Karahanlılar (840-1212)

Uygurların yıkılmasından sonra, merkezi Balasagun olamak üzere batı Türkistan’da kurulmuş olan ilk müslüman Türk devletidir. Karluk, Yağma ve Çiğil boyları tarafından kuruldu. Tarihte Hakaniye olarak da bilinir. Kurucusu Bilge Kül Kadir Han’dır. Karahanlı bir hükümdar olan Satuk Buğra Han’ın İslamiyet’i kabul edip (920 veya 940) Abdülkerim adını alması uzerine İslamiyet, Karahanlılar arasında hızla yayıldı. Karahanlılar; 999 yılında Gazneliler’le işbirliği yaparak Samanoğulları devletine yıkıp aralarında paylaşarak Maveraünnehir bölgesini elegeçirdiler.

1042 yılında devlet ikiye ayrılır. Doğu karahanlılar 1130 yılında Karahıtaylar’a bağlandı ve 1211 yılında ortadan kaldırıldı. Batı Karahanlılar ise 1212 yılında Harzemşahlar tarafından yıkıldı.

Genel Özellikleri

·         ·         Resmi dili Türkçedir.

·         ·         Türk-İslam kültürüne ait ilk eserler bu devlette ortaya çıkar.

·         ·         İlk Müslüman Türk devletidir.

·         ·         Hakimiyet anlayışları, askeri, saray, merkez ve taşra teşkilatları bakımından tamamen Türk özelliklerini korudular

·         ·         Hukuk, Muhtesiplik ve savaş anlayışı (Cihat) bakımından İslam müesseselerini benimsediler.

·         ·         Ordu ise; Saray muhafızları (Kapıkulu ve Hassa), Eyalet askerleri ve Türk boylardan savaşa katılanlardan oluşmaktadır

·         ·         Karahanlılar’ın başkentlerine Ordu denilirdi

·         ·         Hükümdarlar, kendilerine hükmetme yetkisinin tanrı tarafından verildiğine inanmışlardı. Bu düşünceye eski Türk devletlerinde Kut inancı denilmiştir.

 

  

                                                                     

 

A) Hakimiyet Anlayışı ve Hükümdar

          Bilindiği gibi esik Türklerde hakimiyet anlayışı, Türk hükümdarlarına Tanrı tarafıdan bir ilahi lütürf olark bağışlanmıştır. Yani onun, devleti idare etme hak ve selahiyetini kaynağı ilahidir. Bu bakımdan Türk Kağanı adeta göğün yeryüzündeki temsilcisi gibidir. Ayrıca, bu devlet için ilig tabiri de kullanılmaktadır. iliğ Kutu tabiri ise doğrudan doğruya Devletlü Hükümdar manasında kullanıldığı görülmektedir.1

          Karahanlılar’ın devlet anlayışı da tıpkı Göktürklerde olduğu gibi, devlet saltanat ailesinin müşterek malı sayılır. Başta Hakan bulunmakla berabar, henedan üyeleri bulundukları yerlerde adeta bağımsız olarak egemenlik sürerlerdi.2

 

B) Hükümdar ve Ailesi

          Karahanlılar da hükümdar eşlerine Katun, Hatun adı verilmektedir. Bu da Terken Hatun şeklinde kullanılmaktadır. Ayrıca, Kunçuy ve Katun Kunçuy ünvanları da verilmiştir. Hakan çocuklarına da Tigin denilmektedir. Ayrıca, bekeç kelimesi de şehzade ünvani ile birlikte kullanılmaktadır.

 

C) Saray Teşkilatı

          Saray, hükümdar ve ailesinin dışında, devlet işlerinin yürütüldüğü ve idare edildiği yerdir.

1- Ulu Hacib (Tayangu) : Hükümdar ile hükümet ve hem de hükümdar ile halk arasındaki teması sağlamaktır. Mezemal gününde maruzatı olanları hükümdarın huzuruna çıkarmaktadır. Teşrifat ve protokol merasimlerini yerine getirmek.

2- Kapukçu: Sarayda Ulu Hacip’ten sonra gelen en büyük devlet memuru idi. Görevleri ise; Çeşitli hizmetler için saraya adam almak, her türlü tayin ve terfi işlemlerini yapmak. Ayrıca, sarayda ve saraya dışında, her türlü tehlikeye karşı hükümdarın şahsi korunmasını sağlamak

3- Emiri Candar: Kapucubaşının emrinde sarayın gece ve gündürz nöbet işlerini ve saraya dışında hükümdarın korunması işini yürütürdü.

4- Silahtar: Kapucubaşının emrinde, sarayın silahhanesini idare eder, silah apımı işlerini yütürütür ve ayrıca, hükümdarın silahlarının da bakım ve muhafazasını yaptırırdı.

5- Alemdar: Kapucubaşının emrinde bulunan saray vazifelilerindendir. Barış döneminde hükümdarın bayrak ve sancaklarını hazırlar, muhafaza eder ve merasimlerde çıkarırdı. Savaş döneminde ise en önde bulunarak, harekatın sevk ve idaresini sağlardı.

6- Aşçıbaşı, Hansalar: Yemeklerin pişirilmesini sağlar, hazırladığı yemeklerde zehrin olmamasından sorumludur.

7- İdişçibaşı: Sarayda tertiplenen ziyafet sofraları için meşrubat hazırlardı.

8- İlbaşı, Emir-i Ahur, Seyisbaşı: Saraya ait ahırların bakımından sorumludur Hükümdarın atlarını ve savaş atlarını yetiştirir.

9- Camedar: Saray terzihanesidir. Hükümdar ve ailesi için elbise hazırlar.

 

D- Merkez ve Taşra Teşkilatı

1- Yuğruş (Vezir): Karahanlı teşkilatında hükümdar adına çeşitli devlet işelirini yürütmekle görevli merkez teşkilatın başında bulunurdu.

2- Agıç (Hazinedar): Devletin mali işlerini yürütmektedir. Hazinen her türlü gelir-giderlerini tutmaktadır.

3- Tamgaç (Mühürdar): İç ve Dış yazışmaları yürütür.

4- Divan-Arz: Askeri kayıt ve silinmeler ile aylık ücret ve tahsisatlarının kaydedildiği defterler bu divan tarafından tutulurdu.

 

E) Taşra Teşkilatı

          Karahanlılar’da merkezde hükümdar bulunurdu. Batı kısmında ise, hükümdar ailesinde bir han devleti idare ederdi. Ayrıca, şehirlerde halk tarafından secilen reisler ve belediye işlerini yürüten muhtesipler bulunurdu. Muhtesifler daha çok islamın vaciplerini yerine getirmesini sağlamaktadır.

          Şehirler ve kasabalar arasında düzenli işleyen bir posta teşkilatı bulunmakta olup, eşkinci adı verilen postacılar bulunmaktadır. Ayrıca, boy, oba ve oymak beyleri de bulunmaktadır.

 

F) Askeri Teşkilat

          Karahanlılarda ordu dört unsurdan meydana gelmektedir. Orduların maaşları, bir divan tarafından idare edilmektedir. Ay bitiği adı verilen künye defterleri de tutulmaktadır. Savaş sırasında ordunun önünde Yezek adı verilen öncü birlikleri gider. Ayrıca, yelim adı verilen keşif kolları da bulunmaktadır. Gecelir de düşman üzerine teşif kolu olarak giden askeri birliğe de Tutgak denilmektedir. Ordunun konakladığı yere Han Toyı denilmektedir. Ayrıca, ordudaki parolaya da im denilmektedir. Ordugah nöbetçilerine de Sakçı adı verilmektedir. Ayrıca, geceleri düşman ordularına baskın düzenleyen askeri birliğe de Akıncı denilmektedir. Düşmana baskın için kararlaştırılan yere Basığ ve düşmanı aniden basın kuvvete de basımcı denilmektedir. Mevzi almış olan asker saflarına da çelik ve asker manasındaki çeri sözü de buradan gelmektedir. Bu saflarada ki askeri görevlilerede çavuş denilmektedir. Mızrakların ucuna da tanguk adı verilen ipek parçası takılmaktadır. İhtiyat kuvvetlerine de yetüt adı verilmiştir. Ordudaki en küçük asekeri biriliğe otak, daha sonra hayl ve on otak gelirdi.

          Karahanlılarda binden büyük askeri birliklere komuta eden komutanlara da subaşı denilmektedir.

