daha iyidir. Allah'ım, beni affet, diyerek kamyonu
o tarafa çevirmiş.
Ertesi gün, gazetelerde manşet:
Pazara dalan kamyon 120 kişiyi biçti!
Hastanede yatan Temel'e olayı araştıran komiser Olum; olay nasıl oldu? Anlat bakalım,
demiş. Temel de hala şaşkın:
Amirim, herşey o ufak çocuğun pazar yerine doğru kaçmasıyla başladı. |
Naziler
üç Ingiliz,Fransiz ve Laz'i esir almışlar ve sonuçta ölüm cezasına
çarptırmışlar.Ve askerler soruyor: _Beyler
Giyotinle mi ölmek istersiniz?Asılarak mı?Kurşuna dizilerek mi? Ilk once Fransız
yanıt verdi: _Benim atalarım hep giyotinle öldüler ben de giyotinle. Onu almışlar
kafasını yerleştirmişler giyotine. Giyotini üstten bırakıyorlar.Tam kafasına 2
santim kalınca giyotin duruyor.Maalesef giyotin bozuk Almanlar sinirleniyor.Çünkü bu
durumda Fransız kurtuldu.Ingiliz: _Arkadaşlar.Asılarak ölmek çok kötu benide
giyotinle öldürün. İngiliz uyanıklık yapıyor. Almanlar giyotini tamir ediyorlar.
Ama olay aynı sekidel cereyan ediyor.Sonuçta İngilizde kurtuluyor. Sıra bizim laza
geliyor.Bizim Temel de uyanık: _Arkadaşlar asılarak ölmek gerçekten çok kötu.E
zaten giyotin de çalışmıyor. En iyisi beni kurşuna dizin. |