LOST IN TEARS

  Finlandiya dan çıkıp undergrounda dalan onlarca gruptan biri “Lost In Tears”. Seçici davrandığınız taktirde, dinlemeye değer bulacağınız Lost In Tears, gerçektende yaptığı içten müzikle Melodik Marty Metal olarak nitelendirdikleri tarzların hakkını veriyor (yaptıkları tarz Doom aslında, ancak grup elemanların bu tanımlamayı yapmalarının sebebini röportajda bulacaksınız). Neyse, Sözü fazla uzatmadan, grup gitaristi Andy ile yaptığım röportaja geçiyorum. (Arada diğer elemanlarında müdahalesi de oldu.) 

Mrb Andy ilk önce röportaj fırsatı verdiğin için sağol. Lost In Tears çoğu Türk metal dinleyicisi için yabancı. Bu bağlamda bizi grup hakkında bilgilendirir misin? 
-OK. Grup ’97 yılının bir yaz günü kuruldu. İlk kadro Lasse(vokal). Micke(gitar) ve Momo(davul)’dan oluşuyordu. Sonra, ben-Andy(gitar), Fridd(gitar), Fredde(bas) gruba dahil olduk. İlk başlarda 3 gitar konusunda bazı şüphelerimiz oldu, ama sonra her şeyi rayına oturttuk. 

2 adet demodan sonra ...ad mortem Cd olarak piyasaya sürüldü. Kapak, Kayıt v.b. çok tatmin edici. Bu masrafları çıkarabilecek kadar satış oldu mu peki? 
-Çok fazla şey beklemiyorduk albümü çıkarmadan önce. Birkaç şirketle kontaktaydık. Şu anda ...ad mortem Kanada ve USA’de dağıtılıyor. Bu baya yardımcı oldu. Oralara gönderdiğimiz CD’lerin yarısından çoğu satıldı kısa sürede. Finlandiya da ise çok fazla satmadık. Bunun içinse kendimizi suçluyoruz. Yakında bir kliple geliyoruz. 

Bu arada vokalinizin üzerinde durmak istiyorum. Ses rengi çok ilginç ve işini gerçekten duyarak yaptığı çok açık. (Moon Of Mine’a dikkat) 
-Evet. Lasse aynı zamanda liriklerimin temel yazarı. Önceden farklı gruplarda gitar çaldı. Şu an vokal üzerinde yoğunlaşıyor. Yoksa genelde işe yaramaz hahaha.. 

Tarzınız Doom. Bariz, tartışmasız. Fakat bu melodik marty metal tanımı neden? 
-Melodik Marty bizim eskiden beri kullandığımız bir tanım. Tabii ki metal yapıyoruz ve melodik bir yapıya sahibiz. Doom, death ve rock öğeleri barınıyor içinde ama asıl “Marty” kelimesi lirikleri yansıtıyor. Sonuçta “Marty” inandıkları uğruna ölen insan anlamına geliyor. 

Albümdeki genel tema “aşk” gördüğüm kadarıyla. 
-(Lasse) Evet, lirikler karanlık ve aşk üzerine. Başka şeyler hakkında yazmaya çalıştım ama... Bu duygusal yön her zaman var. Bu benim için bir terapi. İnsanlar ve aralarındaki ilişki beni etkiliyor. 
(Momo) Yazdıklarım yaşamın depresif kısımlarını yansıtıyor. Hayatımın üzücü dakikaları... bazen insanların gözlerinde ki yanlışlıklar fakat çoğunluklakendim. 

Bazı web sitelerinde çeşitli doom gruplarının müziği ile, sizin müziğinizin yapısı tanımlanmak istenmiş. Bence bu pek hoş değil ama yinede siz hayatınızdaki önemli grupları söyler misiniz? 
-(Andy) Anathema ve Katatonia 1 numaralarım. Diğer dinlediğim gruplardan ayrı tuttuklarım onlar. 

(Lasse) Paradise Lost, Sentenced, My Dying Bride, In Flames. Bazen non-metal ve hatta klasik müzikte dinliyorum. Kendi müziğini yapan herkese saygım var. 
(Momo) Lacrimosa, Die Haughing, Atrocity. 
(Fridd) My Dyin Bride, Anathema ve ayrıca Lords Of Acid severim. 
(Fredde) Danzing, Moonspell, Children Of Bodom ve Lacuna Coil. 
(Micko) Sentenced rules!!! Ayrıca Dark Tranquility ve In Flames. 

Finlandiya’da neler yapıyorsunuz boş zamanlarınızda? 
-(Lasse) Klasik şeyler. İşten ya da okuldan sonra grupta çalmak dışında yapacak pek bir şey bulamıyoruz. Bazılarımız sporla uğraşıyor. Genelde arkadaşlarla takılıp, içip, müzik dinliyoruz. Normal, sıkıcı hayatlar. 
(Momo) Diğer “normal” insanların pek bir şey yok. I’m just an ordinary asshole with ordinary problems. 

Bazı gruplar eserlerini, duygularını saklamayı tercih ediyorlar. Hatta kimilerinin amacı hep underground kalmak. Peki siz? 
-(Andy) Kollarımız açık, insanlara ulaşmayı kabul ediyoruz. 
(Momo) Acımızı tüm dünyadakilerle paylaşabilsek bu çok iyi olurdu. 

Bu içten röportaj için teşekkürler. Bize söyleyecekleriniz? 
-(Lasse) Web sitemize girerseniz, lütfeeeeen guestbook’a mesaj bırakın! 
(Momo) Hayattan zevk almaya çalışın ve onu paylaşacak birini bulun...

<<<