Dursun evinden çıktığında birde bakar ki komşusu
Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor.Hemen
gidip ipi ağaçtan çözer.Komşusunu ağaçtan
indirdikten sonra merakla sorar : -Ha sen ne yapayudun öyle? -Hiç kendimi asaydum... -Ha uşağum, penum pildiğum insan poynundan
asılayi.
Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu Dursun'a
baktıktan sonra cevap verir :
-Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu poynima pağladığum
zaman bi türlü nefes alamayrum.
ARABAM DIŞARDA
Temel kırtasiye'ye girmiş, tezgahtara :
-Pana pir roman lazum, demiş.
Kırtasiye tezgahtarı sormuş :
-Efendim agır mı olsun hafif mi?
Temel :
-Farketmez, nasul olsa arabam dısarudadur.
EŞŞEK
Birgün Temel eşeğiyle köyüne dönerken
yolda gördügü elma bahçesindeki elmalardan
tatmak ister. Bahçeye girer ve eşeğinin üstünde
kolayca eriştiği elmalarla bir güzel karnını
doyurur. Tam ayrılacağı sırada bahce sahibi ikisini
de görür ve yakalar. Önce bir güzel eşeği döver,
ardından da köşede bekleyen Temel'i pataklar. Dayaktan
sonra dayanamayan Temel sorar :
- Tamam tövdün, anladık ta sana pirşey sormak
isteyrum!
- Sor bakalım.
- Neden önce beni degul de eşegi dövdün ?
- Seni önce dövseydim eşek kaçardı da ondan !...
PATATES
FBI gizli ajan eksikliğini giderebilmek için
ajan seçmeleri yapmaya karar vermiş. Ve hergün üçer
kişi çağırıp aralarından birini ajan olarak
himayelerine alıyorlarmış. Seçimlerin 3. günü
Temel' de katılmış. Yanındada bir ingiliz ve bir
amerikan varmış. Bunlardan ilk olarak kamuflaj
olmalarını istemişler. İçinde sadece bir çuvalın
bulundu boş bir odaya sokmuşlar ve burada
gizlenmelerini söylemişler. İlk önce ingiliz girmiş.
5 dk. sonra odaya giren bir yetkili gitmiş içinde
ingilizin saklandığı çuvala tekme atmaya başlamış.
Hemen çuvalın içinden bir ses gelmiş: " Miyaw,
miyaw." İngilize ilk testi başarıyla geçtiğini
söyleyip amerikan' ı odaya koymuşlar. Amerikan' da
aynı çuvala saklanmış. Biraz sonra yine odaya giren
yetkili gitmiş ve çuvala bir tekme atmış. Çuvalın
içinden: "Hav, hav." diye bir ses gelmiş.
Amerikan' ıda tebrik edip Temel' i odaya koymuşlar. 5
dk. sonra odaya giren aynı görevli gitmiş çuvala bir
tekme atmış. Ama Bir daha bir daha derken en sonunda
çuvaldan cılız bir ses yükselmiş: "
Patateeeeesss"
TEK ASKER
Manevra varmış.Temel elde tüfek yerde
yatıyormuş.Komutan gelip sormuş :
-Düşman önden gelirse ne yaparsın Temel?
Temel cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan
gelirse, diye tekrar sormuş komutan.Temel bunları da
cevaplamış.
Komutan en sonunda :
-Ya düşman tepeden gelirse? deyince.
Temel dayanamamış ve :
-Habu memleketin tek askeru ben miyum komitanum daa!
ADAMI GÖZÜMÜN ÖNÜNE GETİRİRİM
Arkadaşı Karadenizliye sormuş:
-Yalnızken kendi kendine konuşma huyun var
mıdır?
-Ben kendi kendime konumam, demiş karadenizli.Adamı
gözümün önüne getiririm, öyle konuşurum.
AĞAÇLARDAN GÖREMİYORUM
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna
sesleniyor : -Dursun ormanın güzelliğine bak.
Dursun: -Ağaçlardan göremiyorumki.
AYNI YERDE
Temel uzun zamandir görmedigi arkadasi Cemal'le
Istanbul'da karsilasinca :
- Usak nasilsun pakayum?
-Iyiyum...
-Çocuklarin nasildur?
-Onlar da iyidur.
-Peki karin nasildur?
Temel böyle sorunca Cemal'in birden yüzü
degisir...Temel arkadasinin karisinin geçen yil
öldügünü hatirlayip hemen söyle der :
-Yani hala ayni mezarda mi yatiyii?
BULAŞIKÇI
Temel bir lokantanin önünden geçerken "Bulasikçi
Araniyor" ilanini görmüs.
Hemen içeri girip patrona :
-Pen ha purada pulasikçiluk yapapilirum.
demis.Patron sormus:
-Kaç dil biliyorsun?
Temel hiç duraksamadan cevap vermis :
-On tört
Önce biraz sasiran patron sonra sinirlenmis ve :
-Sen benimle alay mi ediyorsun?
Temel :
-Valla önce sen paslattun...
BAS GAZA
Tir söförü Dursun ile
muavin Temel kamyonlarina 6 metre yüksekliginde havaleli
mal yüklemis gidiyorlarmis.
Birden bir tünel ve önünde bir uyari isareti :
"DIKKAT !! Azami Yükseklik 4 metre"
Muavin Temel, etrafa dikkatle bakmis. Sonra Dursun'a
dönerek :
-Bas gaza usta ! Etrafta polis molis körinmeyu...
PEŞ KİŞİLUK
Cemal silahçi dükkanina
girer ,
-Ha pi tapanca almak isteyrum.
Satici sorar :
-Nasil bir tabanca?
Cemal :
-Pes kisiluk...
DÖRDÜNCÜ MOTOR
Temel Reis , Idris
reisle birlikte uçakla Istanbul'a gidiyormus.Bir
sarsinti olmus.Herkeste bir telas...Pilot konusmus:
-Bir motorda ariza var.Ama meraklanmayin, üç motorla da
gidebiliriz...
15 dakika sonra bir anons daha :
-Bir motor daha istop etti ama telaslanmayin, iki motorla
gideriz...
10 dakika sonra pilot üçüncü motorun da bozuldugunu
ama tek motorla da gidebileceklerini söylemis.
Temel Reis dayanamayip:
-Ula Idris Reis, ister misun simti törtünçü motor da
pozulsun da hepten havata kalalum...
ARSLAN
Temel hayvanat
bahçesinde gezerken açik buldugu bir kafesten içeri
dalmis.
-Hoop ! Dur , ne yapiyorsun? Orasi aslan kafesi...
diye bagirmislar.Temel geri dönmüs ve kizarak :
-Sankim aslaninizu yedük...
SIKINTI
Temel Ingiltere'ye gidip
gelmisti.Cemal sordu:
-Ula Temel ,sen incilizçe bilmeyidun.Çok sikinti
çektin mu?
Temel :
-Hayir, asil sikintiyi inciluzler çektu...
SABIKA
Hakim Temel'e
sorar :
-Sabikan var mi?
Temel :
-Hayir efendum, Allah'tan paska kimsem yoktur...
KONYA'YI GÖR
Temel Konya'ya bir
arkadasini görmeye gitmis.Arkadasi Temel'e birkaç gün
Konya'yi gezdirdikten sonra :
-Eee Temel, atalarimiz "Gez Konya'yi, gör
Dünya'yi" demisler. Sen ne diyorsun?
Temel :
-Ne tiyecegum.Onu tiyen atalarumuz pizum oralari
körmemislertur...
MAKİNİST
Temel'in kol
saati durmus.Içini açmis ve içinden ölü bir karinca
çikmis.
Temel:
-Uyy...Zaten pen tahmin etmistum makinistun
öltügünü...
ÇARESİZLUK
Hakim Temel'e
sorar :
-Niye adamin basina sandalyeyle vurdun?
Boynu bükük Temel :
-Ne yapayum ,çaresizluk efendum.Masayi kaltiramatum
ki...
MERAK
Çok kalabalik bir belediye otobusunde yolculuk eden Temel'in
ayagina iri yari bir adam basar....
Nasiri aciyan Temel, adamin yanina yaklasir ve sorar:
- Ula usak, sen nerelisun?
Adam, Temel'e bakar, nereli oldugunu söyler ve sonra da
sorar :
- Niye sordun?
- Hic der Temel, bu cins ayular hangi memlekette yetisur
diye merak ettum da.....
DEVEKUŞU
Temel avustralyaya devekusu avlamaya seyahata cikiyor.Orada
malzemelerini hazirlayip maceraya atiliyor.
Bir viraji donunce bakiyor 10,15 tane devekusu.
Hemen arabayi durduruyor silahini dogrultuyor.
Devekuslari silahi gorunce urkerek kafalarini kuma
gomuyorlar. Yani kendi akillarinca saklaniyorlar.
Temel etrafa bakiyor, ve kendi kendine sinirli sinirli
soruyor:
-ulan nereye gitti bu hayvanlar?...
Temel is için basvurmus.
- Önce bilgi testinden geçmen gerek, demisler ve
sormuslar,
- Internet ne demektir?
- Ise ciremedum temektur.
TEMEL İSTİKAMET
Temel trene binmis, Kontrol gelmis, biletinin
Istanbul'a oldugunu, trenin Ankara'ya gittigini
söylemis.
Temel kendinden emin,
- Peçi maçinist yanlis istikamete cittigini piliy mi,
demis.
TEMEL MAZERET
Temel askerligini yapiyormus. Bölükte kirk ere
izin vermisler.
Geç kalirlarsa çadir hapsi var, ancak iyi bir
mazeretleri olursa
affedilecekler. Kirk kisiden otuz dokuzu da geç kalmis,
hep ayni mazeret:
- Atla istasyona celeydum. At çatladi, tren kaçti, geç
kaldum.
Derken kirkinci da tamamlanmis, Temel çikagelmis.
- Senin de mi atin çatladi, diye sormuslar.
- Hayir, demis. Yoldaki otuz tokuz at lesini geçemedum.
TEMEL İNGİLİZCE
Temel Ingiltere'ye
gidecekmis. Lisan ögrenmesi gerek.
Dershaneye yazilmis. Ilk derste "come", yani
"gel",demeyi ögretiyorlarmis.
Temel bu ise akil erdirememis. Ögretmene demis ki,
- Bu nasil istur, come yazaysun, kam okuysun, peçi, cel
oldugunu nasil anlaysun?
TEMEL ARAP
Temel ayni otelde kaldigi zenci ile "Arap,
arap!" diye dalga geçermis.
Bir aksam yatarken sabah beste kaldirilmasini istemis.
Zenci de gece usulca Temel'in odasina girip yüzünü
siyaha boyamis.
Temel sabah kalkipta aynaya bakinca
- Tuh peni kaldiracaklarina, yanlislikla arabi
kaldirmislar, demis.
TEMEL TAKLİT
Temel hergün okula giden ve çalisan oglunun defterinde
tek bir yazi göremeyince nedenini sormus.
Oglan:
- Ögretmen tahtaya ne yazarsa aynen teftere geçireyrum
O tahatayi silince pen te tefterimi sileyrum.
TEMEL FACİA
Kaptan Temel'in gemisi çok kötü bir firtinaya
tutuluyor.
Batan gemideki tayfalar ölüyor. Bir Temel sag kaliyor:
- Pen de ölseydim, puyuk facia olacakti.
DİĞER FIKRALAR
HANGİSİ DAHA AÇIKGÖZ
Çok akıllı geçinirdi.Kapısında "ikinci kez gelen
hastalardan yarım ücret alınır"yazılı doktora
girdi.Gülerek:
-Bakın doktorcuğum, yine ben geldim, hatırladınız
mı beni?dedi.
Doktor da güldü :
-Tabii, hatırlamaz olur muyum?
-Eeee? Muayene etmeyecek misiniz?İlaç vermeyecek
misiniz?
-Hayır gerekmez...Geçen gelişinizde verdiğim ilaca
devam edin...
ROMANTİZME BAK
Hayvanat bahçesinde
iki ahtapot kollarını birbirine sarmış,
dolaşıyorlardı.Erkek ahtopot eğildi, hafif sesle
dişi ahtapotun kulağına fısıldadı :
-Ne güzel bir gece, değil mi sevgilim?...Mehtap,
yıldızlar, sen, ben...Ve bu güzel gecede seninle
ikimiz böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola
kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolaşıyoruz.
BAKAN
Bir ülkede bir bakan, kendisini
gazetecilere hiç sevdirememişti.
Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle
uğraşıyordu.Nihayet :
-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye
düşündü ve ilan etti :
-Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden
yürüyerek geçeceğim.
Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları
toplandılar orada.Bakan geldi ve elinde bastonuyla
denizin üzerinde yürümeye başladı.Karşı kıyıya
kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle
açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu
:
-Bakan yüzme bilmiyor!
