Göbek çukuru


 

İnsanın bir zamanlar bir çeşidi vardı. Androgynos denilen bu çeşit insanlar,yuvarlak sırtları ve böğürleriyle tostoparlak birşeydiler.Bu çeşidin adı gibi biçimi de hem erkek hem dişiydi.Her birinin dört eli,dört bacağı vardı.Yusyuvarlak bir   boyun üzerinde birbirine tıpatıp eşit,ama ters yöne bakan iki yüzlü bir tek kafa,dört kulak,edep yerleri ve herşeyleri ona göre ikişerdi.Yürürken istedikleri yöne doğru,bizim gibi adım atabilir,koşmak istedikleri zaman da tepetaklak, havaya fırlayan bacaklarıyla bir tekerlek olur,sekiz kola,bacağa birden dayandıkları için,döne döne uçar giderlerdi.

Ve bu insanlar birgün göğe tırmanmaya,tanrılara karşı koymaya yeltenmişler.Bunun üzerine Zeus ve diğer tanrılar aralarına
görüşmüşler.İnsanlar hem kalsın,hem de kuvvetten düşüp hadlerini bilsinler, ikiye bölelim onları,hem zayıf kalsınlar, hem de sayıları artsın daha faydalı olsunlar.Yine hadlerini bilmezlerse yeniden ikiye bölelim kararını vermişler.Zeus,insanları ikiye bölmüş.Kestiği insanlar kesilen yerlerini görsünler ve bu cezayı unutmasınlar diye de  yüzünü boyunlarıyla tersine çevrilmesini buyurmuş.Apollon da insanların yüzlerini tersine çevirmiş,derilerini şimdi karın dediğimiz yerde bir kesenin ağzını kapar gibi birleştirmiş,orta yeri sıkı sıkı büzmüş ve bir tek delik bırakmış.

İşte biz buna,göbek diyoruz.

Sonra buruşuklukları düzeltmiş ama eski hallerini unutmasınlar ve baktıkça hatırlasınlar diye, göbeğin etrafında birkaç kırışık bırakmış.İnsanın yapısı böylece ikileşince, her yarıdiğer yarısını özleyip üstüne atlıyor, kollarını birbirine sarıp, yeniden bir bütün haline gelmek arzusuyla kucaklaşıyor, birbirinden ayrı hiçbirşey yapamadıkları için, açlıktan ve işsizlikten ölüp gidiyorlarmış.Yarılardan biri ölünce,sağ kalan,bir başkasını arıyor,ona sarılıyormuş, rastgele sarıldığı bu insan  bir dişi yarısı da olabiliyormuş,bir erkek yarısı da.Böylece insan soyu azalmaya başlamış. Bu durumda Zeus başka bir çare bulmuş,insanların edep yerlerini de önlerine getirmiş, Edep yerleri öne alınınca, insanlar sarıldıklarına çiftleşiyorlarmış.Zeus'un amacı da buymuş zaten, ve böylece insan yeniden çoğalmaya başlamış...

Sevgi,bizim ilk yapımızı yeniden kuruyor, iki varlığı tek varlık haline getiriyor.Her birimiz bir insan symbolon'un,tamamlayıcı  parçasıyız.          Hep tamamlayıcı parçamızı arar dururuz. İnsanların karşısına kendi yarısı çıktığında vurulmuşa dönerler,bir an için bile ondan ayrılmak istemezler.   Bütün ömürlerini birlikte geçirmek isteyen bu insanlar,birbirlerinden ne istediklerini anlatamazlar size..

Kimse diyemez ki,
onları bu kadar coşkuyla birleştiren zevk sadece bir cinsel arzudur.          Bu iki candan her birinin aradığı bambaşka bir şeydir,                      istediklerini duyar,sezer,anlatamazlar.Sevdiğine kavuşmak,onda erimek, iki ayrı varlıkken bir tek olmak.

Evet,biz birdik.
Sevgi dediğimiz şey,yaradılışımızdaki bütünlüğü arzulamak,aramaktır.


                               Eflatun-Şölen
                               (Alıntı)