
TÖD
bugün ulaştıkları noktada, tiyatral anlayışlarının bir özetini de
yapıyor. Bir tiyatro eserinde önemli olanın, ikna edici olmak değil,
“sahicilik” olduğu belirtiliyor. Sahnede, gündelik yaşamda kullanılan
dilden uzaklaşmanın gerekliliği üzerinde duran grubun genel sanat
yönetmeni Yeşim Eyüboğlu, “dil” olarak kastedilenin yalnızca sözle
sınırlı olmadığını, bedensel anlatımların da sahnede, günlük yaşamdaki
kullanımlardan uzaklaştırılması gerektiğini vurguluyor. Gövdenin ve
gövdeyi anlattığı zannedilen sözün sahnede daha etkili hale getirilmesi
ve günlük yaşamdaki vurgularından uzaklaştırılmalarıyla mümkün.
Nasıl mı? Bir
buyruk verme aracı olan dil’i gövde ile yer yer aksatarak, dilin
vurgusunu gövdenin vurgusu ile yer yer bozarak, gevşeterek ya da
sıkılaştırarak...Kavramlar nasıl deforme oluyorsa, bozuluyorsa,
çatlıyorsa, ve kırılıyorsa sahne üstündeki dil de gerek bedensel gerekse
sözsel olarak bozulmalı, çatlamalı, aksamalı... Böylece sahnede seyirci
ile birlikte yeni bir anlam ve yeni bir dil yaratmak mümkün olabiliyor.
Bu yeni dil ile seyirci sahnede izlediği oyuna günlük yaşamda kendisini
kuşatmış, cendere altına almış, kodlanmış bir dilden bağımsız olarak
bakabiliyor. Bir başka anlama, sanatın seyircide algılamasını istediği
ve onda gerçekten bir değişim yaratacak bir başka anlama böylece
ulaşılabiliyor.
OYUNLARIMIZDAN AFİŞ VE BROŞÜR ÖRNEKLERİ :



 |
|