Hayvan Deneyleri –
Sorunsala Giriş
Dr.
Corina Gericke
Giriş
Günden güne binlerce hayvan kimya ve ilaç
sanayiinin laboratuarlarında, yüksek okul ve araştırma
enstitülerinde acı çekiyor ve ölüyor – sözde bizim yararımız
için. Buna karşın acı çekebilen canlılar üzerinde
yapılan deneyler etik değil, hayvan deneyleri ayrıca insan
hastalıklarını araştırmak ve tedavi etmek için
uygun yöntemler de değiller.
Deneylerde kaç hayvan
ve hangi hayvan türleri kullanılıyor?
Büyük farkla en çok fareler ve sıçanlar
araştırma amaçlı öldürülüyor. Resmi verilere göre bunlar
toplam yüzde 72yi teşkil ediyor. Ama aynı zamanda tavşanlar,
kobaylar, hamsterlar, tavuklar, balıklar, kurbağalar, domuzlar,
sığırlar, koyunlar, köpekler, kediler ve maymunlar da
kullanılıp atılan ölçüm cihazları yerine
kullanılmaktalar.
Alman ekonomi bakanlığının
verilerine göre 1997 yılına kadar araştırma amaçlı
öldürülen omurgalı hayvanların sayısı azalma
eğiliminde. Verilerin toplanmaya başladığı 1989
yılından sonra, hayvanların sayısı 2,6 milyondan
1,5 milyona geriledi. Ondan sonra bu rakam yeniden yükseldi. 2001
yılında 2,1 milyon hayvan araştırmalarda acı
çekmiş ve ölmüş olmalı.
2000 yılında daha öncesine göre çok
daha fazla hayvan deneyi yapılan alanı kapsayan yeni bir hayvan
deneyi bildirim kararnamesi yürürlüğe girdi. Buna göre artık
aşı maddesi denemesi, organ çıkartma ve bilimsel amaçlı
öldürmenin de adı anılıyor. Yeni istatistik kayıtlama
büyük bir şeffaflık sunsa da, deneylerle ilgili olarak
“tüketilen” hayvanların sayısı hakkında sadece
spekülasyon yapılabilir. Çünkü daha yetiştirme ve “depolama”
sırasında sözde artık olarak bir çok hayvan öldürülüyor ya
da esas deneyden önce bakım ya da taşıma sırasında
ölüyor. Yine aynı şekilde istatistiklerde, öğrencilerin
eğitimi sırasında ölen hayvanlar gibi, gen tekniği
dönüştürülmüş soyların oluşturulmasına hizmet
edenler de bulunmamaktadır. Salyangozlar, böcekler ve yengeçler gibi
omurgasız hayvanlarsa hiç sayılmamaktadır.
Hangi alanlarda
hayvan deneyleri yapılıyor?
1. İlaç araştırmaları ve kimya sanayii
Deney hayvanlarının yüzde 44ü ilaç ve
kimya sanayiinde kullanılmaktadır. Hayvanlar üzerinde sadece yeni
ilaçlar değil, aynı zamanda kimyasal maddeler, deterjanlar,
temizlik maddeleri, bağımlılık yapıcı
maddeler, hastalık arttırıcılar, gıda maddeleri,
gazlar, asitler, yağlar vb. de denenmektedir. İnsanla
ilişkisi olabilecek, herhangi bir biçimdeki herşeyin olası
en zarar verici etkileri öncelikle hayvan deneylerinde
sınanmaktadır, bunların başında:
Zehirlilik (toksisite)
Anne karnındaki tohuma verdiği hasar
(Teratojenite)
Kalıtsal hasar (Mutajenite)
Kansere yol açış (Kanserojenite)
gelmektedir. Her ürüne göre başka testler
de uygulanmaktadır, örn. tahriş edici ve yakıcı
özellikler, balıklara karşı zehirlilik ve doğaya
yönelik hasar verici etkiler.
Buna karşın bu
“sakıncasızlık sınamalarının” tüketiciye
vaadedilen güvenceyi sağlamadığı gösterilmiştir. Sürekli
olarak insana zarar veren, hatta sıklıkla yıkıcı
etkiler gösteren ilaçlar ve başka ürünler piyasadan
kaldırılmaktadır. Gerek insanlar ve hayvanlar, gerekse de
farklı hayvan türleri arasında dayanıklılık ve
etki bakımından olduğu kadar, maddelerin
alınış, dağılış ve vücuttan atılışı
bakımından da temel farklılıklar vardır. Hiç bir
zaman insanın bir tıbbi maddeye bir deney hayvanıyla
aynı şekilde tepki vereceği veya deney hayvanının
insanla aynı tepkiyi göstereceği güvenilir bir şekilde ileri
sürülemez. Hayvanlar üzerindeki deneylerin sonuçları insanlara
uyarlanamaz.
2. Temel araştırmalar
Temel araştırmalar büyük oranda
amaçsızdır, kısmen de insan vücuduna ait normal ve
hastalıklı süreçlerin bilgisinin artırılması ve bu
süreçlerin daha iyi anlaşılmasıyla ilgilidir. İnsan
hastalığının semptomlarını yaratmak için,
hayvanlar yapay biçimde hastalandırılır. Örneğin bir
inme yaratmak için beyne giden kan akışı kesilir, ya da
hayvana bir tümör ekilir.
Bu sözde “hayvan modelleri” insan hastalardaki
karmaşık hastalık ve tedavi süreçleriyle eşitlenebilir
değildir. Beslenme, yaşam alışkanlıkları,
bağımlılık yapıcı maddelerin
kullanılması, zarar verici çevre etkileri, stres, psikolojik ve
sosyal faktörler gibi hastalık oluşumunun önemli noktaları
gözardı edilir. Hayvanlarla yapılan çalışmaların
sonuçları bu yüzden yanıltıcı ve önemsizdir. Olgusal
olarak hayvan deneyi yönelimli bilim, onlarca yıllık
araştırma ve bir çok milyonlarca hayvan kullanımına
karşın, kanser, kalp-damar hastalıkları, şeker
hastalığı ve romatizma gibi uygarlık
hastalığı denilen hastalıkları yenememiştir.
3. Gen tekniği
Gen tekniği alanında da hayvanlar
“kullanılır”. Öncelikle gen tekniği yöntemleriyle
kalıtım maddeleri değiştirilir. Bir çok durumda bu
başarısız olduğundan bu şekilde
dönüştürülmüş bir çok hayvan daha anne karnında ölür, ya da
sakat gelişmiş olarak dünyaya gelir. Gen dönüşümüne tabi
tutulmuş fareler ve sıçanlar, örn. kansere, alzheimera ya da
romatizmaya yakalanmak zorundadır. Üzerlerinde hastalık
araştırılır ve insanlar için terapiler
geliştirilir. Her şeyden önce ekonomik nedenlerle gen
dönüşümlü domuz, balık gibi “kullanım hayvanları” çok
daha hızlı büyümek ve daha iri olmak zorundadır. Domuzlar
ayrıca gelecekte insanlar için “organ
bağışlayıcılar” olarak düşünülmektedir.
Hayvan organlarının insan bağışıklık sistemi
tarafından şiddetle reddedilmesini engellemek için domuzlar gen
dönüşümüne tabi tutulmaktadır. Tavşanlar, keçiler ve inekler
“bioreaktörler” olarak sütlerinde insan proteini üretmek zorundadır. Bu
ilaçların üretiminde ve gıda maddesi tamamlayıcıları
olarak kullanılmak istenmektedir.
Gen dönüşümlü hayvanlarla yapılan
deneylerin sonuçları da sadece bu hayvanların tepkileri üzerine
bir şeyler söyleyebilir. İnsanlar için bir kehanet mümkün
değildir. Hayvan organlarının insanlara transplantasyonu
ayrıca hastalık yapıcı maddelerin aktarımı
riskini de taşımaktadır. Yeni ve insan için tehlikeli
salgın hastalıkların patlaması ise bu durumda ihtimal
dışı bırakılamaz.
4. Kozmetik
Hiçbir Alman yasası kozmetik ürünler için
hayvan deneylerini öngörmez. Hatta hayvan koruma yasası sonal
ürünlerin test edilmesini temelde yasaklar. Buna karşın hala
daha, kozmetik ürünlerin bileşenleri olabilecek yeni maddeler için
vahşi deneyler düzenlenir, genellikle de tavşanlar ve kemirgenler
üzerinde. Bu maddeler zehirlilik, deri ve göz tahrişleri, deri
alerjilerine yol açma, kalıtsal bozukluğa ve kansere neden olan
özellikler bakımından test edilir.
Buna karşın hayvan deneyleri bu
maddelerin insan üzerindeki etkisi konusunda güvenilebilir öngörülere izin
vermez. Daha şimdiden, uluslararası olarak büyük oranda halen
kabul görmemiş olmakla birlikte, hayvan deneyleri olmaksızın
sonuç verebilen test yöntemleri mevcuttur. 2009 yılında hayvanlar
üzerinde test edilmiş kozmetik ürünlerin ABye ithali yasaklanacak. Ancak
bunun güzellik ürünleri için hayvan eziyetine son noktayı koyup
koymayacağı tartışmalı. AB, eğer o tarihe
kadar uluslar arası kabul görmüş hayvan deneyinden
bağışık test yöntemlerinin yeterince hazır
olmaması halinde, yasakların daha ileri bir tarihe
ertelenebileceği gibi küçük bir arka kapıyı açık
bırakmakta.