ÇORAP
Ayakları çok fena
kokardı.Bir gün bir arkadaşına birlikte tiyatroya
gitmelerini teklif etti.
-Hay hay, dedi arkadaşı.Ama eve git, ayaklarını yıka
ve temiz bir çorap giy. Söz mü?
Tiyatroya gittiler.Yerlerine oturdular.
Aradan beş on dakika geçmeden etrafındakiler
mendillerini burunlarına götürmeye başladı.
-Hani söz vermiştin, dedi arkadaşı.
-Vallahi değiştirdim, dedi.İnanmazsın diye kirlileri
de cebime koydum.bak!...
FİL SÜTÜ
İki
arkadaş teneffüste konuşuyorlardı :
-Bugün bir bebek gördüm, fil sütü içerek bir
haftada on yedi kilo almış.
-Allah allah, çok tuhaf. Kimin bebeğiymiş bu?
-Filin!...
HEPSİ BİRDEN
Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara
izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu :
-Bakın çocuklar, dedi. Bir izci, her gün, hiç olmazsa
bir kez birine yardımcı olmalıdır.
Hastalara...Yaşlılara...Muhtaçlara...Her sabah okula
geldiğiniz zaman size birgün önce nasıl bir iyilik
yaptığınızı soracağım.Tamam mı?
Ertesi sabah Oymakbeyi çocukları toplayıp sordu
:
-Söyleyin bakalım...Dün ne gibi bir iyilik
yaptınız?
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan :
-Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine
yardım ettik efendim.
Adamcağız şaşırdı :
-Hepiniz mi?
-Evet efendim, hepimiz birden.
-Neden?
Çocuklardan biri cevap verdi :
-Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan
efendim!
ELTİM GİLE GİDİYOM
Yeni ilçe olan bir köye trafik ışıkları yeni konmuş,
ışıkların altında bir polis bekliyor ve halkın
ışıklara uymasını sağlamaya yani bir çeşit trafik
eğitimi vermeye çalışıyormuş.
O sırada, bakmış ki; bir kadın, elinde tuttuğu
çocuğuyla, kırmızı yanarken karşıya geçiyor.Hemen
seslenmiş :
-Hanım, hanım! Nereye?
Kadın dönüp :
-Vıy! demiş. Sana ne? Eltimgile gidiyom.
DAHA ÇOK İSTİYOR
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak
dönünce, annesi telaşlandı :
-Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?
-Hayır düşmedim.Arkadaşım Orhan'la dövüştük.Ben
de yarın onun gözünü şişireceğim!
Annesi yatıştırmaya çalıştı :
-Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana
yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver,
barışın. Güzel güzel oynayın olmaz mı?
-Olur anneciğim, barışırız.
Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak
döndü.Annesi merakla sordu :
-Yine ne oldu?
-Arkadaşım yaptı, daha çok pasta, çörek istiyor!
ÖNEMLİ NEDEN
-Hayrola nereden?
-Be be ben mi?Rad rad radyodan geliyorum...
-Ne vardı radyoda?
-Spi spi spi spiker sı sı sı sınavı vardı
da...
-Eeee, ne oldu?
-Bı bı bı bırak yahu?Kı kı kıravat tak tak
takmadık diye almadılar
RESİM
Leyla, ağacın altına oturmuş resim
yapıyordu.Babası kızın elindeki bomboş kagığıdı
görünce sordu :
-Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?
-Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
-Keçi hepsini yedi.
-Ya keçi?...
-Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti.
GERÇEKTEN ÖLÜYMÜŞ
Otelciyi çağırdı : -Odalarım temizdir, dediniz.Pire filan yoktur,
dediniz.Bakın şuna!
Otelci eğilip baktı : -Evet, o pire ama...Ölü...Ölü...
Müşteri boynunu büktü, otelci de gitti.
Ertesi sabah otelci : -Nasıl, dedi, rahat uyudunuz mu? -Valla uyuyabilseydim, belki rahat ederdim ama...Sizin
o ölü pire yok mu? -N'olmuş ölü pireye? -Yoo...Siz haklıymışsınız...Gerçekten
ölüymüş o pire...Fakat cenaze töreni o kadar
kalabalık oldu ki... Eşi, dostu ahbabı, akrabası,
bütün pireler hazırdı törende...