          Düşmanın gelişini haber vermek için, minare şeklinde ateş kuleleri yapılmıştı. Hakan’ın bayraığı al denilen turuncu ipek kumaştan yapılmış çetr denilen bir çadır da tutulurdu.1

 

SANAT

          Karahanlılar’dan kalan en eski yapılar, kerpiçten tuğla mimariye geçişi göstermeleri açısından önemlidir. Özellikle; Buhara yakınlarındaki Degaron camisi buna örnek gösterilebilinir. Merv yakınlarındaki Talhatanbaba camisi tümüyle tuğladan yapılmıştır. Karahanlılar’ın mimarilerinde kullandıkları süslemeler, daha sonra Gazneliler’i, Büyük Selçuklular’ı, Anadolu Selçuklular’ı ve oradan da Osmanlılar’a geçmiştir. En ünlü camileri ise; Buhara’da bulunan Muhammed b. Süleyman Arlan Han Camisi ile Cuma Camisi’dir. Bu camilerde yukarıya doğru incelen, on üç kuşaklı silindirik minaresi ilginçtir.

          Türk mimarisinde ilk defa eyvanlı medreseler de bu dönemde yapılmıştır. Ayrıca, ilginç türbe yapılarıyla da Karahınlı mimarisi de önemlidir. Türk kervansarayların en eski örnekeleri de Karahanlılar’da görülmektedir. Bu kervansaraylar; daha sonra da Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu mimarlığında geliştirilen sultan hanların öncüleridirler.

 

EDİBİYAT

          Bu dönemde Türk dili de gelişme imkanına sahip olabilmişti. Karlukların edebiyat dili Uygur-Karluk ve Oğuz-Kıpçak dillerine dayanmaktadır. Edebiyatın biçim, tür ve  nitelikleri ise büyük ölçüde Arap, İran edebiyatarından etilendi. Bozkır kültüründen bir geçiş aşaması olan bu dönemin en ünlü yapıtı Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lugati Türk ile Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig ‘dir.

          Divan-i Lugat-i Türk; Türk boylarının folklorunu yansıtan bir kaynak ve halk edebiyatı niteliğini taşır. Yazar bütün Türk illerini ve bozkırlarını dolaşarak Türk, Türkmen, Çiğil, Yağma ve Kırgız boyalarının edebiyatlarını derlemiştir. Sözcükeleri derlerken, hece vezniyle, destan, ağıt lirik şiir türünde örneklere, tasözlerine yer verir. sergilediği anonim ürünler arasında tek şair olarak da Çuçu’nun adını anar.

          Kutadgubulu ise; Aruz vezineye ve mesnevi, kaside gibi islam edebiyatanın ortak biçcimleri kullanılarak yazılmıştır. Devlet yönetimi, isilam dini ilkelerine uygun biçimde iyi insan olmanın yollarını yazmıştır. Yer yer toplumsal yaşam kuralları ve folklor inançları da dile getirir.

          Edip Ahmet’in Atabetül Hakayık’ı da önemlidir. Bu da dinsel öğretici manzumlardır. Anadan doğma kör olan yazar, aruz vezniyle söylenmiş dörtlüklerden oluşmuştur. Bu yapıtta alçak gönüllülük, iyilik ve erdemlilik ele alınmıştır.

          Ahmet Yesevi’nin Divan-i Hikmet ise; Bazıları aruz ve bazıları da hece ölçüsü ile oluşmuştur. Karahanlı dönemi edebiyatından günümüze kalan metinler sözlü halk edebiyatından günüze kalan metinler sözlü halk edebiyatandan isalm dinin benimsenmesinden sonraki edebiyata geçiş döneminin ürünleridir. Bu yapıtlar da din dışı konular henüz işlenmemiştir. Bunlar genellikle didaktik, dinsel ve tasavvufi niteliktedirler.1

          Karahanlılar döneminde Türk dili gelişme imkanını bulmuş, İslam-Türk devrine ait ilk edebi ürünler, bu zamanda ortaya konmuştur. Bu dönemde devletin resmi dili Türkçeydi. Yarlık (Ferman) larda kullanılan yazı, arap yazısının bilinmesine rağmen Uygur yazısı idi.2

 


 

1 Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C: 6 Sh: 164

2 2 İslam Tarihi dersleri, Prof. Dr. Hüseyin C. Yurdaydın, Sh: 57, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Yay. Ankara, 1988

1 a.g.e. C. 6 Sh: 166-179

1 Büyük Larus, Karahanlı Maddesi C:12, Sh: 6380-81

2 İslam Tarihi Dersleri, Prof. Dr. Hüseyin C. Yurdaydın, A.Ü İlahiyat Fak. yay. Sah: 57