5. Yüksek öğrenim /eğitim
Bir çok alman yüksek okulunda biyoloji, tıp
ve veterinerlik öğrencileri eğitimleri kapsamında hayvan
deneylerine katılmak, ya da önceden öldürülmüş hayvanları
teşrih etmek zorunda. Bu deneyler sadece teorik ders materyalinin
canlandırılmasına hizmet etmekte.
Daha şimdiden bir çok üniversitede ders
materyalini hayvan deneyinden çok daha anlaşılır hale
getiren ve ayrıca etik olarak da kabul edilebilir, hayvan deneyinden
bağışık ders yöntemleri uygulanmakta.
6. Diğer alanlar
Aşıların ve serumların
yapımında hayvanlara, örn. hastalık yapıcı
maddeler şırınga edilir. Bir süre sonra kanları
alınır, ya da kan kazanımı için öldürülürler. Kanlarından
antikor elde edilir. Aşıların her bir Charge’ı (üretim
birimi) bir çok hayvan deneyinde test edilir. Böylelikle herbiri
farklı yoğunlukta aşı maddesi ve sonuçta da kendisine
karşı aşının koruma sağlayacağı
hastalık yapıcı şırınga edilmiş fare
grupları elde edilir. Çok az aşılanmış ya da hiç
aşılanmamış fareler enfeksiyon nedeniyle acı
çekerek ölür. Virüsler, bakteriler ve parazitler hayvanlarda
“depolanır”. Böylece örneğin yaşayan domuzlarda
araştırmalar için uygun mide bağırsak solucanları
elde edilir. Belirli zaman aralıklarıyla ev sahibi hayvanlar
öldürülür ve yenilerine hastalık bulaştırılır. Kan
emici uyuz ya da sakırgaların beslenmesi için bu parazitler
hayvanların derilerine yerleştirilir.
Yine kuduz virüsü gibi bazı hastalık
yapıcıların tanısı için hayvan deneyleri
alışılmıştır.
İnfüzyon çözücü maddelerin, ameliyat
materyalinin, aşıların, ateş çıkarıcı
maddelere karşı ilaçların rutin kontrolleri için de
tavşanlar kullanılır.
Neden Hayvan
Deneyleri Yapılıyor?
1. Tüketicilerde yeni kimyasal ve tıbbi
ürünlere yönelik bir güven ve güvenlik duygusu uyandırmak gerekir. Hayvan
deneyleri böylece bir Alibi fonksiyonu gösterir: Malların gerçekte
olmayan sakıncasızlığını yansıtır.
2. İlaç yasasından Deterjan ve
temizlik maddeleri yasasına kadar yaklaşık 20 alman
yasası ve kararnamesi ile yaklaşık 20 AT yönergesi hayvan
deneylerini öngörür.
3. Hayvan deneyleri ilaç üreticisinin riskini
sağlama alır. Böylece istenmeyen yan etkiler gibi olaylarda,
eğer uygun deneysel çalışmaları yerine getirmişse
tutuklanmaz.
4. Akademik ünvan almak için hayvan deneyleri
modadır. Birçok deney bilimsel merak, araştırmacı
güdüsü ya da önem kazanma hırsından dolayı
yapılır. Şan ve şeref için bilimsel dergilere mümkün
olduğunca çok yayın verme baskısı bir çok
araştırmacıyı sürekli sapkın deney yönergelerine
yöneltir.
5. Alışkanlık ve rutin de
aynı şekilde hayvan deneylerinin yanlış yoluna
yöneltir.
6. Bütün bir sanayi hayvan deneyleriyle
yaşar ve kar eder. Yetiştiriciler, satıcılar, yem
üreticileri, kafes ve donatı yapımcıları, bilimciler,
enstitüler vs. Hepsi için hayvanların acıları ve ölümleri
çıngırdayan paralara dönüşür.
Hukuki Temeller
Nedir?
Hayvan koruma yasasının birinci
maddesine göre hayvanlar “Mitgeschöpfe” (bizimle ortak
yaratılmışlar) dir. Onlara mantıklı bir neden
olmaksızın ağrı, acı ya da zarar vermek yasaktır.
