tigrecia postanesi |
bu da bayramlık icq ya da kimileri böyle merhaba der.. (aslından aynen kopya) - merhaba, bir bebegin yüzü kadar masum bir arının balı kadar tatlı bir çicegin çigi kadar temiz bir nehrin akarı kadar , çoşkulu bir bayram dilerim...... içinden cevap geçenler: tigrecia@yahoo.com |
adam muazzam, cecil adams yani, bir sürü düdük neler neler soruyor.. bizimki de cevaplıyor.. çok sıkı çokk.. maşallah |
alayı eski medyacı ama olsun.. mutfak kirinden en iyi onlar anlar |
sigara almak için bir kuruyemişçiye yanaştım.. loto kuyruğundan zar zor girdim içeri.. ama çıkışım muazzam oldu: sağlı sollu yerleşen lotocu gardiyanlar yol vermiyordu.. birisi umarsız teyze, hiç bakmıyor zaten (tamam o biraz daha içerdeydi), diğeri ise bir izbandut, göz diliyle "ee çekilsene be adam", sesli olarak da "müsade eder misiniz?" dedim.. ama kendisi bayram esprisi olarak bambaşka bir (atılgan/körk) konseptle yaklaştı duruma ve şöyle dedi.. "kendinizi ışınlayın siz de!" |
duman'a gittik (mojo)... geç çıkıyorlar nasıl olsa diye biz de geç gittik.. yani 12'de.. ama onlar geldiğinde saat 01 olmuştu.. berbat bir durum.. kızdık tabii.. beklerken çalan her başka müzik battı.. taksim bayram'da acayip insanlarla kuşatılmıştı.. belki onlar her zamanki kalabalığın içinde olup kaynayanlar ama topluca laf atma fasıllarıyla filan şaşırtıcıydılar doğrusu.. mojo'daki profile de yansımıştı bu.. gereksiz taşkınlık (gerekliler neyse :) sırasında defalarca ayağıma basıldı, tuvaletten döndüğümde yerimi kapan arkadaş, "bana ne çekilmiyorum" diye acayip bir sırıtışla baktı yüzüme.. zaten "bara yanaşık duralım da elimizde tutmayalım biraları ıslak ıslak" lüksü pahalıya patladı, her yönden düzensiz aralıklarla yanaşıp sipariş alan/veren müşteri ve çalışanlar sayesinde sıkıcı bir pc oyununa dönüştü .. duman da tuhaftı.. kaan ilk dakikada foşur foşur terliyordu.. iyi söyleyemedi filan hatta.. gelgelelim ikinci yarıda olay toparlandı.. ben öndeki arkadaşlarımın yanında konuşlanarak bir nebze güven ortamına kavuşmuştum.. netice: muazzam bir "olmadı yar" yorumu.. yanımdaki kız arkadaşına "bunu bir dinle, vallahi bir daha baba'dan dinleyemezsin bak" diyor.. gerçekten de kaan çok güzel söylüyor, gitar acayip bir şey yapıyor arkada.. arkasından başka parça çalmasalar da olur.. bu her şeye değdi dedirtiyor.. ki "bi daha.. bi daha.." faslında gene olmadı yar'da karar kılınıyor.. bu sefer ya iyi çalamazlarsa şeklindeki küçük sıkıntımız derhal bertaraf ediliyor.. duman'ı köprünün altında bırakıp çıkıyoruz.. çok iyi hissediyoruz, çokk :) |
gizli bahçe'nin kapısındaki görevli arkadaşımıza pasaport sormuş.. bu da ne demek şimdi? |
biktorya diye çağrılan birisinden bahsedilince dayanamayıp, ispanyolların v yazıp b okuması durumunun suyunu çıkardık.. "b'leri de v okuyorlarmış meğerse" diye dallandırıp budaklandırdık, bin kahkaha kopardık.. anlamadığımız birçok şeye nasıl "iii viii vaaa esspanyaaa" diyebildikleri de katıldı - ertesi akşam picasso belgeseli'nde geçen bir yazıda ise meblağ yerine mevlağ yazılmıştı.. yoksa bu bir işaret miydi? ey picasoo, picassoo is tik bal de istikbaldeeeee |
![]() |
show haber bir ilk'e daha imza atacakmış.. itiraf.com'dan ilhamla "reha muhtar - alo itiraf" hattı başlıyormuş.. r.m. bugüne kadar programı dolduracak malzeme haydi haydi biriktirmiştir zaten |
binden fazla kişi kurban kesmeye çalışırken yaralandı |
![]() |
- biliyor musun, ispanyollar v yazıp b okuyorlarmış - aa nerden vilevilirim ki?. |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |