TATİN |
28 ŞUBAT |
Seçimler biteli iki yılı aşkın zaman geçti, herhalde balık hafızamızdan olacak , şimdi seçimlerle ilgili yapılan yorumların objektif olduğunu söyleyemeyiz. Genellikle 18 Nisan seçimlerini 28 Şubata göre yorumlamak tek başına yeterli değildir. Bu seçimlerde, ANAVATAN ve DYP gerçekten halktan umulan şekilde tokatı yemiştir, bu tokatı da 28 Şubata bağlamak son derece yanlıştır, bu partilerin halktan bu tokatı yemesinin asıl nedeni bu parti üye ve yandaşlarının yolsuzluklara bulaşmasıdır.Halkımız şunu gördü her nekadar bizdeki ekonominin adına pazar veya serbest piyasa ekonomisi dense de bu ekonominin adı hırsızlık veya hortumlama ekonomisidir, siyasi güce sahip olanlar ve yandaşları bu güçlerini kullanarak çekirge sürüsü gibi tüm kaynakları silip süpürüyorlar.İşte bu partiler de bunu yapmış ve seçimlerde de tokatı yemiştir. Gerçi ne değişti, ANAVATAN partisi % 11-12 oy oranı ile şimdi iktidar , iktidar ortağı demek pek birşeyi değiştirmez, iktidarın tüm olanaklarından yararlanabiliyormu ona bakalım.Gelelim Fazilet partisine, bu parti için 28 Şubat kararlarından direkt etkilendiğini söyleyebiliriz, bu kararlar sonunda, Fazilet partisini kapatma davası, bu partinin seçimlerde oy kaybetmesinin en büyük nedeni olmuştur, en azından bu partiye oy vermek isteyenler bile, partinin kapatılması nedeniyle oylarının boşa gitmesini istememişlerdir.İşte bu durum bugüne kadar seçimlerde barajı geçemeyen parti MHP ye yaramıştır.MHP barajı geçmiş ve o dönemde yaşanan pkk olaylarına karşı radikal söylemleri ve gençlerin desteği de bu partiyi seçimlerde birinci partiye yakın ikinci bir parti olarak seçimlerden zaferle çıkmasını sağlamıştır. 18 Nisan seçimlerinin birinci partisi DSP ye gelelim, bu parti daha doğrusu Sayın Ecevit'in bu seçimde başarılarını tamamen raslantılara borçlu olduğunu söyleyebiliriz,yalnız tek birşeyi ayrı tutarak Sayın Ecevit'in geleneksel olarak doğruluğu ve dürüstlüğü, eğer sayın Baykal, içindeki kurtların kıpırdanmalarına hakim olup hükümete verdiği desteği çekmeseydi, bugün CHP parlamentoda olacaktı. Oy oranı için pek birşey diyemem ama en azından dışarıda kalmıyacaktı, muhakkak yolsuzluğa karşı çıkması takdire şayandır fakat,geleneksel olarak oyun bozancılığı ağır bastı,zaten hükümet seçim kararı almış, hükümeti bozmanın bir anlamı varmı,üstelik apo gibi bir adamın izi sürülürken böyle bir taktik hatayı nasıl yaparsın.İşte bunun fotoğrafınıda böylece görürsün,meclisin dışında kalarak.. Bütün bunların sonunda idareten sayın Ecevit Başbakan oldu, ve apo o sırada yakalandı Türkiye'ye getirildi, Ecevit burada tecrübesini konuşturdu çünkü Kıbrıs olayından ders almıştı bu olayı seçimlerde malzeme yapmadı,bu da halkın gözünde takdir topladı ,aslında burası çok önemli yani düşmanını ezme ve kullanma yoluna gitmedi, dürüstlüğü ve artık yaşının ilerlemiş olması ve bir dahaki seçimde olmayabilir düşünceleri arasında seçimlerden birinci parti olarak DSP yi çıkarttı. Türk Milleti dinin siyasete alet edilmesini istemiyor,dinin siyasallaşması aslında dine yapılan en büyük ihanet olmuştur, RP partisinin daha önceki seçimlerde yüksek oy almasının nedeni birde sayın Erbakan'ı deneyelim isteğinden ve ortaya Adil Düzen diye bir hedef koymasından olmuştur.Şimdi dikkat edelim, ne iktidar partilerinin ne de muhalefet partilerinin halka sunabileceği en ufak bir hedefi yok, ki bu halka sadece yolsuzluklarla mücadele edeceğim veya meclisteki dokunulmazlıkları kaldıracağım diye küçük bir hedef koysanız, inanın bu parti seçimlerden birinci çıkar. Bence 28 şubatı bu haliyle değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Sonuç olarak 28 Şubat , siyonizmin planladığı Türkiye de mütareke basının kullanıldığı bir müdahaleydi , ülkemizde vatan hainlerinin önünü açmak için yapılmıştır . |