Buna karşın bu yüce sözler bir kaç paragraf sonra
saçmalığa ulaşır. “Mantıklı neden” olarak
insanın herhangi bir faydasıyla ilgili olan herşey kabul
edilir. 7. paragrafa göre hayvanlara hastalıkların önlenmesi,
tanınması ya da tedavi edilmesi, çevre tehditlerinin
tanınması, madde ve ürünlerin sakıncalarının test
edilmesi için ve temel araştırmalar kapsamında
ağrı, acı ya da zarar verilebilir. Yani: Pratikte
düşünülebilir tüm hayvan deneyleri izinlidir. Hayvan koruma yasasının hayvan
deneyleri bakımından gözönünde tuttuğu kimi
sınırlamalar da (örn. etik kabul edilebilirlik) bugüne kadar
uygulanamamış, sonuçta anayasada güvence altına
alınmış araştırma ve öğrenim özgürlüğü aracılığıyla
safdışı edilmiştir. Bu yüzden 2002 yazında hayvan
hakları yasasının anayasa güvencesine alınması en
azından araştırma ve öğrenim özgürlüğü ile hayvan
korumayı terazinin farklı kefelerine koymak açısından
belirleyici bir adımdır. Bu yasal yeniliğin pratikte ne
getireceğini beklemek gerekiyor.
Hayvan deneyi olmadan
olmaz mı?
Hayvan deneyinden bağışık
araştırma alanında son yıllarda büyük ilerlemeler
kaydedildi. Bugün bir çok “In-vitro” yöntemler, “deney tüpünde” testler
var. Bunlar sonuç geçerli ve tekrarlanabilir, ama aynı zamanda
masrafsız ve sıklıkla hayvan deneylerinden bile daha ucuz. Yeni
ilaçlar günümüzde “bilgisayarda” geliştirilebilir ve mesela
ameliyatlardan elde edilmiş insan hücre ve doku kültürleri üzerinde
test edilebilirler. Kalıtsal bozuklukların test edilmesinde
bakteri kültürleri uygundur. Kimyasalların ve kozmetik ürünlerin deri
tahriş edici özellikleri yapay deride test edilebilir. İlaçlardaki
ateş çıkarıcı maddelerin ve aşıların
araştırmasında bugün artık insan kanıyla
yapılan bir test bulunmaktadır. Gelişmiş bilgisayarlar
bugün bile yeni maddelerin farmakolojik etkilerini önceden kestirmeye
olanak vermektedir. Böylece uygun olmayan maddeler en başından
hayvan deneylerinde kullanılmayacaktır. Biyoloji, tıp ve
veterinerlik öğrencileri fizyolojik ilişkileri filmlerle,
bilgisayar simulasyonlarıyla ya da acısız öz deneyimlerle
öğrenebilirler. Bu yöntemlerin bazıları şimdiden
kullanılmaktadır, diğerleri benimsenmeyi ve kabul edilmeyi
beklemektedir.
Hayvan deneyleri
dönemi sona ermeli
Hayvanlar sevinci ve acıyı,
ağrıyı ve korkuyu ve diğer duyguları insanlar gibi
hissedebilirler. İnsan şiddeti ve keyfiyeti önünde korunmaya
yönelik temel bir hakka sahiptirler. Hayvan deneyleri bu nedenle etik
olarak haklı çıkarılamaz.
Ayrıca hayvan deneylerinin sonuçları
insanlara aktarılamaz. Yeni bir ilacın ya da bir kimyasal maddenin
insanda nasıl bir etki yaratacağı, hayvan deneylerine
dayanarak gerekli güvenlikte tespit edilemez. Ancak bir madde insana
verildikten sonra insanın hayvanla benzer bir tepki verip
vermediğiyle ilgili bir şeyler söylenebilir.
Hayvan Hakları İçin İnsanlar –
Hayvan Deneyi Karşıtları Federal Birliği bu yüzden
hayvan deneylerini etik, tıbbi ve yöntemsel nedenlerle reddediyor. Hayvan
deneyleri yanlış yoldur ve kaldırılmalıdır.
Halihazırda kullanılan hayvan deneylerinden
bağışık test yöntemleri tıbbi ilerlemenin “hayvan
kullanımı” olmadan da garantili olduğunu göstermektedir. Bunun
için olasılıklar sonuna kadar
araştırılmamıştır.
Araştırmanın bu türü geleceğe giden yolu
göstermektedir, hayvan deneylerinin olmadığı geleceğe.
Dr.
Corina Gericke
Veteriner
– Hayvan Deneyleri Uzman Raportörü
Hayvan
Hakları İçin İnsanlar – Hayvan Deneyi
Karşıtları Federal Birliği
Kaynak: http://www.tierrechte.de
Çeviri: Sertan Batur
|